Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
değer kıymetindeki bu risâlenin Birinci Noktasının verdiği izahatın neticesinden anlaşılmaktadır.
İşte bu zavallı Müslümanlar hak ve hakîkat mesleğinde giderlerken, hatâya ve yanlışa düşmeleri yüzünden ihlâsları zedelenmiş, aralarına rekâbet girmiş, beynlerindeki ittifak ve ittihat yerine tefrika ve ihtilâf girmiş. Binnetice, bu haller tedâvi edilmemiş, bu marazlar tevessü etmiş; bu halleri gören ehl-i dalâlet, ehl-i İslâmın bu ihtilâfât ve tefrikasını ganîmet bilmiş, desîselerle âlem-i İslâma hücum etmişler, zavallı ehl-i İslâmı pek müthiş bir esâret altına almışlar, mahvetmek için çalışmışlar. İşte, asırlardan beri, üç yüz elli milyon ehl-i İslâmı zincirler altında, hergün, her saat, her an inim inim inleten hâletlerin sebepleri, bu risâlenin Birinci Noktasıyla pek hakîkatli bir sûrette izah edilmiş. Fakat, heyhât, zaman ve zemin müsâit değilmiş ki, Beş Noktadan, yalnız bir noktası yazılmış, diğerleri tehir edilerek yazılmamış.
Hüsrev
Yirmi Birinci Lem'a
âyetlerini tefsir eder. Her amel-i hayırda, husûsan uhrevî hizmetlerde ihlâsın en mühim bir esas olduğunu bildiren çok kıymettar bir risâledir. Bu risâle, evvelâ, bu müthiş zamandaki Kur'ân hâdimleriyle konuşarak der ki: "Dehşetli düşmanlar karşısında, şiddetli tazyikât altında, müthiş dalâletler ve savletli bid'alar içinde, sizler gâyet az ve gâyet zayıf ve fakir ve kuvvetsiz olduğunuz halde, gâyet ağır ve gâyet büyük ve umûmi ve kudsî bir vazife-i îmâniye ve hizmet-i Kur'âniye, sırf bir ihsân-ı İlâhî olarak, Cenâb-ı Hak tarafından omuzlarınıza konulmuştur. Öyle ise, herkesten ziyâde ihlâsı kazanmaya ve onun sırlarını kendinizde yerleştirmeye mecbur ve mükellef olduğunuzu bilmelisiniz. Ve ihlâsı zâyi eden esbabdan şiddetle kaçmalısınız" der ve ihlâsı kazanmak için, Dört Düsturu beyân eder.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. İhtilâfa düşmeyin; sonra cesâretiniz kırılır, kuwetiniz de elden gider. (Enfâl Sûresi: 46.) · Ve Allah için namaza durup kıyamda bulunun. (Bakara Sûresi: 238.) · Nefsini günahlardan arındıran kurtuluşa ermiştir. · Nefsini günaha daldıran da hüsrâna düşmüştür. (Şems Sûresi: 9,10.) · Benim âyetlerimi, az bir dünya menfaatiyle değiştimeyin. (Bakara Sûresi: 41.)
İşte bu zavallı Müslümanlar hak ve hakîkat mesleğinde giderlerken, hatâya ve yanlışa düşmeleri yüzünden ihlâsları zedelenmiş, aralarına rekâbet girmiş, beynlerindeki ittifak ve ittihat yerine tefrika ve ihtilâf girmiş. Binnetice, bu haller tedâvi edilmemiş, bu marazlar tevessü etmiş; bu halleri gören ehl-i dalâlet, ehl-i İslâmın bu ihtilâfât ve tefrikasını ganîmet bilmiş, desîselerle âlem-i İslâma hücum etmişler, zavallı ehl-i İslâmı pek müthiş bir esâret altına almışlar, mahvetmek için çalışmışlar. İşte, asırlardan beri, üç yüz elli milyon ehl-i İslâmı zincirler altında, hergün, her saat, her an inim inim inleten hâletlerin sebepleri, bu risâlenin Birinci Noktasıyla pek hakîkatli bir sûrette izah edilmiş. Fakat, heyhât, zaman ve zemin müsâit değilmiş ki, Beş Noktadan, yalnız bir noktası yazılmış, diğerleri tehir edilerek yazılmamış.
Hüsrev
Yirmi Birinci Lem'a
âyetlerini tefsir eder. Her amel-i hayırda, husûsan uhrevî hizmetlerde ihlâsın en mühim bir esas olduğunu bildiren çok kıymettar bir risâledir. Bu risâle, evvelâ, bu müthiş zamandaki Kur'ân hâdimleriyle konuşarak der ki: "Dehşetli düşmanlar karşısında, şiddetli tazyikât altında, müthiş dalâletler ve savletli bid'alar içinde, sizler gâyet az ve gâyet zayıf ve fakir ve kuvvetsiz olduğunuz halde, gâyet ağır ve gâyet büyük ve umûmi ve kudsî bir vazife-i îmâniye ve hizmet-i Kur'âniye, sırf bir ihsân-ı İlâhî olarak, Cenâb-ı Hak tarafından omuzlarınıza konulmuştur. Öyle ise, herkesten ziyâde ihlâsı kazanmaya ve onun sırlarını kendinizde yerleştirmeye mecbur ve mükellef olduğunuzu bilmelisiniz. Ve ihlâsı zâyi eden esbabdan şiddetle kaçmalısınız" der ve ihlâsı kazanmak için, Dört Düsturu beyân eder.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. İhtilâfa düşmeyin; sonra cesâretiniz kırılır, kuwetiniz de elden gider. (Enfâl Sûresi: 46.) · Ve Allah için namaza durup kıyamda bulunun. (Bakara Sûresi: 238.) · Nefsini günahlardan arındıran kurtuluşa ermiştir. · Nefsini günaha daldıran da hüsrâna düşmüştür. (Şems Sûresi: 9,10.) · Benim âyetlerimi, az bir dünya menfaatiyle değiştimeyin. (Bakara Sûresi: 41.)