Bu kız tam 500 yaşında!

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
1371510603.jpg


Bilim insanları, 500 yıl önce kurban edilerek, Arjantin topraklarındaki bir yanardağın zirvesine gömülen Inka mumyasının ölümüne ait sır perdesini kaldırmayı başardı.
2877110621.jpg



Araştırmacılar, yüzyıllar önce Arjantin`deki And Dağlarına gömülen Maiden adındaki mumyanın ve onunla aynı zamanda ölen bir başka genç Inca mumyasının doku proteinlerini analiz ederek nasıl öldüklerine ışık tuttu.
36009566.jpg


Bilim insanları geçmişte Kral Tutankhamon’un ölümünü ortaya çıkaran büyük keşiflerde, DNA tekniklerini kullanmıştı. Ancak DNA analizine dayanan tekniklerde belli hatalar da ortaya çıkıyordu. Örnek olarak, Tutankhamon’un vücudunda sıtmaya neden olan parazitin bulunması, efsane firavunun sıtma semptomları gösterdiği anlamına gelmiyordu. Dahası, araştırmacıların en ufak dikkatsizliği, DNA numunelerinin bozulmasına yol açıyordu.

4161296622.jpg


Buradan yola çıkarak, Inka mumyalarının analizinde, çevre şartlarından daha az etkilenen proteinlere odaklanıldı. New York Üniversitesi’nde antropolog olan Angelique Corthals, LiveScience sitesine yaptığı açıklamada, “Proteinlerin analiz edilmesi, vücudun öldüğü esnada ne üretmekte olduğunu gözler önüne seriyor... Vücudun, barındırdığı hastalıkla mücadele etmek için bağışıklık sistemini harekete geçirip geçirmediğini anlayabiliyorsunuz” dedi.

5337316500.jpg

PLOs One dergisinde 25 Temmuz’da yayımlanan araştırmada, Corthals ve meslektaşları biri Maiden adı verilen, diğeri de 7 yaşında kurban edilen iki İnka mumyasından örnekler aldı. Araştırmada, erkek çocuğun kanlı giysisinden alınan numuneler de kullanıldı.

6915599097.jpg


Elde edilen bulgular, kurban edilen çocukların, öldükleri güne kadar geçen bir yıl süresince iyi bir şekilde beslendiğini, hatta kilo aldıklarını gösterdi. Çocukların, mısır ve kurutulmuş lama eti gibi elit gıdalarla beslendiğine dair deliller elde edildi. Öldükten sonra, dondurucu soğuklarda gömülen vücutları, şişmanlıklarını ortaya koyacak şekilde günümüze dek korundu.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
7210434506.jpg


Bilim insanları, numuneleri incelemek için “shotgun proteomics” olarak bilinen bir yöntem kullandı. Numuneler, kütle spektrometresi olarak bilinen bir cihaza yerleştirildi. Cihaz, proteinleri bileşenlerine, amino asit zincirlerine indirgedi. Ardından bilgisayar programları kullanılarak, bu parçalar modern insan genomundaki gerçek protein numuneleriyle karşılaştırıldı.

8210114959.jpg


Analizler sonucuna, Maiden’ın protein profili, kronik solunum rahatsızlığı bulunan bir hastanın proteinleriyle eşleşti. Maiden’ın bu hastalığa neden olacak bakteri içerip içermediğini anlamak için DNA analizi yapıldı ve ortaya solunum hastalıkları ve tüberküloza neden olan Mycobacterium çıktı.

9636601259.jpg


Ancak DNA diziliminin tam olarak çıkarılmaması, kesin olarak hangi bakteri türünün hastalığa neden olduğunun anlaşılmasına izin vermedi. Maiden’la beraber incelenen 7 yaşındaki ‘Llullaillaco çocuğu’ ise herhangi bir hastalık belirtisi göstermedi.

10339820761.jpg


11609304172.jpg


a323735246981.jpg


Bu kız tam 500 yaşında!
 

Adilbey

Aktif Üyemiz
Gençmiş daha. 500 yaşında gencecik. Gerçekten çok ilginç. ama inka uygarlığı binlerce yıl öncesine ait olmalı. 500 sene daha dünkü :)
Emeğine sağlık adminim. çok ilginç resimler. sanki yeni çekilmiş gibi.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Bende ilk bu haberi gördüğümde bayağı etkilendim,
yorum yapamıyorum,bize uzak bir durum...neden o kadar beslemişler neden mumyalamışlar
bunlar bir gün çıksın diyemi, ibret olsun diyemi aklım almıyor...onlar için bir anlamı olmalı
veeeee çok acımasız bir kavimlermiş vesselam...
 

NuSReT

Aktif Üyemiz
Çoooooooook ilginç. Ne için yaptıklarını anlamak zor. Mumyalayacaklardıda neden bu şekilde bırakmışlar ki. Oturur vaziyette mumyalamak değişik bir düşünce. Eski mısırda mumyalama teknikleri ile bu çok farklı. İnkaların gelişmiş bir medeniyet olduğu söylenirken, oturur vaziyette yapmaları anlaşılmaz. Sanki mumyaları güzel olsun diye de beslemişler. Sanki otururken uyuyakalmış insanlar gibi. Çok değişik ve çok ilginç resimler. Teşekkürler adminim elinize sağlık.
 

NuSReT

Aktif Üyemiz
machupicchu013mi.jpg

İNANÇ
İnkalar, güneşe taparlardı. Bütün imparatorlar, güneş tanrısı İnti’nin çocuklarıydı ve bu yüzden imparatorların bu soydan geldiğine inanırlardı. Birçok tapınak ve dağların zirvelerine manastırlar inşa etmişler ve taş işlemeciliğinde ileri bir düzeye
gelmişlerdir. Güneş dışında, ay ve şimşeğe de tapıyorlardı.

