Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
cirmleri hudutsuz bir mesafede küre-i arzın etrafında, hem küre-i arzın mihveri yevmîsi üzerindeki devri gibi yirmi dört saatte bir defa, hem mihver-i senevîsi üzerindeki devri gibi her senede bir defa dolaştırmak gibi, suûbet ve müşkilâtın en dehşetlisi olan bir vaziyetini kabul etmek lâzım geldiğini; ve esbab ve tabiata îcâd verenler, "kitap, saat, fabrika ve saray" misalleriyle, echeliyetlerin en antikasını irtikâp ettiklerini izah eder.
BEŞİNCİ İŞARET : Müdâhale-i gayr şiddetle reddeden hâkimiyet-i İlâhiyedir.
-1- âyetinin sırrıyla ve
-2- âyetinin işaretiyle, zerrâttan seyyârâta kadar, ferşten Arşa kadar hiçbir cihette kusur ve fütur, noksâniyet ve müşevveşiyet eseri göriilmemesi, Ferdiyetin cilve-i âzamını gösterip Vahdete şehâdet eder.
ALTINCI İŞARET : Bütün kemâlâtın medân ve esâsı; ve kâinatın hilkatindeki hikmetlerin ve maksatların menşei ve mâdeni; ve zîşuur ve zîaklın, hususen insanın metâlib ve arzularının husul bulmasının menbaı ve çâre-i yegânesi, ferdiyet-i Rabbâniye ve vahdet-i İlâhiye olmasıdır.
YEDİNCİ İŞARET : Tevhîd-i hakikîyi bütün merâtibiyle, en ekmel bir sûrette ders verip ispat eden ve ilân eden Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın risâleti, o Tevhîdin katiyeti derecesinde sâbit olduğunu izahla beraber; şahsiyet-i mâneviye-i Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâmın derece-i ehemmiyet ve ulviyetine şehâdet eden pek çok delillerden üç tanesini zikreder.
BİRİNCİSİ: "Es-sebebü ke'l-fâil" sırrıyla, umum ümmetinin bütün zamanlarda işledikleri hasenâtın bir misli defter-i hasenâtına geçmekle ve hususen her günde umum ümmetin ettikleri salâvat duâsının katî makbûliyeti cihetiyle, o hadsiz duâların iktizâ ettikleri makam ve mertebeyi düşündürmekle, şahsiyet-i mâneviye-i Muhammediyenin (a.s.m.) kâinat içinde nasıl bir güneş olduğu anlaşıldığını;
İKİNCİSİ: Mâhiyet-i Muhammediye (a.s.m.) âlem-i İslâmiyetin şecere-i kübrâsının menşei, çekirdeği, hayatı, medân olduğundan, fevkalhad istidat ve cihâzâtıyla, âlem-i İslâmiyetin mâneviyâtını teşkil eden kudsî kelimâtı, tesbihâtı, ibâdâtı en evvel bütün mânâlarıyla hissedip yapmasından gelen terakkiyât-ı rûhiyesini düşündürüp, Habîbiyet derecesine çıkan ubûdiyet-i Muhammediyenin (a.s.m.) velâyeti, sâir velâyetlerden ne kadar yüksek olduğunu
1 Eğer göklerde ve yerde Allah'tan başka ilâhlar olsaydı, ikisi de harap olup giderdi. (Enbiyâ Sûresi: 22.)
2 Haydi, çevir gözünü: En küçük bir kusur görüyor musun? (Mülk Sûresi: 3.)
BEŞİNCİ İŞARET : Müdâhale-i gayr şiddetle reddeden hâkimiyet-i İlâhiyedir.
ALTINCI İŞARET : Bütün kemâlâtın medân ve esâsı; ve kâinatın hilkatindeki hikmetlerin ve maksatların menşei ve mâdeni; ve zîşuur ve zîaklın, hususen insanın metâlib ve arzularının husul bulmasının menbaı ve çâre-i yegânesi, ferdiyet-i Rabbâniye ve vahdet-i İlâhiye olmasıdır.
YEDİNCİ İŞARET : Tevhîd-i hakikîyi bütün merâtibiyle, en ekmel bir sûrette ders verip ispat eden ve ilân eden Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın risâleti, o Tevhîdin katiyeti derecesinde sâbit olduğunu izahla beraber; şahsiyet-i mâneviye-i Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâmın derece-i ehemmiyet ve ulviyetine şehâdet eden pek çok delillerden üç tanesini zikreder.
BİRİNCİSİ: "Es-sebebü ke'l-fâil" sırrıyla, umum ümmetinin bütün zamanlarda işledikleri hasenâtın bir misli defter-i hasenâtına geçmekle ve hususen her günde umum ümmetin ettikleri salâvat duâsının katî makbûliyeti cihetiyle, o hadsiz duâların iktizâ ettikleri makam ve mertebeyi düşündürmekle, şahsiyet-i mâneviye-i Muhammediyenin (a.s.m.) kâinat içinde nasıl bir güneş olduğu anlaşıldığını;
İKİNCİSİ: Mâhiyet-i Muhammediye (a.s.m.) âlem-i İslâmiyetin şecere-i kübrâsının menşei, çekirdeği, hayatı, medân olduğundan, fevkalhad istidat ve cihâzâtıyla, âlem-i İslâmiyetin mâneviyâtını teşkil eden kudsî kelimâtı, tesbihâtı, ibâdâtı en evvel bütün mânâlarıyla hissedip yapmasından gelen terakkiyât-ı rûhiyesini düşündürüp, Habîbiyet derecesine çıkan ubûdiyet-i Muhammediyenin (a.s.m.) velâyeti, sâir velâyetlerden ne kadar yüksek olduğunu
1 Eğer göklerde ve yerde Allah'tan başka ilâhlar olsaydı, ikisi de harap olup giderdi. (Enbiyâ Sûresi: 22.)
2 Haydi, çevir gözünü: En küçük bir kusur görüyor musun? (Mülk Sûresi: 3.)