Ahiret Gününde Meydana Gelecek Olaylar Ile Ilgili Ayetler

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
AYET-İ KERiME
Onların etrafında altın tabaklar ve kadehlerle dolaşılır. Orada canın istediği ve göze hoş gelen her şey vardır. Siz orada ebedî kalacaksınız.
(43/Zuhruf 71)


AYET-İ KERiME
İşte, yaptığınız ameller karşılığında mirasçı olduğunuz cennet budur.
(43/Zuhruf 72)


AYET-İ KERiME
Orada, sizin için kendisinden yiyeceğiniz çokça meyveler vardır.
(43/Zuhruf 73)


AYET-İ KERiME
En büyük yakalayışla yakalayacağımız gün, hiç şüphesiz biz, intikam alıcılarız.
(44/Duhan 16)


AYET-İ KERiME
Hiç şüphesiz Yevmu’l Fasl/Ayırt Etme Günü, onların topluca (diriltilecekleri) vakittir.
(44/Duhan 40)


AYET-İ KERiME
O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz ve onlara yardım da edilmez.
(44/Duhan 41)


AYET-İ KERiME
Allah’ın rahmet ettikleri müstesna. Şüphesiz ki O, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) El-Azîz, (kullarına karşı merhametli olan) Er-Rahîm’in ta kendisidir.
(44/Duhan 42)


AYET-İ KERiME
Hiç kuşkusuz o zakkum ağacı,
(44/Duhan 43)


AYET-İ KERiME
Günahkârların yiyeceğidir.
(44/Duhan 44)


AYET-İ KERiME
Erimiş maden gibi karınlarda kaynar.
(44/Duhan 45)


AYET-İ KERiME
Kaynar suyun fokurdaması gibi.
(44/Duhan 46)


AYET-İ KERiME
(Denir ki: ) Alın onu da cehennemin orta yerine sürükleyin.
(44/Duhan 47)


AYET-İ KERiME
Sonra başından aşağı kaynar suyun azabından dökün.
(44/Duhan 48)


AYET-İ KERiME
Tat (bakalım azabı)! Çünkü sen izzetli ve değerliymişsin ya!
(44/Duhan 49)


AYET-İ KERiME
Şüphesiz ki bu, sizin kuşkuya kapıldığınız şeydir.
(44/Duhan 50)


AYET-İ KERiME
Kuşkusuz muttakiler, güvenli bir makamdalardır.
(44/Duhan 51)


AYET-İ KERiME
Cennetler ve pınarlar içinde.
(44/Duhan 52)


AYET-İ KERiME
İnce ve kalın ipekten elbiseler giyinir, karşılıklı otururlar.
(44/Duhan 53)


AYET-İ KERiME
İşte böyle... Onları iri gözlü hurilerle evlendirdik.
(44/Duhan 54)


AYET-İ KERiME
Orada, emniyet içinde, her çeşit meyveden isterler.
(44/Duhan 55)
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
AYET-İ KERiME
Orada, ilk ölümleri dışında bir ölüm tatmazlar. Ve (Allah,) onları cehennem azabından korumuştur.
(44/Duhan 56)


AYET-İ KERiME
De ki: “Allah sizi diriltir, sonra öldürür. Sonra kendisinde hiçbir şüphe olmayan Kıyamet Günü, sizi bir araya toplar. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
(45/Câsiye 26)


AYET-İ KERiME
Göklerin ve yerin hâkimiyeti/egemenliği Allah’a aittir. Kıyametin kopacağı gün, işte o zaman, batıl ehli hüsrana uğrayacaktır.
(45/Câsiye 27)


AYET-İ KERiME
O gün, her ümmeti dizleri üzere çökmüş görürsün. Her ümmet kitabına çağrılır ve: “Bugün, yaptıklarınızın karşılığını alacaksınız.”
(45/Câsiye 28)


AYET-İ KERiME
”Bu, size karşı hakkı söyleyen kitabımızdır. Şüphesiz ki biz, yaptıklarınızı yazıyorduk.” (denir.)
(45/Câsiye 29)


AYET-İ KERiME
İman edip salih amel işleyenlere gelince, Rableri onları rahmetine dâhil eder. Bu, apaçık kurtuluşun ta kendisidir.
(45/Câsiye 30)


