Şirk koşmak

radyomevlana

Aktif Üyemiz
Şirk koşmak
Şirk koşmak
Kuşun Kapıp, Rüzgarın Issız Bir Yere Sürüklediği Kimse

Yüce Allah'ın dışındaki varlıklar yalnızca O'nun yarattıklarıdır. O'nun dilemesiyle var olmuşlardır. O'nun dilemesiyle varlıklarını devam ettirirler. Şifayı ve rızkı veren, güldüren ve ağlatan Allah'tır. Yüce Allah'tan başka herşey ve herkes, sonsuz aciz, sonsuz fakir, sonsuz muhtaç varlıklardır. Bunların kendilerine ait bir güçleri, kabiliyetleri yoktur; öyle ki kendilerine bile yardıma güç yetiremezler.

Bu nedenle Yüce Allah'tan başka güvenilecek, yardım umulacak, bir şeyler istenebilecek kimse yoktur.

Yüce Allah'tan başkasından medet uman, Allah'tan başkalarına rağbet eden, onlardan merhamet dilenen, onlara güvenen bir kişi, istediklerine asla kavuşamaz ve bu nedenle hayatı boyunca, büyük bir boşluk, sahipsizlik ve yalnızlık hissi içerisinde yaşar. Çünkü dünyanın binbir türlü karmaşası ve sıkıntısı karşısında, güvendiği sahte ilahlar tarafından terk edilir.

Yüce Allah'a ortak koşan bu kişiler dünya hayatında olduğu gibi ahirette de yalnız ve çaresizdirler. Bu kişilerin içinde bulundukları yalnızlık, boşluk ve çaresizliği Yüce Allah Hac Suresi'nde çok hikmetli bir örnekle şöyle açıklamıştır:

...Kim Allah'a ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş de onu bir kuş kapıvermiş veya rüzgar onu ıssız bir yere sürükleyip atmış gibidir.

Yalnızca Allah'a güvenip dayanan, yalnızca O'na kulluk edip yalnızca O'ndan yardım isteyen müminler ise nimet, izzet ve şeref içinde bir ömür sürerler. Bu kimseler, Kuran'da bildirildiği üzere,
AYET-İ KERiME
“... iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır...” (Rad Suresi, 28)
AYET-İ KERiME
Kalbi Allah'ın zikriyle mutmain olmuş bir mümin ise başka hiçbir şeye muhtaç olmaz. Çünkü o, Yüce Allah'ın dostluğunu kazanarak olabilecek en büyük şerefe kavuşmuştur. (Hac Suresi, 31)

İki Avucunu Suya Uzatan Kişinin Örneği

Kuran’da Allah’tan başka İlah olmadığı bildirilmiştir. Bu gerçek, Kuran’da “La ilahe illallah” hükmü ile haber verilir. Allah’ın tek güç ve kudret sahibi olduğu çok kesin bir gerçek olmasına rağmen bazı insanlar Allah’tan başka varlıklara güç atfederler. Ancak Yüce Allah’tan başka bir varlıktan medet umanların içinde bulundukları çaresizliği ve Allah’a ortak kıldıkları varlıkların güçsüzlüğünü Rabbimiz şöyle hikmetli bir örnekle bildirmiştir:
AYET-İ KERiME
"Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca O’na (olan)dır. Onların Allah’tan başka çağırdıkları ise, onlara hiçbir şeyle cevap veremezler. (Onların durumu) yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(ın boşuna beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez. İnkâr edenlerin duası, sapıklık içinde olmaktan başkası değildir." (Rad Suresi, 14)
Ayette örnek verilen kişi avucunu suya doğru uzatmakta ancak ağzına götürmemektedir. Avucunu ağzına doğru götürmediği sürece su bu kişiye gelmeyecektir. Bazı insanların Allah’ın dışındaki varlıklardan yardım ummaları da tıpkı bu kişinin örneğine benzer. Söz konusu kişilerin beklenti içinde oldukları varlıkların hiçbir güçleri yoktur. İnsanın Allah'ın dışında yardım umduğu kişiler de aslında Allah’ın yarattıklarıdır. O’nun dilemesiyle var olmuşlardır. O’nun dilemesiyle varlıklarını devam ettirmektedirler. Şifayı ve rızkı veren, güldüren ve ağlatan Allah’tır. Kısaca Allah’tan başka herşey ve herkes, sonsuz aciz, sonsuz fakir, sonsuz muhtaç varlıklardır. Kendilerine ait bir güçleri, kabiliyetleri yoktur; öyle ki kendilerine bile yardıma güç yetiremezler. O halde, Allah’tan başka güvenilecek, yardım umulacak, bir şeyler istenecek, beklenecek kimse de yoktur.

Sahipleri Çok Ortaklı Olan (Köle) Adamın Örneği

Yüce Allah'tan başka kuvvet sahibi olmadığı Kuran'da bildirilmiştir. Allah'ın yarattığı varlıkların sahip gibi göründükleri güç ise gerçekte Allah'a ait olan sonsuz gücün onlardaki bir yansımasıdır. Allah dilediği anda bu gücü kendilerinden geri alabilir. Bu nedenle bir kimseyi, Allah'ın kendisine bu dünyada geçici olarak ve imtihan için verdiği güç ve kudret nedeniyle gözde büyütmek, ona hayran olmak, bu gücü ona aitmiş gibi görmek bir nevi kişiyi ilahlaştırmak olur. (Allah'ı tenzih ederiz) Gerçekte büyük görülmesi, hayran olunması, kendisinden medet umulması gereken yegane mutlak varlık alemlerin Rabbi Yüce Allah'tır.

