Rüyamda bir dostumun benim kabrimi kazdığını gördüm fakat ben hayattaydım. Sonra tabirine baktım: sıkıntılardan kurtulmaya işaretmiş. Kabir, ahirete giden açık bir kapı ve insanlar kabir denince derin mülahazalara dalıyorlar.
Zaten Allah Resulü (sallallahü aleyhi vesellem) önceleri yasaklamasına rağmen sonra kabir ziyaretine izin vermesi ve ahireti hatırlatacağını ifade buyurması bunu göstermiyor mu?
Rüyadan uyanınca ilk aklıma gelen Üstad’ın 12. Nota’da söyledikleri oldu: “Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! ‘Küllü âtin karîb’ sırrıyla ben şimdiden görüyorum ki, yakın bir zamanda, ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarıma veda eyledim. Kabrime teveccüh edip giderken, Senin dergâh-ı rahmetinde, cenazemin lisan-ı haliyle, ruhumun lisan-ı kâliyle bağırarak derim: ‘El-aman, el-aman! Ya Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın hacâletinden kurtar!’
İşte kabrimin başına ulaştım, boynuma kefenimi takıp kabrimin başında uzanan cismimin üzerine durdum. Başımı dergâh-ı rahmetine kaldırıp bütün kuvvetimle feryad edip nidâ ediyorum: ‘El-aman, el-aman! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın ağır yüklerinden halâs eyle!’
İşte, kabrime girdim, kefenime sarıldım. Teşyîciler beni bırakıp gittiler. Senin af ve rahmetini intizar ediyorum. Ve bilmüşahede gördüm ki, Senden başka melce ve mence yok. Günahların çirkin yüzünden ve mâsiyetin vahşî şeklinden ve o mekânın darlığından, bütün kuvvetimle nidâ edip diyorum:
‘El-aman, el-aman! Ya Rahmân! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar! Yerimi genişlet! İlâhî, Senin rahmetin melceimdir ve Rahmeten li’l-âlemîn olan Habibin, Senin rahmetine yetişmek için vesilemdir. Senden şekvâ değil, belki nefsimi ve halimi Sana şekvâ ediyorum.” Kabre, ahirete çok iyi inanmış bir insanın ağzından ancak çıkabilecek cümleler bunlar. Evet, çok ama çok iyi inanmak lazım. Muhammed Kutup yazdığı bir kitabının adını “Hel Nahnu Müslimûn? - Biz Müslüman mıyız?” koymuş. Neden? Çünkü iman problemimiz var bizim. Kimse rencide olmasın bu sözlerimden ama maalesef gerçek bu.
Zaten Allah Resulü (sallallahü aleyhi vesellem) önceleri yasaklamasına rağmen sonra kabir ziyaretine izin vermesi ve ahireti hatırlatacağını ifade buyurması bunu göstermiyor mu?
Rüyadan uyanınca ilk aklıma gelen Üstad’ın 12. Nota’da söyledikleri oldu: “Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! ‘Küllü âtin karîb’ sırrıyla ben şimdiden görüyorum ki, yakın bir zamanda, ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarıma veda eyledim. Kabrime teveccüh edip giderken, Senin dergâh-ı rahmetinde, cenazemin lisan-ı haliyle, ruhumun lisan-ı kâliyle bağırarak derim: ‘El-aman, el-aman! Ya Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın hacâletinden kurtar!’
İşte kabrimin başına ulaştım, boynuma kefenimi takıp kabrimin başında uzanan cismimin üzerine durdum. Başımı dergâh-ı rahmetine kaldırıp bütün kuvvetimle feryad edip nidâ ediyorum: ‘El-aman, el-aman! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın ağır yüklerinden halâs eyle!’
İşte, kabrime girdim, kefenime sarıldım. Teşyîciler beni bırakıp gittiler. Senin af ve rahmetini intizar ediyorum. Ve bilmüşahede gördüm ki, Senden başka melce ve mence yok. Günahların çirkin yüzünden ve mâsiyetin vahşî şeklinden ve o mekânın darlığından, bütün kuvvetimle nidâ edip diyorum:
‘El-aman, el-aman! Ya Rahmân! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar! Yerimi genişlet! İlâhî, Senin rahmetin melceimdir ve Rahmeten li’l-âlemîn olan Habibin, Senin rahmetine yetişmek için vesilemdir. Senden şekvâ değil, belki nefsimi ve halimi Sana şekvâ ediyorum.” Kabre, ahirete çok iyi inanmış bir insanın ağzından ancak çıkabilecek cümleler bunlar. Evet, çok ama çok iyi inanmak lazım. Muhammed Kutup yazdığı bir kitabının adını “Hel Nahnu Müslimûn? - Biz Müslüman mıyız?” koymuş. Neden? Çünkü iman problemimiz var bizim. Kimse rencide olmasın bu sözlerimden ama maalesef gerçek bu.
Son düzenleme: