Dupnisa Mağarası

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
Dupnisa Mağarası
Dupnisa Mağarası
Trakya’nın turizme açılan ilk ve tek mağarası olan Dupnisa; Karadeniz’in serin ikliminin etkisi altında kalan, Türkiye-Bulgaristan sınırını oluşturan, Rezve Deresi’nin Istranca Dağları’nı derin vadilerle yardığı, vahşi görünüme sahip bir bölgede yer alıyor.

Dupnisa Mağarası, yeşilin her tonunu görebileceğiniz yoğun bitki örtüsüyle kaplı bir bölgede, ikinci jeolojik zamanda mermerler içerisinde birbirine bağlı iki kat ve üç mağaradan oluşuyor.

Bu nedenle bilimsel olarak “Mağara Sistemi” olarak tanımlanıyor. Toplam uzunluğu 2720 metre olan sistemin üst katını, Kuru ve Kız Mağaraları oluşturuyor.

Gelişimini tamamlamış bu mağaralardan, 50-60 metre aşağıda Sulu Mağarası yer alıyor. İçinden devamlı akışı olan bir yer altı nehri akan ve deniz düzeyinden 345 metre yukarıda giriş ağzı bulunan bu mağaranın toplam uzunluğu 1977 metre. Son noktası ise, girişten 61 metre yukarıda bulunuyor.

Mağara literatüründe en çok bilinen mağaralardan biri olan Dupnisa Mağaraları; yaklaşık dört milyon yıldan beri oluşum ve gelişimini sürdüren büyük bir yer altı sistemi.

Dupnisa, içinde sürekli akan bir yer altı nehri ve bu nehrin oluşturduğu, derinliği yer yer 2 metreyi aşan göllere sahip. Mağarada, zengin damla taş oluşumları, süt beyazdan kırmızı ve kahverenginin her tonundaki renklere sahip; dev boyutlara ulaşan sarkıt, dikit, sütunlar; perde, bayrak damla taşları ve damla taş havuzları ile hayranlık uyandıran bir görünüme sahip.

Bu muhteşem görüntünün yanında, kısa mesafeler dâhilinde değişiklik gösteren mağara havasının, sağlık açısından olumlu olduğu düşünülüyor. Sözcü’de yer alan habere göre, üst katlar sıcak (ortalama 17 derece) ve kuru (%60-70 mutlak nem) olmasına karşılık, ana mağara daha serin (10-12 derece) ve nemli (%80-90). Bu farklılık, üst kat ile ana galeri arasında belirgin bir rüzgârın meydana gelmesine neden olmuş.

Trakya’nın en uzun ikinci mağarası olan Dupnisa Mağaraları; 2003 yılında turizme açılmıştı.

Dupnisa Mağaraları’nın üst katını oluşturan ve içinde dev sarkıt, dikit ve sütunlarla kaplı olan Kuru Mağara’nın 250, Sulu Mağara’nın da 200 metrelik bölümü turistlerce gezilebiliyor.

450 metrelik bu kısımda yürüyüş iskelesi ve aydınlatma mevcut. İçinde yer altı nehri ve derin göllerin bulunduğu bu bölümler macera ve doğa sporu tutkunları için güzel fırsatlar sunuyor.

Dupnisa Mağarası turizme açıldığı Haziran 2003 tarihinden bu yana her yıl on binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.

Dupnisa Mağarası Efsanesi

Türkiye sınırları içinde tarihi veya güzel bir yer olur da efsanesi olmaz mı? Tabi ki olur. Dupnisa mağarası efsanesi de bunlardan biridir. Aşağıda okuyacağınız efsane Kırklareli valisi tarafından Kırklareli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce ayrıca araştırıldığı da söylenmiştir.

Dupnisa mağarası hakkında çeşitli söylencelerin derlenmesi sonucunda ortaya çıkan efsane, mağara içinde bulunan birbirine kavuşamayan iki el biçiminde bir oluşum hakkındadır ve bunun efsanesi de şu şekildedir: Bölgede yaşayan genç bir erkek, yine bölgede yaşayan bir papazın Nysa ismindeki kıza aşık olur. Ancak papaz kızını bu gence vermekle birlikte gencin peşine düşer. Genç adam mağaraya saklanır. Bir süre sonrada mağarada ölür ve taşlaşmaya başlar.

Nysa da gencin öldüğünü öğrenince mağaraya girer ve gencin öldüğünü görünce o da kısa bir süre sonra ölür ve öldüğü yerde taşa dönüşür. İşte bunların cansız bedenleri taşlaşıp birbirlerine kavuşamayan iki el biçimine gelir. Dupnisa’nın efsanesi bu şekildedir.
 
Son düzenleme:
Üst Alt