BEDİÜZZAMAN’IN NUR TALEBELERİNE YAZDIĞI MEKTUPLAR Hulûsi Bey'e Yazdığı Mektuplar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Aziz kardeşim,
Senin mektubun çok hoşuma gitti. Daha bir müddet yakınımda kaldığın için, Allah’a şükür ediyorum. Bence şu dâr-ı dünyada en kıymettar şey, sıddık bir dosttur. Cenab-ı Hakka yüzbin şükür ediyorum ki, sizler tarik-i Hakta sıddıkların çoğalmasına sebebiyet verdiniz.
Madde 1: İstanbul’dan eski Said’in tedkikat-ı ilmiye neticesinde, ulemaca pek makbul olup, yaldızla tab edilmiş “Nokta” risalesini bana göndermişler.
Bu defa dikkatle mütalaa ettim. Cenab-ı Hakka şükür ettim ki, Eski Said*in fikr-i aklıyla ve iman nazarıyla bulduğu hakaiki Yeni Said* keşf-i kalbiyle, zevk ve vicdanıyla, Kur’an’dan ahz ettiği Yirmi Dokuzuncu Söze mutabık, onu tağyir ve tebdile lüzum bırakmamış.
Yalnız, Eski Said’in kuvvet-i ilim ve nazar-ı aklıyla göremediği ince noktalar var ki, Yirmi Dokuzuncu Sözde vardır. Bilhassa haşrin ahirinde remizli kısmında, dünyayı ahirete tebdildeki makasıd-ı ilahiyeyi Yirmi Dokuzuncu Söz göstermiştir. Hem beka-i ruh ve melâike mebhaslarında mühim yeni noktalar keşfedilmiştir. Nokta risalesinde yoktur. İşte arzunuz varsa o Nokta’yı yadigâr için size göndereceğim.
Madde 2: Otuz İkinci Sözün İkinci Mevkıfında, Üçüncü Maksadı sekiz-on defa okudum. Okudukça benim fazlaca hoşuma gidiyor. Anlaşılıyor ki, ondaki hakikatlere ruhlar çok muhtaçtır. Fıtraten benim ruhuma çok yakın ve münasib olan ruhunuz dahi, belki ondan hoşlanır, haber veriyorum.
Hem de senin ile Hakkı Efendi ve bütün Sözleri tamamen dinleyenlerden sual ediyorum ki, Sözlerde ibare kusurları müstesna olmakla beraber içindeki hakikatler cerh edilebilir mi? Veyahut lüzumsuz şeyler içinde var mı? Veyahut


1- Öyle bir zatın ismiyle ki, yedi gök ve yer ve bunlar içinde bulunan bütün varlıklar Onu (Allah’ı) tesbih eder. Hiçbir şey yoktur ki Onu övgü ile tesbih ediyor olmasın.
2- Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi sizin, ikinizin, kardeşlerinizin ve bilhassa dört Hüseyin’in üzerine olsun.
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
bazılarının izharı umuma zarar verir mi? Hem onları dinleyenler imanını tamamen kurtarabilir mi? Hem o hakaikle, Avrupa ehl-i dalâletine meydan okunabilir mi? Bunları soruyorum. Çünkü siz, o hakikatleri bilerek iki defa mütalaa ettiniz. O nurlu kalbinizin şehadeti bence cerh edilmez. Madde 3: Madem lâyık insanlara Onuncu Sözleri veriyorsunuz, kendime mahsus cildlettiğim bazı nüshalar kalmış, on tanesini sana gönderiyorum. Lâyık gördüğün zevata verebilirsin.
Madde 4: Otuz İkinci Sözün üç mevkıfını çok güzel yazmışsınız, Merhum Abdurrahman’ı bana unutturdunuz. 1
barla_66_1.gif
Kitabın cildini güzelce yapan Ahmet Kâzım’ı Cenab-ı Hak dâreynde mesud etsin.
Madde 5: Şeyh Mustafa’yı bu defa iyi gördüm. İnşaallah sadakatta devam eder. Doktora selâm ederim. Yeni dostunuz olan Mülazım Niyazi’ye tarafımdan selâm söyleyiniz. Senin beğendiğini ben de beğeniyorum. Mustantık İsmail Hakkı Efendilere selâm et. Pederine benim tarafımdan selâmımı yazsın ve keyfini sual etsin. Başkâtip Bekir Sıdkı ve müdde-i umumî Şükrü Efendi*ye selâm ediyorum.
Bir vasıta ile kaymakama selâmımı tebliğ edip diyesiniz ki, istirahat-ı ruhiyeye pek çok muhtaç olduğum bu üç senede Cenab-ı Hak şu kaymakamı zahirî bir vasıta yaptığı için Cenab-ı Hakka şükür ederim. Ve kaymakama da dua ediyorum. Cenab-ı Hak onu muvaffak etsin, istikamet ihsan etsin. O çok defa hatırıma gelecek. Ben gitmedim, benim yerime dostum bizim tarafa tahvil etmiş gidiyor. Allah hayırlı selâmet versin.
Madde 6: Kardeşimiz Abdülmecid aldığı Sözlerden pek çok memnun olmuştur. Yeniden bir kısmını daha sizlere göndereceğim. Gayet emniyetli bir surette ona gönderiniz. Ona gönderilen Sözler, binler adamlara gönderilmiş gibidir. Çünkü o da ikinci bir Hulûsi’dir. Hem de gayet yüksek bir âlimdir, o havaliye neşreder.
2
barla_66_2.gif


