Uzaylılarla İletişime Geçtiklerini Söyleyerek Akıl Almaz İşler Yapan 11 İnsan

Uzayda yaşam halen bilim çevrelerinde ve sosyal platformlarda hararetli tartışmalara ev sahipliği yapan bir konu. Dünya dışında yaşamın olup olmadığı, dünyamızın uzaylı gözlemciler tarafından ziyaret edilip edilmediği, UFO adı verilen tanımlanamayan uçan objelerin gerçek olup olmadıkları halen soru işareti olsa da her gün onlarca UFO görüntüsü içerdiği iddia edilen fotoğraf ve videoyla karşılaşıyoruz. Bunun yanında hükümetler de uzaylı ya da alien olarak adlandırılan bu dünya dışı yaşam formlarının varlığı hakkında çelişkili açıklamalarda bulunuyorlar.



İnsanların konu hakkında ne tartıştıklarını bir kenara bırakırsak, bazı insanlar var ki uzaylıların kendileriyle iletişim kurduklarını iddia ediyorlar. Hatta bu insanlardan bir kısmı bir adım daha ileriye gidiyor ve uzaylıların kendilerine komutlar vererek belli eylemleri gerçekleştirmelerini talep ettiklerini söylüyorlar. İşte bu yazımızda da uzaylılar tarafından komut aldıklarını itiraf eden ve bu nedenle de mantık sınırlarını aşan işler yapan insanları listeleyeceğiz.





1910 yılında doğmuş olan ve 1978'e kadar hayatını devam ettirmiş olan George van Tassel bir pilot olarak kariyer yapmanın yanında havacılık endüstrisi üzerinde de çeşitli uzmanlıklar kazanmış. Fakat George van Tassel'ın adı 1950'li yıllarda ön plana çıkmış. George van Tassel 1953 yılında Venüs gezegeninden gelen dünya dışı yaşam formlarının kendisiyle telepati kurarak iletişime geçtiğini ve gizemli bir kubbe inşa etmeyi kendisine öğrettiğini iddia ederek Mojave çölünün ortasında "Integration" adını verdiği bu kubbe şeklindeki yapıyı inşa etmeye başlamış.



Integration'ın inşa edilme amacı ise bir hayli ilginç. George van Tassel bu yapının bir zaman makinesi, gençlik çeşmesi ve yer çekimini ortadan kaldıran bir araç olduğunu iddia ediyor. Fakat bu fonksiyonlar günümüze kadar işlevsellik kazanmamış. Kubbe sonradan satın alınarak bir ses terapisi merkezine çevrilmiş.





İngiliz bir ressam olan Lloyd Canning uzaylılar tarafından ziyaret edildiğini ve telepati yoluyla iletişim kurarak zihnine farklı fikirler yerleştirdiklerini iddia ediyor. Bu fikirlerin uzaylıların bizlerle iletişim kurma aracı olduğunu da iddiaların ekleyen Canning fikirleri resimlere dönüştürerek çeşitli yerlerde sergilemiş.



Lloyd Canning oldukça ilginç figürlere ve ürpertici bir havaya sahip olan çizimleri sayesinde dünya çapında düzenlenen önemli UFO etkinlinliklerine katılmayı başarmış.





Listemizdeki diğer insanlardan farklı olarak Robert Joe Moody'nin uzaylılarla iletişimi çok daha sıradışı bir yapıya sahip; çünkü Moody işlediği 2 cinayeti uzaylıların bedenini kontrol altına almasına bağlamış.

1990'lı yıllarda ortaya çıkan bu cinayet davalarında Moody, komşusu olan kadın ile farklı bir kadını katletmekle suçlanınca farklı bir boyuttan gelen dünya dışı yaşam formlarının vücudunu ele geçirdiğini ve bu nedenle cinayetleri işlediğini savunmasında belirtmiş. Bir uyuşturucu bağımlısı olan Moody cinayetler öncesinde uyuşturucu kullanmış olsa da cinayetleri bu uyuşturuculara bağlamıyor ve hatta beraat bile talep etmeyerek idam edilmesi gerektiğini savunuyor. Katil idam edilerek yaşamının sonlandırıldığında dünya dışı yaşam formlarının kendini tekrar dirilteceğine ve bu sayede varlıklarını insanoğluna kanıtlayacaklarına da inanmaktaydı.





Fransız kökenli Claude Vorilhon, Raelian dini olarak adlandırılan UFO'lara inanan dinin kurucusu. 1970'li yıllarında başından beri bu dini dünyaya yaymaya çalışan Vorilhon bir gün bir volkan içerisinden çıkan bir UFO'nun kendisiyle iletişim kurduğunu, kendi yaşam formları hakkında bilgi verdiğini ve o günden beri kendisiyle iletişim halinde olduklarını iddia ediyor.

Claude Vorilhon, Raelian dinini kurduktan sonra kitaplarını tanıtabilmek için çırpınıp durmakta. Ayrıca uzaylıların dünya ile iletişimde kalabilmesi için onlara özel bir konsolosluk kurulması gerektiğine de inanıyor. Bu iş için uygun yer olarak ise Moskova görülmekte ve bu nedenle Rusya'da Raelian dininin yaygınlaştırılması için büyül çaba harcanmakta.





