Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
Eyyühe’l-Üstadü’l-muhterem!
Kendilerini fakir ve hakir görmekte zevk alan zevat-ı âliye gibi değil, belki olduğu gibi görünmek isteyen ve “Talebem, kardeşim, biraderzadem” ünvanlarıyle taltif buyurduğunuz bendeniz, hakikatte manen düşkün bir vaziyette ve cidden duanıza muhtaç bir haldeyim. Serâpa nur olan Kur’an-ı Mucizü’l-Beyanın hak ve hakikatini bu asır insanlarının, bilhassa fırak-ı dallenin gözlerine sokacak derecede bazı Kur’an lemeatının zâhir olmasına murad-ı ilâhî taallûk etmiş ve bu emr-i mühimme, felillâhilhamd muhterem Üstadımız vasıta olmuştur.
İşte hiç ender hiç olan bu talebenize de yine lütuf ve fazl ve inayet-i ilâhî ile bu âlî memuriyetini ifa eden aziz ve muhterem hocasına ve Hazret-i Kur’an hesabına pek cüz’î bir hademelik yaptırılmıştır. Bundan dolayı ne kadar şükretsem azdır, fahre zerre kadar hakkım yoktur. Belki şu hademelikte yapmış olmaklığım muhtemel hatiat ve kusurattan dolayı affımı niyaz ve istirham ediyorum. Fena şahsiyetimi tarif eylemekliğim gerçi manasızdır. Fakat mürasele ve mülâkatta bu babda pek çok büyük iltifatlarınızı gördüğümden mütehassıl hicab sevkiyle ufak bir tasdi’de bulundum. Son iki mektubunuzda sual buyurulan hususa cevab vermekliğim ısrar ile emir buyuruldu. 5
Fakat bu ağır suale, acz ve fakrın en müntehasında bulunan
1- Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
2- Her türlü noksanlıktan beri olan Allah’ın adıyla.
3- Hiçbir şey yoktur ki, Onu övgü ile tesbih ediyor olmasın. (İsra Suresi: 44)
4- Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi kâinattaki zerreler adedince ebediyen üzerinize olsun.
5- Duyduk ve itaat ettik.
Kendilerini fakir ve hakir görmekte zevk alan zevat-ı âliye gibi değil, belki olduğu gibi görünmek isteyen ve “Talebem, kardeşim, biraderzadem” ünvanlarıyle taltif buyurduğunuz bendeniz, hakikatte manen düşkün bir vaziyette ve cidden duanıza muhtaç bir haldeyim. Serâpa nur olan Kur’an-ı Mucizü’l-Beyanın hak ve hakikatini bu asır insanlarının, bilhassa fırak-ı dallenin gözlerine sokacak derecede bazı Kur’an lemeatının zâhir olmasına murad-ı ilâhî taallûk etmiş ve bu emr-i mühimme, felillâhilhamd muhterem Üstadımız vasıta olmuştur.
İşte hiç ender hiç olan bu talebenize de yine lütuf ve fazl ve inayet-i ilâhî ile bu âlî memuriyetini ifa eden aziz ve muhterem hocasına ve Hazret-i Kur’an hesabına pek cüz’î bir hademelik yaptırılmıştır. Bundan dolayı ne kadar şükretsem azdır, fahre zerre kadar hakkım yoktur. Belki şu hademelikte yapmış olmaklığım muhtemel hatiat ve kusurattan dolayı affımı niyaz ve istirham ediyorum. Fena şahsiyetimi tarif eylemekliğim gerçi manasızdır. Fakat mürasele ve mülâkatta bu babda pek çok büyük iltifatlarınızı gördüğümden mütehassıl hicab sevkiyle ufak bir tasdi’de bulundum. Son iki mektubunuzda sual buyurulan hususa cevab vermekliğim ısrar ile emir buyuruldu. 5
Fakat bu ağır suale, acz ve fakrın en müntehasında bulunan
1- Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
2- Her türlü noksanlıktan beri olan Allah’ın adıyla.
3- Hiçbir şey yoktur ki, Onu övgü ile tesbih ediyor olmasın. (İsra Suresi: 44)
4- Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi kâinattaki zerreler adedince ebediyen üzerinize olsun.
5- Duyduk ve itaat ettik.
Son düzenleme: