Küresel bir yok oluş ve NUH Tufanı

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
http://www.yaklasansaat.com/resimler/eski_kavimler/nuh/kibleteyn_tasi.jpg



Cizre'de müzede bulunan Nuh'un Mihrab taşı(Kıbleteyn taşı); Kudüs'ü ve Mekke'yi göstermektedir.

(7) Cizre'de Nuh Peygamber'in türbesi ve onun adını alan bir cami bulunmaktadır. Araştırmacı-yazar Abdullah Yaşin, kişisel çabalarıyla çevreden topladığı eserlerle Cizre'de bir "müze" kurmuştur. Bu müzede "Tufan"la ilgili olduğu ifade edilen eserler bulunmaktadır. Bu eserlerden birisi de Nuh'un "kıbleteyn taşı" yahut diğer adıyla "mihrap taşı"dır. Bu taş iki kıbleyi göstermektedir: Mekke-Kabe ve Kudüs.
(8) "Şırnak" ili tarihsel olarak çok eski bir geçmişe sahiptir. Evliya Çelebi'nin 17. yüzyılda yazdığı "Seyahatname" ve tarihi rivayetlere göre Cizre, Tufan'dan sonra ikinci kez Nuh ve oğulları tarafından inşa edilirken Cizre'nin sıcağından korunmak için, Şırnak yazlık ve yaylak olarak inşa edilmiştir. Şırnak, Nuh'un Gemisi kalıntılarının olduğu öne sürülen Cudi dağının kuzeyinde Şehr-i Nuh -Şehri-Noah(k) adıyla kurulduğu daha sonra da bu ismin ŞerNok-ŞırNak'a dönüştüğü söylenmektedir.
(9) Musul'un kuzey doğusundaki Cudi dağı, özellikle eski zamanlardan beri binlerce hacı tarafından her yıl ziyaret edilmekte, orada bulunan ziftli tahta parçaları, tılsım ve muska amaçlı kullanılmaktaydı. Bugün Cudi dağının tüm çevresindeki yerleşim yerlerinde ve bölge halkının hafızalarında Nuh Tufanı ve Nuhoğulları konusunda hikaye ve anlatımlar önemli bir yer tutmaktadır. Çok eski tarihlerden beri Cudi civarında, her yıl dışarıdan gelenler ve bölge halkı tarafından kurbanlar kesilmekte, törenler ve Nuh'un kurtuluşuyla ilgili kutlamalar düzenlenmektedir.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
http://www.yaklasansaat.com/resimler/eski_kavimler/nuh/cudi_gemi.jpg


Gemi, manastıra yakın, dağa çıkan patika yolun tepeye çıktığı yerde bulunmaktadır. Gemi'nin durduğu yerin google earth'den görünüşü, aşağıda elips içine alınmıştır.

g) Gemi'nin Yerini İfşa Eden Coğrafi Kanıtlar
Mezopotamya'nın kuzeyinde bulunan dağ silsilelerinin önünde uzanan, üzeri ve etekleri yaşama en elverişli olan bir dağdır Cudi dağı. Eteklerinden çıkan çok sayıda su kaynakları, Dicle nehrine karışarak, onu besler. Cudi'nin üzeri yazın "yayla" görevi yaparken, etekleri; tarıma, bağ ve bahçe yapmaya elverişlidir. Gemi'nin dağ üzerinde "oturduğu yer"in bazı özellikleri taşıması gerekir. Bu özellikleri şöyle sıralayabiliriz:
(1) Gemi güneyden; Mezopotamya'dan geldi. Dağın güney tarafında; geminin önü ve arkası kuzeyi ve güneyi gösterecek şekilde oturmuş olmalı. Bu kuzey-güney doğrultusu, elbette bir sapma gösterebilir. Nitekim Cizre'deki surlar geminin yönünü çağrıştıracak şekilde yapılmıştır.
(2)
Cudi'nin özellikle Batı ve Güney tarafının sınırları-kenarları, adeta duvar gibidir. Gemi'nin, dağın güney kenarında müsait bir boşluğa oturmuş olması beklenir.
(3)
Gemi'nin oturduğu yer, dağdan inmeye ve çıkmaya elverişli olmalı yahut "dağa giden yol"un yakınında olmalıdır.
(4)
Gemi'nin oturduğu yer ve yakınındaki köy, dağın zirvelerinde olamaz. Nispeten dağın alçak, yahut Dağ'ın alçalan doğu tarafındadır.
(5) Gemi'nin kapısı açıldığında hayvanların kolayca çıkacağı, dağın yamaçlarına yayılabileceği ve zaman zaman gemiyi ziyaret edebileceği bir yol bağlantısı olmalıdır.
(6) Cudi'nin zirvelerinden birinde yapılmış olan ve sonra mescide çevrilen gemiye benzer manastır, muhtemelen geminin yerine yakındır ve yönü geminin yönüne bir işarettir.
(7) Geminin boyutları Tevrat'ta verilmiştir. Gemi'yi içinde saklayan "doğal görünümlü oluşum"un Tevrat'taki boyutlara uygun olması gerekir ve bu boyutlar: uzunluğu; 300 ama, genişliği; 50 ama, yüksekliği; 30 ama. "1 ama", 0,48 cm alınırsa; geminin boyutları; (144 m, 24 m, 14,4 m); 0,62 cm alınırsa boyutlar; (186 m, 31 m, 18 m), 0,70 cm alınırsa da; (210 m, 35 m, 21m) olur.
Nuh ve çocukları, Gemi'den indiklerinde dağın üzerinde, gemiye yakın ve soğuktan-rüzgarlardan korunaklı bir çanakta Semanin(seksenler) köyünü kurdular. Sular iyice çekilinceye kadar burada yaşadılar. Burası, Gemi'ye yakın, kuzeye bakan yamacında bir "çanak bölge"dir. Sular tamamen çekilinceye kadar kalacakları bu yerin; Semanin(80'ler) köyünün şu özelliklere haiz olması gerekir:
(1) Gemi'ye yakın olmalıdır ki Gemi'yi de, kendileri ve hayvanları için barınak ve depo olarak bir süre kullanabilsinler. Bize göre bu aradaki mesafe; 400-500 metreyi geçmez.
(2) Evlerin yapımında, Gemi'nin tahtalarından da yararlanmışlardır. Çünkü köy evi yapabilmeleri için taş, toprak dışında tahta-ağaç da gereklidir.
(3) Suyun kolayca çekilip-kuruması için yerleşim yeri meyilli olmalıdır ve bugün kurumuş olsa da oraya yakın pınar bulunmalıdır.
(4) Dağ'ın rüzgarları ve soğuğu dolayısıyla "rakımı düşük ve çanak bir bölge" olmalıdır.
(5)
Bu ilk köy; Semanin, hiçbir zaman Cudi'nin eteklerinde ve yamaçlarında olamaz. Cudi'nin yamaçlarında, yahut eteklerinde ancak sular tamamen çekildikten sonra köyler kurulmuştur ki bunlar, ilk yerleşim yerleri değildir. Sonuç olarak dağda kurulan ilk köy, bu temel koşullar sağlamak zorundadır.
Evet yukarıdan beri sıraladığımız Nuh'un gemisinin ve Semanin köyünün "Yeri"ne ait özellikler, başka ipuçları ve Google görüntüleri birleşince gerçeğe ulaşmak mümkündür. Nitekim, ziftli tahtayı bulan Dr. Bender; "Cudi'nin güneyinde ve Karaca köyünün 3 km kuzey doğusunda, yaklaşık 1700 metre yükseklikteki oluşum geminin yerini göstermektedir" diyor. Yine Nestoriyan Prens Nuri'nin "Dağ'ın güney bölgesinde bir taş yapı görünümü" ifadesini kullanıyor Gemi için... Biz de tüm bu verilerin ışığında Nuh'un gemisinin ve ilk kurduğu köyün yerini Google'dan işaretlemiş bulunmaktayız.
CUDİ'DE ZEYTİN AĞAÇLARI
Nuh'un gemisi dağın üzerine geldi, geminin karaya oturmasını beklerken; suların çekilme durumunu anlamak için Nuh, dışarıya güvercin gönderdi, ancak güvercin boş döndü. Bir 7 gün daha bekleyerek tekrar güvercini gönderen Nuh, güvercinin bir "zeytin dalı"yla döndüğünü gördü, işte Tevrat ifadesi:
Güvercin akşam vakti ona geldi; ve işte - ağzında, yeni koparılmış bir zeytin dalı vardı. Noah böylece suların yeryüzü üzerinden alçaldığını anladı.
Bereşit: 8/11




http://www.yaklasansaat.com/resimler/eski_kavimler/nuh/gemi.jpg


Cudi'ye güneyden çıkan patika yolun tepeye ulaştığı yerin sağındaki yapı, Tevrat'taki Gemi ölçülerine uygun bir oluşumdur. "Ziftli tahta" da oluşumun kenarında bulunmuştur. (Küçük okla gösterilen daire)


