Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
ustasının herşeyin herşeyle münasebetini gören ve herşeyin hayatına lazım bütün şeyleri görüp tam yerinde ona yetiştiren ihatalı ilminin derin ve ince cilveleri ile kendini tanıttıran Sani-i Zülcelalini hayatlarının lisan-ı halleriyle, ins ve cin ve melek olan zişuurların kal dilleri gibi tahiyyelerle alkışlar ve tebriklerle
derler.
Ve hayatlarının fiyatını doğrudan doğruya bütün mahlukatı bütün ahvaliyle bilen Halıklarına ubudiyetkarane takdim ediyorlar ki, Mirac Gecesinde bütün zihayat namına Muhammed Aleyhissalatü Vesselam, Vacibü'l-Vücudun huzurunda, selam yerinde
deyip bütün zihayat taifelerinin tahiyye ve hediye ve manevi selamlarını takdim etmiş.
Evet, adi bir muntazam makine, intizam ve mizanlı heyetiyle şeksiz bir mahir ve dikkatli ustayı gösterdiği gibi, kâinatı dolduran hadsiz zihayat makineler de, herbirisi bin bir mu'cizât-ı ilmiyeyi gösteriyorlar. Elbette yıldız böceğinin ışığına nisbeten güneşin ziyası derecesinde ilmin cilveleri ile o zihayatlar, Usta ve sermedi Sanatkarlarının vücub-u vücuduna ve mabudiyetine pek parlak şahadet ederler.
İkinci kudsi kelime-i Miraciye,
'dür. Madem hadisçe namaz, müminin miracıdır ve Mirac-ı Ekberin cilvesine mazhardır; ve madem dünya seyyahı, her alemde, ilim sıfatıyla Allamü'l-Guyub Halıkını bulmuş; biz dahi o seyyahla beraber, mübareklerin ve görenlere "Barekallah" dedirtenlerin ve
'nün geniş alemine girip bütün ziruhun masum, mübarek yavrulanlarını ve bütün zihayatın mukadderat ve programlarının kutucukları olan tohum ve çekirdekleri başta olarak, o mübarekat alemini temaşa ve mütalaa ile kudsi sıfat-ı ilmin mu'cizâtlı, ince cilveleriyle Halıkımızı ilmelyakin ile bilmeye o seyyah gibi çalışacağız.
Evet, gözümüzle görüyoruz ki, bütün o masum yavrucuklar ve o mübarek mahzencikler, sandıkçıklar; bir Alim-i Hakîmin ilmiyle hem umumu, hem her bir ferdi, birden bir uyanmak ve gaye-i hilkatine yürümek için bir hareket alırlar. Hakikat nazarıyla bakanlara "Bin barekallah, yüz bin maşaallah!" dedirtirler.
Evet, mesela nutfeler, yumurtalar, tohumlar, çekirdekler, herbiri birden ilimden gelen bir ince nizam ve o nizam, maharetten gelen tam bir mizan içinde; o mizan, yeni bir tanzim, o ise taze bir ölçü ve tevzin içinde; o dahi bir temyiz ve terbiye ve müteşabih emsalinden kasti farika alametleri içinde; o da sanatlı bir tezyin ve süslenmek içinde; bu dahi hakimane, layık, mükemmel cihazat ve tasvir içinde; bu ise kerimane, rızık isteyenlerin zevklerini memnun etmek için, o mahlukların ve meyvelerin etleri ve yenilen kısımlan ihtilaf içinde; bu ise alimane, mucizane, ayrı
Ve hayatlarının fiyatını doğrudan doğruya bütün mahlukatı bütün ahvaliyle bilen Halıklarına ubudiyetkarane takdim ediyorlar ki, Mirac Gecesinde bütün zihayat namına Muhammed Aleyhissalatü Vesselam, Vacibü'l-Vücudun huzurunda, selam yerinde
Evet, adi bir muntazam makine, intizam ve mizanlı heyetiyle şeksiz bir mahir ve dikkatli ustayı gösterdiği gibi, kâinatı dolduran hadsiz zihayat makineler de, herbirisi bin bir mu'cizât-ı ilmiyeyi gösteriyorlar. Elbette yıldız böceğinin ışığına nisbeten güneşin ziyası derecesinde ilmin cilveleri ile o zihayatlar, Usta ve sermedi Sanatkarlarının vücub-u vücuduna ve mabudiyetine pek parlak şahadet ederler.
İkinci kudsi kelime-i Miraciye,
Evet, gözümüzle görüyoruz ki, bütün o masum yavrucuklar ve o mübarek mahzencikler, sandıkçıklar; bir Alim-i Hakîmin ilmiyle hem umumu, hem her bir ferdi, birden bir uyanmak ve gaye-i hilkatine yürümek için bir hareket alırlar. Hakikat nazarıyla bakanlara "Bin barekallah, yüz bin maşaallah!" dedirtirler.
Evet, mesela nutfeler, yumurtalar, tohumlar, çekirdekler, herbiri birden ilimden gelen bir ince nizam ve o nizam, maharetten gelen tam bir mizan içinde; o mizan, yeni bir tanzim, o ise taze bir ölçü ve tevzin içinde; o dahi bir temyiz ve terbiye ve müteşabih emsalinden kasti farika alametleri içinde; o da sanatlı bir tezyin ve süslenmek içinde; bu dahi hakimane, layık, mükemmel cihazat ve tasvir içinde; bu ise kerimane, rızık isteyenlerin zevklerini memnun etmek için, o mahlukların ve meyvelerin etleri ve yenilen kısımlan ihtilaf içinde; bu ise alimane, mucizane, ayrı