romeo
Yeni Üyemiz
TAKILAR HAKKINDA
2068 -
"Ben bir mühür yaptırdım. Üzerine Muhammed Resülullah kazdırdım, kimse bunu yüzüğüne kazdırmasın" buyurdu."
Bir rivâyette şöyle gelmiştir: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) sağ (eli) ne gümüş bir yüzük taktı. Kaşı Habeşi idi. Karşı avucunun içine geliyordu."
Buhâri, Libâs 46, 50, 51, 54, 55; Müslim, Mesâcid 222, (640); Libâs 55-63, (2092-2095); Ebü Dâvud, Hâtim 1-2, (4214-4217, 4221); Tirmizi, İsti'zân 25, (2719), Libâs 14-17, (1739-1748); Nesâi, ZÎnet 48-82, (8,173-195); İbnu Mâce, Libâs 39, (3639), 41, (3645).
2069 -
"Vallâhi bunu ebediyen takmıyacağım!" dedi. Halk da yüzüklerini çıkarıp attılar."
Buhâri, Libâs 45, 46, 50, 53, Eymân 6, İ'tisâm 4; Müslim, Libâs 53, 55, (2091); Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 37, (2, 936); Ebü Dâvud, Hâtem 1-2, (4218,
4219, 4220); Tirmizi, Libâs 16, (1741); Nesâi, Zinet 43, 53, (8,165,178); İbnu Mâce, Libâs 40, (3642-3644).
Bir rivâyette şu ziyâdeyi yaptı: "Yüzüğü sağ eline takmıştı. "Bir diğerinde de şu ziyâde vardır: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) gümüşten bir mühür edindi, eline takmıştı. Sonra Hz. Ebü Bekir'in eline intikal etti, sonra Hz. Ömer'e, sonra da Hz. Osmana (radıyallâhu anhüm)'a intikal etti. Eriş kuyusuna düşünceye kadar onun elinde kaldı. Üzerindeki yazı Muhammed Resülullah idi."
2070 -
"Niye sende putların kokusunu hissediyorum?" dedi Bilahare adam altın yüzük takmış olarak geldi`? Bu sefer de:
"Sende niye cennet ehlinin süsünü görüyorum?" dedi. Bunun üzerine adam:
"Öyleyse yüzüğüm neden olsun?" diye sordu.
"Gümüşten dedi, ancak ağırlığı bir miskale ulaşmasın."
Tirmizi, Libâs 43, (1786); Ebü Dâvud, Hatem 4, (4223); Nesâi, Zänet 47, (8,172).
2071 -
"Biriniz tutup ateşten bir parçayı alıp eline koyuyor!" buyurdu. Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) gidince adama: "Yüzüğünü al (başka sürette) ondan faydalan" dediler. O:
"Hayır! Vallâhi ebediyen almayacağım, onu Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) attı" dedi."
Müslim, Libâs 52, (2090).
2072 -
Ebü Dâvud, Hâtem 8, (4235).
2073 -
"O da kimmiş?" dedi. Süheyb: "Resülullah!" cevabını verdi."
Nesâi, Zinet 42, (8,164,165).
2074 -
Müslim, Libâs 64, (2078); Tirmizi, Libâs 44, (1787); Nesâi, Zinet 53, (8, 177); Ebü Dâvud, Hâtem 4, (4225).
2075 -
Ebü Dâvud, Hâtim 5, (4226); Nesâi, Zinet 49, (8,175).
2076 -
Tirmizi, Libâs 16, (1743).
2077 -
Ebü Dâvud, Hâtem 5, (4227, 4228).
2078 -
Tirmizi, Libâs 16, (1746); Nesâi, Zinet 54, (8, 178).
Rezin şu ilâvede bulunmuştur: "Yüzük Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın sol elinde idi.")
2079 -
"İki altın bilezik hakkında ne dersiniz, (takayım mı?)"
"Ateşten iki bileziktir, (takmayın!)" deyip cevap verdi. Kadın devamla:
"Pekalâ altın gerdanlığa (ne dersiniz?)" diye sordu. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'dan yine:
"Ateşten bir gerdanlık!" cevabını aldı. O, yine sordu:
"Bir çift altın küpeye ne dersiniz?"
"Ateşten bir çift küpe!"
Kadında bir çift altın bilezik vardı. Onları çıkarıp attı ve:
"(Ey Allah'ın Resülü), kadın kocası için süslenmezse, onun yanında kıymeti düşer" dedi. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Sizden birine, gümüş küpeler takınmasından, bunları za'feran veya abir ile sarartmasından kimse engel olmaz!" cevabını verdi."
Nesâi, Zinet 39, (8,159).
