“Hazret-i Peygamber (asm) son peygamberdir. Kıyâmete kadar olacak önemli hâdiseleri nübüvvet gözüyle görüp haber vermiştir. Âlem-i İslâm’a yapılan bu fecî taarruzdan haber vermiş midir? Bu konuda hadisler var mıdır?”
Söz, Peygamber Efendimiz aleyhissalâtu vesselâmın:
Hz. Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Nefsim kudret elinde bulunan Allah’a yemin olsun ki, îmâmınızı öldürmedikçe, kılıçlarınızı birbirinize kullanmadıkça, dünyanıza kötüleriniz varis olmadıkça kıyamet kopmayacaktır.” (1)
Ebû Mûsâ radiyallahü anh anlatmıştır: Resûlullah Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdu:
“Sizden sonra gelecek günler vardır ki, o günlerde ilim kaldırılacak ve herc çoğalacaktır!”
Ashab-ı Kirâm (ra):
“Yâ Resûlallah! Herc nedir?” dediler.
Resûl-i Ekrem aleyhissalâtu vesselâm: “Öldürmektir. Öldürmektir. Öldürmektir.” Buyurdu. (2)
Hz. Ebû Hüreyre (ra) ve Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:”Kıyamet kopmazdan önce gece karanlığının parçaları gibi fitneler olacak. O vakit kişi mü’min olarak sabaha erer de kâfir olarak akşama kavuşur. Mü’min olarak akşama erer, kâfir olarak sabaha kavuşur. Birçok kimse azıcık bir dünyalık mukabilinde dinlerini satarlar.” (3)
Ömer ibn-i Hamza (ra) bildirmiştir: Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Sizler Yahûdîlerle muhakkak savaşacaksınız! Harp o kadar şiddetli olacaktır ki, hattâ taş: “Ey Müslüman! Şu arkamdaki bir Yahûdî’dir! Gel de onu öldür!” diyecektir.” (4)
Abdullah bin Ömer (ra) bildirdi: Resûl-i Ekrem Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdu: “Yahûdîler sizinle savaşacaktır! Fakat netîcede siz onlara musallat kılınacaksınız! Öldürme o kadar şiddetli olacak ki. Bir kaya parçası: “Ey Müslüman! Şu arkamda duran kişi bir Yahûdî’dir. Onu öldür!” diye haber verecektir.” (5)
Ebû Hüreyre (ra) bildirmiştir: Resûl-i Ekrem Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdu: “Müslümanlarla Yahudiler harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; ‘Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu, şu arkamdaki Yahudi’dir, hemen gel de öldür onu!” diye haber verecektir. Sadece Garkad ağacı müstesna, çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır.” (6)
Ebû Hüreyre (ra) bildirmiştir: : Resûl-i Ekrem Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdu: “İlim inkırâza uğramadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman yaklaşıp gece ile gündüz bir olmadıkça, fitneler meydana çıkmadıkça, adam öldürme olayları artmadıkça, aranızda mal çoğalıp sel gibi akmadıkça, halk yüksek kâşâneler yapma yarışına girmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. Kıyâmet öyle bir ansızın kopacaktır ki, sağmal devenin sütünü sağıp gelen kişiye sütü içmek nasip olmayacaktır. Yemek yiyen kişi lokmasını ağzına götürecek, fakat yemek nasip olmadan kıyamet ansızın kopacaktır.” (7)
Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Ümmetimden bir kısım insanlar Dicle denen bir nehir yanında, Basra denen geniş bir düzlüğe inerler. Nehrin üzerinde bir köprü vardır. Oranın halkı kısa zamanda çoğalır ve Müslümanların beldelerinden biri olur. Ahir zamanda geniş yüzlü, küçük gözlü olan Benî Kantûra gelip nehir kenarına inerler. Bura halkı üç fırkaya ayrılır:
“-Bir fırka sığır ve kır develerinin peşlerine takılırlar (dünya işlerine çok dalarlar, bunlar) helak olurlar.
