Nur Hanım
Aktif Üyemiz
Mübhem Ne Demektir? ve örnekleri
Kur’an-ıKerim’desarih olarak isimleri zikredilmeyip te, ismi mevsuller veya zamirlerlezikredilen erkek veya kadınlar olduğu gibi, melek veya cin veyahut ta birtopluluk veya kabile de olabilir. Bu gibi ismi mevsullerin veya zamirlerin kimedelalet ettiğini bilmek kolay bir şey değildir. Suyuti ve Katip Çelebi’ninnakline göre, bu mübhemat ilminin mercii sadece nakildir. Bu hususta re’y hiçbir zaman ifade edemez, demektedirler. Bu konuda müstakil eserler meydanagetirildiği gibi, tefsir kitaplarında da bilgiler verilmektedir. Mübhemathakkındaki bilgiler, nakle dayandığına göre, o haberlerin sağlam senetlerle,Rasulullah, sahabe ve tabiuna ulaşması gerekir. Sahih olan haberlerin yanında, belki ondan çok daha fazlamevzu haberlerin yer alması ve konumuza, israiliyat dediğimiz İslam dışıhaberlerin girmesine müsait oluşu sebebiyle, kanaatımca bu konu, İslam’daepeyce istismar edilmiştir. Biz burada istismar edilişi yönünü değil de sağlamolarak bilinmesi lazım gelen esasları üzerinde duracağız.
Evvela akla şöyle bir sual gelebilir. Acaba Kur’an-ı Kerim’de müphemlerinbulunmasının sebebi nedir? Bu hususları İslam bilginleri şöylecevaplandırmışlardır.
1. Müphem olan husus Kur’an’ın başka bir yerinde tekrarzikredilerek onun aydınlatılmasıyla bir zenginlik elde etmek için. Mesela:“Kendilerine nimet verilenler” (Fatiha: 1/7) den kasıt nedir? İşte buayet “Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse kendilerine nimet verilen nebi,sıddık, şehid ve salihlerle beraberdir.” (Nisa: 4/69) bu ayetle beyanolunmaktadır.
2. Yakinen görülecek bir hale getirerek, müphemi meşhur etmekiçin. Mesela: “Ey Adem sen ve eşin birlikte cennete yerleşin.” (Bakara:2/35) Havva denilmedi de, eşi denildi.
3. Müphemin gizlenmesinin maksadı, o müphemin atfedilmesiniistemenin daha beliğ olduğunu göstermek için. Mesela: “İnsanlardan öylesivardır ki, onun bu dünya hayatına ait sözü hoşunuza gider.” (Bakara: 2/204)Buradaki şahıs Ahnes b. Şerik’tir. Sonunda iyi bir müslüman olmuştur.
4. Müphemin tayin edilmesinde büyük bir faide umulmadığı için.Mesela: “Yahut o kimse gibisini ki bir kasabaya uğradı.” (Bakara: 2/259)Burada kastedilen kasaba Beytü’l-Makdis’tir. Ama bunun bilinmesinde bir faydamülahaza edilmemektedir.
5. Şahıs tayin edilse bile, hususiliğin zıddı ifade edilerek,umumiliği tenbih için. Mesela: “Allah ve Rasulüne hicret etmek için evindençıkan” (Nisa: 4/100) ayeti hakkında İkrime bunu bilinceye kadar, 14 seneüzerinde durduğunu ve bu şahsın Damra b. İys olduğunu zikreder.
6. İsim zikretmeksizin kamil bir vasıf ile onu yüceltmek için.Mesela: “Doğruyu getiren ve onu doğrulayanlar.” (Zümer: 39/33) Ayetteki doğruyugetiren Muhammed’dir. Onutasdik eden ise Ebu Bekir’dir.
7. Nakıs bir vasıfla, onu tahkir etmek için. Mesela: “Muhakkakki sana buğzeden, zürriyetsizin ta kendisidir.” (Kevser: 108/3)
Bu ayette kastedilen şahıs ise As b. Vail’dir.
Yukarıda zikretmeye çalıştığımız veya sebebini bilemediğimiz daha pek çokhaller yüzünden Kur’an-ı Kerim’de müphemler mevcuttur. Kur’an, bugün eldemevcud Tevrat ve İncillerde olduğu gibi, hadiseleri, şahısları ve yerlerinizikrederek anlatmaz. Onun gayesi, olayları bir tarihi hadise olarak anlatmak değil, insan oğlunaibret dersi verip, onu düşünmeye davettir.
