Zenginliği ve İhtişamı, İslam’ın Menfaati, Allah’ın Rızası İçin Kullanmaları
Hz. Süleyman sahip olduğu zenginlikleri Allah’ın dinini anlatmak ve İslam ahlakını dünya üzerinde yaymak için en güzel şekilde kullanmıştır. Fethettiği ülkelerde yaşayan insanları öncelikle Allah’a iman etmeye ve teslim olmaya davet etmiştir. Sebe Ülkesi’ne gönderdiği İslam’a davet mektubu bu konuda çok önemli bir delildir. Hz. Zülkarneyn de “... Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkan) daha hayırlıdır...” (Kehf Suresi, 95) ayetinden de anlaşıldığı gibi, Allah’ın nimetiyle sağlam bir iktidara sahiptir. Ve bu büyük gücü, yeryüzünde bozgunculuğu engellemek için kullanmıştır. Altınçağ döneminde de insanlar çok büyük bir zenginliğe, refaha ve huzura kavuşacaklardır. Mehdi yeryüzünün tüm zenginliğini Allah’ın dinini yeryüzüne hakim kılmak için kullanacak, fethettiği ülkelerde güzel ahlakı ve barışı esas alacaktır. Onun eşi ve benzeri olmayan uygulamaları insanların İslam ahlakına karşı kalplerinin yumuşamasına vesile olacak ve İslam ahlakı çok kısa bir sürede tüm dünyaya hakim olacaktır. Bu konudaki hadislerden bazıları şu şekildedir: Ümmetim arasında Mehdi çıkacak, Allah onu insanları zengin kılmak için gönderecektir. Ümmet nimetlenecek, hayvanlar bol bol yiyip içecek, arz nebatını çıkaracak... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15) ... Biattan önce, insanlar grup grup ona akın edecekler ve oraya giden herkes ondan bereket kazanacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 25)
Altınçağ’da Yaşanacak Bolluk ve Bereket
Ayetlerden Hz. Süleyman döneminde çok büyük bir zenginlik yaşandığı ve insanların müreffeh bir yaşam sürdükleri anlaşılmaktadır. Hz. Süleyman’ın sarayı son derece görkemlidir, çok büyük orduları vardır ve o dünyanın dört bir yanına hakim olmuştur. Altınçağ da bolluk ve bereketiyle Hz. Süleyman dönemiyle çok büyük bir benzerlik gösterecektir. İnsanlara her istedikleri sayılmadan, bol bol verilecek, havadaki kuşlar dahi Mehdi’nin hilafetinden razı olacaktır. Peygamber Efendimizin Altınçağ’daki bolluk, bereket ve refah ortamını tasvir eden çok detaylı açıklamaları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şu şekildedir: O zaman, yer ve gök ehli, bütün yabani hayvanlar, kuşlar, hatta denizdeki balıklar bile onun hilafetiyle sevineceklerdir. Onun devrinde, akan ırmaklar bile suyunu fazlalaştıracaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 31) ... Ümmetim onun zamanında iyi ve kötünün benzeri ile nimetlendiği bir nimetle nimetlenecek, sema üzerlerine bol yağmur yağdıracak, arz nebatından hiçbir şey saklamayacaktır. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 9) ... Sema yağmurunu indirecek, yer bereketini çıkaracak, daha önce görülmemiş bir biçimde ümmetim onun zamanında rahata erecektir. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 9) Muhammed ümmetinin gönlü, zenginlikle dolacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20) Gökten bolca rahmet yağacak, yerlerde bereket artacak; bütün defineleri bulacak. (Kıyamet Alametleri, s. 164)
Altınçağ Dönemindeki Adalet ve Hoşgörü
Hz. Süleyman hoşgörülü bir yönetime sahiptir ve demokratik uygulamalarıyla dikkat çekmektedir. Aynı durum Altınçağ için de geçerlidir. İslam ahlakının tüm dünyaya hakim olduğu Altınçağ döneminde de çok hoşgörülü ve barış dolu bir dünya oluşacaktır. İnsanlara şefkatle ve merhametle yaklaşılacak, her dinden insan huzur içinde, güvenle yaşayacaktır. Dünya zenginlikleri insanlar arasında eşit bir şekilde dağıtılacak, yeryüzünden fakirlik ve yokluk kalkacaktır. Bu konu ile ilgili bazı hadisler şu şekildedir: Zulüm ve fıskla dolu olan dünya, o geldikten sonra adaletle dolup taşacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20) Onun adaleti her yeri kaplayacak.. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20) Hz. Mehdi, o kadar merhametli olacaktır ki, zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 44) O (Mehdi) arza sahib olur ve kendisinden önce basık ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, ona katılsın. Zira o Mehdi’dir. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14) ... Onun döneminde iyi insanların iyiliği artar, kötülere karşı bile iyilik yapılır. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17) Bütün ülkeler ona kapılarını açacaklar... Yeryüzünde emniyet ve sükun hakim olacak. (Kıyamet Alametleri, s. 164)
SONUÇ
Kitap boyunca Allah’ın Hz. Süleyman’a bahşettiği eşsiz nimetlerden ve daha önce hiçbir insana verilmeyen üstün ilimlerden bahsettik. Dikkatle bakan ve örnek almak kastıyla okuyan her insan için Hz. Süleyman kıssasında çok önemli öğütler ve günümüze yönelik dikkat çekici işaretler bulunmaktadır.