"Zeytin" Gemi'nin oturduğu dağ için önemli bir kanıttır. Abdullah Yaşin, "Cizre Şehir Rehberi"nde şunları yazıyor:
"Zeytin ağacı, Ağrı yöresinde kesinlikle yetişmez, ancak Cudi dağının güneyi, doğusu ve batısı zeytinliklerle doludur. Şah, Hebler, Hesena, Herbul, Gıreçulyan, Bespin köyleri, Cudi'nin yamaçlarında yer almaktadır ve arazilerinde bol zeytinlikler vardır. Cudi'de, yabani üzümler, armutlar, palamut, ışkın, menengiç ve salatada kullanılan kalın saplı çeşitli otlar mevcuttur. Bol miktarda pınarları vardır."
Şırnak'ın yüksek rakımlı dağlarında araştırma yapan Bornova Zeytincilik Araştırma İstasyonu uzmanı ziraat yüksek mühendisi Mehmet Ulaş ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Mücahit Taha Özkaya, araştırma sırasında Cudi ve Küpeli dağlarının 1157 rakımlı bölgelerinde; zeytin ağaçları buldu. Adana'da düzenlenen "Tarımsal Eğitim" ile ilgili bir seminere katılan Mehmet Ulaş şunları söylüyor:

http://www.yaklasansaat.com/resimler/eski_kavimler/nuh/cudi_gemi1.jpg

Dr. Bender, "ziftli tahta"yı bulduğu yeri, Karacaköy'ün 3 km kuzeydoğusunda diye tanımlamıştır. Bu tanım yukarıda elips içine aldığımız tepeye bizi götürmektedir.

cudi_gemi2.jpg
Üstte Gemi oluşumunun yeri, Nuh'un yaptığı Sunak ve Cudi'nin üzerinde çanak bölge içinde ilk kurulan köy(Semanin) görülüyor. Google earth'dan çanak içi dikkatle incelendiğinde, yapı temellerine ait kalıntılar çok rahat görülmektedir. Gemi ile ilk yerleşim yeri arasında yaklaşık 500 metre mesafe var.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
nuh_tufani.jpg
cudi-zirve-zeytin.jpg

Cudi dağında 1157 metreye ulaşan yüksek yerlerde, hatta daha yükseklerde meyvesi olan zeytin ağaçları bulunduğunu bölge insanları bilmektedir. Ancak yakın zamanda Cudi'de, bu yüksekliklerde araştırmacıların zeytin ağaçlarına rastlaması, basında büyük yankı yapmıştır.

uzum_bagi.jpg

Cudi'nin eteklerinde Silopi'nin kuzeybatısında bir üzüm bağı.

