TÜRKOĞLU
Aktif Üyemiz
TABGAÇLAR KİMDİR?
“Çin tarihinin pek karışık bir dönemi olan ve Hiung-nular’ın ardından ortaya çıkan boşluk nedeniyle birbirini izleyen dalgalar halinde ülkenin kuzeyine boşaldıkları 3. yüzyıl boyunca, 260 yılında Kuzey Şansi’ye (Ta-t’ong ya da Datong bölgesine) Baykal Gölü kökenli Tabgaç boyları yerleşti. Bunlar kuşkusuz Türkçe konuşan bir halktı ve Çince adları olan Topalar ya da Tofalar adıyla bilinir. Bu insanlar üstüne, onları hemen tanımaya yetecek kadar bilgimiz vardır.
Bu boylar, yaklaşık 100 yıl boyunca kendilerinden pek söz ettirmediler. Ama 4. yüzyılın sonunda hükümdarları Topa Kuei (386-409) Şansi ve Hopey’i ele geçirdi ve böylece de Tabgaçlar birden gün ışığına çıkmış oldu. 422 yılında başkent Lo-yang’ı da ele geçiren Tabgaçlar, Vey Hanedanı adıyla gerçek birer Çin İmparatoru oldular. 448 (Kuça ve Karasar) ve 456’da (Hami) Orta Asya vahalarının koruyuculuk altına alınması dahil olmak üzere tüm Çin toprakları üzerinde işte bu sıfatla hak iddia ettiler…. 469’dan sonra birliklerini Nankin dolaylarına sürdükleri zaman Güney Çin’de onları başarısız duruma getiren sadece göçebelik özelliklerini ortadan kaldıran Çinlileşmeleri oldu.
Bu arada onlara ün ve önem kazandıran da bu parlak hareketler değil, uygarlaşmaya, Hiung-nu’lara karşı Çin uygarlığının savunucuları durumuna gelmeye olağanüstü elverişlilikleri oldu. Kuşkusuz başlangıçta en büyük hükümdarları olan Topa Kuei, Topa Seu (409-423) ve Topa Tao’nun (432-452) saltanat dönemlerinde, özellikle olası herhangi bir etki yapmalarını önlemek amacıyla yeni başa geçmiş olan hemen hemen tüm hükümdarların annelerini öldürterek Hiung-nu’ların tüm kötü yanlarını ve bu arada bazı başka örneklerde iyi yanlarını da ortaya koydular. Topa Siun’dan (452-465) başlayarak da kendilerini Budizm’e verdiler ve bu dinin Çin’deki yayıcıları oldular.” (S.48-49)
“… Türkler Çin’e öylesine damgalarını basmışlardı ki, bu durumun sonucunda Araplar ve orta çağ Yunanlıları bu ülkeyi onların adıyla andılar.” (1)
ÇİN’İN TABGAÇLARI ASİMİLASYONU
“…490’da tahta Toba Hun II geçti. Toba’nın annesi Fen (Feniks kuşu) isminde bir Çinli kadındı. Fen bütün kocalarını zehirleyerek (miladi 476) veliaht anası olarak tahta oturmuş ve Tabgaçlar’a karşı Çinliler’e saygı duyulmasını sağlamıştı.
İşte bu kadının oğlu Toba, annesinin başlattığı ameliyeyi tamamlayarak 495’de çıkardığı bir kanunla Tabgaçlar’ın kendi dillerini ve milli giysilerini kullanmalarını, uzun saç bırakmalarını, kendi kabiledaşlarıyla evlenmelerini ve cenazelerini bozkır adetlerine göre kaldırmalarını yasakladı.
Kelimenin tam anlamıyla Tabgaçlar Çinliler’e benzeyeceklerdi. Sırf bir tecrübe olsun diye bozkıra gidip, eski adetlerini yaşamaya kalkan veliaht prens ve arkadaşları dahi katledilmiş; kısacası Tabgaçlar’dan geriye sadece isimleri kalmıştı.” (2)
TABGAÇ ADINI ETİMOLOJİ
Göktürklerin Orhun bölgesine diktikleri Bengü taşlarda Çin adı yerine kullanılan “Tabgaç” sözcüğü, gerçekte 4. yüzyılda Kuzey Çin’de etkili bir politika ile sivrilen Tabgaç devletinin adından yadigardı.
Göktürk Kağanlığı döneminden çok sonralara kadar Çin adı yerine bu sözcüğü kullanmayı sürdürdüler. Çin kaynaklarının Topa diye zikrettiği Tabgaçların adı, Kaşgarlı Mahmut tarafından “ulu, saygıdeğer” diye açıklanmıştır ki yaşadığı dönemde Türkistan coğrafyasına egemen olan Karahanlı hükümdarlarınca “tafgaç, tamgaç” şeklinde unvan olarak kullanılmaktaydı.
