MURATS44
Özel Üye
Câfer-i Sâdık Hazretleri -rahmetullâhi aleyh- üzüntü ve kederden kurtulmak için kelime-i tevhîde müracaatın önemini Kur’ân-ı Kerîm’den delillerle gözler önüne seriyor.
Cafer bin Muhammed es-Sâdık der ki:
“Dört şeyle imtihan edilip de dört şeyden gâfil olanlara şaşarım.
- Bir şey hoşuna gittiğinde “Mâşâallah ve lâ kuvvete illâ billâh” demeyene şaşarım. Allah Teâlâ bu hususta şöyle buyurur: “Bağına girdiğin zaman ‘Mâşâllah lâ kuvvete illâ billâh’ deseydin olmaz mıydı?” (Kehf, 18/39)
- Bir kavme muhalefet edip de “Hasbiyallahu ve ni’mel vekîl” demeyene şaşarım. Allah Teâlâ buyurur ki: “O kişiler ki insanalar onlara: «Birçok insan sizinle savaşmak için toplandılar, onlardan korkun» denildiği zaman, onların sâdece imanını arttırır. Ve derler ki: Hasbunâllahu ve ni’mel vekil, böylece onlar kendilerine hiçbir kötülüğün ulamayacağı, Allah katındaki ni’met ve üstünlüklere kavuştular.” (Âl-i İmrân, 3/173)
- Kendisine tuzak kurulup da “Bütün işlerimi Allah’a havâle ediyorum. Şüphesiz Allah kulları görendir.” (Mü’min, 40/44) demeyene şaşarım. Allah Tealâ buyurur ki: “Allah Telâ onu (Mûsâ’yı) planladıkları kötülüklerden korudu. Ve Firavun’un âline en kötü âzabı getirmiştir.” Mü’min, 40/45)
- Başına bir sıkıntı veya hüzün gelip de “Lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî küntü mine’z-zâlimîn.” (Enbiyâ, 21/87) demeyene şaşarım. Allah Teâlâ buyurur: “Ona (Hz. Yûnus’a) icabet ettik ve onu sıkıntı ve kederden kurtardık. Mü’minleri işte böyle kurtarırız.” (Enbiyâ, 21/88)”