romeo
Yeni Üyemiz
Paris’in sembolü konumunda olan Eyfel, bütün ihtişamıyla her yıl milyonlarca turisti kendisine çeker.
Bu âbidevi eserin yapılış tarihi 1889’lara rastlar.
Bu yönüyle tam yüz yıl önce gerçekleşen Fransız İhtilali ile bir ilgilisi olduğu düşünülebilir. Evet doğrudur, ihtilalin yüzüncü yılını kutlamak amacıyla böyle bir projeye karar verilmiştir.
Ve kule tamamlandığında 329m.lik boyu ile Paris üzerinde arz-ı endam etmeye başlamıştır.
Fakat ilk zamanlar bu eserin görsel bakımdan değeri birçok sanatkâr tarafından tartışılmış, hatta Eyfel daha yapılırken bile kaldırılması için imza kampanyaları düzenlenmişti…
Eyfel’in inşa müddeti de o devir için oldukça kısadır. Tatil olan pazar günleri de dahil olmak üzere 794 gündür.
Fakat hatırlatmak gerekir ki, kuleye ismini veren Gustave Eiffel bir inşaat firmasının ismidir. Zannedildiği gibi kulenin mimarı değildir. Mimarı, Stephen Sauvestre’dir. Bir meslektaşı ile beraber ilk tasarımı o dizayn etmişti. Yapıldıktan sonra Eyfel, gördüğü rağbetle daha ilk sene ziyaretçileri sayesinde inşaat masraflarının çoğunu çıkarmıştı bile…
Bununla beraber söz konusu eserin birçok sanatkâr tarafından bir “metal yığını” olarak kabul edildiği bir vâkıadır. 1887’de sergi çalışmaları müdürü M. Alphand, Paris basınında da yankı bulan şu cümleleriyle tarihe geçmişti:
“Biz sanatkârlar, halkın Bâbil Kulesi(!) olarak görmeye başladığı bu faydasız ve çirkin Eiffel Kulesi’nden rahatsızız. Paris’in göbeğine diktirilen bu yığını, tehdit altına giren sanat ve Fransız tarihi adına var gücümüzle protesto ediyoruz!”
Bu manifestoya ressam, şair ve sanat camiasından 287 kişi imza atacaktır. Bunlar arasında A.Dumas, Coppée, Maupassant gibi isimleri de görmek mümkündür.
Onlar açısından istenilen gerçekleşmedi. Yeterli destek bulunamadı. Fakat ilerleyen senelerde farklı fikirler ileri sürüldü. 1913 senesine gelindiğinde, Eyfel’in yıktırılması ciddi manada düşünüldü. Mesele 1923’te yeniden ele alındı.
Hatta yıkımdan çıkarılacak madenle fabrika kurmak istenildiyse de, yıkma masrafları elde edilecek mâdenin değerini aşacağından bundan vazgeçildi.
Eyfel’in ziyaretçileri arasında farklı isimler göze çarpıyor. İngiltere taht veliahtı VII Edward, Rus aristokratlar, Afrika kralları ve hatta Hitler. Haziran 1940’ta Fransa’ya gelen faşist lider, 2. Dünya Savaşı’nın meydana getirdiği elektrik aksaklıkları sebebiyle kuleye yürüyerek çıkmak zorunda kalmıştı. Son olarak şunu da söylemek gerekecek:
Tarih boyunca Eyfel’i farklı amaçlara âlet etmek isteyenler de oldu. Zira burada, ilk kurulduğu zamandan günümüze kadar çok sayıda intihar vakası yaşanmıştır.
Daha sonra bunun önüne geçmek için çıkış noktalarına demir parmaklıklar eklendiyse de, söz konusu intihar teşebbüslerinin sayısı azımsanmayacak bir rakama ulaşmıştı. Bu sayı 400’ün üstüdür.
Bu âbidevi eserin yapılış tarihi 1889’lara rastlar.
Bu yönüyle tam yüz yıl önce gerçekleşen Fransız İhtilali ile bir ilgilisi olduğu düşünülebilir. Evet doğrudur, ihtilalin yüzüncü yılını kutlamak amacıyla böyle bir projeye karar verilmiştir.
Ve kule tamamlandığında 329m.lik boyu ile Paris üzerinde arz-ı endam etmeye başlamıştır.
Fakat ilk zamanlar bu eserin görsel bakımdan değeri birçok sanatkâr tarafından tartışılmış, hatta Eyfel daha yapılırken bile kaldırılması için imza kampanyaları düzenlenmişti…
Eyfel’in inşa müddeti de o devir için oldukça kısadır. Tatil olan pazar günleri de dahil olmak üzere 794 gündür.
Fakat hatırlatmak gerekir ki, kuleye ismini veren Gustave Eiffel bir inşaat firmasının ismidir. Zannedildiği gibi kulenin mimarı değildir. Mimarı, Stephen Sauvestre’dir. Bir meslektaşı ile beraber ilk tasarımı o dizayn etmişti. Yapıldıktan sonra Eyfel, gördüğü rağbetle daha ilk sene ziyaretçileri sayesinde inşaat masraflarının çoğunu çıkarmıştı bile…
Bununla beraber söz konusu eserin birçok sanatkâr tarafından bir “metal yığını” olarak kabul edildiği bir vâkıadır. 1887’de sergi çalışmaları müdürü M. Alphand, Paris basınında da yankı bulan şu cümleleriyle tarihe geçmişti:
“Biz sanatkârlar, halkın Bâbil Kulesi(!) olarak görmeye başladığı bu faydasız ve çirkin Eiffel Kulesi’nden rahatsızız. Paris’in göbeğine diktirilen bu yığını, tehdit altına giren sanat ve Fransız tarihi adına var gücümüzle protesto ediyoruz!”
Bu manifestoya ressam, şair ve sanat camiasından 287 kişi imza atacaktır. Bunlar arasında A.Dumas, Coppée, Maupassant gibi isimleri de görmek mümkündür.
Onlar açısından istenilen gerçekleşmedi. Yeterli destek bulunamadı. Fakat ilerleyen senelerde farklı fikirler ileri sürüldü. 1913 senesine gelindiğinde, Eyfel’in yıktırılması ciddi manada düşünüldü. Mesele 1923’te yeniden ele alındı.
Hatta yıkımdan çıkarılacak madenle fabrika kurmak istenildiyse de, yıkma masrafları elde edilecek mâdenin değerini aşacağından bundan vazgeçildi.
Eyfel’in ziyaretçileri arasında farklı isimler göze çarpıyor. İngiltere taht veliahtı VII Edward, Rus aristokratlar, Afrika kralları ve hatta Hitler. Haziran 1940’ta Fransa’ya gelen faşist lider, 2. Dünya Savaşı’nın meydana getirdiği elektrik aksaklıkları sebebiyle kuleye yürüyerek çıkmak zorunda kalmıştı. Son olarak şunu da söylemek gerekecek:
Tarih boyunca Eyfel’i farklı amaçlara âlet etmek isteyenler de oldu. Zira burada, ilk kurulduğu zamandan günümüze kadar çok sayıda intihar vakası yaşanmıştır.
Daha sonra bunun önüne geçmek için çıkış noktalarına demir parmaklıklar eklendiyse de, söz konusu intihar teşebbüslerinin sayısı azımsanmayacak bir rakama ulaşmıştı. Bu sayı 400’ün üstüdür.