Modern etimolojik araştırmalarda ise L.Bazin değişik bir yorum getirmiş: Türkçe tab+gaç = (mala, mülke) sahip, malik. Kaşgarlı Mahmut’un Türklüğünü iddia ettiği Tabgaçlar, Çin kaynaklarına göre de Hiung-nu‘ların bir bölüktür ve Motun’u (Mete) eski Toba hükümdarı sayarlar. Çin kaynaklarından saptanan bazı etnografik ve dilsel bulgular da, onların Türklüklerine ilişkin ipuçları vermektedir. Örnek sunmak gerekirse, kurt ve göç efsanelerinin varlığı; mağara, dağ ve orman kültleri (Tengricilik); dillerinde tespit edilen bitegçin (bitikçi, katip), kapukçın (kapıcı,hacip?), atlaçın (atlı, süvari), korakçın (koruyucu, muhafız alayı), aşçın (aşçı), törü (yasa, töre), il (devlet) gibi sözcükler mevcuttu.
HİUNG-NU ’LAR KİMDİR?
M.Ö. 3. yy sonlarından itibaren Çin’in Kuzey sınırlarını tehdit eden bir güç unsuru olarak 500 sene Orta Asya’da egemenlik kurmuş olan kırsal göçebe kabileler ittifakına Çince’de verilen isim.
Çoğu batılı bilimciler Hiung-nu halkını, Avrupa’ya kadar gelmiş olan Hunların asıl çekirdeği olarak görürler. Bir başka deyişle, batıya hareketleri ile başka milletlerle karışmış olmadan önceki halleriyle gerçek Proto-Hun halkı olarak kabul ederler. Günümüzde varlığını sürdüren kimi modern topluluklar Hiung-nu’ları en eski ataları olarak görürler. Fakat bugüne kadar ne Avrupa’ya gelen Hunların, ne de Avrasya’da ki çeşitli Türk halklarının atası oldukları kanıtlanabilmiştir…KAYNAKÇA
(J.P.Roux, Türkler’in Tarihi, S.50)
(L.N.Gumilöv, Hazar Çevresinde Bir Yıl, S.124)
“Çin tarihinin pek karışık bir dönemi olan ve Hiung-nular’ın ardından ortaya çıkan boşluk nedeniyle birbirini izleyen dalgalar halinde ülkenin kuzeyine boşaldıkları 3. yüzyıl boyunca, 260 yılında Kuzey Şansi’ye (Ta-t’ong ya da Datong bölgesine) Baykal Gölü kökenli Tabgaç boyları yerleşti. Bunlar kuşkusuz Türkçe konuşan bir halktı ve Çince adları olan Topalar ya da Tofalar adıyla bilinir. Bu insanlar üstüne, onları hemen tanımaya yetecek kadar bilgimiz vardır.
Bu boylar, yaklaşık 100 yıl boyunca kendilerinden pek söz ettirmediler. Ama 4. yüzyılın sonunda hükümdarları Topa Kuei (386-409) Şansi ve Hopey’i ele geçirdi ve böylece de Tabgaçlar birden gün ışığına çıkmış oldu. 422 yılında başkent Lo-yang’ı da ele geçiren Tabgaçlar, Vey Hanedanı adıyla gerçek birer Çin İmparatoru oldular. 448 (Kuça ve Karasar) ve 456’da (Hami) Orta Asya vahalarının koruyuculuk altına alınması dahil olmak üzere tüm Çin toprakları üzerinde işte bu sıfatla hak iddia ettiler…. 469’dan sonra birliklerini Nankin dolaylarına sürdükleri zaman Güney Çin’de onları başarısız duruma getiren sadece göçebelik özelliklerini ortadan kaldıran Çinlileşmeleri oldu.
