MURATS44
Özel Üye
Size hizmet etmemizi ve sizden cizye almamızı Allahü teâlâ emretmekdedir.) dedi. [Cizye mikdârı, fakîrlerden kırk, orta hallilerden seksen, zenginlerden yüzaltmış gram gümüş veyâ bu değerde mal yâhud tahıldır. Kadınlardan, çocuklardan, hastalardan, yoksullardan, ihtiyârlardan ve din adamlarından cizye alınmaz.] Humus rumları, cizyelerini seve seve getirip, Beyt-ül-mâl emîni Habib bin Müslime teslîm etdiler. Herakliyüsün, bütün memleketinden asker toplıyarak Antakyaya hücûma hâzırlandığı haber alınınca, Humus şehrindeki askerlerin de, Yermükdeki kuvvetlere katılmasına karar verildi. Ebû Ubeyde, şehrde me’murlar bağırtıp, (Ey Hıristiyanlar! Size hizmet etmeğe, sizi korumağa, söz vermişdim. Buna karşılık, sizden cizye almışdım. Şimdi ise, halîfeden aldığım emr üzerine, Herakliyüs ile gazâ edecek olan kardeşlerime yardıma gidiyorum. Size verdiğim sözde duramıyacağım. Bunun için hepiniz Beyt-ül-mâla gelip, cizyelerinizi geri alınız! İsmleriniz ve verdikleriniz defterimizde yazılıdır) dedi. Suriye şehrlerinin çoğunda da böyle oldu. Hıristiyanlar, müslimânların bu adâletini, bu şefkatini görünce, senelerden beri Rum imperatorlarından çekdikleri zulmlerden ve işkencelerden kurtuldukları için bayram yapdılar. Sevinçlerinden ağladılar. Çoğu seve seve müslimân oldu. Kendi arzûları ile, rum ordularına karşı İslâm askerine câsûsluk yapdılar. Ebû Ubeyde böylece, Herakliyüs ordularının her hareketini günü gününe haber alırdı. Büyük Yermük zaferinde bu rum câsûslarının büyük yardımı oldu. İslâm devletlerinin meydâna gelmesi, yayılması, asla, saldırmakla, öldürmekle olmadı. Bu devletleri ayakda tutan, yaşatan, büyük ve başlıca kuvvet, îmân kuvveti idi ve İslâm dîninde, çok kuvvetli bulunan adâlet, iyilik, doğruluk ve fedâkârlık kudreti idi.)
Batının bâtıl i’tikâdlarını, moda ve ahlâksızlıklarını taklîd etmek medeniyyet değildir. Müslimân milletinin bünyesinde tahrîbât yapmakdır. Bu tahrîbâtı da, ancak İslâma düşman olanlar yapar. İslâm dîni, müslimânların tenbel, miskin oturmalarına asla izn vermez. Müslimânların her dürlü fen kollarında çalışarak ilerlemelerini, başka dinden olanların fende buldukları yenilikleri, onlardan öğrenmelerini, bunları kendilerinin de yapmalarını emr eder. Zirâat, ticâret, doktorluk, kimyâ ve harb sanâyiinde başkalarından ileride olmalarını emr eder. Müslimânlar, başka milletlerdeki fen vâsıtalarını araşdırır, öğrenir ve yapar. Fekat, onların bozuk dinlerini, kötü, çirkin huylarını, âdetlerini almaz, taklîd etmez.
Batının bâtıl i’tikâdlarını, moda ve ahlâksızlıklarını taklîd etmek medeniyyet değildir. Müslimân milletinin bünyesinde tahrîbât yapmakdır. Bu tahrîbâtı da, ancak İslâma düşman olanlar yapar. İslâm dîni, müslimânların tenbel, miskin oturmalarına asla izn vermez. Müslimânların her dürlü fen kollarında çalışarak ilerlemelerini, başka dinden olanların fende buldukları yenilikleri, onlardan öğrenmelerini, bunları kendilerinin de yapmalarını emr eder. Zirâat, ticâret, doktorluk, kimyâ ve harb sanâyiinde başkalarından ileride olmalarını emr eder. Müslimânlar, başka milletlerdeki fen vâsıtalarını araşdırır, öğrenir ve yapar. Fekat, onların bozuk dinlerini, kötü, çirkin huylarını, âdetlerini almaz, taklîd etmez.