Hz. Süleyman bir devlet adamı olarak ideal bir tavır göstermektedir. Her Müslümanın bu mübarek insanın güzel tavrını örnek alması gerekir. Her Müslümanın Hz. Süleyman gibi, adaletli, tevazulu, ihlaslı, akıllı, tedbirli, sabırlı ve kararlı olması gerekmektedir. Çünkü Allah’ın tüm insanlığa örnek gösterdiği bu ahlak, ahirette olduğu gibi, dünya hayatında da iman edenleri büyük başarılara ve zaferlere götüren bir yoldur.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, Kuran’da Hz. Süleyman gibi yeryüzünde büyük bir güç ve hakimiyet elde eden Hz. Zülkarneyn’den de bahsedilmektedir. Hz. Zülkarneyn’in hayatında da Müslümanlar için çok güzel örnekler vardır. Allah ona “yeryüzünde sapasağlam bir iktidar ve herşeyden bir yol” (Kehf Suresi, 84) vermiştir. O gittiği her yerde insanlara huzur, güven ve adalet götürmüş, dünyaya Allah’ın dinini hakim kılmıştır. Müslümanların kendilerine bu güçlü ve kararlı bir kişiliğe sahip olan bu kutlu insanı da örnek almaları gerekir. (Detaylı bilgi için bkz. Kehf Suresi’nden Günümüze İşaretler, Harun Yahya, Kültür Yayıncılık, 2001)
Eğer Müslümanlar Allah’ın birer hidayet rehberi olarak gönderdiği bu kutlu insanların ahlaklarını ve tüm yaşamlarını kendilerine örnek alır ve sadece Allah’ın rızasını hedeflerlerse onlar da mutlaka büyük bir başarıya ve zafere ulaşacaklardır.
Günümüzde İslam ahlakının dünya hakimiyetine yönelik işaretler birbiri ardına gerçekleşmektedir. Dünya genelinde Allah’a yöneliş çok büyük bir hızla artmaktadır. Özellikle de İslam’a yöneliş ile ilgili haberler dünyanın en çok okunan gazetelerinde yer almakta, farklı dinlere mensup binlerce insan İslam’ı kabul edip Peygamberimizin yoluna tabi olmaktadır. İnsanları barışa, hoşgörüye ve huzura davet eden İslam ahlakı daha yakından tanındıkça bu yöneliş hiç şüphesiz çok daha artacaktır.
Tüm bu gelişmelerden, Allah’ın izniyle, İslam ahlakının dünya hakimiyetinin, güçlü bir lider millet öncülüğünde, çok kısa sürede gerçekleşebileceği anlaşılmaktadır. Dünya üzerinde bu deneyime ve birikime sahip olan yegane millet Türk Milleti’dir. Bu, günümüzde pek çok Batılı siyasetçi ve stratejist tarafından da dile getirilen açık bir gerçektir. Bugün çatışmaların ve kaosun merkezi konumunda olan Balkanlar, Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu’nun yanı sıra tüm dünya ülkeleri, milletimizin öncülüğünde, İslam ahlakının getirdiği huzur ve barış sayesinde, içinde boğuldukları kaos ortamından çıkacaktır.
21. yüzyıl Allah’ın izniyle Türk Milleti’nin dünyaya İslam ahlakıyla yön verdiği ve cennet gibi bir dünyanın oluşmasında öncülük ettiği kutlu bir dönem olacaktır.
Hz. Süleyman sahip olduğu zenginlikleri Allah’ın dinini anlatmak ve İslam ahlakını dünya üzerinde yaymak için en güzel şekilde kullanmıştır. Fethettiği ülkelerde yaşayan insanları öncelikle Allah’a iman etmeye ve teslim olmaya davet etmiştir. Sebe Ülkesi’ne gönderdiği İslam’a davet mektubu bu konuda çok önemli bir delildir. Hz. Zülkarneyn de “... Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkan) daha hayırlıdır...” (Kehf Suresi, 95) ayetinden de anlaşıldığı gibi, Allah’ın nimetiyle sağlam bir iktidara sahiptir. Ve bu büyük gücü, yeryüzünde bozgunculuğu engellemek için kullanmıştır. Altınçağ döneminde de insanlar çok büyük bir zenginliğe, refaha ve huzura kavuşacaklardır. Mehdi yeryüzünün tüm zenginliğini Allah’ın dinini yeryüzüne hakim kılmak için kullanacak, fethettiği ülkelerde güzel ahlakı ve barışı esas alacaktır. Onun eşi ve benzeri olmayan uygulamaları insanların İslam ahlakına karşı kalplerinin yumuşamasına vesile olacak ve İslam ahlakı çok kısa bir sürede tüm dünyaya hakim olacaktır. Bu konudaki hadislerden bazıları şu şekildedir: Ümmetim arasında Mehdi çıkacak, Allah onu insanları zengin kılmak için gönderecektir. Ümmet nimetlenecek, hayvanlar bol bol yiyip içecek, arz nebatını çıkaracak... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15) ... Biattan önce, insanlar grup grup ona akın edecekler ve oraya giden herkes ondan bereket kazanacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 25)
Altınçağ’da Yaşanacak Bolluk ve Bereket
Ayetlerden Hz. Süleyman döneminde çok büyük bir zenginlik yaşandığı ve insanların müreffeh bir yaşam sürdükleri anlaşılmaktadır. Hz. Süleyman’ın sarayı son derece görkemlidir, çok büyük orduları vardır ve o dünyanın dört bir yanına hakim olmuştur. Altınçağ da bolluk ve bereketiyle Hz. Süleyman dönemiyle çok büyük bir benzerlik gösterecektir. İnsanlara her istedikleri sayılmadan, bol bol verilecek, havadaki kuşlar dahi Mehdi’nin hilafetinden razı olacaktır. Peygamber Efendimizin Altınçağ’daki bolluk, bereket ve refah ortamını tasvir eden çok detaylı açıklamaları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şu şekildedir: O zaman, yer ve gök ehli, bütün yabani hayvanlar, kuşlar, hatta denizdeki balıklar bile onun hilafetiyle sevineceklerdir. Onun devrinde, akan ırmaklar bile suyunu fazlalaştıracaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 31) ... Ümmetim onun zamanında iyi ve kötünün benzeri ile nimetlendiği bir nimetle nimetlenecek, sema üzerlerine bol yağmur yağdıracak, arz nebatından hiçbir şey saklamayacaktır. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 9) ... Sema yağmurunu indirecek, yer bereketini çıkaracak, daha önce görülmemiş bir biçimde ümmetim onun zamanında rahata erecektir. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 9) Muhammed ümmetinin gönlü, zenginlikle dolacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20) Gökten bolca rahmet yağacak, yerlerde bereket artacak; bütün defineleri bulacak. (Kıyamet Alametleri, s. 164)
Altınçağ Dönemindeki Adalet ve Hoşgörü
Hz. Süleyman hoşgörülü bir yönetime sahiptir ve demokratik uygulamalarıyla dikkat çekmektedir. Aynı durum Altınçağ için de geçerlidir. İslam ahlakının tüm dünyaya hakim olduğu Altınçağ döneminde de çok hoşgörülü ve barış dolu bir dünya oluşacaktır. İnsanlara şefkatle ve merhametle yaklaşılacak, her dinden insan huzur içinde, güvenle yaşayacaktır. Dünya zenginlikleri insanlar arasında eşit bir şekilde dağıtılacak, yeryüzünden fakirlik ve yokluk kalkacaktır. Bu konu ile ilgili bazı hadisler şu şekildedir: Zulüm ve fıskla dolu olan dünya, o geldikten sonra adaletle dolup taşacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20) Onun adaleti her yeri kaplayacak.. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20) Hz. Mehdi, o kadar merhametli olacaktır ki, zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 44) O (Mehdi) arza sahib olur ve kendisinden önce basık ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, ona katılsın. Zira o Mehdi’dir. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14) ... Onun döneminde iyi insanların iyiliği artar, kötülere karşı bile iyilik yapılır. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17) Bütün ülkeler ona kapılarını açacaklar... Yeryüzünde emniyet ve sükun hakim olacak. (Kıyamet Alametleri, s. 164)
SONUÇ
Kitap boyunca Allah’ın Hz. Süleyman’a bahşettiği eşsiz nimetlerden ve daha önce hiçbir insana verilmeyen üstün ilimlerden bahsettik. Dikkatle bakan ve örnek almak kastıyla okuyan her insan için Hz. Süleyman kıssasında çok önemli öğütler ve günümüze yönelik dikkat çekici işaretler bulunmaktadır.
Hz. Süleyman bir devlet adamı olarak ideal bir tavır göstermektedir. Her Müslümanın bu mübarek insanın güzel tavrını örnek alması gerekir. Her Müslümanın Hz. Süleyman gibi, adaletli, tevazulu, ihlaslı, akıllı, tedbirli, sabırlı ve kararlı olması gerekmektedir. Çünkü Allah’ın tüm insanlığa örnek gösterdiği bu ahlak, ahirette olduğu gibi, dünya hayatında da iman edenleri büyük başarılara ve zaferlere götüren bir yoldur.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, Kuran’da Hz. Süleyman gibi yeryüzünde büyük bir güç ve hakimiyet elde eden Hz. Zülkarneyn’den de bahsedilmektedir. Hz. Zülkarneyn’in hayatında da Müslümanlar için çok güzel örnekler vardır. Allah ona “yeryüzünde sapasağlam bir iktidar ve herşeyden bir yol” (Kehf Suresi, 84) vermiştir. O gittiği her yerde insanlara huzur, güven ve adalet götürmüş, dünyaya Allah’ın dinini hakim kılmıştır. Müslümanların kendilerine bu güçlü ve kararlı bir kişiliğe sahip olan bu kutlu insanı da örnek almaları gerekir. (Detaylı bilgi için bkz. Kehf Suresi’nden Günümüze İşaretler, Harun Yahya, Kültür Yayıncılık, 2001)
Eğer Müslümanlar Allah’ın birer hidayet rehberi olarak gönderdiği bu kutlu insanların ahlaklarını ve tüm yaşamlarını kendilerine örnek alır ve sadece Allah’ın rızasını hedeflerlerse onlar da mutlaka büyük bir başarıya ve zafere ulaşacaklardır.
Günümüzde İslam ahlakının dünya hakimiyetine yönelik işaretler birbiri ardına gerçekleşmektedir. Dünya genelinde Allah’a yöneliş çok büyük bir hızla artmaktadır. Özellikle de İslam’a yöneliş ile ilgili haberler dünyanın en çok okunan gazetelerinde yer almakta, farklı dinlere mensup binlerce insan İslam’ı kabul edip Peygamberimizin yoluna tabi olmaktadır. İnsanları barışa, hoşgörüye ve huzura davet eden İslam ahlakı daha yakından tanındıkça bu yöneliş hiç şüphesiz çok daha artacaktır.
Tüm bu gelişmelerden, Allah’ın izniyle, İslam ahlakının dünya hakimiyetinin, güçlü bir lider millet öncülüğünde, çok kısa sürede gerçekleşebileceği anlaşılmaktadır. Dünya üzerinde bu deneyime ve birikime sahip olan yegane millet Türk Milleti’dir. Bu, günümüzde pek çok Batılı siyasetçi ve stratejist tarafından da dile getirilen açık bir gerçektir. Bugün çatışmaların ve kaosun merkezi konumunda olan Balkanlar, Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu’nun yanı sıra tüm dünya ülkeleri, milletimizin öncülüğünde, İslam ahlakının getirdiği huzur ve barış sayesinde, içinde boğuldukları kaos ortamından çıkacaktır.
21. yüzyıl Allah’ın izniyle Türk Milleti’nin dünyaya İslam ahlakıyla yön verdiği ve cennet gibi bir dünyanın oluşmasında öncülük ettiği kutlu bir dönem olacaktır.