AYET-İ KERiME
Kâfirlere gelince (onlara): “Ayetlerim size okunmadı mı? Sizler de büyüklük taslayıp suçlu günahkâr kimseler olmadınız mı?” (denir.)
(45/Câsiye 31)


AYET-İ KERiME
“Allah’ın vaadi haktır, kıyamet hakkında hiçbir şüphe yoktur.” denildiğinde: “Kıyamet de neymiş? Biz bilmiyoruz. Biz yalnızca zanda bulunduk ve biz yakinen inananlar değiliz.” dediniz.
(45/Câsiye 32)


AYET-İ KERiME
Yaptıkları şeylerin kötü (akıbeti) onlar için açığa çıktı ve alaya aldıkları (azap) onları çepeçevre kuşattı.
(45/Câsiye 33)


AYET-İ KERiME
Denildi ki: “Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, sizi unutur (azaba terk ederiz). Barınağınız ateştir. Size yardım edecek hiç kimse yoktur.”
(45/Câsiye 34)


AYET-İ KERiME
“Bu, Allah’ın ayetlerini alaya almanız ve dünya hayatının sizi aldatması nedeniyledir.” Bugün oradan çıkarılmazlar ve (dünyaya geri dönüp Allah’ı razı edecek amel yapma istekleri de) kabul görmez.
(45/Câsiye 35)


AYET-İ KERiME
Sura üfürülmüştür. Bu, tehditlerimin (vuku bulacağı) gündür.
(50/Kâf 20)


AYET-İ KERiME
Her nefis, yanında (onu mahşer alanına getiren) bir sürücü (ve yaptıklarına tanıklık edecek) bir şahitle gelmiştir.
(50/Kâf 21)


AYET-İ KERiME
Andolsun ki sen bundan gaflet içindeydin. Bugün (gerçeği görmeni engelleyen) perdeni kaldırdık. Artık görüşün demir (gibi keskindir).
(50/Kâf 22)


AYET-İ KERiME
Beraberindeki (melek) der ki: “Bu, (bugüne kadar kayıt altına aldığım kötü amelleriyle) hazır işte!”
(50/Kâf 23)


AYET-İ KERiME
“Atın cehenneme her inatçı kâfiri!”
(50/Kâf 24)


AYET-İ KERiME
“Hayrı engelleyen, haddi aşan ve şüpheci kimseyi.”
(50/Kâf 25)


AYET-İ KERiME
“O ki; Allah’la beraber başka ilah edinmiştir. Onu çetin bir azabın içine atın.”
(50/Kâf 26)


AYET-İ KERiME
Beraberindeki (saptırıcı şeytan) der ki: “Rabbimiz! Onu, ben azdırmadım. Fakat o, uzak bir sapıklık içindeydi.”
(50/Kâf 27)


AYET-İ KERiME
Buyurur ki: “Benim yanımda çekişip tartışmayın. Ben, daha önce size tehdidimi bildirmiştim.”
(50/Kâf 28)
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
AYET-İ KERiME
“Benim yanımda söz değiştirilmez ve kullarıma zulmedici değilim.”
(50/Kâf 29)


AYET-İ KERiME
O gün cehenneme: “Doldun mu?” deriz. O da: “Yok mu daha fazlası?” der.
(50/Kâf 30)


AYET-İ KERiME
Cennet, muttakilere uzak olmaksızın yakınlaştırılmıştır.
(50/Kâf 31)


AYET-İ KERiME
Bu, sizden, Allah’a yönelen (ve O’nun sınırlarını) koruyan her bir kimseye vadolunandır.
(50/Kâf 32)


AYET-İ KERiME
Gaybta (görmediği hâlde ya da kimsenin kendisini görmediği yerlerde) Rahmân’dan korkan ve (Allah’a) yönelen bir kalple gelen kimse (için hazırlanmıştır).
(50/Kâf 33)


AYET-İ KERiME
Ona selamet ve esenlikle girin. Bu, ebedîlik günüdür.
(50/Kâf 34)


AYET-İ KERiME
Orada her istedikleri onlarındır. Yanımızda fazlası da vardır.
(50/Kâf 35)


AYET-İ KERiME
Münadinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver/dikkat kesil.
(50/Kâf 41)


