Adilbey
Aktif Üyemiz
İbrahim Aleyhisselâm gelişip genç haline geldiğinde, annesine:
-”Benim Rabbim kimdir?” dedi. Annesi:
-”Benim!” dedi. Yine sordu:
-”Senin Rabbin kimdir?” Annesi:
-”Babandır!” dedi. İbrahim Aleyhisselâm yine sordu:
-”Babamın Rabbi kimdir?” Annesi:
-”Nemruddur,” dedi. İbrahim Aleyhisselâm yine sordu:
-”Nemrud’un Rabbi kimdir?” dedi. Annesi, ona:
-”Sus!” dedi. Annesi eve döndü. Kocasına:
-”Görüyor musun? Yeryüzündeki dini değiştireceğini konuştuğumuz çocuk, senin oğlundur,” dedi ve olup bitenleri ona anlattı. Babası Azer hemen kalkıp, mağaraya geldi. İbrahim Aleyhisselâm bu defa ona sordu:
-”Benim Rabbim kimdir?” dedi. Azer:
-”Senin annendir!” dedi. Yine sordu:
-”Annemin Rabbi kimdir?” Azer:
-”Benim!” dedi. İbrahim Aleyhisselâm yine sordu:
-”Senin Rabbin kimdir?” Azer:
-”Nemruddur,” dedi. ibrahim Aleyhisselâm yine sordu:
-”Nemrud’un Rabbi kimdir?” dedi. Azer, onu tokatladı. Yüzüne vurdu. Ve ona:
-”Sus!” dedi
Gece olduğunda, İbrahim Aleyhisselâm mağaranın kapısına geldi. Mağaranın kapısının üzerinde olan kayanın aralıklarından gök yüzüne baktı. Gök yüzünü ve içindeki yıldızları gördü. Yer ve göklerin yaratılışı hakkında tefekkür etti. Ve şöyle dedi:
-”Muhakkak ki, beni yaratan, beni rızıklandıran, bana yediren, bana içiren benim Rabbimdir. Benim ondan başka Rabbim olamaz.” Sonra gökyüzüne baktı orada yıldızları gördü. Ve; Benim Rabbim budur,” dedi. Yıldıza baktı. Gözlerini yıldıza dikti. Uzun süre baktı. Yıldızın yavaş yavaş battığını gördü. Yıldız sönüp battı. Bunun üzerine İbrahim Aleyhisselâm:
“Ben batanları sevmem,” dedi. Sonra ayı gördü.
Ay daha parlak ve daha büyüktü. İbrahim Aleyhisselâm: “Benim Rabbim budur,” dedi. Aya baktı. Sabaha
doğru ay da battı.
“Ben batanları sevmem,” dedi. Sonra güneş doğdu. Güneş daha büyük ve daha parlaktı. Bütün yeryüzünü aydınlatıyordu, ibrahim Aleyhisselâm:
“Benim Rabbim budur! Bu daha büyüktür,“
dedi. Sonra güneşte battı. Güneş için de yıldız ve aya söylediği gibi söyledi:
“Ben batanları sevmem.” dedi. Düşündü ve şöyle seslendi:
“Ey kavmim! Ben sizin (Allah’a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım“.
Âlimler, ibrahim AleyhisselânYm yukarıda geçen sözleri hakkında ihtilaf ettiler, (ibrahim Aleyhisselâm’ın çok az bir süre de olsa yıldız, ay ve güneşe bir aralık “bu benim Rabbimdir,” demesi caiz mi değil mi konusunda ayrılığa düştüler. Bu konuda görüş vardır..
(Birincisi: Bâzı âlimler, bu sözleri zahiri manâsına çektiler. Ve dediler ki, ibrahim Aleyhisselâm, bu sözleri söylerken, tevhidi arayan ve irşad olunmak isteyen bir talebeydi. Bütün gördükleri ve konuşmaları üzerine Allah, ona tevhid bulma muvaffakiyetini verdi ve onu irşâd etti. İbrahim Aleyhisselâm’ın delil arama esnasında yıldız, ay ve güneş için: “Bu benim Rabbimdir,” demesi kendisine yani iman ve tevhidine zarar vermez, dediler.
Yine buyurdular: Bu durum yani ibrahim aleyhisselâm, yıldız, ay ve güneş için; “bu benim Rabbimdir,” demesi onun çocukluğu döneminde, üzerinde kalem geçmeden önce kendisinden sadır oldu. Dolayısıyla bu sözleri asla küfür değildir.
(İkincisi: Diğer âlimler, bu sözlerin (gerçek manâsında kullanılmasını) inkâr ettiler. Ve dediler ki: “ibrahim Aleyhisselâm gibi bir peygamberden bunlara benzer sözlerin meydana gelmesi nasıl tasavvur edilir? Yıldızları görmekle nasıl; “bu benim Rabbimdir” der? Ve böyle bir şeye inanır? Bunlar ebediyyen olmaz! Böyle bir şey asla mümkün değildir, ibrahim Aleyhis-selâm’ın delil arama esnasında yıldız, ay ve güneş için: “Bu benim Rabbimdir,” sözünü tevil ettiler. (Değişik manâlarda yorumladılar.)
Âlimlerin, İbrahim Aleyhisselâm’ın delil arama esnasında yıldız, ay ve güneş için: “Bu benim Rabbimdir,” demesi hakkındaki bu tevilleri, İmâm Muhyi’s-Sünneh hazretleri tefsirinin En’âm sûresinde zikretti.
Kaynak: İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 2/83-84.
Mealimi Tenzil (Tefsir-i Bağavî) c. 2, s. 91
-”Benim Rabbim kimdir?” dedi. Annesi:
-”Benim!” dedi. Yine sordu:
-”Senin Rabbin kimdir?” Annesi:
-”Babandır!” dedi. İbrahim Aleyhisselâm yine sordu:
-”Babamın Rabbi kimdir?” Annesi:
-”Nemruddur,” dedi. İbrahim Aleyhisselâm yine sordu:
-”Nemrud’un Rabbi kimdir?” dedi. Annesi, ona:
-”Sus!” dedi. Annesi eve döndü. Kocasına:
-”Görüyor musun? Yeryüzündeki dini değiştireceğini konuştuğumuz çocuk, senin oğlundur,” dedi ve olup bitenleri ona anlattı. Babası Azer hemen kalkıp, mağaraya geldi. İbrahim Aleyhisselâm bu defa ona sordu:
-”Benim Rabbim kimdir?” dedi. Azer:
-”Senin annendir!” dedi. Yine sordu:
-”Annemin Rabbi kimdir?” Azer:
-”Benim!” dedi. İbrahim Aleyhisselâm yine sordu:
-”Senin Rabbin kimdir?” Azer:
-”Nemruddur,” dedi. ibrahim Aleyhisselâm yine sordu:
-”Nemrud’un Rabbi kimdir?” dedi. Azer, onu tokatladı. Yüzüne vurdu. Ve ona:
-”Sus!” dedi
Gece olduğunda, İbrahim Aleyhisselâm mağaranın kapısına geldi. Mağaranın kapısının üzerinde olan kayanın aralıklarından gök yüzüne baktı. Gök yüzünü ve içindeki yıldızları gördü. Yer ve göklerin yaratılışı hakkında tefekkür etti. Ve şöyle dedi:
-”Muhakkak ki, beni yaratan, beni rızıklandıran, bana yediren, bana içiren benim Rabbimdir. Benim ondan başka Rabbim olamaz.” Sonra gökyüzüne baktı orada yıldızları gördü. Ve; Benim Rabbim budur,” dedi. Yıldıza baktı. Gözlerini yıldıza dikti. Uzun süre baktı. Yıldızın yavaş yavaş battığını gördü. Yıldız sönüp battı. Bunun üzerine İbrahim Aleyhisselâm:
“Ben batanları sevmem,” dedi. Sonra ayı gördü.
Ay daha parlak ve daha büyüktü. İbrahim Aleyhisselâm: “Benim Rabbim budur,” dedi. Aya baktı. Sabaha
doğru ay da battı.
“Ben batanları sevmem,” dedi. Sonra güneş doğdu. Güneş daha büyük ve daha parlaktı. Bütün yeryüzünü aydınlatıyordu, ibrahim Aleyhisselâm:
“Benim Rabbim budur! Bu daha büyüktür,“
dedi. Sonra güneşte battı. Güneş için de yıldız ve aya söylediği gibi söyledi:
“Ben batanları sevmem.” dedi. Düşündü ve şöyle seslendi:
“Ey kavmim! Ben sizin (Allah’a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım“.
İbrahim Aleyhisselâm’ın Arayışı Hakkında İhtilaf
Âlimler, ibrahim AleyhisselânYm yukarıda geçen sözleri hakkında ihtilaf ettiler, (ibrahim Aleyhisselâm’ın çok az bir süre de olsa yıldız, ay ve güneşe bir aralık “bu benim Rabbimdir,” demesi caiz mi değil mi konusunda ayrılığa düştüler. Bu konuda görüş vardır..
(Birincisi: Bâzı âlimler, bu sözleri zahiri manâsına çektiler. Ve dediler ki, ibrahim Aleyhisselâm, bu sözleri söylerken, tevhidi arayan ve irşad olunmak isteyen bir talebeydi. Bütün gördükleri ve konuşmaları üzerine Allah, ona tevhid bulma muvaffakiyetini verdi ve onu irşâd etti. İbrahim Aleyhisselâm’ın delil arama esnasında yıldız, ay ve güneş için: “Bu benim Rabbimdir,” demesi kendisine yani iman ve tevhidine zarar vermez, dediler.
Yine buyurdular: Bu durum yani ibrahim aleyhisselâm, yıldız, ay ve güneş için; “bu benim Rabbimdir,” demesi onun çocukluğu döneminde, üzerinde kalem geçmeden önce kendisinden sadır oldu. Dolayısıyla bu sözleri asla küfür değildir.
(İkincisi: Diğer âlimler, bu sözlerin (gerçek manâsında kullanılmasını) inkâr ettiler. Ve dediler ki: “ibrahim Aleyhisselâm gibi bir peygamberden bunlara benzer sözlerin meydana gelmesi nasıl tasavvur edilir? Yıldızları görmekle nasıl; “bu benim Rabbimdir” der? Ve böyle bir şeye inanır? Bunlar ebediyyen olmaz! Böyle bir şey asla mümkün değildir, ibrahim Aleyhis-selâm’ın delil arama esnasında yıldız, ay ve güneş için: “Bu benim Rabbimdir,” sözünü tevil ettiler. (Değişik manâlarda yorumladılar.)
Âlimlerin, İbrahim Aleyhisselâm’ın delil arama esnasında yıldız, ay ve güneş için: “Bu benim Rabbimdir,” demesi hakkındaki bu tevilleri, İmâm Muhyi’s-Sünneh hazretleri tefsirinin En’âm sûresinde zikretti.
Kaynak: İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 2/83-84.
Mealimi Tenzil (Tefsir-i Bağavî) c. 2, s. 91