Yollara düşme vakti..
Yaşamla ölüm arasında sıkışıp kalmışım, bana düşen gitmek.. yollara düşmek geliyor içimden, bir gece vakti. Karanlığın arasında kaybolmak, kimse fark etmeden..belki de en güzeli silinmek bütün fotoğraflardan, hatıralardan bile silinmek..
Gitmek belki de kaçıştır tüm acılardan, çaresizliklerden..ve belki de güzele dair ne varsa kaybetmekten korktuğun içindir, belki de kaçış..
Hayatla yüzleşmeye korkarsın çoğu zaman. Zayıf yönlerinin su üstüne çıkmasın diye kendi denizinde boğulursun. Boğulursun da beni kurtarın diye seslenmekten bile korkarsın.
Kimse görmez elinin yandığını, kimse fark etmez içindeki koru, kimse görmez.. elinde tuttuğun bir güldür ve kanatır elini, dikenlerinin eline battığını gizlersin çoğu zaman. Fark etmez kimse elinin ve yüreğinin kanadığını..
Her yolun bir hayale kavuşturacağını ümit edersin ve kendini yollara vurursun. Vuslat değildir güzel olan vuslat uğruna çekilen sıkıntılardır. .yola düşen için önemli olan yoldur, nereye gittiği değil..
Bazen insanların sesi karışır yüreğindeki seslere, trenin camından izlerken hayatını. Tüm seslere tüm sıkıntılara rağmen yol seni içine alır ve unutturur tüm acılarını.
Durakta inen ve binenleri göz ucuyla izlersin. Aslında izlediğin kendindir ve hangi durakta ineceğini düşünürsün. Ve ne zaman ineceğini.. inmek hem korkutur hem de heyecanlandırır.
Yorulmuşsundur artık bu hayat yolundan. Yormuştur seni şehirler ve insanlar. Her şey yormuştur gönlünü ve bu yorgunluklardan kurtulmaktır belki de son durağa varmak.
Bilinmezlikte korkutur insanı. Hangi durakta neyle karşılaşacağını, hangi durağın son durak olduğunu bilemezsin.
Hep gerilerde bırakırsın sevinçleri ve acıları. Her durakta inen yolcular, gidişleri ile birlikte içinden bir şeylerin koptuğunu hissettirir. Her insan bir şeyler katarken hayatına, bir yandan da alıp götürürler en güzel duygularını.
Ve engelleyemezsin gidişleri, ayrılıkları..engelleyemezsin gözyaşlarını, gizleyemezsin tebessümlerini..
Yine yollara düşme vakti.. :güll