AYET-İ KERiME
O gün, çığlığı (sura üfürülüşü) hak olarak işitirler. Bu, (kabirlerden) çıkış günüdür.
(50/Kâf 42)


AYET-İ KERiME
Şüphesiz ki biz, diriltir ve öldürürüz. Ve dönüş bizedir.
(50/Kâf 43)


AYET-İ KERiME
O gün yer, onlardan (üzerlerinden) yarılıp açılır. (Kabirlerinden) hızlıca çıkarlar. Bu, bizim için kolay bir haşrdır/toplamadır.
(50/Kâf 44)


AYET-İ KERiME
(Sormaya gerek yoktur, çünkü) mücrimler yüzlerinden tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
(55/Rahmân 41)


AYET-İ KERiME
O gün, mümin erkek ve mümin kadınların nurlarının önlerinden koştuğunu ve sağlarından (amel defterlerini aldıklarını) görürsün. (Onlara denir ki: ) “Bugün müjdeniz, içinde ebedî kalacağınız, altlarından ırmaklar akan cennetlerdir. Bu, büyük kurtuluşun/kazancın ta kendisidir.”
(57/Hadîd 12)


AYET-İ KERiME
(Allah katında) ne akrabalarınızın ne de evlatlarınızın size bir faydası olacaktır. (Allah) Kıyamet Günü (hakkınızda hükmedecek) ve aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı görendir.
(60/Mümtehine 3)


AYET-İ KERiME
Rablerini inkâr edenlere cehennem azabı vardır. O, ne kötü bir dönüş yeridir.
(67/Mülk 6)


AYET-İ KERiME
Oraya atıldıklarında, (ateş) kaynayıp fokurdarken onun hırıltılarını işitirler.
(67/Mülk 7)


AYET-İ KERiME
(Ateş) öfkeden çatlayıp ayrışacak gibi olur. Her bir topluluk (ateşin) içine atıldığında, oranın bekçileri kendilerine: “Size bir uyarıcı gelmedi mi?” diye sorarlar.
(67/Mülk 8)


AYET-İ KERiME
Derler ki: “Evet! Muhakkak ki bize uyarıcı geldi (fakat) biz onu yalanladık ve: ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz yalnızca büyük bir sapıklık içindesiniz.’ dedik.”
(67/Mülk 9)


AYET-İ KERiME
Dediler ki: “Şayet işitiyor ya da aklediyor olsaydık, alevleri dehşet saçan ateşin ehlinden olmazdık.”
(67/Mülk 10)


AYET-İ KERiME
Günahlarını itiraf ettiler. Ateş ehli (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun.
(67/Mülk 11)
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
AYET-İ KERiME
(Azabı) yakınlaşmış gördükleri zaman, kâfirlerin yüzleri kötü bir hâl aldı. Denildi ki: “İşte bu (ne zamanmış diye inkâr ettiğiniz ve) gerçekleşmesini talep ettiğiniz şeydir.”
(67/Mülk 27)


AYET-İ KERiME
Baldırın açılacağı o günde secdeye çağrılırlar, (fakat secde etmeye) güç yetiremezler.
(68/Kalem 42)


AYET-İ KERiME
Gözleri (korkudan) baygın (bir hâldedir). Onları zillet bürür. (Oysa) onlar sıhhatli iken secdeye çağrılırlardı.
(68/Kalem 43)


AYET-İ KERiME
Sura tek bir üfürüşle üfürüldüğünde,
(69/Hakka 13)


AYET-İ KERiME
Yer ve dağlar yerinden taşınıp, (sonra da) birbirine çarpılıp parça parça olduklarında,
(69/Hakka 14)


AYET-İ KERiME
İşte o gün Vakıa (vuku bulması kesin olan kıyamet) vuku bulmuştur.
(69/Hakka 15)


AYET-İ KERiME
Gök yarılmıştır. O, o gün gevşemiş/sarkmış olacaktır.
(69/Hakka 16)


AYET-İ KERiME
Melekler onun çevresi üzerindedir. O gün üstlerinde bulunan sekiz (melek), Rabbinin arşını taşıyacaktır.
(69/Hakka 17)


