MADDE ÜZERİNDE YENİ BİLGİLER
Bundan önceki maddede yazılı mektûbla bağlılığı olduğu için ve Allahü teâlânın sonsuz kudretinin inceliklerini çok açık gösterdiği için, bugünkü tecrîbelerin meydâna çıkardığı, âlem ve madde üzerindeki yeni bilgileri din kardeşlerime burada kısaca yazmağı uygun gördüm. Bu maksadla, Almanca (Der Mensch) kitâbının [m. 1940] senesi baskısından mühim gördüğüm yerleri de aşağıya terceme ediyorum:
Bu âlem, topraklar, cânlılar ve hava hep maddeden yapılmışdır. Terâzîde dartılan, ya’nî ağırlığı olan herşeye, (Madde) denir. Maddeler belirli, husûsî özellikleri ile birbirinden ayrılır. Her maddede enerji, kudret bulunur. Maddelerin şekl almış parçalarına, (Cism) denir. Anahtar, maşa, çivi, makas birer cismdir. Fekat hepsi, aynı demir maddesinden yapılmışdır. Bir maddeden yapılmış cismlere, (Sâf cism) denir. Sâf cismde, bir maddenin belirli özellikleri vardır. Bir sâf cismden, başka bir madde çıkarılamaz ise, bu maddeye (Basît cism, eleman) denir. Demir, bakır, kükürt, oksigen birer elemandır. Bugün, yüzbeş eleman biliyoruz. İki veyâ dahâ çok eleman, birbirleri ile birleşerek, başka sıfatları taşıyan, yeni bir madde meydâna getirilebilir ki, bu yeni maddeye (Mürekkeb veyâ bileşik cism) denir. Su, ispirto, şeker, tuz bileşik cismlerdir. Bileşik bir cismden başka başka, basît cismler çıkarılabilir. Başka maddelere ayrılabilen sâf cisme (Bileşik cism) denir. Bugün, yüzbinlerce bileşik cism bilinmekde ve elemanlar birleşdirilerek yenileri yapılmakdadır. Elemanları insanlar yapamaz, arar, bulur.
Cismlerde, dâimâ değişiklik olduğunu görüyoruz. Su akıyor, rüzgâr esiyor, kuş uçuyor, çocuk büyüyor, yaprak sallanıyor, yüreğimiz işliyor, dünyâ dönüyor. Cismlerde meydâna gelen değişmelere, (Hâdise, olay) denir. İki dürlü hâdise vardır:
1 — (Fizik hâdisesi): Bir cismde meydâna geldiği zemân, cismin özünü, yapısını değişdirmiyen hâdiselerdir. Kâğıdın yırtılması, fizik hâdisesidir. Çünki, kâğıdın şekli değişdi, fekat özü, yine kâğıddır.
2 — (Kimyâ hâdisesi): Bir cism üzerinde meydâna geldiği vakt, cismin mâhiyyetini, yapısını değişdiren hâdiselerdir. Kâğıdın yanması, kimyâ hâdisesidir. Çünki, kâğıdın yapısı bozuldu. Kül oldu.
Fizik hâdiselerini inceliyen ilme, fizik ilmi [hikmet] denir. Kimyâ hâdiselerini inceliyen ilme, kimyâ ilmi [şimi] denir.
Bir madde üzerinde, bir fizik hâdisesinin meydâna gelmesi için, bu maddeye bir kuvvetin te’sîr etmesi lâzımdır. Suya, harâretin kuvveti te’sîr edince, buhâr hâline geçerek, fizik hâdisesi oluyor. Fizik hâdiseleri, bir madde üzerinde meydâna geliyor. İki şişe, birbirine çarparak kırılınca, bunların maddeleri birbirine te’sîr ederek kırılmıyor. Taşıdıkları enerji [Zinde kuvveti=1/2 m v2] te’sîri ile kırılıyorlar.
Kimyâ hâdiseleri ise, iki veyâ dahâ çok cism arasında, madde alış-verişi sonucu olarak meydâna gelir. Bir bileşik cismden madde ayrılır veyâ madde eklenir. Basît cismler, birbiri ile veyâ bir bileşik cismle birleşir. Maddelerin birbirine te’sîr etmesine (Reaksiyon, tepkime) denir. Kimyâ reaksiyonlarında, maddelerin birbiri ile birleşen veyâ ayrılan en küçük parçasına (Atom) denir. Basît cism, yalnız bir cinsden atomların yığınıdır. Yüzbeş basît cism olduğu için, yüzbeş dürlü atom var demekdir. Bir atomun ağırlığı, bir miligramdan milyarlarla dahâ azdır. Yüzbeş atomun büyüklükleri ve ağırlıkları başka başkadır.
Bir borudan su akdığı gibi, bir elektrik telinden de, elektrik dânecikleri akar. Su, borunun içinden akar. Elektrik dânecikleri ise, iletken telin dış yüzeyinden akar. Elektriğin, hiç bölünmiyen en küçük parçasına (Elektron) denir. Bir elektron, en küçük atom olan hidrogen atomundan binsekizyüzotuzbeş def’a dahâ hafîfdir. Ya’nî, elektronun ağırlığı, yok gibidir. Elektronlar, menfî, ya’nî eksi elektrikdir. Müsbet, ya’nî artı elektrik yokdur. Eksi elektrik noksânlığına artı elektrik denilmişdir.