Kısaca müphematın sebeplerine temas ettikten sonra, biraz da Kur’an’danalacağımız örnekler üzerinde duralım. Alacağımız bu örnekleri iki kısımdamütala edeceğiz:
1) Erkek, kadın, melek, cin, tesniye veya cemi halinde bulunupda isimleri tamamen bilinenler.
a- “Biz Meryem oğlunu da, anasını da bir ayet kıldık.”(Mü’minun: 23/50)
Burada Meryem ve İsa (a.s.) zikredilmektedir. Yine burada iki ayet kıldıkdenilmemiş, bir ayet kıldık denilmiştir. Çünkü burada tek bir hüküm vardır, oda İsa’nın babasız olarak doğuşudur.
b- “Temeli takva üzerine kurulan mescid.” (Tevbe: 9/108)
Bu mescidin Kuba mescidi olduğu söylenir. Zira bu mescid, Medine’dekimescidden daha evvel tesis edilmiştir. Fakat bu hususta gelen bir haberde, buayette geçen mescit hakkında ihtilafa düşen iki kişiye Rasulullah, o mescidin,Medine’deki mescit olduğunu söylemiştir. Her ikisi de hicretin ilk senesindeyapılmıştır. Bu bakımdan her ikisi de mümkün olabilir.
c- “Hani Rabbin meleklere: “Muhakkek ben yeryüzünde bir halifeyaratacağım.” demişti.” (Bakara: 2/30) Ayetin siyakından daanlaşıldığına göre, buradaki halife Adem’dir.
d- “İsteyen biri, inecek azabı istedi.” (Mearic: 70/1)Gökten inecek azabı isteyen, Nadr b. el-Haris idi.
e- “Kendisine o âma geldi diye yüzünü ekşitip çevirdi.”(Abese: 80/1) Ayette zikri geçen âma Abdullah b. Ummu Mektum’dur.
f- “Küfrün önderlerini hemen öldürün.” (Tevbe: 9/12)Katade’nin rivayetine göre bunlar Ebu Süfyan, Ebu Cehil, Ümeyye b. Halef,Süheyl b. Amr ve Utbe b. Rabia’dır.
2. Cem’i halinde bulunup da, onladan bazılarının isimleribilinenler.
a- “Sana yeni doğan ayları sorarlar.” (Bakara: 2/189)Yeni doğan ayları soranlardan yalnız Muaz b. Cebel ve Salebe b. Ganemzikredilir.
b- “Kitap’tan kendilerine bir nasib verilmiş olanları görmedinmi?” (Al-i İmran: 3/2) Bunlar arasında Nu’man b. Amr ve Haris b. Zeydzikredilir.
c- “Zayıf bırakılmış erkekler, kadınlar ve çocuklar.”(Nisa: 4/75) Onlardan İbn Abbas, annesi Ummu’l-Fadl, Ayyaş b. Ebi Rabia veSeleme b. Hişam zikredilir.
d- “De ki: “Ey kâfirler!” (Kâfirun: 109/1) Bu ayet Velidb. Mugire, Esved b. Muttalib ve Ümeyye b. Halef hakkında nazil olmuştur. Ama buayetin şumulü içerisinde, İslama karşı olan Kureyşin diğer ileri gelenleri deolabilir.
alıntı
Kur’an-ıKerim’desarih olarak isimleri zikredilmeyip te, ismi mevsuller veya zamirlerlezikredilen erkek veya kadınlar olduğu gibi, melek veya cin veyahut ta birtopluluk veya kabile de olabilir. Bu gibi ismi mevsullerin veya zamirlerin kimedelalet ettiğini bilmek kolay bir şey değildir. Suyuti ve Katip Çelebi’ninnakline göre, bu mübhemat ilminin mercii sadece nakildir. Bu hususta re’y hiçbir zaman ifade edemez, demektedirler. Bu konuda müstakil eserler meydanagetirildiği gibi, tefsir kitaplarında da bilgiler verilmektedir. Mübhemathakkındaki bilgiler, nakle dayandığına göre, o haberlerin sağlam senetlerle,Rasulullah, sahabe ve tabiuna ulaşması gerekir. Sahih olan haberlerin yanında, belki ondan çok daha fazlamevzu haberlerin yer alması ve konumuza, israiliyat dediğimiz İslam dışıhaberlerin girmesine müsait oluşu sebebiyle, kanaatımca bu konu, İslam’daepeyce istismar edilmiştir. Biz burada istismar edilişi yönünü değil de sağlamolarak bilinmesi lazım gelen esasları üzerinde duracağız.
Evvela akla şöyle bir sual gelebilir. Acaba Kur’an-ı Kerim’de müphemlerinbulunmasının sebebi nedir? Bu hususları İslam bilginleri şöylecevaplandırmışlardır.
1. Müphem olan husus Kur’an’ın başka bir yerinde tekrarzikredilerek onun aydınlatılmasıyla bir zenginlik elde etmek için. Mesela:“Kendilerine nimet verilenler” (Fatiha: 1/7) den kasıt nedir? İşte buayet “Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse kendilerine nimet verilen nebi,sıddık, şehid ve salihlerle beraberdir.” (Nisa: 4/69) bu ayetle beyanolunmaktadır.
2. Yakinen görülecek bir hale getirerek, müphemi meşhur etmekiçin. Mesela: “Ey Adem sen ve eşin birlikte cennete yerleşin.” (Bakara:2/35) Havva denilmedi de, eşi denildi.
3. Müphemin gizlenmesinin maksadı, o müphemin atfedilmesiniistemenin daha beliğ olduğunu göstermek için. Mesela: “İnsanlardan öylesivardır ki, onun bu dünya hayatına ait sözü hoşunuza gider.” (Bakara: 2/204)Buradaki şahıs Ahnes b. Şerik’tir. Sonunda iyi bir müslüman olmuştur.