Kardeşiniz
Said Nursî
***


1- Allah senin mükâfatını bol bol versin.
2- Baki olan yalnızca Allah’tır.
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
(Hakkı Efendi ve Hulûsi Bey’e)
1
barla_67_1.gif

2
barla_67_2.gif

3
barla_67_3.gif


Ahiret kardeşlerim ve hizmet-i Kur’an’da arkadaşlarım ve beyan-ı envar-ı Kur’aniyede vârislerim ve rahmet-i ilâhiyenin bana verdiği kıymettar medar-ı tesellilerim ve esrar-ı Kur’an’ın beyanında muhataplarım Hakkı Efendi ve Hulûsi Bey,
Cenab-ı Hak size ve bize tarik-ı Hakda istikamet ve ihlâs ihsan etsin.
Kardeşlerim, size Otuz İkinci Sözün Üçüncü Mevkıfını gönderdim. İkinci Mevkıfın Üçüncü Maksadının İkinci Noktası fazla inbisat ettiği için, Üçüncü Mevkıf ismini aldı. Üç nokta daha yazılmadan kaldı, fakat ben çok yoruldum, onun için bir kaç ay sonra, tevfik refik olsa belki yazılacaktır.
Siz de çok yoruldunuz. Çünkü ikiniz iki yüz talebeye mukabil olarak bana ihsan edilmişsiniz. Öyle ise, iki yüz talebe vazifesi görüyoruz deyip iftihar ediniz ve şükrediniz.
Yorgunluk vesair rahatsızlıklar, yazdığım şeylerde kusur ve müşevveşiyete sebebiyet veriyor. Sizlerin nazarlarınızı mihenk kabul ediyorum. Tashih ve tadilde mezunsunuz. Size lâtife olarak bir şey hikâye edeceğim. Tâ siz o hikâyeyi başka taraftan işittiğinizde, ciddi telâkki edip müteessir olmayasınız.
O hikâye de şudur:Benim hiç ender hiç olan şahsım ve pek çok ayıplı ve kusurlu olan nefsim hakkında biri çıkmış köylerde, Isparta’da hatta yedi-sekiz gün Nis’te oturup propaganda yapmıştır. Ben bundan memnunum, çünkü ayıplarımı söyleyen bana iyilik eder, beni ucb ve riyadan kurtarır.
Fakat o Senirkentli Rahmi Efendi denilen adam, saf bir adamdır. Ben ona ettiği gıybetleri helâl ediyorum, siz de şahid olunuz. Madem o kendi hesabına yapmıyor, ya ehl-i tarikatın rekabetine âlet olmuş, güz mevsiminde Seydişehirli bir dervişle beraber Isparta’ya, Eğirdir’e geldikten sonra, bu tarzda harekete başlamış. Yoksa evvelce çok dost idi. Halbuki ehl-i tarikatın rekabeti benim gibi kendini hiç ender hiç bilen ve iddia-i kemalden şiddetle teberri eden ve medihten nefret edip kaçan ve ehl-i tarikatın duasına


1- Her türlü noksanlıktan beri olan Allah’ın adıyla.
2- Hiçbir şey yoktur ki, Onu övgü ile tesbih ediyor olmasın. (İsra Suresi: 44)
3- Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi dünya ve ahirette daimî ve ebedî olarak üzerinize olsun.
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
kendisini muhtaç bilen biçare şahsıma karşı rekabet etmek pek manasızdır. Veyahut ihtiyacım olmadığı için, insanlardan istiğna ettiğimden, ehl-i cerre sed çekiyor telâkki edildi, propaganda ediliyor. Bu da haksız ve manasızdır. Çünkü çendan ben kabul etmiyorum. Fakat ehl-i dinin muhtaçlarına sadaka ve zekât verilmesini tavsiye ediyorum. 1
barla_68_1.gif

2
barla_68_2.gif



Kardeşiniz
Said Nursî
***

(Ahiret kardeşim Hulûsi Bey’e)
3
barla_68_3.gif

4
barla_68_4.gif

5
barla_68_5.gif


Sizin gibi hakiki kardeşlerimle uzaklığın alâmeti olan mükâtebe âdetim değil, çünkü manen beraberiz. Merak ettiğin meselelerin cevabı da, sizin yanınızdaki Sözler’de vardır. Cenab-ı Hakka hamd ve şükür ediyorum ki, sizler gibi sadık bazı kardeş, talebeleri bana vermiştir. Onlara nafi olacak hakikatleri elbette sualinden evvel yetiştirmek vazifemdir.
Beyan ettiğiniz bazı meselelerin bir kısmı, uzun bir bahis ister. Vakit de müsait değil. Yalnız şu kadar size derim ki, vazifem kendi ihtiyarımla değildir. Ben insanları unutup, nefsime müteveccih olmak için bir hâlette iken ihtiyarım olmadan, bildiğiniz gibi istihdam olunuyorum. İnşaallah o hizmet nafi olur. Şu zaman imanı kurtarmak ve kemal-i imanı kazanmak ve sünnet-i seniyyeye ittiba zamanıdır.


1- Eğer yüz çevirirlerse (seni dinlemezlerse) onlara de ki: Bana Allah yeter. Ondan başka ilâh yoktur. Ona tevekkül edip dayandım. Yüce arş’ın sahibi Odur. (Tevbe Suresi: 129)
2- Baki olan Allah için seven.
3- Her türlü noksanlıktan beri olan Allah’ın adıyla.
4- Hiçbir şey yoktur ki Onu Övgü ile tesbih ediyor olmasın. (İsra suresi: 44)
5- Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi dünyada ve ahirette, daimî ve ebedî olarak üzerinize olsun.
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Tarikatların esası olan azimet ve takva şu kesretli bid’atlar içinde yapmak pek müşkildir. Hem tarikatta şu zamanda en eslemi Yirmi Altıncı Sözün ahirlerinde bir nebze yazılmıştır. Zannımca İmam-ı Rabbanî gibi zatlar şimdi bulunsaydı, bütün kuvvetleriyle erkân-ı imanın ve esasat-ı İslamiyenin takviyesine çalışacaklardı.
İnşaallah başka vakit daha tafsilatlı işiteceksin. Vakit müsaaade etmiyor. Şimdi size Miraca dair bir söz yazıldı; arzu ettiğiniz için. Yoksa ben hasta idim, hâlim müsait değildi. Güzel, dikkatle okuyunuz, sonra nasıl bulduğunuzu bana yazınız. Çünkü pek süratle müsvedde hâletinde yazılmış, size gönderilmiştir.
Hem Hakkı Efendi’ye, Şeyh Mustafa Efendi’ye, Hüseyin Efendi’ye selâm ve dua ederim. Dualarını da isterim. Hakkı Efendi’ye de söyleyiniz ki, yangın hadisesine merak etmesin. Çünkü onun gibilerin harîk ile zayi olan malı, sadaka hükmündedir. Bâkî Hudâ’ya emanet olunuz.
Eddaî,
ahiret kardeşiniz
Said Nursî
***
1
barla_69_1.gif