Bundan önceki maddede yazılı mektûbla bağlılığı olduğu için ve Allahü teâlânın sonsuz kudretinin inceliklerini çok açık gösterdiği için, bugünkü tecrîbelerin meydâna çıkardığı, âlem ve madde üzerindeki yeni bilgileri din kardeşlerime burada kısaca yazmağı uygun gördüm. Bu maksadla, Almanca (Der Mensch) kitâbının [m. 1940] senesi baskısından mühim gördüğüm yerleri de aşağıya terceme ediyorum:
Bu âlem, topraklar, cânlılar ve hava hep maddeden yapılmışdır. Terâzîde dartılan, ya’nî ağırlığı olan herşeye, (Madde) denir. Maddeler belirli, husûsî özellikleri ile birbirinden ayrılır. Her maddede enerji, kudret bulunur. Maddelerin şekl almış parçalarına, (Cism) denir. Anahtar, maşa, çivi, makas birer cismdir. Fekat hepsi, aynı demir maddesinden yapılmışdır. Bir maddeden yapılmış cismlere, (Sâf cism) denir. Sâf cismde, bir maddenin belirli özellikleri vardır. Bir sâf cismden, başka bir madde çıkarılamaz ise, bu maddeye (Basît cism, eleman) denir. Demir, bakır, kükürt, oksigen birer elemandır. Bugün, yüzbeş eleman biliyoruz. İki veyâ dahâ çok eleman, birbirleri ile birleşerek, başka sıfatları taşıyan, yeni bir madde meydâna getirilebilir ki, bu yeni maddeye (Mürekkeb veyâ bileşik cism) denir. Su, ispirto, şeker, tuz bileşik cismlerdir. Bileşik bir cismden başka başka, basît cismler çıkarılabilir. Başka maddelere ayrılabilen sâf cisme (Bileşik cism) denir. Bugün, yüzbinlerce bileşik cism bilinmekde ve elemanlar birleşdirilerek yenileri yapılmakdadır. Elemanları insanlar yapamaz, arar, bulur.
Cismlerde, dâimâ değişiklik olduğunu görüyoruz. Su akıyor, rüzgâr esiyor, kuş uçuyor, çocuk büyüyor, yaprak sallanıyor, yüreğimiz işliyor, dünyâ dönüyor. Cismlerde meydâna gelen değişmelere, (Hâdise, olay) denir. İki dürlü hâdise vardır:
1 — (Fizik hâdisesi): Bir cismde meydâna geldiği zemân, cismin özünü, yapısını değişdirmiyen hâdiselerdir. Kâğıdın yırtılması, fizik hâdisesidir. Çünki, kâğıdın şekli değişdi, fekat özü, yine kâğıddır.
2 — (Kimyâ hâdisesi): Bir cism üzerinde meydâna geldiği vakt, cismin mâhiyyetini, yapısını değişdiren hâdiselerdir. Kâğıdın yanması, kimyâ hâdisesidir. Çünki, kâğıdın yapısı bozuldu. Kül oldu.
Fizik hâdiselerini inceliyen ilme, fizik ilmi [hikmet] denir. Kimyâ hâdiselerini inceliyen ilme, kimyâ ilmi [şimi] denir.
Bir madde üzerinde, bir fizik hâdisesinin meydâna gelmesi için, bu maddeye bir kuvvetin te’sîr etmesi lâzımdır. Suya, harâretin kuvveti te’sîr edince, buhâr hâline geçerek, fizik hâdisesi oluyor. Fizik hâdiseleri, bir madde üzerinde meydâna geliyor. İki şişe, birbirine çarparak kırılınca, bunların maddeleri birbirine te’sîr ederek kırılmıyor. Taşıdıkları enerji [Zinde kuvveti=1/2 m v2] te’sîri ile kırılıyorlar.
Kimyâ hâdiseleri ise, iki veyâ dahâ çok cism arasında, madde alış-verişi sonucu olarak meydâna gelir. Bir bileşik cismden madde ayrılır veyâ madde eklenir. Basît cismler, birbiri ile veyâ bir bileşik cismle birleşir. Maddelerin birbirine te’sîr etmesine (Reaksiyon, tepkime) denir. Kimyâ reaksiyonlarında, maddelerin birbiri ile birleşen veyâ ayrılan en küçük parçasına (Atom) denir. Basît cism, yalnız bir cinsden atomların yığınıdır. Yüzbeş basît cism olduğu için, yüzbeş dürlü atom var demekdir. Bir atomun ağırlığı, bir miligramdan milyarlarla dahâ azdır. Yüzbeş atomun büyüklükleri ve ağırlıkları başka başkadır.
Bir borudan su akdığı gibi, bir elektrik telinden de, elektrik dânecikleri akar. Su, borunun içinden akar. Elektrik dânecikleri ise, iletken telin dış yüzeyinden akar. Elektriğin, hiç bölünmiyen en küçük parçasına (Elektron) denir. Bir elektron, en küçük atom olan hidrogen atomundan binsekizyüzotuzbeş def’a dahâ hafîfdir. Ya’nî, elektronun ağırlığı, yok gibidir. Elektronlar, menfî, ya’nî eksi elektrikdir. Müsbet, ya’nî artı elektrik yokdur. Eksi elektrik noksânlığına artı elektrik denilmişdir.