Kainatı Ayakta Tutan Sır...

Nur Hanım

Aktif Üyemiz
Cenab-ı Allah'ın isimlerinden birisi de kayyum ismidir. Bu kâinatın yaratıcısı kayyumdur. Yani bizatihi kaimdir, daimdir, bâkidir. Bütün eşya onunla ayakta durur, devam eder. Kâinatta büyük-küçük canlı-cansız herşey bütün varlıklar Cenab-ı Hakkın kayyum ismiyle ayakta durur, varlığını devam ettirir. Eğer kâinattan bir dakikacık olsun kayyumiyet nisbeti kesilse, kâinat mahvolur.

Evet Cenab-ı Allahın ne zatında, ne sıfatında ve ne de fiillerinde eşi ve benzeri yoktur, ortağı olamaz. Bir evi veya bir sarayı kolayca idare eder gibi bütün kâinatı bütün varlıklarıyla beraber idare eden, terbiye eden sonsuz ilim, hikmet ve kudret sahibi bir zatın elbette benzeri, ortağı olmaz ve olamaz.

Evet bir zat ki ona yıldızların yaratılması, zerrelerin yaratılması kadar kolay gele.. ve en büyük şey en küçük şey gibi kudretine musahhar ola.. ve hiçbir şey hiçbir şeye, hiçbir fiil hiçbir fiile mani olmaya.. ve hadsiz fertler bir fert gibi nazarında hazır ola.. ve bütün sesleri birden işite.. bütün varlıkların hadsiz ihtiyaçlarını birden yapabile.. ve hiçbir mekânda olmadığı halde, herbir yerde ve herbir mekânda kudretiyle, ilmiyle hâzır ola.. ve herşey ondan nihayet derecede uzak olduğu halde, o ise herşeye nihayet derecede yakın olabilen bir zâtı Hayy-ı Kayyum-u zü-l Celalin elbette hiçbir cihette misli, benzeri, ortağı olmaz ve olması imkânsızdır.İşte şu kainattaki yıldız ve gezegenlerin kıyamları, devamları ve bekaları kayyumiyet sırrına bağlıdır. Eğer o kayyumiyet cilvesi bir dakikada yüzünü çevirse, bir kısmı dünyamızdan bin defa büyük milyonlarla yıldızlar, fezanın uçsuz bucaksız boşluğunda dağılacak, birbirine çarpacak, darmadağan olacaklar. Kayyum-u zû-l Celal olan cenab-ı Allah kayyum ismiyle; esir maddesi içinde hadsiz gök cisimlerine son derece bir düzen ve ölçü içinde kayyumiyet sırrıyla bir kıyam, bir beka, bir devam vermiştir.

Bunlardan bazısı dünyamızdan bin ve bir kısmı bir milyon defa büyük milyonlarla o büyük küreleri direksiz, istinadsız, boşlukta durdurmakla beraber, her birine bir vazife vermiş ve gayet muhteşem bir ordu şeklinde “Emr-i kun feyekun” (cenab-ı Allah bir şeyi dilediği zaman ona ol der, o iş hemen oluverir ) den gelen emirlere mutlak itaat ettirmesi kayyum isminin geniş bir tezahürüdür.

Yine bunun gibi her bir varlığın zerreleri dahi yıldızlar gibi cenab-ı Allah'ın kayyum ismiyle varlığını devam ettiriyor. Evet hayat sahibi bir varlığın bedenindeki zerrelerin, herbir uzva mahsuz bir şekil ile küme küme toplanıp dağılmadıkları ve sel gibi akan unsurların fırtınaları içinde vaziyetlerini muhafaza edip dağılmamaları ve muntazaman durmaları gösterirki ; bu vaziyetleri kendi kendilerinden olmayıp, kayyumiyet sırrıyla varlıklarını devam ettirmektedirler. Yeryüzündeki bütün varlıklar ve gökyüzündeki yıldızlar nasıl kayyum ismi ile varlıklarını devam ettiriyorlarsa, bu zerreler dahi hadsiz dilleriyle kayyumiyet sırrını ilan ederler.

Nasıl ki kâinat kayyumiyet sırrıyla kaimdir.. öyle de: kayyum isminin en mükemmel tezahürü olan insan ile, bir cihette kâinat kıyam bulur,

yani kâinatın bir çok hikmetleri, maslahatları, gayeleri insana baktığı için adeta insandaki kayyumiyet cilvesi kâinata bir direktir. Evet kayyum olan cenab-ı Hak, bu kainatta insanı irade etmiş ve kâinatı onun için yaratmış denilebilir.
Çünkü insan camiiyyeti itibariyle cenab-ı Allah'ın isimlerini anlar ve zevkeder. İşte zâtı Hayyı Kayyum insanı bütün kâinata bir merkez bir medar yaparak, kâinat kadar geniş bir nimet sofrası insana açmıştır. Ve kâinatı insana musahhar etmiş, insana hizmet ettirmiştir. Böylece kâinatın insan ile mazhar olduğu kayyumiyet sırrıyla bir cihette kâim olduğunun hikmeti ise insanın şu vazifeleridir.

Zâtı Hayyı Kayyumun hitabına insan camiiyyeti itibariyle en mükemmel muhatap olduğundan, Cenab-ı Allah'ın her biri birer sanat eseri olan varlıklarını hayret ile takdir ve tahsin etmekle sûbhanallah, maşaallah, bârekallah diyerek en yüksek sesli bir dellal olmak ve teşekkürlerin bütün nevileriyle, bütün nimetlerin nevilerine ve çeşit çeşit hadsiz ihsanlarına şükür ve hamd-ü sena etmektir.

Cenab-ı Allah bizi hakkıyla şükredenlerden eylesin.


 
Moderatör tarafında düzenlendi:

MURATS44

Özel Üye
Sevgi Kainatın mayası Varlığa sebep
Sevgi ışık Sevgi canlılık
Kainat sevgiyle ayakta duruyor
Bir çiçek, bir kelebek, bir kuzu, bir çocuk, bir meyve, bir dağ, bir deniz ne kadar güzel yaratılmış Hepsi de sevimli
Kainatı seviyoruz, tabiatı seviyoruz
Dünyayı, insanları, annemizi, babamızı, arkadaşımızı, kardeşimizi seviyoruz

Ama unutulmaması gereken bir nokta var:

Her şeyden önce sevme duygusunu Vereni sevmek! Çünkü herkesten çok sevgiye layık olan Odur Önce Onu sevmek sonra da sevdiklerimizi Onun adına sevmek Yunus Emre’nin dediği gibi, “Yaratılanı severiz, Yaratandan ötürü”

Sevgi kalbin gıdası Mutluluk kaynağı
Kalp ne nispette Yaratıcısına sevgiyle dop dolu olur, başkalarını Onun adına severse, insan o nispette mutlu olur

Allah’a sonsuz sevgi besleyelim Onun adına insanları sevelim Onlara sevgi ve saygıyla davranalım Bu insanlığın da gereğidir Peygamberimiz, “Küçüklerimizi sevmeyen, büyüklerimizi saymayan bizden değildir,” buyurmuştur İnananları, sevgi karşılıklı bağışlama ve şefkatte bir vücuda benzetmiş, vücudun bir yerindeki rahatsızlıktan dolayı bütün vücudun rahatsız olacağını belirtmiştir

O sevgiyle insan, daima insanların yardımına koşar
O sevgiyle canlı cansız bütün yaratıkları sever
O sevgiyle güçlükler yenilir, İşlerin üstesinden gelinir
O sevgiyle insan hayata bağlanır
Yerinde kullanılan sevgi insanı başarıya ulaştırır
Nerede bulunursak bulunulalım; sevgiyle yaşayalım, sevgiyle davranalım, sevelim sevilelim

Şefkat de sevgi kadar önemli Hz Ömer, çocuklarına sevgi ve şefkat göstermeyen bir vali adayını vali yapmaktan vaz geçmiştir İnsan sevmeli, saymalı, acımalı ve şefkat duymalı

Şefkat sözden daha tesirlidir Çoğu zaman sözün başaramadığını başarır “Şefkat, öyle bir dildir ki,

sağırda işitebilir, kör de okuyabilir,” der Gönül almanın, tesirli olmanın yolu şefkatli olmaktan geçer
Şefkat asileri bile yola getirir Büyüklerin şefkati nicelerini bataklıktan kurtarmıştır Dale Carnegie ne güzel ifade etmiştir:

“Zekanın karşısında insan eğilir İyi davranış ve şefkat karşısında ise diz çöker”

Gönüllerde taht kurmak istiyorsak her zaman şefkatle davranmalıyız
Bismillâhirrahmânirrahîm (Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla)
(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
(Fâtiha Sûresi, Ayet 5)

 

Nur Hanım

Aktif Üyemiz
ALLAH razı olsun bilgiler için
Bismillâhirrahmânirrahîm (Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla)
(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
(Fâtiha Sûresi, Ayet 5)



 
Üst Alt