AYET-İ KERiME
O gün (Allah’a) arz olunursunuz. Hiçbir şeyiniz gizli kalmaz.
(69/Hakka 18)


AYET-İ KERiME
Kitabı sağ tarafından verilene gelince: “İşte kitabım! Alın okuyun.” der.
(69/Hakka 19)


AYET-İ KERiME
“Şüphesiz ki ben, hesabıma kavuşacağımı yakinen biliyordum.”
(69/Hakka 20)


AYET-İ KERiME
Artık o, razı olunan bir yaşam içindedir.
(69/Hakka 21)


AYET-İ KERiME
Yüksek bir cennette,
(69/Hakka 22)


AYET-İ KERiME
Koparılacak yemişleri pek yakındır.
(69/Hakka 23)


AYET-İ KERiME
(Ona) Geçmişte işlediğiniz amellere karşılık, afiyetle yiyip içiniz (denir).
(69/Hakka 24)


AYET-İ KERiME
Kitabı soldan verilene gelince: “Keşke kitabım bana verilmeseydi.” der.
(69/Hakka 25)


AYET-İ KERiME
“(Keşke) hesabımı hiç bilmeseydim.”
(69/Hakka 26)


AYET-İ KERiME
“Keşke (ölüm) her şeyi bitirseydi de (diriliş ve hesap olmasaydı).”
(69/Hakka 27)


AYET-İ KERiME
“Malım bana hiçbir fayda sağlamadı.”
(69/Hakka 28)


AYET-İ KERiME
“Gücüm/otoritem kaybolup gitti.”
(69/Hakka 29)
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
AYET-İ KERiME
(Buyrulur ki: ) “Onu tutun ve bağlayın.”
(69/Hakka 30)


AYET-İ KERiME
“Sonra da onu cehenneme atın.”
(69/Hakka 31)


AYET-İ KERiME
“Sonra da onu yetmiş zira’ uzunluğunda bir zincire vurun.”
(69/Hakka 32)


AYET-İ KERiME
“Çünkü o, büyük olan Allah’a iman etmezdi.”
(69/Hakka 33)


AYET-İ KERiME
“Yoksulu yedirmeye de teşvik etmezdi.”
(69/Hakka 34)


AYET-İ KERiME
“Bugün, burada onun hiçbir yakın dostu olmayacaktır.”
(69/Hakka 35)


AYET-İ KERiME
“Kan ve irin dışında bir yiyecekleri de yoktur.”
(69/Hakka 36)


AYET-İ KERiME
“Onu da yalnızca hata edenler/günahkârlar yer.”
(69/Hakka 37)


AYET-İ KERiME
Gökyüzünün erimiş maden gibi olacağı gün,
(70/Meâric 8)


AYET-İ KERiME
Dağlar (etrafa saçılmış) rengârenk yün gibi olur.
(70/Meâric 9)


AYET-İ KERiME
(O gün) yakın dost, dostunu sormaz.
(70/Meâric 10)


AYET-İ KERiME
(Birbirlerine) gösterilirler. Mücrim kimse, o günün azabından kurtulmak için oğullarını fidye olarak vermek ister.
(70/Meâric 11)


AYET-İ KERiME
Hanımını ve kardeşini,
(70/Meâric 12)


AYET-İ KERiME
Onu barındıran hısım akrabayı,
(70/Meâric 13)


AYET-İ KERiME
Yeryüzünde olanların tamamını... Sonra da (bu verdikleri) onu kurtarsın (ister).
(70/Meâric 14)


AYET-İ KERiME
Asla! Çünkü o, çılgınca yanan ve alevleri şiddetli cehennemdir.
(70/Meâric 15)


AYET-İ KERiME
O gün insana yapıp takdim ettikleri ve erteleyip (yapmadıkları) haber verilir.
(75/Kıyâmet 13)


AYET-İ KERiME
Vadolunduğunuz (kıyamet) gerçekleşecektir.
(77/Mürselât 7)


AYET-İ KERiME
Yıldızlar silindiği zaman,
(77/Mürselât 8)


AYET-İ KERiME
Gök yarıldığı zaman,
(77/Mürselât 9)
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
AYET-İ KERiME
Dağlar (aniden) savrulup parçalandığı zaman,
(77/Mürselât 10)


