SİneĞİn verdİĞİ ders

ceylannur

Yeni Üyemiz
SİNEĞİN VERDİĞİ DERS

Hayvanlar arasındaki münasebetleri derinlemesine incelediğimiz zaman, kendimizi göz kamaştırıcı mucizeler karşısında buluruz. Bu mucizelerden pek çoğu her gün gözümüzün önünden gelip geçmesine karşılık insanoğlu tarafından şuurluca idrak edilememektedir. Çoğu zaman ehemmiyet vermediğimiz veya farkına bile varamadığımız, sinek, böcek diye burun kıvırıp dikkate almadığımız canlıların her birinin, üzerinde taşıdığı sanatlarla ve beşerin nasıl gerçekleştirdiklerini henüz açıklığa kavuşturamadığı pek çok faaliyetleriyle bizleri düşündüren bu enfes yaratıkların pek takdire şayan yapılarının ve faaliyetlerinin nasıl oluyor da farkına varamıyoruz !?

Harikulade hareket tarzları ve vücut yapıları ile beşerin dikkatini çekmesine karşılık, tiksinti duyabileceği nesneler üzerindeki hareketleri sebebiyle iğrendikleri sineklerin sanatlarını derinlemesine anlatma işini, hadiselerin hikmetini kavrayabilmiş güzide insanların kalemine bırakıyoruz. İnsanoğlunun onlar hakkında ne derece menfi ve gereksiz düşünce felçlerine girdiklerini, aslında her birinin tefekkür etmeye aracılık eden birer yaradılış harikası olduğundan aciz kaldıklarını belirtiyor ve sineklerin inek vücudundaki esrarengiz göçünden bahsederek, nazarları onların bu faaliyeti üzerine celbetmek istiyoruz.

Bazı sineklerin çoğalma şekli akılları durgunluk verecek niteliktedir. Bunlardan birisi de Hypoderma cinsine sahip sineklerdir. Bu sinekler, hikmetini bugünkü şekliyle pek anlayamadığımız bir biçimde üreme işlemlerinde ineği kullanabilmektedirler. Acaba bu sinekler beslenmeleri için gerekli olan yağ, protein vb besin maddelerinin inek vücudunda bulunduğunu, aynı zamanda ineğin kendilerine ev sahipliği yapabilecek uygunlukta olduğunu nerden bilmektedir? Hypoderma cinsine sahip sineklerin üremeleri tefekkür deryasına dalan her insanı, inek vücudunda adeta birkaç aylık bir yolculuğa itecek derinliktedir. Değişik gelişme safhaların tecelli ettiği inek vücudundaki bu ilginç yolculuğa hep birlikte göz atalım.

Hypoderma cinsine ait Hypoderma bovis ve Hypoderma lineatum sinekleri sarı renkli, yaklaşık 15 mm boyunda ve arıyı andıran bir sinektir. Ergin sineğin ömrü ancak bir haftadır. Dişilerinin vücudunun sonunda, ovipozitor denen ve yumurta bırakmaya yarayan uzantı şeklinde bir organel bulunur. Hypoderma sinekleri genellikle Mayıs ayından Ekim ayına kadar aktiftirler. Bu aktif dönemde sinekler yumurtalarını sığırların arka ayaklarının iç yüzündeki kıllara bırakırlar. Deriye bırakılan yumurtalardan 3-7 gün içinde çıkan 1. dönem larvalar deriyi delerek deri altı dokularda ilerlerler. Larvalar bağ dokuda, ağız çengellerini ve proteinleri parçalayan enzimlerini kullanarak göçlerine devam ederler. Sinek-inek birlikteliğinde ev sahipliği, besinsel yardım gibi değişik münasebetler söz konusu olabilirken bazı ender vakalarda ise larvaların ev sahibine karşı menfi tesirleri söz konusu olabilmektedir. Larvaların çıkardıkları enzimler hayvanlarda zehirli tesir yapabilmekte, bu zehirlenme sonucu çeşitli organlarda fizyolojik fonksiyonlar aksayabilmekte ve hayvanların normal metabolizmaları bozulabilmektedir. Ne olup bittiğini anlayamayan ineğin vücudunda esrarengiz yolculuk devam ederken Hypoderma bovis larvaları omirliğe, Hypoderma lineatum larvaları ise yemek borusu katmanları altına göç edip buralarda aylarca kalmaktadır. Omurilikte bulundukları zaman omurilik üzerinde bir takım lezyonlar yapabilmekte ve bu lezyonlar sebebiyle et ve süt verimi azalabilmektedir. Ciddi hasarlarda ise felç kaçınılmaz olabilmektedir.