Ancak inkar edenler elde ettikleri nimetleri ve gücü Yüce Allah'ın vesile kıldığı maddelere ve şahıslara bağlar ve onlardan medet umarlar. Onlara müteşekkir kalır, onlara şükretmeye çalışırlar. Kısacası, Allah'tan başka güç ve etki sahibi sandıkları sayısız sahte ilahlar edinirler. (Allah'ı tenzih ederiz) Akıllarını kullanmadıkları için, bütün bu sahte ilahları da, onların yaptıklarını da Allah'ın yarattığını, Allah'ın dilemesi ve emri olmaksızın hiçbir şey yapamayacaklarını, hiçbir şeye güçlerinin yetmeyeceğini göremezler.Allah'ı unutarak gücü ve etkiyi O'nun kullarında arayıp, onlara yönelir, onlara şükreder ve onlardan medet umarlar. Bu ise hem şirk hem de çok büyük bir nankörlüktür. Ancak Allah'a ortak koşan kişilerin şuurunda olmadıkları bir gerçek vardır. Bu da Allah'tan başka taptıkları varlıkları hoşnut etmelerinin mümkün olmadığıdır. Bu kimselerin içine girdikleri çıkmazı Rabbimiz Kuran'da şu hikmetli örnekle bildirmiştir:
AYET-İ KERiME
Allah (ortak koşanlar için) bir örnek verdi: Kendisi hakkında uyumsuz ve geçimsiz bulunan, sahipleri de çok ortaklı olan (köle) bir adam ile yalnızca bir kişiye teslim olmuş bir adam. Bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd, Allah'ındır. Hayır onların çoğu bilmiyorlar. (Zümer Suresi, 29)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

faruk islam

Özel Üye
ŞİRK

ŞİRK

14.Hadis:
Ebu Bekre (Nüfey) (r.a)'den şöyle rivayet olunmuştur: «Bir kere Rasulullah (s.a.s) (sahabelere) üç kere:
«Büyük haramların en büyüğünü size bildireyim mi?» buyurdu. Sahabeler:
«Evet, bildir ya Rasulallah!» dediler. Rasulullah (s.a.s):
«Allah'a ortak koşmak, ana-babaya eziyet etmektir» buyurdu. Sonra dayanmakta iken doğrulup oturdu. Ve: «İyi dinleyin, bir de yalan yere şehadettir» buyurdu. Rasulullah bu sözü durmayıp tekrar ediyordu. O kadar çok tekrarladı ki biz: «Keşke sussa» dedik. (Buhari-Müslim)

HADİSTEN NE İSTİFADE EDERİZ


1- «Yalnız Allah'a ibadet» temeli üzerine kurulan bu dinin, ilk önce ve her çeşidiyle yasakladığı şey şirktir. Şirk; ibadette bir yaratılmışı Allah'a ortak koşmak, yani; Allah'ın emir ve yasaklarım kabul edip bunun yanında Allah'ın kendisine itaat edilmesini yasakladığı kimse veya kimselerin sözlerine itaat etmek, buna razı olmak veya, onlara itaatin caizliğine inanmaktır.

Ayet ve hadislerde şirk iki şekilde kullanılmıştır:

a) Büyük Şirk: Tevbe olmaması halinde Allah'ın kesinlikle affetmeyeceği ve sahibini ebedi olarak cehenneme sokacak olan şirktir. Bu hüküm, Kur'an ve sünnette ibadet olarak bildirilmiş amel, söz ya da inancın, Allah'tan başka birşeye yapılması durumunda geçerlidir. Örneğin; Dua etmek, itaat, yardımına çağırmak, sığınmak, hükmüne teslimiyet, kanunlanna muhakeme olmak gibi amellerin yaratılmışlardan birisine yapılması bu şirkin kapsamındadır.

b) Küçük Şirk: İbadet seviyesine çıkmamış fakat Allah'tan başkasına yapılmaya devam edildiğinde ileride büyük şirke neden olabilecek herhangi bir amel, söz ya da inancın Allah'tan başka bir şeye yapılmasıdır. Riya, Allah'tan başkası adına yemin etmek, «Allah ve sen dilersen», «Allah ve sen dileseydin bu olmazdı» gibi sözler kullanmak küçük şirk kapsamına firen amellerdendir.

2 - İslam; toplum düzenini sağlamak ve fertler arasındaki muhtemel haksızlıkları önlemek için, şahidlik konusu üzerinde ısrarla durmuştur. Bu din kişilere gördükleri, duydukları olaylar hakkında kendilerinden şahitlik taleb edilmeden şahidlik yapmalarını emrederken görmedikleri şeyler hakkında şahidlik yapmalarını, şu veya bu gayeyle yalancı şahidliğe yönelmelerini de kesinlikle yasaklamıştır. Zira, insanlar arasında hüküm verme zahire göredir ve delil ya da şahid muhakemenin sonundaki hükmü yüzde yüz etkileyen faktörlerdir. Olmamış "bir olayı olmuş gibi göstermek veya olan olayı çarpıtarak aktarmak, sonuçta mutlaka bazı hakların çiğnenmesine sebeb olacaktır.

Bu da doğal olarak toplum düzeninin bozulması, fertler arasında ayrılmaların doğmasıyla sonuçlanacaktır. Allah'ın adil ve mükemmel nizamı, bu korkunç sonucu önlemek gayesiyle yalancı şahitlik için cezai zorlamalar ve ahirette azab vaad ederek maddi; haramlılık ve Allah kâtında azarlama bildirerek de manevi, tüm önlemleri almıştır.



 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst Alt