AYET-İ KERiME
Resûller, belirlenmiş vakit (olan kıyamet) için toplandığı zaman.
(77/Mürselât 11)


AYET-İ KERiME
Yalanladığınız (cehenneme) doğru gidin.
(77/Mürselât 29)


AYET-İ KERiME
Üç kola ayrılmış (ateş dumanının) gölgelerine.
(77/Mürselât 30)


AYET-İ KERiME
Ne gölge sağlar, ne de alevlerden korur.
(77/Mürselât 31)


AYET-İ KERiME
Şüphesiz ki o, her biri saray kadar (büyük) kıvılcımlar atar.
(77/Mürselât 32)


AYET-İ KERiME
Her biri sapsarı (rengi siyaha çalan) develer gibidir.
(77/Mürselât 33)


AYET-İ KERiME
O gün, yalanlayanların vay hâline!
(77/Mürselât 34)


AYET-İ KERiME
Bu konuşamayacakları bir gündür.
(77/Mürselât 35)


AYET-İ KERiME
Özür beyan etmeleri için onlara izin de verilmez.
(77/Mürselât 36)


AYET-İ KERiME
O gün, yalanlayanların vay hâline!
(77/Mürselât 37)


AYET-İ KERiME
Bu (insanlar arasında hükmedilip araların ayrılacağı) Yevmu’l Fasl’dır. Sizi ve öncekileri topladık.
(77/Mürselât 38)


AYET-İ KERiME
Şayet kurabileceğiniz bir tuzağınız varsa, (buyrun) bana karşı tuzağınızı kurun.
(77/Mürselât 39)


AYET-İ KERiME
O gün, yalanlayanların vay hâline!
(77/Mürselât 40)


AYET-İ KERiME
Onu gördükleri gün, bir akşamüstü ya da bir kuşluk vakti kadar (dünyada) kalmış gibilerdir.
(79/Nâziât 46)


AYET-İ KERiME
Kulakları sağır eden (Sûr’un) çığlığı geldiği zaman,
(80/Abese 33)


AYET-İ KERiME
O gün kişi, kardeşinden kaçar,
(80/Abese 34)


AYET-İ KERiME
Anne ve babasından,
(80/Abese 35)


AYET-İ KERiME
Hanımından ve çocuklarından.
(80/Abese 36)


AYET-İ KERiME
O gün, bunlardan her birinin kendisine yetecek bir işi/derdi vardır.
(80/Abese 37)
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
AYET-İ KERiME
O gün (bazı) yüzler aydınlıktır.
(80/Abese 38)


AYET-İ KERiME
(Yüzleri) gülmekte ve sevinç içindedir.
(80/Abese 39)


AYET-İ KERiME
O gün, (bazı) yüzlerin üzerini toz kaplamıştır.
(80/Abese 40)


AYET-İ KERiME
Çehrelerini (duman isi gibi) bir karartı bürümüştür.
(80/Abese 41)


AYET-İ KERiME
İşte bunlar, kâfir ve facir olanların ta kendilerilerdir.
(80/Abese 42)


AYET-İ KERiME
Güneş dürülüp (karartıldığında),
(81/Tekvîr 1)


AYET-İ KERiME
Yıldızlar dökülüp saçıldığında,
(81/Tekvîr 2)


AYET-İ KERiME
Dağlar yürütüldüğünde,
(81/Tekvîr 3)


AYET-İ KERiME
Hamile develer kendi hâllerine terk edildiğinde,
(81/Tekvîr 4)


AYET-İ KERiME
Vahşi hayvanlar toplandığında,
(81/Tekvîr 5)


AYET-İ KERiME
Denizler tutuşturulduğunda,
81/Tekvîr 6)


AYET-İ KERiME
Nefisler eşleştirilip (ruhlar cesetle yeniden buluştuğunda),
(81/Tekvîr 7)


AYET-İ KERiME
Diri diri toprağa gömülen kız çocuğuna sorulduğunda,
(81/Tekvîr 8)


AYET-İ KERiME
Hangi günahtan ötürü öldürüldüğü (sorulduğunda),
(81/Tekvîr 9)


AYET-İ KERiME
Sahifeler yayılıp açıldığında,
(81/Tekvîr 10)