4. Müphemin tayin edilmesinde büyük bir faide umulmadığı için.Mesela: “Yahut o kimse gibisini ki bir kasabaya uğradı.” (Bakara: 2/259)Burada kastedilen kasaba Beytü’l-Makdis’tir. Ama bunun bilinmesinde bir faydamülahaza edilmemektedir.
5. Şahıs tayin edilse bile, hususiliğin zıddı ifade edilerek,umumiliği tenbih için. Mesela: “Allah ve Rasulüne hicret etmek için evindençıkan” (Nisa: 4/100) ayeti hakkında İkrime bunu bilinceye kadar, 14 seneüzerinde durduğunu ve bu şahsın Damra b. İys olduğunu zikreder.
6. İsim zikretmeksizin kamil bir vasıf ile onu yüceltmek için.Mesela: “Doğruyu getiren ve onu doğrulayanlar.” (Zümer: 39/33) Ayetteki doğruyugetiren Muhammed’dir. Onutasdik eden ise Ebu Bekir’dir.
7. Nakıs bir vasıfla, onu tahkir etmek için. Mesela: “Muhakkakki sana buğzeden, zürriyetsizin ta kendisidir.” (Kevser: 108/3)
Bu ayette kastedilen şahıs ise As b. Vail’dir.
Yukarıda zikretmeye çalıştığımız veya sebebini bilemediğimiz daha pek çokhaller yüzünden Kur’an-ı Kerim’de müphemler mevcuttur. Kur’an, bugün eldemevcud Tevrat ve İncillerde olduğu gibi, hadiseleri, şahısları ve yerlerinizikrederek anlatmaz. Onun gayesi, olayları bir tarihi hadise olarak anlatmak değil, insan oğlunaibret dersi verip, onu düşünmeye davettir.
Kısaca müphematın sebeplerine temas ettikten sonra, biraz da Kur’an’danalacağımız örnekler üzerinde duralım. Alacağımız bu örnekleri iki kısımdamütala edeceğiz:
1) Erkek, kadın, melek, cin, tesniye veya cemi halinde bulunupda isimleri tamamen bilinenler.
a- “Biz Meryem oğlunu da, anasını da bir ayet kıldık.”(Mü’minun: 23/50)
Burada Meryem ve İsa (a.s.) zikredilmektedir. Yine burada iki ayet kıldıkdenilmemiş, bir ayet kıldık denilmiştir. Çünkü burada tek bir hüküm vardır, oda İsa’nın babasız olarak doğuşudur.
b- “Temeli takva üzerine kurulan mescid.” (Tevbe: 9/108)
Bu mescidin Kuba mescidi olduğu söylenir. Zira bu mescid, Medine’dekimescidden daha evvel tesis edilmiştir. Fakat bu hususta gelen bir haberde, buayette geçen mescit hakkında ihtilafa düşen iki kişiye Rasulullah, o mescidin,Medine’deki mescit olduğunu söylemiştir. Her ikisi de hicretin ilk senesindeyapılmıştır. Bu bakımdan her ikisi de mümkün olabilir.
c- “Hani Rabbin meleklere: “Muhakkek ben yeryüzünde bir halifeyaratacağım.” demişti.” (Bakara: 2/30) Ayetin siyakından daanlaşıldığına göre, buradaki halife Adem’dir.
d- “İsteyen biri, inecek azabı istedi.” (Mearic: 70/1)Gökten inecek azabı isteyen, Nadr b. el-Haris idi.
e- “Kendisine o âma geldi diye yüzünü ekşitip çevirdi.”(Abese: 80/1) Ayette zikri geçen âma Abdullah b. Ummu Mektum’dur.
f- “Küfrün önderlerini hemen öldürün.” (Tevbe: 9/12)Katade’nin rivayetine göre bunlar Ebu Süfyan, Ebu Cehil, Ümeyye b. Halef,Süheyl b. Amr ve Utbe b. Rabia’dır.
2. Cem’i halinde bulunup da, onladan bazılarının isimleribilinenler.
a- “Sana yeni doğan ayları sorarlar.” (Bakara: 2/189)Yeni doğan ayları soranlardan yalnız Muaz b. Cebel ve Salebe b. Ganemzikredilir.
b- “Kitap’tan kendilerine bir nasib verilmiş olanları görmedinmi?” (Al-i İmran: 3/2) Bunlar arasında Nu’man b. Amr ve Haris b. Zeydzikredilir.
c- “Zayıf bırakılmış erkekler, kadınlar ve çocuklar.”(Nisa: 4/75) Onlardan İbn Abbas, annesi Ummu’l-Fadl, Ayyaş b. Ebi Rabia veSeleme b. Hişam zikredilir.
d- “De ki: “Ey kâfirler!” (Kâfirun: 109/1) Bu ayet Velidb. Mugire, Esved b. Muttalib ve Ümeyye b. Halef hakkında nazil olmuştur. Ama buayetin şumulü içerisinde, İslama karşı olan Kureyşin diğer ileri gelenleri deolabilir.
alıntı
Moderatör tarafında düzenlendi: