Bazı insanlar aynı odayı paylaştıkları kişilerden daha fazla sivrisinekler tarafından ısırıldığından şikayet eder. Bilim adamları ise sivrisineklerin gerçekten de bazı insanları tercih ettiğini ve bunun aslında çok basit sebepleri olduğunu belirtiyor. Sivrisinekler insanları belirlemelerine yardım eden, farklı kimyasalları ve işaretleri ayırtetme yeteneğine sahiptir. Dünyadaki 3500 çeşit sivrisinekten yalnızca küçük bir grubu kan emer. Sadece dişi sivrisinekler yumurtlama dönemlerinde ekstra besine gereksinim duyuyor ve kan emiyor.
Sivrisinekler yumurtlamak için kana ihtiyaç duyar. Erkekler yumurtlayamadığı için ısırmaz. Dişi sivrisinekler yumurtlayıcı tür oldukları için herkesi rahatsız ederler. Dişi sinekler nefes verirken havaya karışan karbondioksiti izleyerek yönünü bulur. Maksiller palp denilen organı sayesinde, 4,998 cm uzaklıktaki karbondioksiti bile algılayabilir. Kendine yuva arayan bir sinek bu gazı takip ederek hedefe ulaşır. Karbondioksite ilave olarak insan terindeki laktik asit, ürik asit, amonyak kokularına da gelirler. Ayrıca vücut sıcaklığı daha yüksek olanları severler. Üzerimize konduğunda ise harekete geçmesini tetikleyen veya önleyen etkenler işin içine girer.
Bilim adamları, bazı insanların sivrisineklerce “tercih edilmesinin”, bazılarınınsa “tercih edilmemesinin” ardında yatan sebebin, vücut kokularındaki farkta yattığını, sivrisineklere dirençli olanların terlerindeki şekerimsi koku bileşiminin daha yüksek düzeyde olduğunu belirtiyor.”Ketonlar” olarak bilinen bu bileşimlerin sivrisinekleri savdığını belirleyen bilimadamları, vücudunda bu maddenin çok olduğu kişilerin sivrisinek ısırıklarına daha az maruz kaldıklarını söylüyor. Sivrisinekleri kovmada etkili 5 tür keton belirleyen araştırmacılar bir deneyde bu maddeleri normalde sivrisineklere çekici gelen insanlar üzerine sıktılar ve sivrisineklerin bu kişilere artık yaklaşmadıklarını gördüler.
Sivrisinekler konudunda uzman olan Londra Hijyen ve Tropik Tıp Okulu’dan Dr James Logan’a göre kan emiciler bazen sadece daha kolay olduğu için daha büyük hedeflere yani uzun boylu ve kilolu insanlara kişilere yöneliyor. Avlarını tespit etmek için havadaki karbondioksit salgısından yararlanan sinekler, daha çok karbondioksit salgılayan iri kişileri daha çabuk fark ediyor. Dr Logan, vücut kokusu ve terin de sivrisineklerin tercihlerinde belirleyici olduğunu belirtiyor. Sivrisineklerin koku alma duyularının çok güçlü olduğunu söyleyen Logan, çok terleyen veya ten kokusu yoğun olan kişilerin daha fazla ısırıldığını söylüyor.
Japonya’da yapılan bir araştırma, sivrisineklerin kan grubu 0 olan insanları ısırma olasılığının, kan grubu A olanları ısırma ihtimalinden 2 kat daha fazla olduğunu gösterdi. Araştırmacılar, sivrisineklerin 0 grubu kanı daha “lezzetli” bulduğunu belirtiyor. Sivrisinekler, kişinin hangi kan grubundan olduğunu ise, insan vücudunun salgıladığı bazı maddeler aracılığıyla tespit ediyor.
Sivrisinekleri çeken başka bir etken ise, ayak kokusu. Bilimadamı Bart Knols, yaptığı bir araştırmada, sivrisineklerin vücutta en çok ayak kokusuna geldiğini, ayaklar kokulu bir sabunla yıkandığı zaman ise, vücudun diğer bölgelerine yöneldiğini keşfetti. Knols’un araştırmasına göre, ayaklarda kötü kokuya yol açan ağır kokulu peynirler de, sivrisinekleri çekiyor. Hamilelerin sivrisinek ısırığına maruz kalma ihtimali de hamile olmayan kadınlarla karşılaştırıldığında daha fazla. Araştırmacılara göre, gebeliğin son döneminde olan kadınların nefes verme oranı %21 artıyor ve nefesteki nem ve karbondioksit sivrisinekleri çekiyor. Hamile kadınların karın bölgesinde yaklaşık 1 derecelik daha yüksek sıcaklık olduğundan, bu, vücudun, ter yoluyla, sivrisineklere çekici gelen maddeler salgılamasına neden oluyor. Florida Üniversitesi’nden Dr. Koehler, kadınlarda ovülasyon döneminde sivrisinek ısırma riskinin daha yüksek olduğunu söylüyor.
Nefes verirken atılan karbondioksit ve terdeki laktik asit gibi maddeler, sivrisineklerin avını daha kolay bulmasına yardımcı olur. Eğer koşuyorsanız veya egzersiz yapıyorsanız, daha hızlı nefes aldığınız ve terlediğiniz için ısırılma olasılığınız daha fazla. Araştırmalar, fiziksel aktivitenin ısırılma ihtimalini %50 oranında artırdığını ortaya koyuyor. Dr. Koehler, koyu renk elbise giyenlerin, açık renk giyenlere oranla, sivrisinekleri daha çok cezbettiğini belirtiyor. Sivrisinekleri en fazla çeken renkler siyah, koyu mavi, ve kırmızı. En az çeken renk ise sarı. Alkol tüketimi de sivrisinekleri çeken faktörlerden. ABD’de yapılan araştırma ise, sadece bir şişe dahi olsa, bira içmenin, sivrisinek ısırığına maruz kalma ihtimalini arttırdığını gösteriyor. Yine ABD kaynaklı bir araştırmaya göre, sivrisinekler, dolunay zamanında, diğer zamanlarda olduklarından 500 kat daha hareketli oluyor. Gökyüzünde dolunay olduğu zamanlar özellikle günbatımı ve şafak vaktinde, yiyecek arayan dişi sivrisinekler tarafından ısırılma olasılığı oldukça yüksek...
Sivrisinekler yumurtlamak için kana ihtiyaç duyar. Erkekler yumurtlayamadığı için ısırmaz. Dişi sivrisinekler yumurtlayıcı tür oldukları için herkesi rahatsız ederler. Dişi sinekler nefes verirken havaya karışan karbondioksiti izleyerek yönünü bulur. Maksiller palp denilen organı sayesinde, 4,998 cm uzaklıktaki karbondioksiti bile algılayabilir. Kendine yuva arayan bir sinek bu gazı takip ederek hedefe ulaşır. Karbondioksite ilave olarak insan terindeki laktik asit, ürik asit, amonyak kokularına da gelirler. Ayrıca vücut sıcaklığı daha yüksek olanları severler. Üzerimize konduğunda ise harekete geçmesini tetikleyen veya önleyen etkenler işin içine girer.
Bilim adamları, bazı insanların sivrisineklerce “tercih edilmesinin”, bazılarınınsa “tercih edilmemesinin” ardında yatan sebebin, vücut kokularındaki farkta yattığını, sivrisineklere dirençli olanların terlerindeki şekerimsi koku bileşiminin daha yüksek düzeyde olduğunu belirtiyor.”Ketonlar” olarak bilinen bu bileşimlerin sivrisinekleri savdığını belirleyen bilimadamları, vücudunda bu maddenin çok olduğu kişilerin sivrisinek ısırıklarına daha az maruz kaldıklarını söylüyor. Sivrisinekleri kovmada etkili 5 tür keton belirleyen araştırmacılar bir deneyde bu maddeleri normalde sivrisineklere çekici gelen insanlar üzerine sıktılar ve sivrisineklerin bu kişilere artık yaklaşmadıklarını gördüler.
