ceylannur
Yeni Üyemiz
Terbiye Sorumluluğu Kimde
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x600 and weights 169KB.
Manevi Beslenmesinde Babanın Terbiye Sorumluluğu
Günümüz araştırmacıları “kötü çocuk yoktur, kötü terbiye vardır” düstûrunda müttefiktirler. Kötü terbiye ise, öncelikle anne ve babadan gelen bir eksikliktir. Elbette bu eksikliği, içtimâî ve fizikî çevre şartları tamamlayacaktır. Yapılan istatistikî araştırmalar, suç işleyen çocukların büyük ekseriyetini, dağılmış veya geçimsiz, kavgalı, içki, kumar, sefahet gibi kötü alışkanlıklara mağlup âile çevrelerinden gelen çocukların teşkîl ettiğini göstermektedir.
İslâm dini, çocukların doğuştan suçlu olduğunu kabul etmez. Tam tersine, yaratılışta asıl olan temizliktir, iyiliktir, mâsumluktur. “Berâati zimmet asıldır” düstûru esastır. İslâm’da, Hıristiyanlarda olduğu gibi doğuştan getirilen bir “aslî günah” anlayışı yoktur. Aksine her insan herkeste müşterek olan ortak bir “fıtrat” (kabiliyetler mecmuası) üzere yaratılır. Çevrenin telkîn ve terbiyesiyle Yahûdî veya Hıristiyan, Türk veya Arap, iyi veya kötü olur. Bu husûs âyet ve hadîslerle ifâde edilmiştir. (1)
Şu hâlde, İslâm’a göre iyilik veya kötülük tamâmen çevreye bağlı, sonradan kazanılan bir vak’adır. Bu bir terbiye işidir. Bu sebeple İslâm terbiyeye çok ehemmiyet vermiştir.
Bir hadîste Hz.Peygamber aleyhissalâtu vesselâm: “Bir baba evlâdına güzel ahlâk kadar kıymetli bir şey (mal-mülk vs.) veremez” (2) buyurmuştur. Bir başka hadîste de, güzel ahlâk üzere terbiye almak çocuğun baba üzerindeki hakkı olarak tesbît edilmiştir. (3) Kur’ân-ı Kerîm de pek çok âyette, evlâtların saâdet ve şekavetlerinden baba (ve anne)yi sorumlu tutmuş; bu sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin, kıyâmet günü ebedî bir hüsrâna mahkûm edileceklerini açık, kesin ve ürpertici tasvîrlerle haber vermiştir. (4)
Çocukların uhrevî kurtuluş veya hüsrânlarından Cenâb-ı Hakk’ın âile reisini sorumlu tutması cidden mânidârdır ve üzerinde durulması gereken bir husûstur. Bu âyetlerden hareketle hemen şunları söyleyebiliriz:
1- Âile fertlerinin âhirette hüsrâna (zarara) uğramaları, onların dünyâda da hüsrâna düştüklerini, günahlar, cinâyetler işlediklerini ifâde eder.
2- Bunları hüsrândan (cinâyetlerden, kötülüklerden) kurtarmak kişinin gücü dâhilindedir. Allah, bu sebeple babayı sorumlu tutuyor.
3- Bu kurtarmanın yolu güzel terbiyedir. İyi bir terbiye sâdece âhireti kurtarmaz, dünyâyı da kurtarır. Bu noktada diyebiliriz ki: âhiretteki hüsrân ile dünyâdaki suçlar, cinâyetler birbirinden kopuk değildir. Âile reisine farz olan “iyi terbiye verme” işinin eksikliği sebebiyle dünyâda bir kısım kötülükler, cinâyetler işlenmektedir.