"12 araştırma görevlisiyle yürüttüğümüz proje kapsamında Türkiye'nin zeytin yetiştirmeye elverişli alanlarını ortaya çıkarmayı hedefledik. İncelemelerimiz sırasında bulduğumuz zeytin ağaçları, bizleri şaşırttı. Çünkü 700- 800 metreden sonra meyve veren zeytin ağacına çok rastlanmaz. Ancak bizim bulduğumuz ağaçlar, yetiştiriciliği yapılan kültür bitkileri. O iklim ve sıcaklık değerlerinde, böyle zeytin ağaçlarının yetişmiş olması gerçekten şaşırtıcı. Bu ağaçlar, tamamen farklı ırk ve türe ait. Yükseklik ve iklim koşulları, bitkilerin yayılımını en çok sınırlayan koşullardır. Bu kadar yüksek rakımlarda bu ağaçlar yetişiyorsa, dağların zirvesinde yeni bahçeler oluşturulabilir."
Nuh'un dağdan indikten sonra ilk kurduğu bağ, üzüm bağıdır. Bu durum, Tevrat(Bereşit): 9/20'de şöyle ifade edilir:
Noah, toprak adamı olmaya başladı ve bir bağ dikti.
Cudi dağının yamaçlarında zeytin ağaçları gibi yabani üzümler de bulunmaktadır. Ayrıca Cudi dağının eteklerinde üzüm bağları mevcuttur ve üzüm yetiştirilmektedir.
Sonuç olarak Cudi dağı, tüm coğrafi özellikleriyle, tarıma-bağcılığa elverişli etekleri ve çevresiyle, iklimi ve su kaynaklarıyla, Nuhoğullarının yeni bir yaşama başlamaları, buradan yeryüzüne dağılmaları için gerekli tüm koşulları taşımaktadır. Daha sonra Dağ'ın eteklerinde Nuhoğulları tarafında köyler kurulmuş, buradan insanoğlu-beşeriyet tekrar Dünya'ya yayılmıştır. Bugün Cudi'nin çevresinde, dağın eteklerinde çok sayıda eski köy kalıntıları, yahut terk edilmiş köyler bulunmaktadır. Nuh'un burada yaşaması dolayısıyla burası tarih boyunca rağbet görmüş; Dağ, birçok toplulukları buraya çekmiş ve barındırmıştır.
SONUÇLAR
1) Nuh Tufanı, inkarı mümkün olmayacak derecede muhkem-mütevatir bir olaydır. Ancak bu ibretli evrensel helaktan gerekli dersler çıkarması gereken Nuhoğulları, böyle bir olay olmamış gibi davranıyorlar ve bu ibretli helakı arkalarına atıyorlar.
2) Nuh Tufanı sadece gerçek değil, küresel çapta bir helaktır. "Sadece Mezopotamya'da oldu, lokal olaydı, her toplumun kendi su taşkınları olduğu için küresel çapta yaygın hikayeler uydurulmuştur" edebiyatı, bir aldanma ve aldatmadan başkası değildir. Ortaya koyduğumuz "kanıtlar kümesi"nin kesinliği ve tutarlılığı ortadadır, "küresel tufan"ın aksi iddia edilemez.
3) Küresel Nuh Tufanı'nın "su seviyesi ve kaynakları", delilleriyle ortaya konmuştur. Büyük-küçük çok sayıda "kuyruklu yıldız"ın Dünya'ya çarpması, bu çarpmalarla birlikte "Yerküre'nin çekirdeği"nin tetiklenmesi ve ısı enerjisinin artması; arkasından zincirleme şiddetli volkanik aktiviteleri, buzulların erimesini, depremleri ve yer yüzeyinde değişikliklerin meydana gelmesini sağlamıştır. Ve bu arada Manto ile Yeryüzü arasındaki "derin döngü" de harekete geçmiştir.
4) Küresel Nuh Tufanı sadece Nuh kavminin helakı değil; insanlığın, özellikle Mu-Atlantis toplumlarının ve bunları baştan çıkararak Ye'cuc-Me'cuc(Devler) üreten Lemurya cin-şeytan toplumunun da helakıdır. Özetle Rabb'ini unutmuş, cin-şeytanlara uymuş insanoğlunun küresel çapta bir helakıdır.
5) Nuh'un Gemisi'nin Cudi dağına demir attığı, tüm delilleriyle ortaya konmuştur. Nuh'un Gemisi'nin, Ağrı yahut başka bir dağla hiçbir ilişkisi yoktur. Kur'an, Tevrat ve tüm büyük din mensuplarına dayalı kanıtlar, tarihi, bölgesel, arkeolojik kanıtlar, Cudi'yi göstermektedir. Şimdiye kadar Cudi'de ciddi arkeolojik bir araştırma yapılmamasının birinci derecede sorumlusu, İslam bilginleri etiketli ilahiyatçı-tarihçilerin, "Din-Bilim ve İslam Arkeolojisi" anlayışıdır.
6) Burada devlerle ilgili bir detay üzerinde duracağız. Nuh'un Gemisi hareket ettiğinde, devlerden birisi gemiye tutunarak, Nuh'un, kendisini kurtarması karşılığında, Nuh soyunun kölesi olacağı sözünü vermişti. Bu devin adı Uc(Og) bin Anak'tır. Nuh'a verdiği sözü ne kadar tuttu bilmiyoruz, ancak bu devin soyundan da bir millet ortaya çıkmıştır ki; bunlara "Anakim"(Anaklar) denmektedir.
Bu dev soyu "Anakim", önce Mezopotamya'nın kuzeyinde, daha sonra da Musa zamanında Filistin-Ürdün coğrafyasında etkili-güçlü topluluklar olarak ortaya çıkmıştır. Buraya kadar özetlediğimiz bu dev soyu topluluklarla ilgili deliller güçlüdür ve bu konu Tevrat'ta çok önemli bir yer tutmaktadır. Tevrat'ta, Başan Kralı Og ve kardeşi Heşbon'da oturan Emori Kralı Sihon'dan bahsedilir. İsrailoğulları Nebo tepesine doğru ilerlerken, bu iki kardeş dev soyu kralı ve ordularını birlikte yok etmişlerdir. Özellikle dev Og'u, Allah'ın emriyle bizzat Musa kendisi öldürmüştür. Yine Kur'an'da; BAKARA(2)/249-251'de geçen Davud'un öldürdüğü "Calud" da bir dev artığıdır. Tevrat'ta genişçe anlatılan vaad edilmiş toprakları teftişe giden 12 kişinin bu "Anakim"lerden korkusu; MAİDE(5)/21-24'te de kapalı olarak dile getirilmiştir. Bu konu, ayrı bir çalışmanın konusudur, ancak Tufan'la bağlantısı dolayısıyla sonuç bölümünde kısaca özetlemiş bulunmaktayız.
7) Yeni bir Nuh Tufanı olmayacak; "2012 Filmi" İblis yalanı, ancak Yaklaşansaat geliyor... Dün cin-şeytanların tuzağına düşen Ademoğlu, bugün de Nuhoğlu olarak aynı tuzağa maalesef düşmüş görünüyor. Acaba bugün kaç gelişmiş ülkenin başkanları, başkan eşleri, İblis'in uzaylı-melekleriyle oturup kalkıyor? Nuh zamanındaki Dünya'dan bugünkü Dünya ne kadar iyi! İnsanlığın en son evrensel Elçisi Muhammed (s.a.v.)'i ve Kur'an'ı tanımayanlar, İblis ordusunun Dünya üzerinde yürüttüğü "enigmatik sinsi propaganda"yı ve "manipülasyonlar"ı nasıl bilecekler, nasıl engelleyecekler ve Sonsuz Güç Sahibi Allah'a karşı kimden yardım alacaklardır? İşte kendileri aldanıp, insanlığın aldatılmasında İblis'in değirmenine su taşıyanlara son sözümüz:
Gökteki o kimsenin(Mikail'in), sizi Arz'a geçirmesinden emin mi oldunuz? O zaman Arz sarsılır(depremler olur).
O'nun, üzerinize 'taş-dolu kasırgası' göndermeyeceğinden emin misiniz? Yakında bileceksiniz, Benim uyarım(korkutmam) nasılmış?
Muhakkak sizden öncekiler de yalanladı. Benim inkarım nasılmış?
Orada(Gök'te), onların üzerinde dizi dizi dolaşanları(göktaşlarını) görmediler mi? Onları, (melekler) kabzeder(yönetir). Onları, Rahman'dan başkası tutmaz. Muhakkak O(Rahman), her şeyi görendir.
Şu sizin için olan (göktaşları) ordusuna karşı size Rahman'dan başka kim yardım edecek? Muhakkak kafirler bir aldanmışlık içindedirler.​
[MÜLK(67)/16-20]

