Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
Yeryüzüne belirli aralıklarla düşen suyun yer altında toplanması, sonra arınmış hali ile tekrar yeryüzüne çıkarak insanlara fayda sağlaması olağanüstü bir olaydır. Sayısız aşamaya maruz kalan, yer altının çamurlu ve kirli ortamı ile muhatap olan su, büyük bir mucize ile temiz ve berrak haliyle bizlere ulaşır. Yer altı suları, bu mucizenin benzersiz birer kanıtıdırlar.
Yağmur, canlı yaşamının devamı için bir şarttır. Yağmurun oluşumu sırasında, okyanuslar, denizler, atmosfer ve karalar arasında bir su dolaşımı söz konusudur. Kara yüzeyine çeşitli biçimlerde ulaşan suyun bir kısmı yeryüzündeki çukur alanları doldurarak gölleri ve akarsuları meydana getirirler. Ama yere düşen yağışların tümü yer üstü sularını oluşturmaz. Bir kısmı, uygun koşullar olduğunda, yer altına sızar ve yer altı sularını meydana getirirler. Yüce Allah (cc) bizlere bu önemli iman hakikatini bir ayette şöyle bildirmiştir:
Yer altı sularının varlığı, elbette pek çok yönden hikmetlidir:
Yer altı sularının bir kısmı, derinliklere inmeden daha sığ kısımlarda birikirler. Bu su zerrecikleri, kökleri derinlere uzanamayan bitkiler için önemli bir kaynaktır. Ayrıca yer altı suları, yeryüzünün yüksek bölgelerine çıkarak orada birikirler. Eğer vadi ve ova gibi alçak bölgelerde birikselerdi, bu durumda bataklıklar oluşacak ve bundan faydalanmak imkansız hale gelecekti. Yüksek bölgelere çıkan suyun seviyesi ise eğer yüzeye çok yakın olsaydı, bu durumda da en küçük bir yağışta toprak yüzeyi kayganlaşacak ve heyelanlar meydana gelecekti. Yerleşim alanları, adeta bir çamur gölüne dönüşecekti. Ancak bu sular, her iki duruma da sebebiyet vermeyecek şekilde mükemmel bir şekilde yer altına yerleştirilmiştir.
Yer altı suları, buharlaşma düzeyi oldukça düşük olan yer altı barajlarıdır. Bu sular, yer altına sızarken geçtikleri kaya ve toprağı eriterek onların bileşiminde olan elementleri de bünyelerine alırlar. Kaplıca, içme ve kullanma suyu olarak kullanılan bu suların mineral içerenleri ise maden suyu olarak kullanılır. İçinden geçtikleri toprak tabakalardan hiç çamurlanmadan tertemiz bir şekilde ilerlemeleri ise suyun yer altına inerken her biri farklı özelliklere sahip tabakalardan geçmesi nedeniyledir.
Bu tabakalardan geçerken süzülen su, içindeki tortu ve pisliklerden arınarak yer altında birikir. Bunun sonucunda insana sunulan; hiçbir çaba harcamadan elde ettiği, faydalı, temiz ve dupduru bir sudur. Bu sular, Allah (cc)’ın rahmetini hatırlatmak, Allah (cc)’ın Yüce eserlerini tanıtmak için yaratılmıştır ve Allah (cc)’ın tüm canlılara ikramıdır. O’nun “Şafi” ‘(şifa veren) isminin bir tecellisi ve Yüce kudretinin bir göstergesidir.
"Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik; şüphesiz Biz onu (kurutup) giderme gücüne de sahibiz." (Mü'minun Suresi, 18)
Yağmur, canlı yaşamının devamı için bir şarttır. Yağmurun oluşumu sırasında, okyanuslar, denizler, atmosfer ve karalar arasında bir su dolaşımı söz konusudur. Kara yüzeyine çeşitli biçimlerde ulaşan suyun bir kısmı yeryüzündeki çukur alanları doldurarak gölleri ve akarsuları meydana getirirler. Ama yere düşen yağışların tümü yer üstü sularını oluşturmaz. Bir kısmı, uygun koşullar olduğunda, yer altına sızar ve yer altı sularını meydana getirirler. Yüce Allah (cc) bizlere bu önemli iman hakikatini bir ayette şöyle bildirmiştir:
AYET-İ KERiME
"Görmüyor musun; gerçekten Allah, gökyüzünden su indirdi de onu yerin içindeki kaynaklara yürütüp-geçirdi. Sonra onunla çeşitli renklerde ekinler çıkarıyor..." (Zümer Suresi, 21)
Yer altı sularının varlığı, elbette pek çok yönden hikmetlidir:
Yer altı sularının bir kısmı, derinliklere inmeden daha sığ kısımlarda birikirler. Bu su zerrecikleri, kökleri derinlere uzanamayan bitkiler için önemli bir kaynaktır. Ayrıca yer altı suları, yeryüzünün yüksek bölgelerine çıkarak orada birikirler. Eğer vadi ve ova gibi alçak bölgelerde birikselerdi, bu durumda bataklıklar oluşacak ve bundan faydalanmak imkansız hale gelecekti. Yüksek bölgelere çıkan suyun seviyesi ise eğer yüzeye çok yakın olsaydı, bu durumda da en küçük bir yağışta toprak yüzeyi kayganlaşacak ve heyelanlar meydana gelecekti. Yerleşim alanları, adeta bir çamur gölüne dönüşecekti. Ancak bu sular, her iki duruma da sebebiyet vermeyecek şekilde mükemmel bir şekilde yer altına yerleştirilmiştir.
Yer altı suları, buharlaşma düzeyi oldukça düşük olan yer altı barajlarıdır. Bu sular, yer altına sızarken geçtikleri kaya ve toprağı eriterek onların bileşiminde olan elementleri de bünyelerine alırlar. Kaplıca, içme ve kullanma suyu olarak kullanılan bu suların mineral içerenleri ise maden suyu olarak kullanılır. İçinden geçtikleri toprak tabakalardan hiç çamurlanmadan tertemiz bir şekilde ilerlemeleri ise suyun yer altına inerken her biri farklı özelliklere sahip tabakalardan geçmesi nedeniyledir.
Bu tabakalardan geçerken süzülen su, içindeki tortu ve pisliklerden arınarak yer altında birikir. Bunun sonucunda insana sunulan; hiçbir çaba harcamadan elde ettiği, faydalı, temiz ve dupduru bir sudur. Bu sular, Allah (cc)’ın rahmetini hatırlatmak, Allah (cc)’ın Yüce eserlerini tanıtmak için yaratılmıştır ve Allah (cc)’ın tüm canlılara ikramıdır. O’nun “Şafi” ‘(şifa veren) isminin bir tecellisi ve Yüce kudretinin bir göstergesidir.
"Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik; şüphesiz Biz onu (kurutup) giderme gücüne de sahibiz." (Mü'minun Suresi, 18)
Moderatör tarafında düzenlendi: