Arama sonuçlarınız

  1. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    Risale-i Münacatın başında, Cevşenü’l-Kebirin doksan dokuz fıkrasından bir fıkrasının kısacık bir mealinin beyan edildiği yere bakan adam, Cevşen’in dahi misli yoktur diyecek. Hem, tebliğ-i risalette ve nassı hakka davette o derece metanet ve sebat ve cesaret göstermiş ki, büyük devletler ve...
  2. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    Bu mu’cizâttan üç yüzden ziyade bir kısmı, "On Dokuzuncu Mektup" olan "Mucizat-ı Ahmediye (a.s.m.)" namındaki harika ve kerametli bir risalede kati delilleriyle beraber beyan edildiğinden, onları ona havale ederek dedi ki: "Bu kadar ahlak-ı hasene ve kemalatla beraber, bu kadar mu’cizât-ı...
  3. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    Ayetü’l-Kübra Risalesinin Risalet-i Ahmediyeden Bahseden On Altıncı Mesele (Makam Münasebetiyle buraya ilhak edilmiştir.) Sonra, o dünya seyyahı kendi aklına dedi ki: "Madem bu kainatın mevcudatıyla Malikimi ve Halıkımı arıyorum; elbette herşeyden evvel bu mevcudatın en meşhuru ve adasının...
  4. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    mazhar olan bir zât, elbette Mi’rac merdiveniyle Cennete, Sidretü’l-Müntehâya, Arş’a ve Kàb-ı Kavseyne kadar gitmek, aynı hak, nefs-i hakikat ve mahz-ı hikmettir. Haşiye * Said Nursî * Baki olan yalnız Allah’tır
  5. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    zîşuurlara açtırmak istemesine mukabil, en vâzıh bir sûrette ve en âzamî bir derecede hakàik-ı Kur’âniye vâsıtasıyla o tılsımı açan ve o muammâyı halleden, yine bilbedâhe o zâttır. Hem şu âlemin Sâni-i Zülcelâli, bütün güzel masnuâtıyla Kendini zîşuur olanlara tanıttırmak ve kıymetli...
  6. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    kamer gibi, muhakkiklerin tahkikatıyla bine bâliğ mu’cizâtla serfirâz olduğunu tarih ve siyer gösteriyor. Hâmisen: Dost ve düşmanın ittifakıyla ahlâk-ı hasenenin şahsında en yüksek derecede ve bütün muâmelâtının şehâdetiyle secâyâ-i sâmiye, vazifesinde ve tebligàtında en âlî bir derecede ve...
  7. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    Mucizat-ı Ahmediye (a.s.m) Zeylinin Bir Parçasıdır Risalet-i Ahmediye (a.s.m) delaili hakkında olup, Mirac Risalesinin Üçüncü esasının nihayetindeki üç mühim müşkülden birinci müşküle ait suale, muhtasar bir fihriste suretinde verilen bir cevaptır. Sual: Şu Miracı Azim ne için Muhammed-i Arabi...
  8. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    etti; öyle de, arza bağlı, semâya asılı olan kameri bir arzlının işaretiyle iki parça ederek, arzın sekenesine o arzlının risâletine öyle bir mu’cize gösterildi ki, zât-ı Ahmediye (a.s.m.), kamerin açılmış iki nûrânî kanadı gibi, risâlet ve velâyet gibi iki nûrânî kanadıyla, iki ziyâdar cenah...
  9. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    esbâb-ı mâniaya binâen elbette görülmeyecek. Şimdi bu akılsız mûterize bak; diyor ki, "İngiltere, Çin, Japon, Amerika gibi akvâmın tarihleri bundan bahsetmiyor. Öyle ise vukù bulmamış." Bin nefrin onun gibi Avrupa kâselislerin başına! BEŞİNCİ NOKTA: İnşikâk-ı kamer kendi kendine, bâzı esbâba...
  10. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    menkul olan şudur ki:0 hâdiseyi gören küffar, "Sihirdir" demişler ve "Bize sihir gösterdi. Eğer sâir taraflardaki kervan ve kâfileler görmüşlerse, hakîkattir; yoksa bize sihir etmiş" demişler. Sonra, sabahleyin Yemen ve başka taraflardan gelen kâfileler ihbar ettiler ki, "Böyle bir hâdiseyi...
  11. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    Şakk-ı Kamer Mu’cizesine Dâirdir -1- Kamer gibi parlak bir mu’cize-i Ahmediye (a.s.m.) olan inşikâk-ı kameri, evhâm-ı fâside ile inhisâfa uğratmak isteyen feylesoflar ve onların muhakemesiz mukallitleri diyorlar ki, "Eğer inşikâk-ı kamer vukù bulsa idi, umum âleme mâlûm olurdu. Bütün...
  12. ceylannur

