TÜRKOĞLU
Aktif Üyemiz
Ulukayın – Türk, Altay, Çuvaş, Yakut, Moğol ve Macar mitolojilerinde, halk inancında ve Şamanizmde Yaşam Ağacı. Uluğkayın, Ulıkadhın, Olokaygın şeklinde de söylenir. Baykayın, Baykadhın, Paykaygın olarak da bilinir. Eşanlamlı olarak Bayterek (Beyterek, Begterek) veya Ulubuk (Olobuk, Olıbuk) da denir. Yerle göğü birbirine bağlayan yaşam ağacıdır. Yakutlarda Luk Mas (Aal Luuk Mas, Ağal Luğuk Mas) denilir.
Kayra Han tarafından dikilmiştir. Dünya ile birlikte yaratılmıştır. Dünyanın, yeraltının ve gökyüzünün tam merkezindedir. Dalları gökyüzünü ayakta tutar. Kökleri toprağın tüm katlarını delip yeraltı okyanusuna kadar uzanır. Öksökö kuşu etrafında dönerek uçar ve bazen de tepesine konar. Dokuz boy (Türklerin dokuz kavmi veya yeryüzündeki dokuz büyük insan ırkı) bu ağacın dokuz dalından türemiştir. Umay Ana Yaşam Ağacının sahibidir ve yeryüzüne inerken bu ağacı kullanır. Kübey Hanım bu ağacın içinde yaşar. Kökleri yer altına, dalları gökyüzüne uzar. Köklerinden yaşam suyu (Bengüsu) akar. Her dalı, altından yetmiş yapraklı olarak tanımlanır. Yapraklarının büyüklüğü birer at derisi kadardır. Türk mitolojisinde çok önemli bir yere sahiptir. Gökleri delip bilinmez yüksekliklere çıkar. Uluğ Kayının dallarından biri Güneşe biri de Aya uzanır. Tepesinde Ülgen oturur. Bazen bir çam ağacı olarak kabul edilir. Ağacın bir yanında ay bir yanında ise Güneş bulunur. Bazen Demirdağın üzerinde durduğu kabul edilir. Sekiz gölgeli [1], dokuz köklü olarak anılır. İnsanların ruhları bu ağacın dalları arasında uçuşur durur. Bu ruhlar küçük kuşlara benzerler. Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Bey’in rüyasında gördüğü, büyüyüp tüm Dünyayı kaplayan ağaç da Uluğ Kayına benzemektedir. Ağaca bez (çaput) bağlayarak dilekte bulunma da yine Uluğ Kayın ile bağlantılı görünmektedir. İlge denilen reçinesi, onu yiyenlere müthiş bir güç verir. Çuvaş bayrağında sembolize edilmiş bir hayat ağacı vardır. Maniheizmin etkisiyle Yaşam Ağacının karşıtı olan Ölüm Ağacı [2] da Türk kültürüne girmiştir fakat çok fazla yaygınlaşmamıştır. Bazen aynı kökten çıkan iki ağaç olarak adlandırılır ki, bu durum iki zirvesi olan Dünya Dağı ile de uygun düşer. Mani dini ile bu ikiz ağaçlardan birine Ölüm işlevi yüklenmiştir. Hayat Ağacına hemen hemen aynı özelliklerle ama biraz daha ayrıntısız ve basit olarak Macar mitolojisinde de Vilagfa veya Eletfa adıyla rastlanır. İsim Macarcadır ama motif Ural-Altay düşünüşüne aittir. Macarlara göre şaman trans halindeki yolculuğunda bu ağaca tırmanarak göğe çıkar.
Çalama, Türk halk inancında kutsal sayılan bir nesneye veya varlığa çaput bağlama anlamına gelir. Ağaçlara bez ve çaput bağlama uygulamasıdır. Yapılan eyleme Çalama/Calama denir. Uluğ Kayın inancıyla bağlantılıdır. Mayalamak sözcüğü Türkçede Çalmak fiili ile ifade edilir. Bu bağlamda bir düşüncenin, isteğin kutlu bir yere mayalanması gibi algılanabilir. Kurbanlık koçlara kurdele bağlanması da yine bu anlayışla alakalıdır. İslam dini bu tür yaklaşımları kesin olarak yasaklamıştır. Çalamak (çaput bağlamak) fiili ile de kullanılır. Çalmak sözcüğünün bir anlamı da kumaşı kesmek olarak yer alır. Yal/Al anlayışı ile de bağlantılı olabilir.
