Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bu köşk, çekişmeyi ve dedikoduyu bırakan kimseye aittir. Bugün Müslümanlar arasında çekişme ve ayrılık ne yazık ki çoktur.
Müslümanların hayatını ifsat eden, birliklerini parçalayan konu sadece haksız yere çekişme ve mücadeledir.
Cennetteki bu köşk elbette haklı bile olsa nizahı kesen kimseye aittir.
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Haklı bile olsa nizahı kesen kimse için cennetin ortasında bir eve kefilim. Şaka dahi olsa yalanı terk eden kimse için yine cennetin ortasında bir eve kefilim. Ahlakı güzel olan kimse için de cennetin en yükseğinde bir eve kefilim’ dedi.” Ebu Davud, Beyhaki
İşte bu, doğru sözlü kimselerin köşküdür.
İşte bu, şaka dahi olsa yalan söylemeyi terk eden kimsenin köşküdür.
Şaka adı altında yalan söyleyen insanlar ne kadar da çoktur. Şaka olmadan ciddi olarak yalan söyleyen insanlar da onlardan geri kalmaz.
Bu insanlar, doğruluk köşkünün sahipleri olamazlar.
Fudale bin Ubeyd (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Müslüman olup bana iman eden ve hicret eden kimse için cennetin ortasında bir eve ve cennetin en yükseğinde bir eve kefilim. Yine Müslüman olup bana iman eden ve Allah yolunda cihad eden kimse için cennetin ortasında ve cennet makamlarının en yükseğinde bir eve kefilim. Kim bunları yaparsa iyilik için arama yeri ve kötülük için de sığınma yeri aramaz. Ölmeyi istediği vakit de ölür’ buyurdu.” Nesei
Cennetin derecelerine sahip olan kimdir ki, dilediği vakit dilediği yer çıksın. Hatta illiyiin tepesine bile çıkar.
Şüphesiz bu kimse Kur’an hafızıdır. Gecelerini ibadetle gündüzlerini Kur’an okuyarak geçiren kimsedir.
Günün tamamında Kur’an’la meşgul olan, sınırlarını koruyan, manalarını düşünen kimsedir.
Ne mutlu o kimseye ki, cennetin derecelerinde illiyiinin en tepesine çıkabilir. Onun makamı en son okuyacağı ayet kadardır.
Abdullah bin Bureyde, babasından rivayet ettiğine göre:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Bakara suresini öğreniniz. Onu öğrenmek berekettir, terk etmek ise hüsrandır. Fasit kimseler buna güç yetiremez’ buyurdu. Sonra bir müddet sustu, yine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Bakara Suresi ve Âl-i İmran Surelerini öğreniniz! Çünkü o ikisi çiçek gibidirler. Kıyamet günü onlar öğrenenleri gölgelerler. O iki sure bir bulut yahut sıra sıra dizilmiş kuş sürüleri gibidirler. Kıyamet günü kabri açıldığı vakit Kur’an o kişiye nurani bir adam kılığında gelir ve: −‘Beni tanıdın mı?’ diye sorar. O: −‘Seni tanımadım’ der. Kur’an: −‘Ben gündüzleri seni susuz bırakan, geceleri uykusuz bırakan Kur’an’ım’ der. Sonra devamla: −‘Her tüccar, kendi ticaretinin arkasındadır. Bugün sen bütün ticaretlerin arkasındasın’ der. Sağ eline mülkü, sol eline ebediliği verir. Başına vakar tacını koyar. Ana ve babasına dünya ahalisinin asla elde edemeyeceği elbiseler giydirilir. Onlar: −‘Bunlar bize niçin giydirildi’ diye sorarlar. Onlara: −‘Çocuğunuzun Kur’an’ı ezberlemesi sebebiyle’ denir. Sonra o kimseye: −‘Oku da cennetin derecelerinde ve makamlarında yüksel’ denir. O kimse ister hızlı okusun ister tertil üzere okusun okuduğu müddetçe yükselir’ dedi.” Tertil: Kur’an’ı Kerim’i yavaş ve makama uygun okumaktır. Darimi
İşte bu, kardeşleri teselli etme köşküdür.
İşte bu, kardeşlik ve dostluk köşküdür.
Şüphesiz bu köşk, kardeşlik haklarını bilen, göremediği arkadaşlarını arayan, hasta olanları ziyaret eden kimseye aittir.
Hastalandıklarında arkadaşlarını ziyaret eden kimseye ne mutlu! Şüphesiz o cennet bahçesinde yürümektedir.
Sevban (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Müslüman bir kimse kardeşini ziyaret ettiği vakit dönünceye kadar cennet bahçesinde olur’ buyurdu.” Müslim
Yine Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Kim bir hastayı ziyaret ederse semadan bir kişi şöyle nida eder ‘sen temiz oldun, yürüdüğün yer temiz oldu ve cennette senin için bir yer hazırlandı’ buyurdu.” Tirmizi
İşte bu köşk, Allah için birbirini seven kimselerin! Allah için birbirleriyle kardeş olanların!
Allah için birbirlerini ziyaret edenlerin!
Kıyamet günü nur minberlerinin üzerindeki o kimselere ne mutlu!
Ebu Said (Radiyallahu Anh) şöyle dedi
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Allah için birbirlerini ziyaret eden kimselerin cennetteki makamları doğuda yahut batıda parlayan yıldızların görüldüğü gibi apaçık görülecektir. ‘Bunlar kimdir?’ diye sorulur. ‘Allah için birbirlerinin sevenlerdir’ denilir’ buyurdu.” Ahmed Müsned
Şüphesiz bu köşk, Allah’ı çokça anan erkek ve kadınlar içindir. Onlar, ne ticaretin ne de alışverişin Allah’ı anmaktan alıkoyamayacağı insanlardır. Onlar, her yerde Allah’ı anarlar.
Onlar, insanların meşgul olduğu çarşı ve eğlence yerlerinde Allah’ı anarlar.
Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Herkim çarşıya girer de: لاَ اِلَهِ اِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ، وَلَهُ الْحَمْدُ، يُحْيِي وَيُمِيتُ، وَهُوَ حَيٌّ لاَ يَمُوتُ، بِيَدِهِ الْخَيْرِ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرْ
La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdu yuhyi ve yumiyt, ve huve hayyun la yemut, biyedihi’l-hayri ve huve ala külli şey’in kadir derse, Allah ona binlerce hasene yazar, ondan binlerce kötülüğü siler, binlerce kat derecesini yükseltir ve cennette onun için bir ev yapar’ buyurdu.” Tirmizi 3650
Bu köşk, Allah’a ibadet ederken uyuyakalan kimselerin köşküdür.
Bu köşk, Allah’ı anarken uyuyakalan kimselerin köşküdür.
Bu köşk, uyurken Allah’ı anarak amellerini sona erdiren insanların köşküdür.
Onlar, ne ile amellerini sona erdirdiler?!
Elbette Allah’a tevekkül ederek, teslim olarak ve kendilerini O’na emanet ederek sona erdirdiler.
Bera bin Azib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Herkim yatağına girdiği vakit sağ tarafına döner ve Allah’ım, kendimi Sana teslim ettim, işimi Sana havale ettim, sırtım Sana dayadım, yüzümü Sana döndüm, Senden çekinerek ve rağbetli olarak, Senin azabından ancak Senin rahmetine sığınırım. İndirdiğin kitaba, gönderdiğin Nebiye iman ettim der ve bu hal üzere ölürse cennette o kimse için bir ev yaptırılır’ buyurdu.” Ahmed Müsned
Şüphesiz bu yurt, tüm mü’minlere aittir.
Allah’ı birleyen, Rasulüne iman eden, Rabbine itaat eden farzlarını yerine getiren ve yasaklarından kaçınan herkese aittir.
Fudale bin Ubeyd (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Müslüman olup bana iman eden ve hicret eden kimse için cennetin ortasında bir eve kefilim’ buyurdu.” Ebu Davud
Semure bin Cündeb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namazı kıldırdığı vakit yüzünü bize döner ve: −‘İçinizde rüya gören var mı?’ diye sorardı.
Birimiz rüya görmüşse anlatırdı.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de: −‘Maşallah’ derdi.
Yine bir gün: −‘Rüya göreniniz var mı?’ diye sordu.
Biz:
−Hayır, dedik.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Fakat geceleyin bana iki kişi geldi. Onlarla bir ağacın yanına çıktık. Daha önce görmediğim güzellikte bir eve girdik. O evde birçok yaşlı genç erkek kadın ve çocuklar vardı. Sonra başka bir ağacın yanına çıktık. İlk gördüğümüz evden daha güzel bir eve girdik. O evde yaşlı ve genç erkekler vardı. Ben onlara dedim ki: −Tüm gece beni gezdirdiniz. Bana gördüklerimi anlatınız. Onlar: −Evet, ilk girdiğimiz ev tüm mü’minlere aittir. İkinci ev ise şehitlere aittir’ buyurdu.” İbni Mace
Netice itibariyle ey Allah’ın kulları! Cennetin bu köşklerini Allah sizin için hazırlamıştır. Bunları kazanmak için çalışanlar var mı?! Satırlarımızı değerli ilim adamı İmam ibni Kayyım el-Cevziyye (Rahmetullahi Aleyh)’in şu sözleriyle noktalayalım:
“Sanki pazarda cennet tellallığı yapılmıştır. Ancak dönüp pazarlık eden iki üç kişiden fazla değildir.”
Cennetin en yükseğinde bu köşk kimin?!
Şehitlerin ve mücahitlerin köşklerinde denk olan bu köşk kimin acaba?!
Şüphesiz o köşk ahlakı güzel olan kimsenindir.
Ebu Umame (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Haklı da olsa nizahı kesen kimse için cennetin ortasında bir eve ben kefilim. Yine şaka da olsa yalan söylemeyi terk eden kimse için cennetin ortasında bir eve kefilim. Yine ahlakı güzel olan kimseye de cennetin en yükseğinde bir eve kefilim’ buyurdu.” Ebu Davud