2080 -
yanına girdi. Ona Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ın kendisine olan davranışını anlattı. Bunun üzerine Hz. Fâtıma (radıyallâhu anhâ) boynundaki altın zinciri çıkarıp: "Bunu bana Hasan'ın babası Hz. Ali (radıyallâhu anhümâ) hediye etti" dedi. Zincir daha elinde iken Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yanlarına girdi ve şunu söyledi:
"Ey Fatıma! Halkın: "Resülullah'ın kızının elinde ateşten bir zincir var!" demesi seni memnun eder mi?" dedi ve böyle diyerek oturmadan geri dönüp gitti. Bunun üzerine Fâtıma (radıyallâhu anhâ) zinciri çarşıya gönderip sattırdı, parasıyla bir köle satın aldı ve onu âzad etti.
Bu olanlar Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a anlatılınca: "Fâtımayı ateşten kurtaran Allah'a hamdolsun!" buyurdular."
Nesâi, Zinet 39, (8,158).
2081 -
Ebu Dâvud. Hâtem 8. (4237); Nesâi. ZÎnet 39, (8.156.157).
2082 -
Nesâi, Zinet 39, (8,156).
Nesâi'nin İbnu Ömer'den yaptığı bir diğer rivâyette: "Resulullah, altın takınmayı, mukatta yani az bir parça olmak kaydıyla tecviz etti" denilmiştir.
Mukatta: Az bir şey demektir, kulağın üst kısmına takılan küçük halka, kadın yüzüğü gibi. İsraf, kibir ve zekât vermekten kaçınmak gibi durumları mekruh addetmiştir.
2083 -
Ebü Dâvud, Hâtem 6, (4231).
2084 -
Ebü Davud, Hâtem 7, (4232, 4233, 4234); Tirmizi Libâs 31, (1770); Nesâi, Zinet 41, (8, 163, 164).
2085 -
Nesâi nin Enes'ten bir rivayetinde, "Resülullah'ın kılıncının pabuç kısmı gümüştü, kabzasının baş kısmı (kabîa) da gümüştü. Bunlar arasında gümüş halkalar vardı" denmiştir.
Ebü Dâvud, Cihâd 71, (2583, 2584, 2585); Tirmizi, Cihâd 16 (1691); Nesâi, Zinet 121, (8, 219).
HİDÂB (SAÇ BOYAMASI)
2086 -
Buhâri, Libas 67, Enbiya 50; Müslim, Libâs 80, (2103); Ebü Dâvud, Tereccül 18, (4203); Nesâi, Zinet 14, (8,137); Tirmizi, Libâs 20, (1752).
Bu hadis Tirmizi'de "(Saçınızdaki) aklıkların rengini değiştirin, yahudilere benzemeyin!" şeklinde gelmiştir.
2087 -
"Bu evvelkinden de güzel!" buyurdu. Sonra (saçlarını) sarıya boyamış biri daha gelmişti ki:
"Bu öbürlerinden de güzel!" buyurdu."
Ebü Dâvud, Tereccül 19, (4211); İbnu Mâce, Libâs 34, (3627).
2088 -
Ebü Dâvud, Libâs 18, (4064), Tereccül 19, (4210); Nesâi, Zinet 17, (8,140).
Buhari ve Müslim'de, Hz. Enes'ten gelen bir rivâyette şöyle denir: "Resülullah hiç saçını boyamadı. Çünkü ondaki beyazlar çok azdı. Başındaki akları saymak istesem sayabilirdim. Hz. Ebü Bekir ve Hz. Ömer (radıyallâhu anhümâ) (saçlarını) kına ve ketem ile boyarlardı."
Buhâri, Libâs 66, Menâkıb 23; Müslim, Fedâil 100-105, (2341); Ebü Dâvud, Tereccül 18, (4209); Nesâi, Zinet 17, (8,140, 141).
2089 -
"Bunda bir beis yok (kına yakılabilir). Ancak ben bundan hoşlanmam. Çünkü sevdiğim (aleyhissalâtu vessellâm), onun kokusunu sevmezdi."
Ebü Dâvud, Tereccül 4, (4164); Nesâi, Zinet 19, (3,142).
2090 -
"Ne bileyim, bu el kadın eli midir, erkek eli midir?" buyurdu. Kadıncağız:
"Kadın elidir!" deyince Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):
"Sen kadın olsaydın, tırnaklarının rengini değiştirirdin" buyurdu. Bununla kına yakmayı kastetmişti."
Ebü Dâvud, Tereccül 4, (4166); Nesâi, Zinet 18, (8,142).
2091 -
"Ey Allah'ın Resülü, bana biat ver!" diye talepte bulunmuştu. Kendisine:
"Hayır, şu ellerini değiştirmedikçe senden biat almayacağım. EIIerin tıpkı vahşi hayvanların ayağı gibi!" cevabını verdi."
Ebü Dâvud, Tereccül 4, (4165).