Turuğ, Türk ve Moğol Şamanizm de Şaman Ağacı. Moğollar Toruğ derler. Tanrı ilk şamanı yarattığında onun evinin önüne sekiz dallı bir ağaç dikmiştir. Bu nedenle her şaman kendisini temsil eden bir ağaç diker. Bu ağaca “Turuğ” adı verilir. Turuğ, kelime anlamı olarak dayanıklı, yerinde duran, ölümsüz demektir. Tör/Törü/Türe/Törö/Turo/Turu sözcükleri Moğolcada da emir, düzen ve bunun yanında evlilik ve doğum anlamlarını bünyesinde barındırır.
Serge, Türk, Altay, Yakut ve Dolgan halk kültüründe ve mitolojisinde Kutlu Direk. Sergey veya Sergen de denir. At bağlamak için kurulan direk. Bu direğin koruyucu ruhunun (İyesinin) bulunduğuna inanılır. Genel sergenlerin dışında avluya dikilen özel At Sergenleri vardır. Kiyi Serge / Gelin Sergeni’ne sadece gelinin atı bağlanabilir. Ayrıca ulu bayramlarda dikilen özel sergenler olur. Yerin, suyun ruhlarının manevi desteğini, alabilmek için sayıları üç veya dokuz olan sergenler de mevcuttur. İnekler için dikilen serge de vardır ve buna at bağlanılmaz. Sergeler ağaçlarla, yeleden yapılan süslerle donatılır. Sergenin başına tahtadan at başı simgesi konur. Bazı masallarda yer altı, yeryüzü ve gökyüzünü birbirine bağlayan Altın Direk ile eşdeğer görülür. Zenginliği, saygınlığı ve gücü temsil eder. Yeryüzündeki kısmına kahramanlar, yer altındaki bölümüne Erlik, gökyüzündeki parçasına ise Ülgen atını bağlar. Sözcük, Sırık kelimesi ile bağlantılıdır. Sermek fiilinden gelir.
Ulukayın: Uluğ ve Kayın sözcüklerinin bileşimidir. Türkçede Kayın/Katın/Kadun/Gayın/Kazın/Gacın/Hazın, Moğolcada ise Kadun/Hadun/Kadan/Hadan biçimleriyle değişik lehçe ve şivelerde yer alır.
Bayterek: Bay (varsıl, ulu, kutlu) ve Terek (ağaç, çam, kavak) sözcüklerinin bileşik halidir.Kaynak:
Deniz Karakurt, Türk Söylence Sözlüğü s.218-219
Taşıdığı Anlam ve Önem
Kayra Han tarafından dikilmiştir. Dünya ile birlikte yaratılmıştır. Dünyanın, yeraltının ve gökyüzünün tam merkezindedir. Dalları gökyüzünü ayakta tutar. Kökleri toprağın tüm katlarını delip yeraltı okyanusuna kadar uzanır. Öksökö kuşu etrafında dönerek uçar ve bazen de tepesine konar. Dokuz boy (Türklerin dokuz kavmi veya yeryüzündeki dokuz büyük insan ırkı) bu ağacın dokuz dalından türemiştir. Umay Ana Yaşam Ağacının sahibidir ve yeryüzüne inerken bu ağacı kullanır. Kübey Hanım bu ağacın içinde yaşar. Kökleri yer altına, dalları gökyüzüne uzar. Köklerinden yaşam suyu (Bengüsu) akar. Her dalı, altından yetmiş yapraklı olarak tanımlanır. Yapraklarının büyüklüğü birer at derisi kadardır. Türk mitolojisinde çok önemli bir yere sahiptir. Gökleri delip bilinmez yüksekliklere çıkar. Uluğ Kayının dallarından biri Güneşe biri de Aya uzanır. Tepesinde Ülgen oturur. Bazen bir çam ağacı olarak kabul edilir. Ağacın bir yanında ay bir yanında ise Güneş bulunur. Bazen Demirdağın üzerinde durduğu kabul edilir. Sekiz gölgeli [1], dokuz köklü olarak anılır. İnsanların ruhları bu ağacın dalları arasında uçuşur durur. Bu ruhlar küçük kuşlara benzerler. Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Bey’in rüyasında gördüğü, büyüyüp tüm Dünyayı kaplayan ağaç da Uluğ Kayına benzemektedir. Ağaca bez (çaput) bağlayarak dilekte bulunma da yine Uluğ Kayın ile bağlantılı görünmektedir. İlge denilen reçinesi, onu yiyenlere müthiş bir güç verir. Çuvaş bayrağında sembolize edilmiş bir hayat ağacı vardır. Maniheizmin etkisiyle Yaşam Ağacının karşıtı olan Ölüm Ağacı [2] da Türk kültürüne girmiştir fakat çok fazla yaygınlaşmamıştır. Bazen aynı kökten çıkan iki ağaç olarak adlandırılır ki, bu durum iki zirvesi olan Dünya Dağı ile de uygun düşer. Mani dini ile bu ikiz ağaçlardan birine Ölüm işlevi yüklenmiştir. Hayat Ağacına hemen hemen aynı özelliklerle ama biraz daha ayrıntısız ve basit olarak Macar mitolojisinde de Vilagfa veya Eletfa adıyla rastlanır. İsim Macarcadır ama motif Ural-Altay düşünüşüne aittir. Macarlara göre şaman trans halindeki yolculuğunda bu ağaca tırmanarak göğe çıkar.
Çalama Uygulaması
Çalama, Türk halk inancında kutsal sayılan bir nesneye veya varlığa çaput bağlama anlamına gelir. Ağaçlara bez ve çaput bağlama uygulamasıdır. Yapılan eyleme Çalama/Calama denir. Uluğ Kayın inancıyla bağlantılıdır. Mayalamak sözcüğü Türkçede Çalmak fiili ile ifade edilir. Bu bağlamda bir düşüncenin, isteğin kutlu bir yere mayalanması gibi algılanabilir. Kurbanlık koçlara kurdele bağlanması da yine bu anlayışla alakalıdır. İslam dini bu tür yaklaşımları kesin olarak yasaklamıştır. Çalamak (çaput bağlamak) fiili ile de kullanılır. Çalmak sözcüğünün bir anlamı da kumaşı kesmek olarak yer alır. Yal/Al anlayışı ile de bağlantılı olabilir.
Turuğ
Turuğ, Türk ve Moğol Şamanizm de Şaman Ağacı. Moğollar Toruğ derler. Tanrı ilk şamanı yarattığında onun evinin önüne sekiz dallı bir ağaç dikmiştir. Bu nedenle her şaman kendisini temsil eden bir ağaç diker. Bu ağaca “Turuğ” adı verilir. Turuğ, kelime anlamı olarak dayanıklı, yerinde duran, ölümsüz demektir. Tör/Törü/Türe/Törö/Turo/Turu sözcükleri Moğolcada da emir, düzen ve bunun yanında evlilik ve doğum anlamlarını bünyesinde barındırır.
Serge
Serge, Türk, Altay, Yakut ve Dolgan halk kültüründe ve mitolojisinde Kutlu Direk. Sergey veya Sergen de denir. At bağlamak için kurulan direk. Bu direğin koruyucu ruhunun (İyesinin) bulunduğuna inanılır. Genel sergenlerin dışında avluya dikilen özel At Sergenleri vardır. Kiyi Serge / Gelin Sergeni’ne sadece gelinin atı bağlanabilir. Ayrıca ulu bayramlarda dikilen özel sergenler olur. Yerin, suyun ruhlarının manevi desteğini, alabilmek için sayıları üç veya dokuz olan sergenler de mevcuttur. İnekler için dikilen serge de vardır ve buna at bağlanılmaz. Sergeler ağaçlarla, yeleden yapılan süslerle donatılır. Sergenin başına tahtadan at başı simgesi konur. Bazı masallarda yer altı, yeryüzü ve gökyüzünü birbirine bağlayan Altın Direk ile eşdeğer görülür. Zenginliği, saygınlığı ve gücü temsil eder. Yeryüzündeki kısmına kahramanlar, yer altındaki bölümüne Erlik, gökyüzündeki parçasına ise Ülgen atını bağlar. Sözcük, Sırık kelimesi ile bağlantılıdır. Sermek fiilinden gelir.
Etimoloji
Ulukayın: Uluğ ve Kayın sözcüklerinin bileşimidir. Türkçede Kayın/Katın/Kadun/Gayın/Kazın/Gacın/Hazın, Moğolcada ise Kadun/Hadun/Kadan/Hadan biçimleriyle değişik lehçe ve şivelerde yer alır.
Bayterek: Bay (varsıl, ulu, kutlu) ve Terek (ağaç, çam, kavak) sözcüklerinin bileşik halidir.Kaynak:
Deniz Karakurt, Türk Söylence Sözlüğü s.218-219