2
barla_69_2.gif

3
barla_69_3.gif



Aziz, sıddık, ciddi, hakikatlı kardeşim;
Size Yirmi Sekizinci Mektubun İkinci, Üçüncü Meselesini de gönderdim. Rüyanın tabiri Birinci Meseledir. O üç meseleyi nasıl telakki edeceğini merak ediyorum.
Hem Sabri’nin bana yazdığı hususi bir mektubunu size gönderiyorum. Maksadım da, o zatın samimi tevazuunu ve sana karşı halis uhuvvetini göstermek içindir.
Şu İkinci, Üçüncü Meseleyi de o kendi hattıyla size yazdı. Hatta Yirmi Altıncı Mektubu, kendi nüshasını size göndermek istiyordu, ben bırakmadım. O seni kendi nefsine tercih ediyor.


1- Allah’ın adıyla.
2- Hiçbir şey yoktur ki, Onu övgü ile tesbih ediyor olmasın. (İsra Suresi: 44)
3- Allah’ın selâmı rahmeti ve bereketi dünyada ve ahirette, daimi ve ebedî olarak üzerinize olsun.
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Elhamdulillah bu havalide çok Sabriler zuhura başladılar, fakat yaz mevsimi dünya çarşısıdır, gaflet meydanıdır; atalet, fütur veriyor. Şuhûr-u selâse takarrub ettikçe, ahiret çarşısı faaliyete başlar. Onun için oradaki fütur, sana yeis ve fütur vermesin.
Başta valideyniniz ve Fethi Bey olarak, Sözlerle alâkadar umum dostlara selâm ve dua ediyoruz. Başta Sabri, bütün kardeşleriniz de, selâm ederler.
(Hulûsi Bey’e gidecek)
1
barla_70_1.gif


Kardeşiniz
Said Nursî
***
2
barla_70_2.gif

3
barla_70_3.gif

4
barla_70_4.gif


Aziz, sıddık, muhlis, kardeşim;
Sana Yirmi Altıncı Mektubun dört mebhasını birden gönderdim. Kendi nüshamdır. Sen benden ziyade lâyıksın. Seninki kayboldu, benimki onun yerine geçsin. Fakat müsvedde halindedir, kusura bakma.
Kardeşim, bazı dakika olur ki az amel çok sayılır, -bir neferin müdhiş bir zamanda bir saat nöbeti bir sene hükmünde olduğu gibi- inşaallah Hulûsi’nin de Nurlara nöbetdarlık saatleri o nevidendir.
Maşaallah, Hakkı Efendi’nin yerinde orada bir Fethi Bey’i buldun. İş kemmiyette değil, keyfiyete bakılır. Bazen bir, yüze mukabildir.
Hem kardeşim, Kurban Bayramından tâ şuhur-u selâseye kadar dünya o zaman atalette, gafletiyle, derd-i maişet belâsıyla insanları sersem ediyor. O müddet zarfında fütur ve lâkaydlık her halde olacak. Az bir hizmet de yazda çoktur.
Hem bilirsin ki, insanın terakkiyatı şeytanlarla mücahededen ileri gelir.


1- Baki olan yalnızca Allah’tır.
2- Allah’ın adıyla.
3- Hiçbir şey yoktur ki, Onu övgü ile tesbih ediyor olmasın. (İsra Suresi: 44)
4- Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Mücahede olmazsa terakkiyat olmaz. Sana hücum edenler ne kadar çoğalsa, sana o kadar kârdır. Zaten biz neticeyle mükellef değiliz, Hizmetle mükellefiz. Netice ve muvaffakiyet ise, Cenab-ı Hakkın işidir. Onun işine karışmamalıyız. Başta Fethi Bey, Sözlerle alâkadar olanlara selâm ve dua ederiz. Başta Sabri, bütün kardeşler size selâm ve dua ederler. Peder ve validelerinize selâm ve dua ederim ve dualarını isterim.
1
barla_71_1.gif