Meksikalı bir çiftçi olan Raymundo dayımız 1984 yılında bal gözlü, yerlere kadar uzanan beyaz saçlara sahip bir uzaylı tarafından ziyaret edildiğini ve kendisine Aztec stilinde 6.5 metrelik bir piramit inşa etmesi gerektiğinin söylendiğini iddia ediyor. Dayımız da hiç itiraz etmeden bu piramiti inşa ediyor.







Kyle Odom, uzaylıların dünyayı istila etme projesinin zaten hayata geçirilmiş olduğuna ve uzaylıların çoktan aramıza sızarak insan kılığı altında faaliyetler yürüttüğüne inanan Amerikan ordusunda görev yapmış eski bir asker. Odom bu nedenle gazetelere ve televizyon kanallarına 21 sayfalık destansı bir bildiri göndermiş ve bu bildirinin birkaç gün sonrasında bir din adamı olan Tim Remington'u 12 el ateş ederek vurmuş. Neyse ki din adamı bu 12 mermi yarasından sağ çıkmayı başarmış. Kyle Odom ise Remington'ın gerçekten de bir uzaylı olduğunu; aksi halde 12 kurşun yarasından sağ çıkamayacağını ifade ediyor.





Bedeninin uzaylıların tarafından ele geçirildiğini iddia eden kahramanlardan bir diğeri de John Michael Kirby. Fakat bu olayda uzaylılar neyse ki Kirby'e birilerini öldürmesi gerektiğini söylememiş.

John Michael Kirby'nin annesinin evine hırsız girince olaya dahil olan polisler evde John Michael Kirby'nin parmak izlerine rastlamışlar. Kirby neden böyle bir şey yaptığı sorulunca da uzaylılardan özel bir mesaj aldığını ve bu mesajda annesinin evine girip yiyecek çalarak evsizlere dağıtması gerektiğinin söylendiğini ifade etmiş. Kirby'nin bu olaydan birkaç hafta önce de amcasının evine girip yiyecek çalmaış olması bir başka ilginç nokta.





Bir Avustralya vatandaşı olan Damian Amos ise araç kullanırken uzaylılardan telepatik bir mesaj aldığını iddia ediyor. Bu dünya dışı yaşam formlarının başkanı tarafından beynine gönderilen sinyalde ise kendine derhal geriye dönmesi ve eve doğru olabilecek en hızlı şekilde yol alarak önüne hiçbir şeyin geçmesine izin vermemesi istenmiş.

Yol üzerinde 140 km hız ile bir araca çarpan Amos bu aracın sürücüsünün ölümüne sebep vermiş. Fakat polis Amos'un "beni uzaylılar şey etti" savunmasını hiç de dikkate almamış; çünkü olay sırasında sarhoş olduğu gözlenmiş.





Bu ikilinin suçu ise sezon dışında kapalı halde olan bir lunaparka izinsiz giriş yapmak.

İkiliden Francis Greene polise verdiği ifadesinde tanrının ve uzaylıların kendisiyle bağlantı kurarak lunaparka girmeleri gerektiğini söylediğini iddia etmiş. Fakat işler çiftin 8 aylık bebeklerini araçlarında kapalı bırakıp gitmeleriyle karışmış. Bebeği başıboş halde bulan polis ikili için çocuklarına sahip çıkmama ve özel mülke izinsiz giriş yapma nedeniyle hukuki süreç başlatmış. Francis Greene'e bu suçlamalara ek olarak polise yanlış ifade verme iddiasıyla da suçlanmış.





66 yaşında eski bir hemşire olan Edelina Shaw, 1975 yılında uzaylılar tarafından ziyaret edildiğini ve bu tarihten itibaren uzaylılarla iletişim halinde olduğunu iddia ediyor. Tekerlekli sandalyeye mahkum kocası, 30 yaşlarındaki kızı ve bakıma muhtaç oğluyla birlikte yaşayan Edelina Shaw, İngiltere başbakanına bir mektup yazmış.

Uzaylılar tarafından kendisine yazdırıldığını iddia ettiği bu mektupta ise uzaylıların gerçek olduğundan bahsetmiş.
Edelina Shaw'ın bu listede olmasının en önemli nedeni ise mahkemeye çıkarılarak bakıma muhtaç çocuğuyla ilgilenmemekle suçlanmış olması. Uzaylıların kendisine oğullarını boşlaması gerektiğini söylediğini ifade eden Edelina Shaw çocuğunu bir odaya kapatarak ona banyo yaptırmamış. Dişleri fırçalanmamaktan dökülen çocuğu böcekler ve farelerin cirit attığı bir odada kapalı tutan Shaw evine sosyal güvenlik görevlilerinin girip olayı incelemesine de birkaç defa engel olmuş.





Arthur dayımız uzaylılarla ilk olarak 20 sene önce iletişim kurduğunu iddia ediyor. Fakat dayımız uzaylıların sözünü dinlemek yerine onlara topyekün savaş açmayı tercih ediyor ve evini uzaylılara karşı bir savunma karargahına dönüştürüyor. Uzaylıların telepatik beyin dalgalarını engelleyebilmek için evini alüminyum plakalarla kaplıyor ve güçlü spot ışıklarını onlara doğrultarak onları durdurabileceğine karar veriyor. Fakat işin rengi komşularını da birer uzaylı olarak görmeye başlamasıyla değişiyor. Arthur dayı sabah akşam komşularını gördüğü yerde suratlarına spotu dayıyor.