YAŞAM
İnkalar mimari, şehircilik ve tarım alanında çok ilerlemişlerdi. Dağların eteklerinde teraslama yöntemiyle tarım yapmışlardır ve halen bu yerlerde patates, mısır, buğday ve fasulye üretiminde aynı sistem uygulanmaktadır.

ASTROLOJİ
Güneşe tapan İnkalar güneş hareketlerini dikkatle izliyorlardı. Hatta bir güneş saati
bile yapmışlardı. Matematik hesaplamalarında ise, düğüm yöntemi kullanmışlar ve bu şekilde yıllık alınan ürünü, doğum, ölüm ile ilgili istatistiki bilgileri arşivleyebilmişlerdir. Tohum ekme ve hasat dönemleri ise, ayın hareketlerine göre belirlenmiştir.


machupicchu023cb.jpg

machupicchu037th.jpg

machupicchu048gq.jpg

machupicchu057ur.jpg

machupicchu061tz.jpg

machupicchu074rf.jpg

machupicchu088pz.jpg

machupicchu104cy.jpg

machupicchu113xa.jpg

machupicchu126lw.jpg


İnkalar tek büyük tanrı Viracocha ya tapıyorlardı.Ayrıyetten diger meksika kabilelerinin aksine bu tanrıya kurban edilme olayı olmuyordu. Mumyalama yapan ilk ırk olduguda düsünülüyor.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
inkalar ne kadar zekilermiş bir o kadarda çalışkan yaf dağları nakış nakış işleyip şehir yapmışlar,,,
çoooook beğendim:) orda yaşamak isterdim inkalar yokken :)birde dikkatimi çeken neden tarımcılık yaparken
öyle basamak, basamak yerler yapmışlar tarım için bunu öğrenmem lazımhaaa....
 

HASAN CAN

Active member
Çok büyük miktarlarda hafriyat çalışması gerektirdiği için İnkaların en çok uğraştıkları mimari yapılar tarım terasları olmuştur. İnka imparatorluğu genelindeki ve tüm And bölgesindeki hem dağ yamaçlarına hem de nehir yataklarına sayılamayacak kadar çok teras yapmışlardır. Teraslar da tıpkı diğer yapılarında olduğu gibi taş duvarlarla desteklenmiştir. Ancak bu teras kademelerinin, özellikle en alt kesimi gelişi güzel taşlardan hatta moloz denilebilecek taşlardan seçilmiştir ve bu sayede su drenajı sağlanmıştır. Fakat teras kademelerindeki en üst katmandaki toprak tarıma elverişli en iyi topraklar ile doldurulmaktaydı. Hatta bazı durumlarda bu verimli topraklar kilometrelerce ötedeki nehir yataklarından yüksek dağ yamaçlarına taşınmaktaydılar. Teras kademeleri arasındaki geçişler teras duvarları üzerine duvarın içine geçmiş şekilde yapılan kademeli olarak sırayla dizilmiş birkaç taşın (uçan basamaklar) merdiven biçiminde kullanılmasıyla yapılmaktaydı.
İnka tarım teraslarının yapısını gösteren çizim: İnka tarım terası kesiti.
220px-Inca_terrace_cut-tr.svg.png


Terasların karakteristik özellikleri

Teraslar iyi bir taş işçiliğine sahiptiler ancak özel binalardaki işçilik kadar özenli bir dış yüzey işlemesi (pürüzsüzleştirme) yapılmamıştır.
Çok özenle, zengin içerikli ve koyu renkli olan verimli bir toprak karışımı ile doldurulmuşlardır.
Teras yüzeyleri genellikle geriden öne doğru hafif bir eğime sahiptiler.
En ön kısımda duvarın hemen ardında küçük bir kot farkına sahiptiler.
Duvarların ön yüzlerinde düzgün bir su akışını sağlayacak biçimde su çıkış delikleri açılmıştır.
Teras kademelerinin dip kesimlerindeki moloz ve/veya çakıl dolgu yerel malzemelerden ya da yontulan taşlardan çıkan artıklardan oluşturulmuştur.
Genellikle teras sistemlerinin kendi depoları ve bakıcılarının yaşadığı evleri olurdu.
Tek bir terastan ziyade çok katlı olurlardı.

İnka İmparatorluğu’nun en güçlü olduğu dönemde teraslama yoluyla elde edilmiş toplam sulu tarım alanı miktarı 2,47 milyon acre'ye (1 acre = 4050 m2 = ~4 Dönüm) ulaşmış idi. Bu tarım teraslarının büyük bir çoğunluğu yıkılmış ve kullanılamaz durumda olsa da bir kısmı hala Andlı çiftçiler tarafından işlenilmektedir.[23]

Her ne kadar, İnkalar, sarp yamaçları tarım alanlarına dönüştürmekte çok başarılı olsalar da tarım alanları için ilk tercihlerini vadilerin bereketli dip kesimlerinden yana kullanmaktaydılar. Bu bölgelerdeki verimli toprakları erezyondan korumak için vadilerin dip kesimlerini de teraslamakta ve nehir kenarlarına da setler çekmekteydiler. Örnek vermek gerekirse, İnkalar, günümüzde de yoğun olarak tarım için kullanılan Urubamba Nehri’nin Kutsal Vadi bölgesinde o dönemlerde çok yoğun biçimde tarım yapmaktaydılar ve Pisac yakınlarındaki tarım alanını koruyabilmek için Urubamba Nehri’nin yatağını en azından 3,3 km uzunluğunda kanal inşa ederek ıslah etmişlerdir.[21] İspat edilmemiş olsa da bu kanal projesinin Kolomb öncesi Amerika’daki en uzun kanal projesi olduğu söylenmektedir.
 
Üst Alt