AYET-İ KERiME
Gök sökülüp dürüldüğünde,
(81/Tekvîr 11)


AYET-İ KERiME
Cehennem (ateşi) iyice harlanıp tutuşturulduğunda,
(81/Tekvîr 12)


AYET-İ KERiME
Cennet yakınlaştırıldığında,
(81/Tekvîr 13)


AYET-İ KERiME
Artık her nefis, (Kıyamet Günü için) ne hazırlayıp (beraberinde getirdiğini) öğrenmiştir.
(81/Tekvîr 14)


AYET-İ KERiME
Gök yarıldığında,
(82/İnfitâr 1)
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
AYET-İ KERiME
Yıldızlar dökülüp saçıldığında,
(82/İnfitâr 2)


AYET-İ KERiME
Denizler patlatılıp/fışkırıp taşırıldığında,
(82/İnfitâr 3)


AYET-İ KERiME
Kabirler ters yüz edildiğinde,
(82/İnfitâr 4)


AYET-İ KERiME
Her nefis (ne yapıp) takdim ettiğini ve (neyi terk edip) ertelediğini öğrenir.
(82/İnfitâr 5)


AYET-İ KERiME
Hiç şüphesiz Ebrar (çokça iyilik yapanlar), nimetler içerisindelerdir.
(82/İnfitâr 13)


AYET-İ KERiME
Facirlerse elbette cehennemdelerdir.
(82/İnfitâr 14)


AYET-İ KERiME
Din Günü'nde oraya gireceklerdir.
(82/İnfitâr 15)


AYET-İ KERiME
Ondan kaybolup (bir an olsun bile) uzaklaşamayacaklardır.
(82/İnfitâr 16)


AYET-İ KERiME
Sana her şeyi örtüp bürüyecek olan (kıyametin) haberi geldi mi?
(88/Ğaşiye 1)


AYET-İ KERiME
O gün, (bazı) yüzler korku ve zillet içindedir.
(88/Ğaşiye 2)


AYET-İ KERiME
Çalışmış, yorulmuştur.
(88/Ğaşiye 3)


AYET-İ KERiME
Kızgın ateşe girecektir.
(88/Ğaşiye 4)


AYET-İ KERiME
Son derece kaynar bir çeşmeden (su) içirilir.
(88/Ğaşiye 5)


AYET-İ KERiME
Onlar için (zehirli, pis kokulu, boğazı parçalayan) “darî” dikeninden başka bir yiyecek yoktur.
(88/Ğaşiye 6)


AYET-İ KERiME
Ne doyurur ne de açlığı giderir.
(88/Ğaşiye 7)
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
AYET-İ KERiME
(Bazı) yüzler vardır ki, nimet (içinde mutludurlar).
(88/Ğaşiye 8)


AYET-İ KERiME
Çabasından dolayı (elde ettiği sevaptan) razıdır/hoşnuttur.
(88/Ğaşiye 9)


AYET-İ KERiME
Yüksek bir cennettedir.
(88/Ğaşiye 10)


AYET-İ KERiME
Orada boş/faydasız söz işitmez.
(88/Ğaşiye 11)


AYET-İ KERiME
Asla! Yer dağılıp paramparça olduğunda,
(89/Fecr 21)


AYET-İ KERiME
Rabbin geldiğinde ve melekler saf saf (dizildiklerinde),
(89/Fecr 22)


AYET-İ KERiME
Ve o gün cehennem de getirilir. İnsan o gün hatırlar. (Ama) hatırlamanın ona ne faydası olacak ki?
(89/Fecr 23)


AYET-İ KERiME
Der ki: “Keşke hayatım için bir şeyler (yapıp) takdim etmiş olsaydım.”
(89/Fecr 24)


AYET-İ KERiME
O gün hiç kimse (Allah’ın) azabı gibi azap edemez.
(89/Fecr 25)


AYET-İ KERiME
Bilmez mi? Kabirlerde olanların dışarı atıldığı,
(100/Âdiyât 9)


AYET-İ KERiME
Ve sinelerde olanın açığa çıktığı zamanı?
(100/Âdiyât 10)


AYET-İ KERiME
Hiç şüphesiz o gün, Rableri onlardan haberdardır.
(100/Âdiyât 11)
 
Üst Alt