“-Bir fırka nefislerini(n kurtuluşunu esas) alırlar (ve Benî Kantûra ile sulh yolunu) tutarlar. Böylece bunlar küfre düşerler.
“-Bir fırka da çocuklarını geride bırakıp onlarla savaşırlar. İşte bunlar şehit olurlar.” (8)
Bu hadislerin açıklamalarına gelince: Allah Resûlü (asm) bu hadislerinde, Müslümanların kıyâmete yakın zamanlarda,
1-Îmân zaafına düşeceklerini, 2-İyiliği emredip, kötülükten sakındırma işini ihmal edeceklerini, 3-Îmân zaafından dolayı yer yer iç kargaşaya ve iç kavgalara sürükleneceklerini, 4-Kötülerin ve zâlimlerin mâsûmlar üzerinde hâkimiyet kuracaklarını, 5-Dünyada kötülerin ve şerirlerin şiddetli rahatsızlık unsuru olacaklarını haber vermiştir.
Hadislerde Müslüman’ların Yahûdîlerle savaşacakları açık bir dil ile bildirilmiştir. Bu savaşta Müslüman’ların saldırgan taraf olmayacağını da hadîslerin metninden anlamak mümkündür. Müslüman’lar savunmada olacaklar ve dâvâlarında haklı bulunacaklardır. Bundan dolayı; Müslüman olsun gayr-i Müslim olsun dünya kamu oyunu arkalarına alacaklardır. Hadiste taş ve ağacın konuşmasıyla teşbih edilen ses, insanlığın ortak vicdanıdır, yani dünya halklarının ortak sesidir.
Demek, dünya kamu oyu Yahûdî’leri tasvip etmeyecektir. Ancak Yahûdî’leri saldırganlıklarında tasvip eden, onlara destek veren, onları koruyan ve kollayan ve onlar adına savaşan bir kavim olacaktır. Bu kavim, istikbali çok net gören Peygamber Efendimiz (asm) tarafından “Garkad Ağacı” olarak tasvir ve teşbih edilmiştir.
O zaman henüz kurulmamış olan Basra ve Bağdat kentlerinin kurulacağını ve buralarda Müslüman halkın yaşayacağını Allah Resûlü (asm) mu’cizevî bir şekilde haber vermiştir. Nitekim bu hadis-i şerife Üstad Bedîüzzaman Hazretleri de temas etmiştir. (9)
Bu kente saldıracağı bildirilen Benî Kantûra, hadis yorumcuları tarafından “Türkler” olarak yorumlanmıştır. Bilindiği gibi hicrî 656 tarihinde Bağdat bir kez de Hülâgu tarafından yakılıp yıkılmıştır. Böylece Benî Kantûrâ’nın yorumu çıkmıştır. Fakat günümüzde Yahûdîlerle dirsek teması bulunan Amerikan ve İngiliz’in Bağdat’ı ve Basra’yı yeniden yakıp yıkması, Benî Kantûrâ zulmünü, bu defa Yahûdî’lere destek veren Garkad Ağacı teşbihiyle birlikte, bir defa daha gündeme getirmiştir.
Günümüzde Yahûdî fitnesinin Orta doğuyu ne derece ateş Cehennemine çevirdiği mâlûmdur. Hadislerden anlaşılan odur ki, Yahûdî’ler bozguna uğratılıncaya kadar bu savaş âhir zamanın acı bir musîbeti olarak devam edecektir. Allah hayıra tebdil eylesin. Âmîn.
Dipnot:
(1) Tirmizî, Fiten 9, (2171).
(2) Bakınız: Müslim, Fiten 18, (157);Tirmizî, Fitne, 28;
(3) Tirmizî, Fiten 27, 30, (2196);
(4) Müslim, Fiten, 80;
(5) Müslim, Fiten, 81;
(6) Müslim, Fiten, 82;
(7) Buhârî, 12/2123;
(8) Ebu Davud, Mehalim 10, (4306).