Kardeşiniz
Said Nursî
Kardeşim, orada bir vakit dehşetli ameliyat icra edildiğinden, oradaki insanlara bir korkaklık vermiş, onların füturundan meyus olma. Size müjde; bir ay evvel bir şehirde, birden on bir yerde, kemal-i iştiyakla Sözleri yazmaya başladılar. Gittikçe Sözlerin naşirleri çoğalıyor.
***
Ehl-i Hak, yalnız hak için bahse girişmeli. Hak için bahse girişen, izhar-ı fazl etmez. Yalnız Hakkı arar. Hak hangi tarafta olursa olsun, kemal-i şevk ile alır.Hatta hak, hasım tarafında olsa, halis bir hakperest daha ziyade sever. Çünkü istifade eder. Eğer hak onun sözünde olsa, bir istifadesi olmaz. Gurura girmek de ihtimali var. Fakat hasmın elinden çıksa, hem istifade eder, hem teslimiyetle hakka inkıyadını gösterir. Bir fazilet dahi kazanır.
Hakikat böyle iken, maatteessüf ehl-i hakda ve ulemada hakperestlik namı altında, nefisperestlik işe çok karışıyor. En mühim ve kudsî bir meseleyi satranç oyunu gibi, izhar-ı fazl yolunda ve müzakare-i ilmiyeyi münakaşa derecesine çıkarıp onunla oynuyorlar. Her iki taraf kendini haklı zanneder. Her iki taraf, madem münakaşa suretini alıyor, haksızdırlar. Zaten kemmiyeten az olan ehl-i dalâlet, kesretli olan ehl-i hakkın şu halinden istifade ederek mağlup edip, perişan ediyorlar.
Hem münakaşacı iki kısım, o meselede hakkı göremezler. Çünkü nazar-ı insaf ile bakılmadığı için, tenkid nazarı hasmının yalnız çürük taraflarını ve taraftarlık cihetiyle kendi nefsinin yalnız iyilik tarafını görür, iyiliklerini


1- Baki olan yalnızca Allah’tır.
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
onun çürükleriyle muvazene eder. Elbette bu nazar hakkı göremez, görse de tanımaz. Said Nursî
***
1
barla_72_1.gif

2
barla_72_2.gif

3
barla_72_3.gif


Aziz ve gayretli ahiret kardeşim ve hizmet-i Kur’an’da yoldaşım Hulûsi-i sâni ve Sabri-i evvel,
Maşaallah Yirminci Mektubun kıymetini güzel anlamışsınız ve güzel de yazmışsınız.
Mektubunda ilm-i kelâm dersini benden almak arzu etmişsiniz. Zaten o dersi alıyorsunuz. Yazdığınız umum Sözler, o nurlu ve hakiki ilm-i kelâmın dersleridir. İmam-ı Rabbanî gibi bazı kudsî muhakkikler demişler ki: Ahirzamanda ilm-i kelâmı, yani ehl-i hak mezhebi olan mesail-i imaniye-i kelâmiyeyi birisi öyle bir surette beyan edecek ki; umum ehl-i keşf ve tarikatın fevkinde, o nurların neşrine sebebiyet verecektir. Hattâ İmam-ı Rabbanî kendisini o şahıs gibi görmüştür. Senin şu âciz ve fakir ve hiç ender hiç olan kardeşin, bin derece haddimin fevkinde olarak kendimi o gelecek adam olduğumu iddia edemem, hiçbir cihette liyakatım yoktur. Fakat o ileride gelecek acib şahsın bir hizmetkârı ve ona yer hazır edecek bir dümdarı ve o büyük kumandanın pişdar bir neferi olduğumu zannediyorum. Ve ondandır ki, sen de yazılan şeylerden o acib kokusunu aldın.
Hem mektubunda 4
barla_72_4.gif
(ilâ âhir)’e ait olan esrarı sual ediyorsun. Evet o ayetin büyük bir denizinden çok Sözlerde katarat, reşehatı vardır. Bahusus Yirminci Mektubda, Otuz Üçüncü Mektubda, Otuz İkinci Sözde, Yirmi İkinci Sözde onun bazı çeşmeleri var. Elbette o ayette çok tabakat var. Her taife bir tabakadan hissesini almıştır. Ruhum istiyordu


