MURATS44
Özel Üye
Türk mühendisler, güvenlik güçlerinin kullanımına yönelik normal bir kumaş görünümünde ancak 2 bin dereceye kadar dakikalarca yanmayan, gece görüş dürbünleriyle görülemeyen nanoteknoloji temelli elbiseler üretti.
Tamamen yerli teknolojiyle ilk örnekleri 14 yıl öncesine dayanan son teknoloji ürünü yeni elbiseler, dünyadaki örneklerinden çok ileri özellikler taşıdığı için ihraç edilmiyor, hatta fuarlara bile götürülmüyor. Bu kumaşların kullanıldığı çelik yeleklerin ağırlığı da nanoteknoloji kullanılarak 3-4 kilogramdan 1 kilogramın altına düşürüldü.
Hacettepe Teknokenti’ndeki Türk Savunma Sanayi firmalarından “ARGUS Savunma” Yöneticisi İbrahim Sezgin, yaptığı açıklamada, balistik koruyucu malzemeler ve taktik ekipmanlar konusunda Ar-Ge çalışmalarını uzun yıllardır yürüttüklerini anlattı.
Geliştirdikleri son teknoloji ürünü yanmaz elbiselerin ilk örneğinin 14 yıl önce özel kuvvetler tarafından kullanıldığını anlatan Sezgin, yeni ürünün normal bir kumaş görünümünde olduğunu ve istenen her modelde yapılabildiğini söyledi. Elbiselerin aynı zamanda infrared, termal, su geçirmez ve antistatik özelliklerinin de bulunduğunu belirten Sezgin, ürünlerin tamamen yerli mühendislerle ve yerli tasarımla geliştirildiğini bildirdi.
Yanmaz elbiseleri nanoteknolojinin avantajlarını kullanarak çok ileri bir seviyeye taşıdıklarını kaydeden Sezgin, şöyle konuştu: “Kumaşların yanmazlık derecesini nanoteknolojiyi kullanarak bin 500 derece birden arttırarak 2 bin dereceye çıkardık. Kumaşlarımız dakikalar boyunca yanmazlık özellikleriyle dikkati çekiyor. Özellikle bu elbiselerin kullanım alanı toplumsal olaylarda öne çıkıyor. Örneğin molotofkokteylinin yol açacağı alev önemli bir risk oluşturuyor. Bu nedenle bütün üretim standartlarımızda ISO kalite belgesine sahibiz, ABD ve Avrupa’daki standartların çok daha üzerindeyiz. Yerli teknolojiyle geliştirdiğimiz yanmaz elbiseler, dünyadaki örneklerinden çok daha ileri özellikler taşıyor. Kumaşlarımızı, içlik, yanmaz elbise ve başlık olmak üzere nanoteknolojinin de katkısıyla çok ince şekilde geliştirdik. Elbiselerimiz aynı zamanda gece görüş dürbünleriyle görülemiyor ve su geçirmiyor.”
ÇELİK YELEKLER 2 KİLOGRAMIN ALTINA DÜŞTÜ
İbrahim Sezgin, balistik koruyucu çelik yeleklerini de son teknolojiyle yeniden geliştirdiklerini belirtti. Bir kilogram ağırlığın altına düşürülen yelekleri tüm dış etkenlere karşı dayanıklı hale getirdiklerini bildiren Sezgin, “Sudan, terden, nemden etkilenmeyen yelekler, teknolojide gelinen son nokta. Daha önceki 13-14 kilogramlık yeleklerin ağırlığı, ek teçhizatların kullanılması halinde bir kilogramın altına düşüyor. Yelekler, farklı kullanım şekilleriyle cepler ya da farklı aparat ve aksesuarlarla daha ergonomik ve daha işe yarar şekilde kullanılabiliyor” dedi.
Çelik yeleklere zırh deliciler hariç 9 mm, 10 mm, 9.65 mm, 38 kalibre, 45 kalibre, 3.57 Magnum, 41 Magnum, 44 Magnum, Pompalı Tüfek, Otomatik Tabanca ve MP-5 gibi silahların tümünü tutacak özellikler kazandırıldığının altını çizen Sezgin, şu bilgileri verdi:
“Yeleklere 1 kilogramlık plaka ilave edildiğinde AK-47, G3, Kaleşnikof, M16, M4 gibi yüksek hızdaki tüfek mermilerini da tutma özelliği verebiliyoruz. Bu plakaları 2 kilograma çıkarttığımız anda zırh delici keskin nişancı mermilerini bile tutacak nitelik kazandırabiliyoruz. Örneğin bir derimont ya da pilotmont kullanımı görünümünde günlük hayatta rahat kullanımlı şekilde de yapıyoruz. Yelek ilave plakayla bütün tüfek mermilerini tutan kurşun geçirmez bir yelek haline gelebiliyor. İhtiyaç olmadığında ise çok hızlı bir şekilde plakaları ve panelleri çıkartmak ve ortalama yarım kiloluk bir yelekle göreve devam etmek mümkün hale geliyor.”
Sezgin, balistik koruyucu kurşun geçirmez yeleğin yurt dışı muadillerine göre dörtte bir oranında hafif olması, fiyat avantajı ve yanması geciktirilmiş ve infrared kumaşlardan yapılabildiğini bildirdi.
KURŞUN, BOMBA VE PATLAYICILARA ÖZEL ELBİSELER
Sezgin, güvenlik güçlerinin kullandığı elbiselerin sadece yanmazlık özelliğinin bulunduğunu belirterek, “Ürünlerimizin milli kaynaklarla ve yerli teknolojiyle üretilmesi ve geliştirilen bazı ürünlerin dünyada ilk ve tek olması sebebiyle, ülke içinde güvenlik güçleri tarafından kullanılmasını istiyoruz. Bu teknolojiye sahip olmada ülkemizin diğer ülkelere üstünlük sağlaması açısından ihracatını yapmıyoruz, hatta fuarlara bile götürmüyoruz” diye konuştu.
Ürün isimlerinin tamamını Çanakkale şehitlerine atfettiklerini bildiren Sezgin, hücum yeleklerinin Anafarta, çelik yeleklerinin Gelibolu, nanoteknoloji elbiselerini de 57. Alay şehitleri anısına “57″ ismiyle markalandırdıklarını sözlerine ekledi.