Rivâyette adı geçen Hint, Ebü Süfyân'ın zevcesi ve Hz. Muâviye (radıyallahu anhüm)'nin annesidir. Mekke'nin fethi sırasında kocası ile birlikte müslüman olmuştur. Hz. Peygamber eski nikâhları ile evliliklerini ikrâr etmiş, yeni bir nikahı gereksiz görmüştür. Ancak, görüldüğü üzere, ellerine kına vurmadan biat almamıştır.
Alimler bu hadisten hareketle, erkeklerin kına yakmasını mekruh addetmişlerdir. Kadının elleri, kınasız iken erkeğin ellerine benzemektedir. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu benzemedeki kerâheti ifâde için teşbihe başvurup, vahşi hayvanların ayaklarına teşbih etmiştir.
2092 -
"Bunu niye getirdiniz, nesi var?" diye sordu. Kendisine:
"Kendisini kadınlara benzetmiştir!" dediler. Bunun üzerine Efendimiz emretti ve Naki' nâm mevkiye sürgün edildi.
"Ey Allah'ın Resülü, onu öldürmeyelim mi?" diye soranlar olmuştu ki:
"Hayır! dedi, ben namaz kılanları öldürmekten men edildim."
Ebü Dâvud, Edeb 61, (4928).
HALÛK
2093 -
Buhâri, Libâs 33; Müslim, Libâs 77, (2101); Ebü Dâvud, Tereccül 7, (4179); Tirmizi, Edeb 51, (2816); Nesâi, Zinet 74, (8,189).
2094 -
Ebü Dâvud, Tereccül 8, (4182).
2095 -
"Git bunu yıka, sonra gene yıka, sonra bir daha (za'ferân sürünmeye) dönme!" dedi."
Tirmizi, Edeb 51, (2817); Nesâi, Zinet 34, (8,152,153).
2096 -
Ebü Dâvud, Tereccül, 8, (4178).
SAÇ VE BAKIMI:
2097 -
"Evet dedi, ona ikramda bulun."
Râvi der ki: "Ebü Katâde, "Evet, ona ikramda bulun!" sözü sebebiyle, günde iki sefer (bakım yapar ve) saçlarını yağlardı."
Muvatta, Şa'ar 6, (2, 949); Nesâî, Zînet 60, (9183).
2098 -
Ebü Dâvud, Tereccül 3, (4163).
2099 -
"Şu hal, sizden birinizin tıpkı bir şeytan gibi başı(ndaki saçlar) karmakarışık vaziyette gelmesinden daha hayırlı değil mi?" buyurdular."
Muvatta, Şa'ar 7, (2, 949).
2100 -
Ebü Dâvud, Tereccül 1, C4159); Tirmizî, Libâs 22, (1756); Nesâî, Zînet 7, (8,131,132).
TRAŞ
2101 -
"Kaza' nedir?" diye sordular. Şöyle açıkladı:
"Kişi çocuğun başını traş eder, ancak şurada burada bazı yerleri kesmez, olduğu gibi bırakır."
Râvi, bunu söylerken alnına ve başının iki yanına işâret etti."
Buhârî, Libas 72; Müslim, Libâs 113 (2120); Ebü Dâvud, Tereccül 14, (4193, 4194); Nesâî, Zînet 5, (8,130); İbnu Mâce, Libâs 38, (3637).
2102 -
"Kardeşimin üzerine artık bugünden sonra ağlamayın!" dedi ve:
"Bana kardeşimin oğullarını toplayın!" emretti.
Biz yanına getirildik, tıpkı civcivler gibiydik.
"Bana bir berber çağırın!" dedi. (Gelince) berbere emretti, o da başlarımızı traş etti."
Ebü Davud, Tereccül 13, (4192); Nesâî, Zînet 58, (8,182).
2103 - Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) kadınların başlarını traş etmelerini yasakladı."
Nesâî, Zinet 4, (8,130); Tirmizî, Hacc 74, (914).
İĞRETİ SAÇ TAKMA
2104 -
"Allah takana da taktırana da lânet etmiştir?" diye cevap verdi."
Buhârî, Libâs 83, 85; Müslim, Libâs 115, (2122); Nesâî, Zînet 71, (8,187,188).
2105 -
"Ey Medîneliler! Âlimleriniz nerede? Ben Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı işittim, bu çeşit şeyleri yasaklamış ve şöyle demişti:
"İsrailoğullarının kadınları ne zamanki bunu taktılar helak oldular."
Buhârî, Libâs 83, Enbiya 50; Müslim, Libâs 122, (2127); Muvatta, Şa'ar 2, Ebüı Dâvud, Tereccül 5, (4167); Tirmizî, Edeb 32, (2782); Nesâî, Zînet 21, (8,144-147), 68, 69, (8,186, 187); İbnu Mâce, Nikah (1987).