Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
Hüve Nüktesi
Hüve Nüktesi
-1-
Çok azîz ve sıddîk kardeşlerim,
Kardeşlerim,
-2- ve
-3- deki
-4- lâfzında, yalnız maddî cihette bir seyahat-i hayaliye-i fikriyede hava sayfasının mütâlâasıyla âni bir sûrette görünen bir zarif nükte-i tevhidde, meslek-i imâniyenin hadsiz derece kolay ve vücûb derecesinde suhûletli bulunmasını; ve şirk ve dalâletin mesleğinde hadsiz derecede müşkülâtlı, mümtenî binler muhâl bulunduğunu müşâhede ettim. Gayet kısa bir işaretle, o geniş ve uzun nükteyi beyân edeceğim:
Evet, nasıl ki bir avuç toprak, yüzer çiçeklere nöbetle saksılık eden kabında, eğer tabiata, esbâba havale edilse, lâzım gelir ki, ya o kapta küçük mikyasta yüzer, belki çiçekler adedince mânevî makineler, fabrikalar bulunsun; veyahut o parçacık topraktaki herbir zerre, bütün o ayrı ayrı çiçekleri muhtelif hâsiyetleriyle ve hayattar cihazâtıyla yapmalarını bilsin; âdetâ, bir ilâh gibi, hadsiz ilmi ve nihayetsiz iktidarı bulunsun. Aynen öyle de, emir ve irâdenin bir arşı olan havanın, rüzgârın herbir parçası ve bir nefes ve tırnak kadar olan
lâfzındaki havada, küçücük mikyasta, bütün dünyada mevcud telefonların, telgrafların, radyoların ve hadsiz ve muhtelif konuşmaların merkezleri, santralları, âhize ve nâkileleri bulunsun ve o hadsiz işleri beraber ve bir anda yapabilsin; veyahut o
'deki havanın, belki unsur-u havanın herbir parçasının herbir zerresi, bütün telefoncular ve ayrı ayrı umum telgrafçılar ve radyo ile konuşanlar kadar mânevî şahsiyetleri ve kabiliyetleri bulunsun ve onların umum dillerini bilsin ve aynı zamanda başka zerrelere de bildirsin, neşretsin. Çünkü bilfiil, o vaziyet, kısmen görünüyor ve havanın bütün eczâsında o kabiliyet var. İşte ehl-i küfrün ve tabiiyyun ve maddiyyunların mesleklerinde, değil bir muhâl, belki zerreler adedince muhâller ve imtinâlar ve müşkülâtlar âşikâre görünüyor.
1- Allah'ın adıyla. Onu her türlü kusur ve noksandan tenzih ederiz. • Hiçbir şey yoktur ki, Onu övüp, Onu tesbih etmesin. (İsrâ Sûresi: 44.)
Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi ebede kadar dâimâ üzerinize olsun.
2- Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. (Bakara Sûresi 163; âl-i İmrân Sûresi: 2; v.d.)
3- De ki: "O Allah'tır. (İhlâs Sûresi: 1.)
4- O.
Hüve Nüktesi
Çok azîz ve sıddîk kardeşlerim,
Kardeşlerim,
Evet, nasıl ki bir avuç toprak, yüzer çiçeklere nöbetle saksılık eden kabında, eğer tabiata, esbâba havale edilse, lâzım gelir ki, ya o kapta küçük mikyasta yüzer, belki çiçekler adedince mânevî makineler, fabrikalar bulunsun; veyahut o parçacık topraktaki herbir zerre, bütün o ayrı ayrı çiçekleri muhtelif hâsiyetleriyle ve hayattar cihazâtıyla yapmalarını bilsin; âdetâ, bir ilâh gibi, hadsiz ilmi ve nihayetsiz iktidarı bulunsun. Aynen öyle de, emir ve irâdenin bir arşı olan havanın, rüzgârın herbir parçası ve bir nefes ve tırnak kadar olan
1- Allah'ın adıyla. Onu her türlü kusur ve noksandan tenzih ederiz. • Hiçbir şey yoktur ki, Onu övüp, Onu tesbih etmesin. (İsrâ Sûresi: 44.)
Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi ebede kadar dâimâ üzerinize olsun.
2- Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. (Bakara Sûresi 163; âl-i İmrân Sûresi: 2; v.d.)
3- De ki: "O Allah'tır. (İhlâs Sûresi: 1.)
4- O.