Allah cc. razı olsun hocam.kıymetli bilgilerinizden dolayı teşekkür ederim.Müsade ederseniz bir kaç şeyde ben söylemek isterim.. ayyüzlümün ilk sorusu hakikat bilincine vakıf olduğu halde bir insan nasıl o hakikate ters düşer ve düşmanlık eder demiş ve ebu cehili örnek vermiş.Buna cevaben şu hususu hatırlatmaktada fayda vardır.Efendimiz a.s bıkmadan usanmadan tebliğ ettiği din-i islam-i mübini yine defaatle kovulduğu ebu cehilin kapısına giderek bir kez daha imana davet eder ve ebu cehilde Ey Muhammed yeter artık gelme kapıma bu kadar ısrar etme ve eğer ki senin bu ısrarın Rabbin katında sorumluluktan kurtulmaksa ben şahitlik edeceğim ki Ey Allah'ım Muhammed tebliğini yaptı diyeceğim mahşer günü der. ve Efendimiz a.s boynu bükük üzgün bir vaziyette geri dönüp giderken yanında getirdiği amcazadesi Hz. Ali r.a derki ey ebu cehil sen gerçekten Muhammed'in peygamber olduğuna inanmıyormusun ? ebu cehil'se evet bende biliyorum ki o bir peygember ama neden o? biz kendi içimizdem okuma yazması olan zengin soylu birini bekliyorduk, oysa ümmi bir çoban der..kısaca anlattım gerçi, ama umarım konu anlaşılır.insandaki nefsi emmare en büyük düşman ve en büyük tehlike arzeden,insanı bildiği doğruya düşman kestiren ve uçuruma götüren bir nefistir Allah muhafaza..çünkü isanın nefsinin hoşuna gitmeyen şeyler fıtratı gereği düşman kesilir ve sevmez.çünkü haşa nefsi emmare insanı sen ilahsın demeye kadar götürür.bir insan inançsız olamaz,doğru veya yanlış.Allah'u teala insanın kalbine dercettiği inanç geni yakın zamanda fransız bilim adamlarıncada tesbit edilmiştir.Yüce Rabbim bizleri nefsin kötü arzu ve isteklerinden korusun ve muhafaza eylesin inşallah..son soruya gelince o biraz derin bi konu
tasavvufu kolay kolay anlamak biraz zor o yüzden böyle felsefi konulara fazla kafa yormayın derim
.elbetteki açıklaması var ancak uzunca olur eğer kaleme dökersek
kısaca kendi fikrimi söyleyecek olursam ( tasavvufta herkes farklı anlayabilir ve yorumlayabilir)yansıtma olayına güneşi örnek vereiliriz.mesela güneş ışıkları veya ay ışığı suya vurduğunda parlar ve küçük küçük güneşcikler meydana gelir yani yakamoz
veya ayna tutalım güneşe ve bi deneyelim ayna içerisindeki güneş ne kadar ısıtır veya bir yılan aynada yansıyorsa acaba ne kadar ısırır
Bediüzzaman Said Nursi hazretleri Risale-i Nur eserinde der ki: güneş nasıl ki bizi ısıtır soba gibi ve okşar sıcaklığıyla başımızı ama bizde desek ki elimizi uzatıp bizde ona dokunalım diye düşünsek olmaz..
güneş bize uzakken ısıtıyor ama biz güneşe yaklaştıkça üşürüz öyle değil mi?
kısaca biz aynadaki yılanı gerçek sanıp onu orda vurmaya kalkarsak hakikatte olmadığı yerden vurmaya kalktığımız için çabamız boşa çıkacaktır...o yüzden yansımalara aldanmamak lazım.şu manayıda çıkarabbiliriz.hakikatte kainatı yaradanın Allah olduğunu biliyoruz ve her bir mevcudatın onun sanatı olduğuna kalben iman ediyoruz.birde diğer dinlerden olanlara bakalım.budizm,şamanizm,ateşe tapma veya maddiyyunu örnek verirsek onlar yansımayı hakikat zannedip arkasındaki Halıkı görmüyorlar ve yukarıda da dediğim gibi insanda inanç geni olduğu için bir şeye inanması gerekiyor ve doğru yolu bulamadığındaysa yanlışı doğru zannedip hakikat biliyor
yansımalar bu olsa gerek.umarım anlaşılmıştır
vesselam...