Bu arada onlara ün ve önem kazandıran da bu parlak hareketler değil, uygarlaşmaya, Hiung-nu’lara karşı Çin uygarlığının savunucuları durumuna gelmeye olağanüstü elverişlilikleri oldu. Kuşkusuz başlangıçta en büyük hükümdarları olan Topa Kuei, Topa Seu (409-423) ve Topa Tao’nun (432-452) saltanat dönemlerinde, özellikle olası herhangi bir etki yapmalarını önlemek amacıyla yeni başa geçmiş olan hemen hemen tüm hükümdarların annelerini öldürterek Hiung-nu’ların tüm kötü yanlarını ve bu arada bazı başka örneklerde iyi yanlarını da ortaya koydular. Topa Siun’dan (452-465) başlayarak da kendilerini Budizm’e verdiler ve bu dinin Çin’deki yayıcıları oldular.” (S.48-49)
“… Türkler Çin’e öylesine damgalarını basmışlardı ki, bu durumun sonucunda Araplar ve orta çağ Yunanlıları bu ülkeyi onların adıyla andılar.” (1)
ÇİN’İN TABGAÇLARI ASİMİLASYONU
“…490’da tahta Toba Hun II geçti. Toba’nın annesi Fen (Feniks kuşu) isminde bir Çinli kadındı. Fen bütün kocalarını zehirleyerek (miladi 476) veliaht anası olarak tahta oturmuş ve Tabgaçlar’a karşı Çinliler’e saygı duyulmasını sağlamıştı.
İşte bu kadının oğlu Toba, annesinin başlattığı ameliyeyi tamamlayarak 495’de çıkardığı bir kanunla Tabgaçlar’ın kendi dillerini ve milli giysilerini kullanmalarını, uzun saç bırakmalarını, kendi kabiledaşlarıyla evlenmelerini ve cenazelerini bozkır adetlerine göre kaldırmalarını yasakladı.
Kelimenin tam anlamıyla Tabgaçlar Çinliler’e benzeyeceklerdi. Sırf bir tecrübe olsun diye bozkıra gidip, eski adetlerini yaşamaya kalkan veliaht prens ve arkadaşları dahi katledilmiş; kısacası Tabgaçlar’dan geriye sadece isimleri kalmıştı.” (2)
TABGAÇ ADINI ETİMOLOJİ
Göktürklerin Orhun bölgesine diktikleri Bengü taşlarda Çin adı yerine kullanılan “Tabgaç” sözcüğü, gerçekte 4. yüzyılda Kuzey Çin’de etkili bir politika ile sivrilen Tabgaç devletinin adından yadigardı.
Göktürk Kağanlığı döneminden çok sonralara kadar Çin adı yerine bu sözcüğü kullanmayı sürdürdüler. Çin kaynaklarının Topa diye zikrettiği Tabgaçların adı, Kaşgarlı Mahmut tarafından “ulu, saygıdeğer” diye açıklanmıştır ki yaşadığı dönemde Türkistan coğrafyasına egemen olan Karahanlı hükümdarlarınca “tafgaç, tamgaç” şeklinde unvan olarak kullanılmaktaydı.
Modern etimolojik araştırmalarda ise L.Bazin değişik bir yorum getirmiş: Türkçe tab+gaç = (mala, mülke) sahip, malik. Kaşgarlı Mahmut’un Türklüğünü iddia ettiği Tabgaçlar, Çin kaynaklarına göre de Hiung-nu‘ların bir bölüktür ve Motun’u (Mete) eski Toba hükümdarı sayarlar. Çin kaynaklarından saptanan bazı etnografik ve dilsel bulgular da, onların Türklüklerine ilişkin ipuçları vermektedir. Örnek sunmak gerekirse, kurt ve göç efsanelerinin varlığı; mağara, dağ ve orman kültleri (Tengricilik); dillerinde tespit edilen bitegçin (bitikçi, katip), kapukçın (kapıcı,hacip?), atlaçın (atlı, süvari), korakçın (koruyucu, muhafız alayı), aşçın (aşçı), törü (yasa, töre), il (devlet) gibi sözcükler mevcuttu.
HİUNG-NU ’LAR KİMDİR?
M.Ö. 3. yy sonlarından itibaren Çin’in Kuzey sınırlarını tehdit eden bir güç unsuru olarak 500 sene Orta Asya’da egemenlik kurmuş olan kırsal göçebe kabileler ittifakına Çince’de verilen isim.
Çoğu batılı bilimciler Hiung-nu halkını, Avrupa’ya kadar gelmiş olan Hunların asıl çekirdeği olarak görürler. Bir başka deyişle, batıya hareketleri ile başka milletlerle karışmış olmadan önceki halleriyle gerçek Proto-Hun halkı olarak kabul ederler. Günümüzde varlığını sürdüren kimi modern topluluklar Hiung-nu’ları en eski ataları olarak görürler. Fakat bugüne kadar ne Avrupa’ya gelen Hunların, ne de Avrasya’da ki çeşitli Türk halklarının atası oldukları kanıtlanabilmiştir…KAYNAKÇA
(J.P.Roux, Türkler’in Tarihi, S.50)
(L.N.Gumilöv, Hazar Çevresinde Bir Yıl, S.124)