Kaynaklar:
1) Kur'an-ı Kerim
2) Tevrat(Tora), Bereşit(Tekvin), Türkiye Hahambaşılığı, Gözlem Yy, İstanbul, 2010.
3) Peygamber Enok'un Kitabı
, çev. Günyüz Keskin, Hermes Yy, İstanbul, 2011.
4) Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, C.5, Hno: 8348, çev. Naim Erdoğan, İz Yy.
5) James H. Charlesworth, The Old Testament Pseudepigrapha- Apocalyptic Literature and Testaments, C. I, II, (çev. Kader Demirpehlivan), Hendrickson Publishers, Massachusetts-USA, 2011.
6) Fred Warshofsky, "Nuh Tufanı ve Gerçekler", Readers Digest (çev. Bilim ve Teknik, Aralık 1977)
7) "Tollmann's Hypothetical Bolide", wikipedia, goldenage project.com
8) Lou Bergeron, "Deep Waters", New Scientist, 1997.
9) Eiji Ohitani, "Water in The Mantle", Elements Journal, January 2005.
10) Richard A. Lovett, "Huge Underground Ocean Found", National Geographic, February 2007.
11) Pamela Gore, "Earth's Surface Features", Georgia Perimeter College.
12) Ben Harder, "Inner Earth May Hold More Water Than Seas", National Geographic, March 2002.
13) Tony Fitzpatrick, "3-D Model Shows Big Body of Water in Earth's Mantle", physorg.com, February 2007.
14) William B. F. Ryan, Walter C. Pitman, Nuh Tufanı, çev. Dursun Bayrak, Ankara, 2011.
15) Muazzez İlmiye Çığ, Sümerli Ludingirra, Geçmişe Dönük Bilim Kurgu, Kaynak Yy, Eylül 1997.
16) Doç. Dr. Bahattin Dartma, Nuh Tufanı, Rağbet Yy, İstanbul, 2005.
17) Ahmet Musaoğlu, Nuh'un Gemisi Cudi'de, Okul Yy. İstanbul, 2005.
18) Robert Graves, Raphael Patai, İbrani Mitleri: (Tekvin-Yaratılış Kitabı), çev. Uğur Akpur, İstanbul, 2009.
19) Mircea Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, C. I, çev. Ali Berktay, Kabalcı Yy, Mayıs 2007.
20) New Scientist, p.42, 9 January 1999.
21) Friedrich Bender, "Wood Remains From The 'Landing Site of Noah's Ark' Nearly 6500 Years Old", Bible and Spade, Sayı:19, No: 4, çev. Dr. Alp Bayraktar, yaklasansaat.com, 2006.
22) Bill Crouse, "Nuh'un Gemisi: Gemi'nin Son Rıhtımı", Arkeoloji ve Kutsal Kitap Araştırmaları, C.5, No:13, çev. Gökben Coşkun, yaklasansaat.com, 1992.
23) Gertrude Bell, "Amurath to Amurath", Noahs Ark Search, çev. Gökben Coşkun, yaklasansaat.com, 1909.
24) Bill Crouse and Gordon Franz, "Mount Cudi–The True Mountain of Noah's Ark", Bible and Spade, çev. Dr. Alp Bayraktar, yaklasansaat.com, Güz 2006, Vol. 19, No.4.
25) Geza Vermes, Ölü Deniz Parşömenleri Kumran Yazıtları, çev. Nurfer Çelebioğlu, Nokta Kitap, İstanbul, 2005.
26) Huybers, "Pleistocene Glacial Variability as a Chaotic Response to Obliquity Forcing", Climate of the Past, 2009.
27) Huybers, "Antarctica's Orbital Beat", Science, 2009.
28) Ergun Candan, Nuh'un Gemileri, Sınır Ötesi Yy. İstanbul, 2008.
29) earthsky.org
30) cizre.gen.tr
31) Ana Britannica
32) Wikipedia
33) earthage.org
34) nooran.org
35) biltek.tubitak.gov.tr
36) haberturk.com
 

