MURATS44
Özel Üye
Aziz kıymettar, sadık ve sebatkar kardeşlerim,
Fihristeyi, taksimü'l-â'mâl tarzında mütesanid heyetinizin şahs-ı manevisine tevdiiniz çok güzeldir. Tam ve daimi bir üstad buldunuz. O manevi üstad, bu aciz kardeşinizden çok yüksektir; daha bana ihtiyaç bırakmıyor.
Sabri kardeş, senin rüyan mübarektir ve manidardır. İnşaallah zaman onu tabir edecek.
Kardeşlerim, sizin hatırınız ve askerliğiniz endişesi için hadisat-ı zamana baktım, kalbime böyle geldi:
Menfi esasata bina edilen ve Karun gibi
-1- deyip, ihsan-ı Rabbânî olduğunu bilmeyip şükretmeyen ve maddiyun fikriyle şirke düşen ve seyyiatı hasenatına galip gelen şu medeniyet-i Avrupaiye öyle bir semavi tokat yedi ki, yüzer senelik terakkisinin mahsulünü yaktı, tahrip edip yangına verdi.
Avrupa zalim hükümetleri zulümleriyle, Sevr Muahedesiyle âlem-i İslama ve merkez-i Hilafete ettikleri ihanete mukabil öyle bir mağlubiyet tokadını yediler ki; dünyada dahi bir cehenneme girip çıkamıyorlar, azapta çırpınıyorlar.
Evet, bu mağlubiyet, aynen zelzele gibi, ihanetin cezasıdır. Burada çok zatlar kat'iyen hükmediyorlar ki, Risaletü'n-Nur'un iki merkez-i intişarı olan Isparta ve Kastamonu vilayetleri sair yerlere nispeten âfât-ı semâviyeden mahfuz kaldıklarının sebebi, Risaletü'n-Nur'un verdiği iman-ı tahkiki ve kuvvet-i itikadiyedir. Çünkü böyle âfâtlar, za'f-ı imandan neşet eden hataların neticesidir. Hadisçe, sadaka belayı defettiği gibi, o kuvve-i imaniye dahi o âfâta karşı derecesiyle mukabele ediyor.
Sizin bu defaki manevi ve nurlu hediyeniz benim nazarımda Cennetü'l-Firdevsten bir desti âb-ı kevser hediyesi, âlem-i bekadan bize gelmiş gibi ruhum inşirahla doldu; bütün duygularım sürurla şükrettiler. Size uzun bir mektup yazmak arzu ediyorum, fakat zaman ve halim müsaade ve muvafakat etmediğinden, kısa kesmeye mecbur oldum. Yalnız, o hediyelerin hususi sahiplerine maşaallah, barekallah, veffakakümullah, es'adekümullah derim.
Bilhassa Yirmi Yedinci Mektubun medresesinde mütehassirâne müştak bulunduğum kardeşlerimle maziye gidip tekrar görüştüm ve mükerreren ayrı ayrı görüşüyorum.
Otuz birinci ayetin birinci mukaddemesi olan
-2- . cümlesi, bin beş yüz küsur olan makam-ı cifrîsiyle, ehl-i dalâlet tarafından aşılanan manevi
1 "Bu servet, bilgim sayesinde bana verilmiştir." (Kasas Sûresi: 78)
Fihristeyi, taksimü'l-â'mâl tarzında mütesanid heyetinizin şahs-ı manevisine tevdiiniz çok güzeldir. Tam ve daimi bir üstad buldunuz. O manevi üstad, bu aciz kardeşinizden çok yüksektir; daha bana ihtiyaç bırakmıyor.
Sabri kardeş, senin rüyan mübarektir ve manidardır. İnşaallah zaman onu tabir edecek.
Kardeşlerim, sizin hatırınız ve askerliğiniz endişesi için hadisat-ı zamana baktım, kalbime böyle geldi:
Menfi esasata bina edilen ve Karun gibi
Avrupa zalim hükümetleri zulümleriyle, Sevr Muahedesiyle âlem-i İslama ve merkez-i Hilafete ettikleri ihanete mukabil öyle bir mağlubiyet tokadını yediler ki; dünyada dahi bir cehenneme girip çıkamıyorlar, azapta çırpınıyorlar.
Evet, bu mağlubiyet, aynen zelzele gibi, ihanetin cezasıdır. Burada çok zatlar kat'iyen hükmediyorlar ki, Risaletü'n-Nur'un iki merkez-i intişarı olan Isparta ve Kastamonu vilayetleri sair yerlere nispeten âfât-ı semâviyeden mahfuz kaldıklarının sebebi, Risaletü'n-Nur'un verdiği iman-ı tahkiki ve kuvvet-i itikadiyedir. Çünkü böyle âfâtlar, za'f-ı imandan neşet eden hataların neticesidir. Hadisçe, sadaka belayı defettiği gibi, o kuvve-i imaniye dahi o âfâta karşı derecesiyle mukabele ediyor.
Sizin bu defaki manevi ve nurlu hediyeniz benim nazarımda Cennetü'l-Firdevsten bir desti âb-ı kevser hediyesi, âlem-i bekadan bize gelmiş gibi ruhum inşirahla doldu; bütün duygularım sürurla şükrettiler. Size uzun bir mektup yazmak arzu ediyorum, fakat zaman ve halim müsaade ve muvafakat etmediğinden, kısa kesmeye mecbur oldum. Yalnız, o hediyelerin hususi sahiplerine maşaallah, barekallah, veffakakümullah, es'adekümullah derim.
Bilhassa Yirmi Yedinci Mektubun medresesinde mütehassirâne müştak bulunduğum kardeşlerimle maziye gidip tekrar görüştüm ve mükerreren ayrı ayrı görüşüyorum.
Otuz birinci ayetin birinci mukaddemesi olan
1 "Bu servet, bilgim sayesinde bana verilmiştir." (Kasas Sûresi: 78)
2 Eğer hastalanırsanız.. (Nisa Sûresi: 43)