Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
İşte şu noktaya binaen hasis bir emir veya pek cüz'î bir şey, büyük bir adama isnad olunmaz. Zira tenezzül etmez. Ve himmetini o küçük şeye sığıştıramaz. himmeti ağır, o şey gayet hafif olduğundan güya muvazenet bozulur. Hem de insan hangi şeye temaşa ederse, elbette mekayısını ve esaslarını kendi nefsinde arayacaktır. Eğer bulmazsa, etrafında ve ebna-yı cinsinde arayacaktır. Hattâ hiçbir cihetten mümkinata benzemeyen Vâcibü’l-Vücudu tefekkür etse; yine kuvve-i vâhimesi şu vehm-i seyyii düstur ve dûrbîn yapmak istiyor. Halbuki Sâni-i Zülcelal, şu nokta-i nazarda temaşa edilmez. Kudretine inhisar yoktur. ziya-yı şems gibi, kudret ve ilim ve iradesi şamile ve âmmedir, münhasır olmaz, muvazeneye gelmez. En büyük şeye taalluk ettiği gibi, en küçük ve en hasis şeye dahi taalluk eder. mikyas-ı azameti ve mizan-ı kemali mecmu-u âsârıdır. Her bir cüz'ü mikyas olamaz. İşte Vâcibü’l-Vücudu mümkinata kıyas etmek, kıyas-ı maalfarıktır. mezbur vehm-i bâtıl ile muhakeme etmek hata-yı mahzdır. İşte şu hata-i bîedebane ve şu vehm-i bâtılın netice-i seyyiesidir ki: tabiiyyun, esbabı müessir-i hakiki olduklarına; ve Mutezile* hayvanları ef'al-i ihtiyariyelerine hâlik olduklarına; ve hükema, cüz'iyatta ilm-i ilâhînin nefyine; ve Mecusiler*, halk-ı şer başkasının eseri olduğuna itikad ettiler. Güya onlarca Sâni o kadar azametiyle beraber, nasıl şöyle umur-u hasiseye ve cüz'iyeye tenezzül edip iştigal etsin. Yuf onların akıllarına ki, şöyle bir vehm-i bâtılın hükmüne esir oldular. Ey birader! Şu vehim itikad tarikiyle olmazsa da, vesvese cihetiyle bazen mü'minlere musallat oluyor.
İşaret: Eğer desen: "Delil-i ihtiraî, i'tâ-i vücuddur. İ'tâ-i vücud ise; idam-ı mevcudun refikidir. Halbuki adem-i sırftan vücudu ve vücud-u mahzdan adem-i sırfı aklımız tasavvur edemiyor." Cevaben derim: Yahu!.. Sizin bu istis'abınız ve şu meselenin tasavvurundaki istiğrabınız, bir kıyas-ı hâdi'in netice-i vahimesidir. Zira icad ve ibda-i ilâhîyi, abdin sanat ve kesbine kıyas
İşaret: Eğer desen: "Delil-i ihtiraî, i'tâ-i vücuddur. İ'tâ-i vücud ise; idam-ı mevcudun refikidir. Halbuki adem-i sırftan vücudu ve vücud-u mahzdan adem-i sırfı aklımız tasavvur edemiyor." Cevaben derim: Yahu!.. Sizin bu istis'abınız ve şu meselenin tasavvurundaki istiğrabınız, bir kıyas-ı hâdi'in netice-i vahimesidir. Zira icad ve ibda-i ilâhîyi, abdin sanat ve kesbine kıyas