NuSReT

Aktif Üyemiz
Grönland'da gerçekleştirilen araştırma projesine göre buz çağı, tam olarak 11.711 yıl önce son bulmuş ve dünya insan toplumunun yaşamasına müsait hale gelmiştir. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Kopenhag Üniversitesi Buz ve İklim Merkezi araştırmacılarından Jörgen Peder Steffensen, şunları söylüyor:
"Buz katmanlarından aldığımız numuneler vasıtasıyla elde ettiğimiz detaylı bulgulara göre; buzul çağının sona ermesi ve ılıman iklime geçilmesi, bir düğmeye basılmış gibi oldukça hızlı gerçekleşmiştir."
(6) Kutuplarda bulunan "volkan külleri"nin 10.000-14.000 yıllık olduğu tespit edilmiştir. Bu aralığın ortalaması(12.000 yıl) ve Grönland'da yapılan araştırma sonucu ortaya çıkan 11.711 yılı, Nuh Tufanı'nın gerçekçi tahminlerini vermektedir.

Allah'ın hikmeti ve istemesi ile gerçekleşen Nuh Tufanından alınacak çok ders bulunuyor. Bu zamanda bile bazı konularda dikkat edilmesi gereken hususlar var. Güzel bir konu. Okurken bile düşündürüyor insanı.Teşekkürler.
 
Üst Alt