Kaynaklar:
1-Buhârî, Tefsir, Rûm suresi 1; İbn Hacer, Fethu’l-Bâri, 10, 130; Müslim, Kader, 22, 23
2-Hâkim, Ebu Abdillah en-Neysâbûrî (v. 405 h.), el-Mustedrek alâ’s-Sahîhayn, Haydârâbâd-Deken, 1335, 4, 263
3-bkz. el-Câmi‘u’-sağîr, (Münâvî’nin Feyzu’l-Kadîr şerhiyle), Beyrut 1972, 3, 394
4-Şu âyetler görülebilir: Tahrîm suresi, 6; Zümer suresi,15-16; Şûrâ suresi,45
Manevi Beslenmesinde Babanın Terbiye Sorumluluğu
Günümüz araştırmacıları “kötü çocuk yoktur, kötü terbiye vardır” düstûrunda müttefiktirler. Kötü terbiye ise, öncelikle anne ve babadan gelen bir eksikliktir. Elbette bu eksikliği, içtimâî ve fizikî çevre şartları tamamlayacaktır. Yapılan istatistikî araştırmalar, suç işleyen çocukların büyük ekseriyetini, dağılmış veya geçimsiz, kavgalı, içki, kumar, sefahet gibi kötü alışkanlıklara mağlup âile çevrelerinden gelen çocukların teşkîl ettiğini göstermektedir.
İslâm dini, çocukların doğuştan suçlu olduğunu kabul etmez. Tam tersine, yaratılışta asıl olan temizliktir, iyiliktir, mâsumluktur. “Berâati zimmet asıldır” düstûru esastır. İslâm’da, Hıristiyanlarda olduğu gibi doğuştan getirilen bir “aslî günah” anlayışı yoktur. Aksine her insan herkeste müşterek olan ortak bir “fıtrat” (kabiliyetler mecmuası) üzere yaratılır. Çevrenin telkîn ve terbiyesiyle Yahûdî veya Hıristiyan, Türk veya Arap, iyi veya kötü olur. Bu husûs âyet ve hadîslerle ifâde edilmiştir. (1)
Şu hâlde, İslâm’a göre iyilik veya kötülük tamâmen çevreye bağlı, sonradan kazanılan bir vak’adır. Bu bir terbiye işidir. Bu sebeple İslâm terbiyeye çok ehemmiyet vermiştir.
Bir hadîste Hz.Peygamber aleyhissalâtu vesselâm: “Bir baba evlâdına güzel ahlâk kadar kıymetli bir şey (mal-mülk vs.) veremez” (2) buyurmuştur. Bir başka hadîste de, güzel ahlâk üzere terbiye almak çocuğun baba üzerindeki hakkı olarak tesbît edilmiştir. (3) Kur’ân-ı Kerîm de pek çok âyette, evlâtların saâdet ve şekavetlerinden baba (ve anne)yi sorumlu tutmuş; bu sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin, kıyâmet günü ebedî bir hüsrâna mahkûm edileceklerini açık, kesin ve ürpertici tasvîrlerle haber vermiştir. (4)
Çocukların uhrevî kurtuluş veya hüsrânlarından Cenâb-ı Hakk’ın âile reisini sorumlu tutması cidden mânidârdır ve üzerinde durulması gereken bir husûstur. Bu âyetlerden hareketle hemen şunları söyleyebiliriz:
1- Âile fertlerinin âhirette hüsrâna (zarara) uğramaları, onların dünyâda da hüsrâna düştüklerini, günahlar, cinâyetler işlediklerini ifâde eder.
2- Bunları hüsrândan (cinâyetlerden, kötülüklerden) kurtarmak kişinin gücü dâhilindedir. Allah, bu sebeple babayı sorumlu tutuyor.
3- Bu kurtarmanın yolu güzel terbiyedir. İyi bir terbiye sâdece âhireti kurtarmaz, dünyâyı da kurtarır. Bu noktada diyebiliriz ki: âhiretteki hüsrân ile dünyâdaki suçlar, cinâyetler birbirinden kopuk değildir. Âile reisine farz olan “iyi terbiye verme” işinin eksikliği sebebiyle dünyâda bir kısım kötülükler, cinâyetler işlenmektedir.
Kaynaklar:
1-Buhârî, Tefsir, Rûm suresi 1; İbn Hacer, Fethu’l-Bâri, 10, 130; Müslim, Kader, 22, 23
2-Hâkim, Ebu Abdillah en-Neysâbûrî (v. 405 h.), el-Mustedrek alâ’s-Sahîhayn, Haydârâbâd-Deken, 1335, 4, 263
3-bkz. el-Câmi‘u’-sağîr, (Münâvî’nin Feyzu’l-Kadîr şerhiyle), Beyrut 1972, 3, 394
4-Şu âyetler görülebilir: Tahrîm suresi, 6; Zümer suresi,15-16; Şûrâ suresi,45