    İlahi Görevler

    sag payalsımın için bedırhan bey emegıne saglık
  13. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    Şimdi bak; şu sersem ve geveze felsefe ne der? Bak, diyor ki: "Güneş, bir kitle-i azîme-i mâyia-i nâriyedir. Ondan fırlamış olan seyyârâtı, etrafında döndürüp, cesâmeti bu kadar, mahiyeti böyledir, şöyledir." Mûhiş bir dehşetten, müthiş bir hayretten başka ruha bir kemâl-i ilmî vermiyor. Bahs-i...
  14. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    mükerrer suâllerine cevaptır. Müessise, tespit etmek için tekrar lâzımdır, te’kid için terdad lâzımdır, teyid için takrîr, tahkik, tekrîr lâzımdır. Hem öyle mesâil-i azîme ve hakàik-ı dakîkadan bahsediyor ki, umumun kalblerinde yerleştirmek için çok defa muhtelif sûretlerde tekrar lâzımdır...
  15. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    [Şuâât-ı Mârifetü’n-Nebî nâmındaki Türkçe bir risâlede ve On Dokuzuncu Mektupta ve şu sözde icmâlen işaret ettiğimiz delâil-i nübüvvet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) beyân etmişim. Hem onda Kur’ân-ı Hakîm’in vücûh-u i’câzı icmâlen zikredilmiş. Yine "Lemeât" nâmında Türkçe bir risâlede ve Yirmi Beşinci...
  16. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    Bâyezid-i Bistâmî, Şâh-ı Geylânî, Şâh-ı Nakşibend, İmâm-ı Gazâlî, İmâm-ı Rabbânî gibi milyonlar münevver meyveler veriyor. Meşhudâtımızın tafsilâtını başka vakte ta’lik edip, o mu’ciznümâ ve hidâyetedâya bir kısım kati mu’cizâtına işaret eden bir salâvât getirmeliyiz...
  17. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    uzmâda niyaz ediyor ki, güyâ benîâdem’in zaman-ı Âdem’den asrımıza, Kıyâmete kadar bütün nurânî kâmil insanlar, ona ittibâ ile iktidâ edip duâsına âmin diyorlar. Hem bak, öyle bir hâcet-i âmme için duâ ediyor ki, değil ehl-i arz, belki ehl-i semâvât, belki bütün mevcudât, niyazına, "Evet, yâ...
  18. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    mesleği hileden müstağnîdir; hakikatbînin gözüne hayalin ne haddi var ki hakikat görünsün, aldatsın. Onuncu Reşha: İşte bak: Ne kadar merakâver, ne kadar câzibedar, ne kadar lüzumlu, ne kadar dehşetli hakàikı gösterir ve mesâili ispat eder. Bilirsin ki, en ziyâde insanı tahrik eden meraktır...
  19. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    Altıncı Reşha: İşte o zât, bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi, bir rahmet-i bînihâyenin kâşifi ve ilâncısı ve saltanat-ı Rubûbiyetin mehâsininin dellâlı, seyircisi ve künûz-u esmâ-i İlâhiyenin keşşâfı, göstericisi olduğundan, böyle baksan, yani ubûdiyeti cihetiyle, onu bir misâl-i...
  20. ceylannur

    MU’CİZAT-I AHMEDİYE (a.s.m.)

    İkinci Reşha : O nurânî bürhan-ı tevhid, nasıl ki iki cenâhın icmâ ve tevâtürüyle teyid ediliyor; öyle de, Tevrat ve İncil gibi kütüb-ü semâviyenin Haşiye yüzler işârâtı ve irhâsâtın binler rumuzâtı ve hâtiflerin meşhur beşârâtı ve kâhinlerin mütevâtir şehâdâtı ve Şakk-ı Kamer gibi binler...
Üst Alt