Sivrisinekler konudunda uzman olan Londra Hijyen ve Tropik Tıp Okulu’dan Dr James Logan’a göre kan emiciler bazen sadece daha kolay olduğu için daha büyük hedeflere yani uzun boylu ve kilolu insanlara kişilere yöneliyor. Avlarını tespit etmek için havadaki karbondioksit salgısından yararlanan sinekler, daha çok karbondioksit salgılayan iri kişileri daha çabuk fark ediyor. Dr Logan, vücut kokusu ve terin de sivrisineklerin tercihlerinde belirleyici olduğunu belirtiyor. Sivrisineklerin koku alma duyularının çok güçlü olduğunu söyleyen Logan, çok terleyen veya ten kokusu yoğun olan kişilerin daha fazla ısırıldığını söylüyor.
Japonya’da yapılan bir araştırma, sivrisineklerin kan grubu 0 olan insanları ısırma olasılığının, kan grubu A olanları ısırma ihtimalinden 2 kat daha fazla olduğunu gösterdi. Araştırmacılar, sivrisineklerin 0 grubu kanı daha “lezzetli” bulduğunu belirtiyor. Sivrisinekler, kişinin hangi kan grubundan olduğunu ise, insan vücudunun salgıladığı bazı maddeler aracılığıyla tespit ediyor.
Sivrisinekleri çeken başka bir etken ise, ayak kokusu. Bilimadamı Bart Knols, yaptığı bir araştırmada, sivrisineklerin vücutta en çok ayak kokusuna geldiğini, ayaklar kokulu bir sabunla yıkandığı zaman ise, vücudun diğer bölgelerine yöneldiğini keşfetti. Knols’un araştırmasına göre, ayaklarda kötü kokuya yol açan ağır kokulu peynirler de, sivrisinekleri çekiyor. Hamilelerin sivrisinek ısırığına maruz kalma ihtimali de hamile olmayan kadınlarla karşılaştırıldığında daha fazla. Araştırmacılara göre, gebeliğin son döneminde olan kadınların nefes verme oranı %21 artıyor ve nefesteki nem ve karbondioksit sivrisinekleri çekiyor. Hamile kadınların karın bölgesinde yaklaşık 1 derecelik daha yüksek sıcaklık olduğundan, bu, vücudun, ter yoluyla, sivrisineklere çekici gelen maddeler salgılamasına neden oluyor. Florida Üniversitesi’nden Dr. Koehler, kadınlarda ovülasyon döneminde sivrisinek ısırma riskinin daha yüksek olduğunu söylüyor.
Nefes verirken atılan karbondioksit ve terdeki laktik asit gibi maddeler, sivrisineklerin avını daha kolay bulmasına yardımcı olur. Eğer koşuyorsanız veya egzersiz yapıyorsanız, daha hızlı nefes aldığınız ve terlediğiniz için ısırılma olasılığınız daha fazla. Araştırmalar, fiziksel aktivitenin ısırılma ihtimalini %50 oranında artırdığını ortaya koyuyor. Dr. Koehler, koyu renk elbise giyenlerin, açık renk giyenlere oranla, sivrisinekleri daha çok cezbettiğini belirtiyor. Sivrisinekleri en fazla çeken renkler siyah, koyu mavi, ve kırmızı. En az çeken renk ise sarı. Alkol tüketimi de sivrisinekleri çeken faktörlerden. ABD’de yapılan araştırma ise, sadece bir şişe dahi olsa, bira içmenin, sivrisinek ısırığına maruz kalma ihtimalini arttırdığını gösteriyor. Yine ABD kaynaklı bir araştırmaya göre, sivrisinekler, dolunay zamanında, diğer zamanlarda olduklarından 500 kat daha hareketli oluyor. Gökyüzünde dolunay olduğu zamanlar özellikle günbatımı ve şafak vaktinde, yiyecek arayan dişi sivrisinekler tarafından ısırılma olasılığı oldukça yüksek...