MustafaCİLASUN
Özel Üye
Birgün nefes bitecek, an sessizleşecek
Ne kadar uzvum varsa sakin ve suskun birşekilde çürüyecek
Ruhuma kim refakat edecek, kalbimin feryadı toprağın nefesinde mi filizlenecek
Gülen güldüğü nispette içini çekecek, ağlayan gönüller inkilabı sahibince işitilecek
Hangi aydan söz etsem,derlesem
İçimde biten hicranın hikayesini hangi mahcubiyetimle hastersem
İnleyen nefeslerin,yıkılan ümitlerin, dağlanan bedenlerin,halinden mi bahsetsem
Açlık içinde tükenen tenlerin,mahzunluk içinde bakan canın vicdanıyla hissetsem
Recep,Şaban ve Ramazanı ansam
İçimde burukluk yaşatan duyarsızlığı hangi adrese anlatsam
Neden mağfiret ve rahmet hakkıyla anlaşılmıyor ve kalp ile yaşanmıyoru sorsam
Nefsin her halinde esir eden,ruha bizarlık zerkeden iştahından mı hiç sızlanmasam
Her sofra iftihara vesile oluyor
Aç olan nefesler belediyelerin çadırlarında bir soluk alıyor
Evler misafir etmekten niye sakınıyor, fakir ve mahzuna neden sahip çıkılmıyor
Yurtlarda kalan talebeler umudun hasretiyle bekleşiyor, ama kimse sahiplenmiyor
Oruç, ruhun ve kalbin olmalıdır
Aç ve susuzluğa sabretmek sadece bu mana için anlaşılmamalıdır
Vecdin armıyorsa, kalbin ferahlamıyorsa, ruhunun firkati ağlatmıyorsa sormalıdır
Furkanın lisanından,efendimizin o tertemiz sünnetinden dem almayı anlamalıyız
Hak ve hakikat için çırpınmalıyız
Belirlenen vakit gelince çıngınca iftar nimetlerini tüketmemeliyiz
Düşünmeti becermeli ve tefekkür ederek ruhun halinden nasiplenmeye ermeliyiz
Yoksa ziyadesiyle iştahlı, masraflı ramazanlar adına oruca kapı aralamamalıyız
Mustafa CİLASUN