1- Her türlü noksanlıktan beri olan Allah’ın adıyla.
2- Hiçbir şey yoktur ki, Onu övgü ile tesbih ediyor olmasın. (İsra Suresi: 44)
3- Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
4- Allah, göklerin ve yerin nurudur. (Nur Suresi: 35)

 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
ki o ayetin bazı envarını yazayım, fakat şimdiye kadar müteferrik surette yazıldığından öyle kalmış. Şimdilik onunla iktifa edilmiş. 1
barla_73_1.gif


Kardeşiniz
Said Nursî
***
(Biraderlerine yazdıkları mektubdan)
Eğer ahval-i ruhiyemi anlamak istersen, gelecek şu iki fıkra tercümandır. Bir şairin3 dediği gibi derim:
Ney gibi her dem ki, geçmiş ömrümü yâd eylerim.
Tâ nefes var ise kuru cismimde, feryad eylerim.
Bir ticaret kılmadım, nakd-i ömür oldu heba,
Yola geldim, lâkin göçmüş cümle kervan, bîhaber.
Ağlayıp nâlân edip, düştüm yola tenha garib,
Dîde giryan, sîne püryan, akıl hayran, bîhaber.
Evet geçmiş ömrü israf ettik, çok mübarek zatlar, ahbablar kaybettik, yalnız kaldım. O mübareklerle beraber ahirete çalışmadım.
***
2
barla_73_3.gif


Aziz kardeşim,
Beni merak etmeyiniz, inayet-i rabbaniye devam ediyor. Maişet cihetinde kanaat ve iktisad beni ihtiyaçtan kurtarıyor. Sakın bir şey gönderme. Sen altı yedi nefse bakıyorsun, benim yarım nefsim var. Sen beni değil, ben seni düşünmeliyim. Sabri’nin mektubu ona yetişmemiş, sen ve Hulûsi, benim her bir amel-i uhrevîmde hissedarsınız. Mâh-ı Ramazanda kazanç bire bindir. Siz de bana duanızla yardım ediniz.
Said
İşaret-i Aleviye’yi tam tasdik ettiniz mi, Haşir Risalesi’ni çok kuvvetli buldunuz mu?


1- Baki olan yalnızca Allah’tır.
2- Her türlü noksanlıktan beri olan Allah’ın adıyla.

 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Aziz kardeşim5!
Bu hadise dahi Abdurrahman hadisesi gibi bir hüccettir ki, bize şimdiki tarz-ı hayat yaramaz. Bize bu dünyada daha safî ve âlî ve kudsî bir hayat-ı masumane ihsan edildiğinden ona kanaat lâzımdı. Merhum Abdurrahman gerçi muvakkaten aldandı, fakat İstanbul’da Risale-i Nur mukaddematına büyük bir hizmeti var. Hem Onuncu Söz ile tam kurtuldu, sonra gitti.
Merhum Fuad dahi, inşaallah Risale-i Nur’un feyziyle imanını kurtarmış ve mektubu dahi, senin dediğin gibi gösteriyor ve size ve hanedanınıza mensubiyetiyle samimi iftiharı ve kuvvetli irtibatı Risale-i Nur cihetiyle olduğunu hissettim.
Ben size taziye vermek değil, belki hem onu hem sizi tebrik ederim ki, bu zamanın dehşetli ve dalâletli hayatından kurtuldu, daha masum ve çok bulaşmadan gitti. Ve size Cennette lâyık bir evlâd ve 4
barla_74_5.gif
sırrına mazhar oldu.
Ben şimdiye kadar merhum Molla Abdullah ile beraber Abdurrahman’ı ve Ubeyd’i ekser dualarımda zikrettiğim gibi, merhum Fuad’ı dahi onlarla beraber her vakit yâd edeceğim inşaallah.


1- Her türlü noksanlıktan beri olan Allah’ın adıyla.
2- Hiçbir şey yoktur ki, Onu övgü ile tesbih ediyor olmasın. (İsra Suresi: 44)
3- Allah'ın selâmı üzerinize olsun. Cenab-ı Hak taziyenizi iyi geçirsin ve size sabr-ı cemil versin,
4- Ebedi bir hayata ulaşmış çocuklar. (Vakıa Suresi: 17)

 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt