Ayyüzlüm
Yeni Üyemiz
FLÖRT KURBANLARI
‘Flört’ sözlükte: “Kadınla erkek arasındaki yakın ilişki, oynaş” diye tarif edilir. Ansiklopediler de flörtü: “Birbirini sevdiğini zanneden, birbirinden neşe, heyecan alan kadın ve erkeğin bu sevginin neşe ve heyecanın devam edip edemeyeceğini denemek için yapılan terbiye hududunda bir anlaşmadır” tarzında da tarif yaparlar.
Bazı aydınlarca “Nikâhsız beraberlik” adı da verilen flörtte, eşler güya evlilik öncesi için birbirlerini tanımak maksadıyla her yönden birbirlerini denerler. Bu işin içinde cinsel yönden denemeleri de söz konudur! Güya 'cinsel yönden de uyumlu muyuz?' kılıfıyla girdikleri ilişkiler, aslında dinimize göre zina haramını içermektedir.
Zamanımızda gayrimeşru kadın ve erkek beraberliği şeklindeki yaşamın adı moda deyimle; “Flört” olmuştur. Flört, gençler arasında alabildiğine yaygınlaşmaktadır.
“Neden flört ediyorsunuz?” diye gençlere sorulduğunda “arkadaşlık etmek, evlilik öncesi tanışmak ya da gönül eğlendirmek” gibi cevaplar alınmaktadır.
Gönül eğlendirmekten başka gayesi olmayan çoğu erkekler, duygusal yaratılışlı kızları veya kadınları baştan çıkarmak için flört bahanesiyle onlara yaklaşıyorlar. Evlilik ümitlerine aldanan, genç kızların akıbeti felâketle sonuçlanıyor.
Aşkla şakalaşanlar
Birbirini araştırıp incelemek için senli benli olan, birbirlerine gizli kapaklı hiç bir yerlerini bırakmayan erkek ve kızın sonları, her nedense evlenme ile bitmiyor. Bu dostlukların belki yüzde onu evlenmekle neticelenebilir ama yüzde doksanına yakın flört ilişkisi evlenmeyle sonuçlanmıyor.
En serseri ve asrî bir genç dahi evlenmek istediğinde, erkeklerle konuşmamış, halk tabiriyle “erkek eli değmemiş” kızlarla evlenmeye can atıyorlar. Flört tuzağıyla “elden geçen kızlar”, genelde ortada kalıyor hatta -Allah muhafaza- gözünü kadın tüccarlarının adresinde açanlar bile oluyor.
Dr. Cemal Zeki Önal, flörtçü kızların ortak akıbetlerini güzel bir şekilde tasvir eder: “Aşkla şakalaşan kızlar, bıçakla oynayan çocuklara benzerler, ekseriye yaralanırlar. Bu yaralar, çok defa pek acı kanar. Kız kızlığını, ulu benliğini kaybeder, gebe kalır, pis hastalıklar kapar, türlü felâketlere uğrar. Flörtte erkeklerin maskesi ekseriye kızların başına bu felaket geldikten sonra düşer. Bu tehlikeli oyunla da erkeğin dostluğu buraya kadardır. Yapacağını yapınca hemen ahbaplığı keser, atlatmaya bakar. Fakat sıkıştırılırsa ya ‘Yalan!’ der, her şeyi inkar eder veya (hamileliğine) ‘benden değil’ diye çatar. Bu verdiği musibetle kızı yüzüstü bırakır kaçar. Bir kız için en büyük perişanlık budur.”
“Umumiyetle erkek, kokladığı çiçekten aldığı zevkle doyar, sonra başka bir renk, başka bir çiçek arar. Artık bu sahnede onu avutma, ondaki esrar, onu çeken cazibe bağ ve düğümleri çözülmüştür. O artık başka bir cazibe, daha esrarlı bir düğüm ister, başka bir aşk kovalar, onun için bu hususta kız ve kadın, çok hassas olmalıdır.”
Flörtün nihayeti hüsrandır
Diyelim ki flört döneminden sonra bir kız ve erkeğin evlendiğini düşünelim. Bunlar flört döneminde birbirlerine kendilerinin hoşa giden yönlerini gösterirler. Aylarca süren tanışma ve derin dostluğa rağmen kusurlarını, zayıf taraflarını birbirine göstermezler. Bu dönem için de nefsanî, şehvânî istekler, cinsel dürtüler o kadar azmış olur ki, hemen evlenmek isterler ve bu amaca ulaşmak için ikisi de birbirine bağlılık sözü verirler. Öyle sevgi ve sadakat gösterişi içine girerler ki evlendikten sonra, ilişkiler ve münasebetler dünyasında bu devreye hiç bir zaman bir daha tesadüf edilemez.
Nihayet en kısa zamanda birbirinden ümitsizliğe düşerek boşanmaya sıra gelir. Çünkü ikisi de aşk ve muhabbet döneminde hayal ettiklerini gerçekleştirmezler ve ikisinde de gözüne aşk ve flört döneminde hiç kendini göstermeyen zayıf tarafları görünmeye başlar.
Gerçekten flörtle, evlenme bahanesiyle başlayan arkadaşlıkların sonu hayal kırıklığıyla bitiyor.
Evlenme ümidiyle aldatılıp genelevlerde satılan kızlar var bu ülkede. Karısını ve kızını çevresinden esirgemeyenlerle ilgili sayısız olaylar, medyada yer alıyor. Arkadaşının karısını ayartıp yasak ilişki kuranlar; içki sofralarında, sızdırılan ev sahibinin eşine yapılan çirkinlikler hep tekrarlanan olaylar. Ama bu tür olayların nedeni üzerinde kimse durmuyor. Sadece olayın failleri göze batıyor. Oysa olayların tek sebebi Allah'ın emirlerine uymamak ve kadın erkek beraberliğinden kaçınılmama meselesi değil midir?
Çünkü kadın erkek karışımı bir ortamda karşılıklı göz zinası, bedeni temas ihtimali ve bir arada yalnız kalma gibi dinimizin haram kıldığı üç yönlü sakınca görülmektedir. Flörtün sonu zinaya, nesebi gayri sahih çocukların doğumuna kadar gidebilmektedir.
Buraya kadar anlattıklarımızdan inşaallah gençlerimiz gereken dersleri alırlar da ne kendi hayatlarını ne de başkalarının hayatlarını karartmazlar inşaallah.
HASAN ÇALIŞKAN
‘Flört’ sözlükte: “Kadınla erkek arasındaki yakın ilişki, oynaş” diye tarif edilir. Ansiklopediler de flörtü: “Birbirini sevdiğini zanneden, birbirinden neşe, heyecan alan kadın ve erkeğin bu sevginin neşe ve heyecanın devam edip edemeyeceğini denemek için yapılan terbiye hududunda bir anlaşmadır” tarzında da tarif yaparlar.
Bazı aydınlarca “Nikâhsız beraberlik” adı da verilen flörtte, eşler güya evlilik öncesi için birbirlerini tanımak maksadıyla her yönden birbirlerini denerler. Bu işin içinde cinsel yönden denemeleri de söz konudur! Güya 'cinsel yönden de uyumlu muyuz?' kılıfıyla girdikleri ilişkiler, aslında dinimize göre zina haramını içermektedir.
Zamanımızda gayrimeşru kadın ve erkek beraberliği şeklindeki yaşamın adı moda deyimle; “Flört” olmuştur. Flört, gençler arasında alabildiğine yaygınlaşmaktadır.
“Neden flört ediyorsunuz?” diye gençlere sorulduğunda “arkadaşlık etmek, evlilik öncesi tanışmak ya da gönül eğlendirmek” gibi cevaplar alınmaktadır.
Gönül eğlendirmekten başka gayesi olmayan çoğu erkekler, duygusal yaratılışlı kızları veya kadınları baştan çıkarmak için flört bahanesiyle onlara yaklaşıyorlar. Evlilik ümitlerine aldanan, genç kızların akıbeti felâketle sonuçlanıyor.
Aşkla şakalaşanlar
Birbirini araştırıp incelemek için senli benli olan, birbirlerine gizli kapaklı hiç bir yerlerini bırakmayan erkek ve kızın sonları, her nedense evlenme ile bitmiyor. Bu dostlukların belki yüzde onu evlenmekle neticelenebilir ama yüzde doksanına yakın flört ilişkisi evlenmeyle sonuçlanmıyor.
En serseri ve asrî bir genç dahi evlenmek istediğinde, erkeklerle konuşmamış, halk tabiriyle “erkek eli değmemiş” kızlarla evlenmeye can atıyorlar. Flört tuzağıyla “elden geçen kızlar”, genelde ortada kalıyor hatta -Allah muhafaza- gözünü kadın tüccarlarının adresinde açanlar bile oluyor.
Dr. Cemal Zeki Önal, flörtçü kızların ortak akıbetlerini güzel bir şekilde tasvir eder: “Aşkla şakalaşan kızlar, bıçakla oynayan çocuklara benzerler, ekseriye yaralanırlar. Bu yaralar, çok defa pek acı kanar. Kız kızlığını, ulu benliğini kaybeder, gebe kalır, pis hastalıklar kapar, türlü felâketlere uğrar. Flörtte erkeklerin maskesi ekseriye kızların başına bu felaket geldikten sonra düşer. Bu tehlikeli oyunla da erkeğin dostluğu buraya kadardır. Yapacağını yapınca hemen ahbaplığı keser, atlatmaya bakar. Fakat sıkıştırılırsa ya ‘Yalan!’ der, her şeyi inkar eder veya (hamileliğine) ‘benden değil’ diye çatar. Bu verdiği musibetle kızı yüzüstü bırakır kaçar. Bir kız için en büyük perişanlık budur.”
“Umumiyetle erkek, kokladığı çiçekten aldığı zevkle doyar, sonra başka bir renk, başka bir çiçek arar. Artık bu sahnede onu avutma, ondaki esrar, onu çeken cazibe bağ ve düğümleri çözülmüştür. O artık başka bir cazibe, daha esrarlı bir düğüm ister, başka bir aşk kovalar, onun için bu hususta kız ve kadın, çok hassas olmalıdır.”
Flörtün nihayeti hüsrandır
Diyelim ki flört döneminden sonra bir kız ve erkeğin evlendiğini düşünelim. Bunlar flört döneminde birbirlerine kendilerinin hoşa giden yönlerini gösterirler. Aylarca süren tanışma ve derin dostluğa rağmen kusurlarını, zayıf taraflarını birbirine göstermezler. Bu dönem için de nefsanî, şehvânî istekler, cinsel dürtüler o kadar azmış olur ki, hemen evlenmek isterler ve bu amaca ulaşmak için ikisi de birbirine bağlılık sözü verirler. Öyle sevgi ve sadakat gösterişi içine girerler ki evlendikten sonra, ilişkiler ve münasebetler dünyasında bu devreye hiç bir zaman bir daha tesadüf edilemez.
Nihayet en kısa zamanda birbirinden ümitsizliğe düşerek boşanmaya sıra gelir. Çünkü ikisi de aşk ve muhabbet döneminde hayal ettiklerini gerçekleştirmezler ve ikisinde de gözüne aşk ve flört döneminde hiç kendini göstermeyen zayıf tarafları görünmeye başlar.
Gerçekten flörtle, evlenme bahanesiyle başlayan arkadaşlıkların sonu hayal kırıklığıyla bitiyor.
Evlenme ümidiyle aldatılıp genelevlerde satılan kızlar var bu ülkede. Karısını ve kızını çevresinden esirgemeyenlerle ilgili sayısız olaylar, medyada yer alıyor. Arkadaşının karısını ayartıp yasak ilişki kuranlar; içki sofralarında, sızdırılan ev sahibinin eşine yapılan çirkinlikler hep tekrarlanan olaylar. Ama bu tür olayların nedeni üzerinde kimse durmuyor. Sadece olayın failleri göze batıyor. Oysa olayların tek sebebi Allah'ın emirlerine uymamak ve kadın erkek beraberliğinden kaçınılmama meselesi değil midir?
Çünkü kadın erkek karışımı bir ortamda karşılıklı göz zinası, bedeni temas ihtimali ve bir arada yalnız kalma gibi dinimizin haram kıldığı üç yönlü sakınca görülmektedir. Flörtün sonu zinaya, nesebi gayri sahih çocukların doğumuna kadar gidebilmektedir.
Buraya kadar anlattıklarımızdan inşaallah gençlerimiz gereken dersleri alırlar da ne kendi hayatlarını ne de başkalarının hayatlarını karartmazlar inşaallah.
HASAN ÇALIŞKAN