(9) Mektûbât, s. 112
Söz, Peygamber Efendimiz aleyhissalâtu vesselâmın:
Hz. Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Nefsim kudret elinde bulunan Allah’a yemin olsun ki, îmâmınızı öldürmedikçe, kılıçlarınızı birbirinize kullanmadıkça, dünyanıza kötüleriniz varis olmadıkça kıyamet kopmayacaktır.” (1)
Ebû Mûsâ radiyallahü anh anlatmıştır: Resûlullah Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdu:
“Sizden sonra gelecek günler vardır ki, o günlerde ilim kaldırılacak ve herc çoğalacaktır!”
Ashab-ı Kirâm (ra):
“Yâ Resûlallah! Herc nedir?” dediler.
Resûl-i Ekrem aleyhissalâtu vesselâm: “Öldürmektir. Öldürmektir. Öldürmektir.” Buyurdu. (2)
Hz. Ebû Hüreyre (ra) ve Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:”Kıyamet kopmazdan önce gece karanlığının parçaları gibi fitneler olacak. O vakit kişi mü’min olarak sabaha erer de kâfir olarak akşama kavuşur. Mü’min olarak akşama erer, kâfir olarak sabaha kavuşur. Birçok kimse azıcık bir dünyalık mukabilinde dinlerini satarlar.” (3)
Ömer ibn-i Hamza (ra) bildirmiştir: Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Sizler Yahûdîlerle muhakkak savaşacaksınız! Harp o kadar şiddetli olacaktır ki, hattâ taş: “Ey Müslüman! Şu arkamdaki bir Yahûdî’dir! Gel de onu öldür!” diyecektir.” (4)
Abdullah bin Ömer (ra) bildirdi: Resûl-i Ekrem Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdu: “Yahûdîler sizinle savaşacaktır! Fakat netîcede siz onlara musallat kılınacaksınız! Öldürme o kadar şiddetli olacak ki. Bir kaya parçası: “Ey Müslüman! Şu arkamda duran kişi bir Yahûdî’dir. Onu öldür!” diye haber verecektir.” (5)
Ebû Hüreyre (ra) bildirmiştir: Resûl-i Ekrem Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdu: “Müslümanlarla Yahudiler harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; ‘Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu, şu arkamdaki Yahudi’dir, hemen gel de öldür onu!” diye haber verecektir. Sadece Garkad ağacı müstesna, çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır.” (6)
Ebû Hüreyre (ra) bildirmiştir: : Resûl-i Ekrem Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdu: “İlim inkırâza uğramadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman yaklaşıp gece ile gündüz bir olmadıkça, fitneler meydana çıkmadıkça, adam öldürme olayları artmadıkça, aranızda mal çoğalıp sel gibi akmadıkça, halk yüksek kâşâneler yapma yarışına girmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. Kıyâmet öyle bir ansızın kopacaktır ki, sağmal devenin sütünü sağıp gelen kişiye sütü içmek nasip olmayacaktır. Yemek yiyen kişi lokmasını ağzına götürecek, fakat yemek nasip olmadan kıyamet ansızın kopacaktır.” (7)
Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Ümmetimden bir kısım insanlar Dicle denen bir nehir yanında, Basra denen geniş bir düzlüğe inerler. Nehrin üzerinde bir köprü vardır. Oranın halkı kısa zamanda çoğalır ve Müslümanların beldelerinden biri olur. Ahir zamanda geniş yüzlü, küçük gözlü olan Benî Kantûra gelip nehir kenarına inerler. Bura halkı üç fırkaya ayrılır:
“-Bir fırka sığır ve kır develerinin peşlerine takılırlar (dünya işlerine çok dalarlar, bunlar) helak olurlar.
“-Bir fırka nefislerini(n kurtuluşunu esas) alırlar (ve Benî Kantûra ile sulh yolunu) tutarlar. Böylece bunlar küfre düşerler.
“-Bir fırka da çocuklarını geride bırakıp onlarla savaşırlar. İşte bunlar şehit olurlar.” (8)
Bu hadislerin açıklamalarına gelince: Allah Resûlü (asm) bu hadislerinde, Müslümanların kıyâmete yakın zamanlarda,
1-Îmân zaafına düşeceklerini, 2-İyiliği emredip, kötülükten sakındırma işini ihmal edeceklerini, 3-Îmân zaafından dolayı yer yer iç kargaşaya ve iç kavgalara sürükleneceklerini, 4-Kötülerin ve zâlimlerin mâsûmlar üzerinde hâkimiyet kuracaklarını, 5-Dünyada kötülerin ve şerirlerin şiddetli rahatsızlık unsuru olacaklarını haber vermiştir.
Hadislerde Müslüman’ların Yahûdîlerle savaşacakları açık bir dil ile bildirilmiştir. Bu savaşta Müslüman’ların saldırgan taraf olmayacağını da hadîslerin metninden anlamak mümkündür. Müslüman’lar savunmada olacaklar ve dâvâlarında haklı bulunacaklardır. Bundan dolayı; Müslüman olsun gayr-i Müslim olsun dünya kamu oyunu arkalarına alacaklardır. Hadiste taş ve ağacın konuşmasıyla teşbih edilen ses, insanlığın ortak vicdanıdır, yani dünya halklarının ortak sesidir.
Demek, dünya kamu oyu Yahûdî’leri tasvip etmeyecektir. Ancak Yahûdî’leri saldırganlıklarında tasvip eden, onlara destek veren, onları koruyan ve kollayan ve onlar adına savaşan bir kavim olacaktır. Bu kavim, istikbali çok net gören Peygamber Efendimiz (asm) tarafından “Garkad Ağacı” olarak tasvir ve teşbih edilmiştir.
O zaman henüz kurulmamış olan Basra ve Bağdat kentlerinin kurulacağını ve buralarda Müslüman halkın yaşayacağını Allah Resûlü (asm) mu’cizevî bir şekilde haber vermiştir. Nitekim bu hadis-i şerife Üstad Bedîüzzaman Hazretleri de temas etmiştir. (9)
Bu kente saldıracağı bildirilen Benî Kantûra, hadis yorumcuları tarafından “Türkler” olarak yorumlanmıştır. Bilindiği gibi hicrî 656 tarihinde Bağdat bir kez de Hülâgu tarafından yakılıp yıkılmıştır. Böylece Benî Kantûrâ’nın yorumu çıkmıştır. Fakat günümüzde Yahûdîlerle dirsek teması bulunan Amerikan ve İngiliz’in Bağdat’ı ve Basra’yı yeniden yakıp yıkması, Benî Kantûrâ zulmünü, bu defa Yahûdî’lere destek veren Garkad Ağacı teşbihiyle birlikte, bir defa daha gündeme getirmiştir.
Günümüzde Yahûdî fitnesinin Orta doğuyu ne derece ateş Cehennemine çevirdiği mâlûmdur. Hadislerden anlaşılan odur ki, Yahûdî’ler bozguna uğratılıncaya kadar bu savaş âhir zamanın acı bir musîbeti olarak devam edecektir. Allah hayıra tebdil eylesin. Âmîn.
Dipnot:
(1) Tirmizî, Fiten 9, (2171).
(2) Bakınız: Müslim, Fiten 18, (157);Tirmizî, Fitne, 28;
(3) Tirmizî, Fiten 27, 30, (2196);
(4) Müslim, Fiten, 80;
(5) Müslim, Fiten, 81;
(6) Müslim, Fiten, 82;
(7) Buhârî, 12/2123;
(8) Ebu Davud, Mehalim 10, (4306).
(9) Mektûbât, s. 112