Okyay
ÖZEL ÜYE
VEDA HACCI Peygamber efendimiz- SallALLAHü vesellem, Son yaptıkları Hac’la- görev olmuştu tamam. *** Vedâ Haccı denmiştir- bu son ziyâretine, Bir çok hikmetleri de- erdi hüviyetine. *** Hicretin on yılında- Zilkâde ayındaydı, Medine’de hazırlık- yapılmış rayında’ ydı. *** Yirmi beşinci günü- Hazreti Resûlullah, Öğle namazdan sonra- çıkmak üzere yola. *** Önce bir gusül yaptı- giydi güzelce libas, Mübarek saçlarını- tarandı ,kendine has. *** Sonra güzel kokular- süründü- etti niyet, Çünkü HAKK’ tan gelmişti- büyük dâvet- hidâyet. *** Sahâbe’i-kirâm’la- artık yola çıktılar, Duâlarla-niyazla- adımları attılar. *** Mîkât mahalli olan- Zülhuleyfe- huduttu, Sahâbe’i-Kirâm’ın- sayısı kırk bin arttı. *** Artık ihram’daydılar- hac hattına girildi, Bütün Ashâb’i-Kirâm- beyazlara büründü. *** Yolda katılanlarla- yüz yirmi dört bini buldu, Kurbanlık develer de- birlikte gidiyordu, *** Sevgili Zîşân’ımız- Kusva adlı deveye, İhramlı halde binip- öyle vardı Mekke’ye. *** Zilhicce ayı dört’tü- Mekke’ye girdiğinde, Hayâli gerçekleşip- murâda erdiğinde. *** Kutsal şehre girince- Kâbe-yi gördüğünde, Doğru Hâcer’il-esved’e- varıp durdu önünde. *** Kutsal taşı- saygıyla- selâm verip kutsadı, Göz yaşları içinde- tavafına başladı. *** Hâcer’il-esved ; köşe- başlangıç noktasıydı, Yine orda sonlandı- tavaf da tamamlandı. *** Daha sonra Makâmı- İbrahim önündeydi, Gayri burda şükretti- namaz kıldı –eğildi. *** Bunun hemen ardından- Say yapmaya yöneldi, Safâ-Merve arası- yedi kez gitti-geldi. *** Rabbi’ne şükür borcu- böylece tamam oldu, İlk görevi îfa’yla- gönlüde sükûn buldu. *** Zilhicce’nin sekizi- yââi Tevriye günü, Deve’yi yönlendirdi- Mina’ya soktu O nu. *** Daha sonra buradan- Müzdelife’ye geçti, Arefe günü sabah- gene Kusva’sı coştu. *** Devesinin üstünde- Arafat’a yürüdü, Şimdi bu kutsal yerde- târihi görev vardı. *** Evet –şimdi bu geniş- Urene vadisinde, Toplanmış Sahâbiler- halkaydı çevresinde. *** Kendisi de- devesi- Kusve üzerindeydi, Nefesler tutulmuştu- herkes beklemekteydi. *** İşte Şanlı Peygamber- o büyük hutbesini, Îrad buyuracaktı- yükselterek sesini. *** Herkes kulak kesilmiş- çıt desen çıkmıyordu, Kimse Resul’den başka- bir yere bakmıyordu. *** O Nebî’ler-Nebî’si- ALLAH’a hamd ederek, Teşekkür ve şükrünü- Rabbine yönelterek. *** Meşhur VEDÂ HUTBESİ- o mübârek dilinden, Tek-tek anlatılıyor- kopmadan bir-birinden. *** Konular sonuna dek- heyecanla dinlendi, ALLAH’ın Resûlünden- büyük öğüt bellendi. *** Ümmetine Vasiyet- Nasihat’i bitince, Öğle’yle-İkinidi’yi- birleşik kıldı önce. *** Daha sonra Rahme’ye- vardı devesi ile, Orda kıbleye durdu- Vakfe vesilesiyle. *** Herkese Vakfe için- durmasını emretti, Çünkü Vakfe'ye durmak- Hac'ta mutlak gerekti. *** Rabbimiz’den Vahy geldi- akşam üzeri idi, Mâide suresinden- üçüncü ayet indi. *** Bu âyette meâlen- şöyle buyruluyordu, Ve dahi güzel haber- resmen duyruluyordu. *** “Ben bu gün dîninizi- size ikmal eyledim, Üzerinize olan- nîmet’imi tamladım, *** Ve size din olarak- İslamiyet’i verdim, Ve dahi razı oldum”- diyerek sevindirdi. *** Arafat’taki görev- artık tamamlanmıştı, Her mü’min Rabbi’sinden- mükâfatı almıştı. *** Günahlardan arınmış- herkes bir kuş gibiydi, Hac’cın en büyük Rük’nu-, çünkü îfa edidi. *** Zâten “Hac Arafat’tır”- dememiş miydi Resul, Böylece bir ibâdet- Rab’be olmuştu vâsıl. *** Çok bereketli gündü- gayri akşam vaktiydi, Bütün Ashâb’ı-kiram- Müzdelife’ye döndü. *** Müzdelife’ye varıp- herkes yerini aldı, Sahâbe’i-kiram-la- ilk önce namaz kıldı. *** Önce Akşam’ın farz’ı- ardından da yatsı-yı, Hazreti Resûlullah- bizzat kendi kıldırdı. *** Müzdelife-de gece- müsâfir olmuşlardı, Nihâyet sabah vakti- Vakfe zamanı girdi. *** Meş’ar’il-haram denen ,yerde tüm sahâbeler, Kalpler ALLAH’a rücû, vakfe-yi eylediler. *** Zilhicce’nin on’uydu, biri’ydi o gün bayram, Sabah-güneş doğmadan, Mina_ya geçti Zî’şân. *** Mina-yı sağa alıp,ilk cemreyi yaptılar, Sonra kesim yerine, duâ ile geçtiler. *** Medine-den getirlen, kurbanlık yüz deveden, Altmış üçü bizâtih, kendisi tarafından, *** Mübârek elleriyle, îfa edilmişlerdir. Geri kalan kısmını- hazreti Ali kesmiştir. *** Peygamber Efendimiz, kurban kestikten sonra, Artık ihramdan çıkıp, şükür etmeliydi O na. *** Önce berberi olan, Ma’mer bin Abdullah’ı, Çağırıp o mübârek, saçını tıraşlattı. *** Gül yumağı saçları, daha yere düşmeden, Sahâbe’i-kiram-ca- kapışılmıştı hemen. *** Resûl’ü-Zî’şân-ımız, tıraş olduktan sonra, Elbisesini giyip, güzel kokular sürdü, *** Artık öğleden önce- dost’a gidilmeliydi, Kâbe’i-muazzama, tavaf edilmeliydi. *** Öyle de etti –gidip, o muazzam Mâbed’i, Güzelce tavaf ile, ahde vefâ eyledi. *** Bol- bol zemzem suyundan, içti HAKK’a şükretti, Teşrik günleri için, sonra Mina’ya geçti. *** Teşrik gün ve gecesini, Mina-da geçirdiler, Cemre’ler tamamlandı, neticeye erdiler. *** Vedâ tavafıyla da, nihâyet nokta kondu, Sahâbe-yi topladı- ve Medine-ye döndü. *** Sallü alâ Rasûlüna MUHAMMED. ALLAHümme Salli alâ MUHAMMED. Şevket OKYAY |
Moderatör tarafında düzenlendi: