Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Hüzün dalgası çarptıysa bir insanın yüreğine ya Mevlasını özlemiştir ya da Mevlası onu…
Mevlayı özleyen gönül ya hüznü bekler ya da hüzündedir.
Bela, gam ve keder Mevlanın sevdiklerine gösterdiği kamçıdır.
Vurdukça kendine çeker.
İmam Rabbani
Doğdum, hüzün
Çocukluğum, hüzün
Gençliğim, hüzün
Hayatım, hüzün
Geçti ömrüm hüzünle
Geride kocaman bir hiç
Ölmek bile zor sana
Garip zavallı Yedi hüzün
Yalnızlığı bilirim anlatmana gerek yok
Toplasan da çıkarsan da sonunda tek kalırsın
Gece soğuk, gece sessiz, şafağa saatler kala
Ben hüzün denizinin ortasında bir ada.
Hasret nedir bilirim tarifine gerek yok
Paylaşmayı tattığım saatler yetmez bana
Yaşanmış geçmişimi taşıyorken yarınlara...
Suya düşen bir karanfilse yüreğin
bırak kendini ırmağın türküsüne
vursun seni o taştan bu taşa
o çağlayandan bu çağlayana
Kavgadan uzak kalmışsan
sevdadan da uzaksın demektir
devinmez yüreğinin mağması
çatlamaz sabrın kara taşı
Gelmeyecek bir gideni ,
Olmayacak bir nedeni
Beklemektir HüzüN
Gecikmiş bir gizlemi,
Birikmiş bir özlemi
Saklamaktır Hüzün
hele hele
Çok büyük bir yalani
Çok yalin bir dogrultuda
Söylemektir Hüzün .......
Selametle ....
Adım yalnızlık
Soy adım hüzün
Her sevdanın bitiminde ben varım
Her ağlayanda beni görürsün
Suyun kaynadığı yerdeyim ben
Güneşin battığı yer benim
Her cenazede ben varım
Her ayrılıkta bir yüzüm
Adım yalnızlık
Soy adım hüzün
şimdi gece
hüznüm günden iki kat
ey körfez, güzelliği
ya bu kızıllığı bırak
yada benide içine kat
şimdi sonbaharın
üstüne düşe düşe toprak olur yeşillik
hep dönüş yolu böylemidir
önce gidenlerin ağır sesleri
gece içinde renk renk
oynaşır eski hatıralar
daldan düşen ilk yaprak
üşür...
Bazen sebebini bilmez insan
vakitsiz gelir hüzün
Kuşça inatları vardır,mesafelere inat
Sevinçten,neşeden silkinir kanat
Sevdayla hem-hal olurda
Bazen sebebini bilmez insan
Vakitsiz gelir hüzün
Yagmurun sesini dinlerken zaman
Sonbaharın kollarında inlerken inlerken zaman
Sınırı unutup...
hüzün çağlayan gibi kaynayan ruhlardan süzülür gelir,ve küllenmiş acıların izlerini taşırlar.bazen sessiz hıçkırıklara yoldaşlık eder,bazende ağız dolusu kahkahalara.çakmak çakmak gözlerden çıkar yardım yataklık eder kavgası olanlara.kaybedenlerin ardından gelip dudakların biraz üstünde...
Hüzün, harflere sığmayan bir nimet-i İlahi’dir.
Aşkı hüzün eyledin ey sevgili...
Bir güvercin muhabbetiyle gel sevgili
sonların huzur olması için bi nebze hüzün gerek bana!..emeğine sağlık harikaaaa!..
[COLOR=sienna]
Hüznüm!
yanar daglar...
yagmurda yagmur ağlar...
seller çaglarken şehrin başucunda,
uzakta bir güvercin beni bağlar..
sordum;
Neyin var?
Dedi ki,
Toprakta bir yarim var...
Ne hüzne, nede; hüzünlü yaşlı gözlere...
Ne hüzünlü seslerden dökülen sözlere...
Ne de hüznün agır bakışlarına alışamıyorum...
Her bir hüzün;
Ayrı bir hüzünlendiriyor,yüregimi derinden...
Ve;hüzünlü sözcükler dökülüveriyor etrafıma...