Kurumuş çatlamış toprak,
susuz kalmış sineler,secdelere başlarını eğmiş
su dileyen mahlukat dua dua yalvarırlar Rablerine.
Elleri uzanamaz suya, gidemezler su kaynaklarına .
Ve ansızın esmeye başlar rüzgarlar.
binbir müjdeyle seslenir gök gürültüleri..
Yüzlerce kilometre ötelerden gelir rüzgarların önünde
koşturan rahmet yüklü bulutlar. Ve yağmur başlar...
Tatlı bir su akıtılır damla damla
gökyüzü annesinin bağrından yeryüzü yavrusuna..
Yeryüzü dirilir, secdeye eğilmiş başlar kalkar rükuya,
bin bir şükür çiçekleri açar. Ve su sadece otlara,
ağaçlara ,toprağa gönderilmekle kalmaz.
Yağmur taşlara da yağar...
Bizler merhameti Rabbimizden öğreniriz...
Öyleyse...
Merhamet sevgiye !
Bütün kirlerin üzerine yağan bembeyaz karlar gibi örtsün,
yok etsin diye tüm kötülükleri... Çağlayarak aksın,
ırmaklar gibi yıkayıp arındırsın bütün yeryüzünü kirlerinden.
Kalmasın sevginin başını okşamadığı bir yaralı yürek..
Merhamet nefse !
Yoluna çıkan dikenli tellere el uzatmasın,
zehirli ballarla gıdalanmasın diye.
Haylaz bir çocuk gibi nice tehlikelere hiç düşünmeden atılmasın..
Merhamet ruha !
takılmasın diye küçük çakıltaşlarına.
Prangalarını bir vuruşta parçalayıp yükselsin doruklarına insanlığın.
Yıldızlara ulaşsın..başı meleklerle yarışsın .
Aşsın bütün engelleri, Yaradan aşkına ...
Merhamet gönle !
Değmeyenlere, bırakıp gidenlere adamasın sonsuz varlığını.
Ummanlar dururken oyalanmasın bir-iki kırıntıyla.
Ne için yaratıldıysa onun için yaşasın.
Köklerini iman toprağına salıp,
İlahi aşkla dolsun taşsın damarları.
Ve cümle yaratılmışa uzansın dalları
meyveler uzatsın elleri...
Ve merhamet can suyu bulup içmişlerden,
çöllerde seraplarla avunan çatlamış yüreklere.
Merhamet; sonsuzlara uzanan yollarda yitip gidenlere
ayağı nefs ve şeytanın binbir engeline takılıp da yollarda kalanlara.
Merhamet;
gönüleri ve gözleri sevdayla parlayanlardan yalancı ..
sahteliklerle çevrili dünyalarında, teneke kutuların renkli ışıklarında,
bir ömür tüketenlere.
Merhamet;
sonsuz saadetlere giden hakikat yolunun aşıklarından ,
kıyıda köşede takılıp kalan şaşkın yüreklere.
Merhamet;
"Necisin ? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun? "
muhteşem sorularının cevaplarını araştırıp bulanlardan,
kafalarında bambaşka...
sorularla uğraşmaktan buna vakit bulamayanlara...
Ve merhamet taşlara !
Yağmur olup yağmak gerek. ki.. taş bağırlılar..
yumuşasın. Günün birinde gül bitiren toprak olsun diye...
Merhamet geçip giden zamana,
merhamet işte asıl bu asra,
ve merhamet hiç olmadığı kadar şimdi topyekün bütün insanlığa...