HASAN CAN
Active member
Ona demiri [mum gibi] yumuşak kıldık) buyurulmuşdur. Ve Sâd sûresinin 17-19. cu âyetlerinde meâlen, (Ey Muhammed! Kâfirlerin söylediklerine sabret. Kulumuz, kuvvet sâhibi Dâvüdü hâtırla! O, her zemân, Allaha tevbe ederdi. Doğrusu biz akşam sabâh onunla tesbîh eden dağları ve kuşları onun emrine vermişdik) ve Sâd sûresinin, 25. ci âyetinde de meâlen, (Katımızda Onun yüksek makâmı ve güzel geleceği vardır) buyurulmuşdur. Bugün elimizde bulunan Tevrât ve İncîlde, Dâvüd aleyhisselâmın ma’iyyetinde bulunan Uria adlı bir subayın Batşeba [Bathseba] adlı zevcesi ile mâcerâsı diyerek, İkinci Samuelin 11. ci bâbında yazılı olan çirkin hikâye doğru değildir. [Alî “radıyallahü anh”, bu yanlış ve çirkin hikâyeyi anlatanlara yüzaltmış değnek vuracağını bildirmişdir. (Mevâkib) tefsîrinde, Sâd sûresinin yirmialtıncı âyetinin tefsîrinde diyor ki, (Uryâ, Teşâmu’ isminde bir kızla evlenmek için, kıza haber gönderdi. O da kabûl etdi ise de, kızın akrabâsı istemedi. Uryâyı kötülediler. O aralıkda, Dâvüd aleyhisselâm da, Teşâmu’a tâlib oldu. Uryâ muhârebede ölünce, kız Dâvüd aleyhisselâm ile evlendi. Sözleşmesi yapılmış olan kıza tâlib olmasına, Allahü teâlâ râzı olmadı. Dâvüd aleyhisselâm, hatâ etdiğini anlayınca, tevbe etdi ve afv olundu.).]
Kur’ân-ı kerîmde bu husûsda açık bir bilgi yokdur. Aksine Dâvüd aleyhisselâmın dâimâ Allahü teâlâdan çok korkduğu, kendisine ilm ve hakkı bâtıldan tefrîk eden kuvvet verildiği bildirilmişdir. Sâd sûresinde [âyet 24 de], bir koyun da’vâsında, haksızlık yapmaması için, secdeye kapandığı ve Allahdan afv dilediği, çok düâ etdiği yazılıdır. Bu Uryâ efsânesinin Tevrâta ve İncîle sonradan ilâve edildiği husûsunda bütün islâm âlimleri müttefikdir. (İsrâîliyyât) denilen böyle uydurma hikâyeler, yehûdîlerden câhil müslimânlara da sirâyet etmiş ise de, islâm âlimleri bunların efsâne [uydurma] olduklarını bildirmişlerdir.
Dâvüd aleyhisselâmın oğlu Süleymân aleyhisselâm [hükümdârlık zemânı, tahmînen, M.Ö. 965-926] babasının yerine İsrâîl oğullarının Peygamberi ve hükümdârı oldu. Cin, vahşî hayvan ve kuşlarla konuşurdu. Süleymân aleyhisselâmın zemânı, İsrâîllilerin en parlak zemânlarıdır. Süleymân aleyhisselâm zemânına kadar İsrâîl hükümdârları serây nedir bilmezlerdi. Yukarıda ismi geçen Tâlûtun evi, en âdî bir köylü evinden farksızdı. Süleymân aleyhisselâm, ilk olarak Kudüs şehrini kurdu ve bir serây yapdı. Birçok binâlar, serâylar, bağçeler, havuzlar, kurban kesme yerleri, ibâdet yerleri yapdırdı. Kudüsde yapdırdığı en ihtişâmlı ma’bed, (Mescid-i Aksâ = Beyt-i Mukaddes = Kudsî ev) adını taşıyordu. Bu binâyı Finikeli mi’mârlara yapdırmışdı. Cinnîler de hizmet etmişdi.
Kur’ân-ı kerîmde bu husûsda açık bir bilgi yokdur. Aksine Dâvüd aleyhisselâmın dâimâ Allahü teâlâdan çok korkduğu, kendisine ilm ve hakkı bâtıldan tefrîk eden kuvvet verildiği bildirilmişdir. Sâd sûresinde [âyet 24 de], bir koyun da’vâsında, haksızlık yapmaması için, secdeye kapandığı ve Allahdan afv dilediği, çok düâ etdiği yazılıdır. Bu Uryâ efsânesinin Tevrâta ve İncîle sonradan ilâve edildiği husûsunda bütün islâm âlimleri müttefikdir. (İsrâîliyyât) denilen böyle uydurma hikâyeler, yehûdîlerden câhil müslimânlara da sirâyet etmiş ise de, islâm âlimleri bunların efsâne [uydurma] olduklarını bildirmişlerdir.
Dâvüd aleyhisselâmın oğlu Süleymân aleyhisselâm [hükümdârlık zemânı, tahmînen, M.Ö. 965-926] babasının yerine İsrâîl oğullarının Peygamberi ve hükümdârı oldu. Cin, vahşî hayvan ve kuşlarla konuşurdu. Süleymân aleyhisselâmın zemânı, İsrâîllilerin en parlak zemânlarıdır. Süleymân aleyhisselâm zemânına kadar İsrâîl hükümdârları serây nedir bilmezlerdi. Yukarıda ismi geçen Tâlûtun evi, en âdî bir köylü evinden farksızdı. Süleymân aleyhisselâm, ilk olarak Kudüs şehrini kurdu ve bir serây yapdı. Birçok binâlar, serâylar, bağçeler, havuzlar, kurban kesme yerleri, ibâdet yerleri yapdırdı. Kudüsde yapdırdığı en ihtişâmlı ma’bed, (Mescid-i Aksâ = Beyt-i Mukaddes = Kudsî ev) adını taşıyordu. Bu binâyı Finikeli mi’mârlara yapdırmışdı. Cinnîler de hizmet etmişdi.