İnek vücudundaki seyahat dur durak bilmemektedir. Bu enfes ve uzun süreli yolculukta, Yüceler Yücesi’nin Rezzak isminin tecelliyatı sonucu ev sahibinin besinleriyle rızıklandırılan larvalar artık sırt derisi altına gelip yerleşir ve 2. dönem larva olurlar. Larvalar bu göç ile gelişme safhalarını sevk-i İlahi eşliğinde kendilerine bildirilen şekilleriyle gerçekleştirmektedir. Ehl-i dalaletin, tabiri diğerle ilim dünyasının entellektüel cücelerinin ‘tesadüfen’ ya da ‘kendiliğinden’ gerçekleşen bir seyir olduğunu söylemesinin aksine, her hareket Kadir-i Azimüşşan’ın Muhyi (canlılara hayat veren) isminin tezahürünü kavratacak nitelikte taze oksijen kaynağına, yani sırt derisinde açacakları deliklere doğru gerçekleşmektedir.

Hypoderma kistleri artık sırt derisi boyunca yayılmışlardır. Sırt derisi altına gelmiş olan larvalar, çıkardıkları protein parçalayıcı enzimleriyle deriyi eritir ve deride ‘nokra’ denilen büyük delikler açarlar. Dikkat edilirse, şişin tepesinde, larvanın kalmasına ve dışkılarını atmasına yarayan ufak bir delik bulunduğu görülür. Larvalar açtıkları deliklerden solunum yaparak gelişmelerini sürdürür ve 3. dönem larva olurlar. Bu larvalar 4-5 ay kadar sırt derisi altında kaldıktan sonra, deri altını terk edip toprağa düşerler. Toprakta 1-2 cm içerde pupa (larva ve ergin sinek arasındaki gelişme dönemi) safhasına girerler. Toprakta pupa devresi geçirilerek 1-3 ay içinde akrobatik uçuş ustaları olarak da belirtebileceğimiz ergin sinekler belirmeye başlar. Bir hafta içinde bu sinekler de çiftleşirler ve tekrar hayvanlara hücum edip yumurta bırakmaya başlarlar. Artık inek vücudunda yeni bir seyre başlamak, varlıklarının hikmetini ve sanat eserlerini sergilemek, mağrur ve tembel nefsimize birer hoca olmak üzere hazırdırlar.

Hadise sinek açısından değerlendirildiğinde, sinek sevk-i İlahi ile yumurtasını nemli dokulara bırakmakta ve yeni nesiller meydana gelmektedir. Bununla birlikte sineğin neden başka hayvanları değil de ineği tercih ettiği, ineğin bu birliktelikten muhtemel olumsuzlular yanında acaba ne tür faydalar sağlayabileceği, belirsiz ancak cevaplanması olayların hikmetini kavrayabilmek amacıyla ehemmiyetli olan konulardır.

Sinek çoğalabileceği canlıyı bilmektedir. Bu ibret verici üreme şekli ne sineklerin şuursuz kimliklerine ne de var olmayan ilmine dayandırılabilir. Hypoderma sineklerinin bahsedilen bu muhteşem seyrini –haşa- ALLAH-u Zülcelal’in kudreti dışında düşünmek bir oku karanlıkta hedefine saplamaya benzemektedir. Henüz ne yapacağını bilmeyen sinek larvalarının bacaktan sırta kadar gerçekleştirdikleri esrarengiz göç, hayatlarını devam ettirebilme adına gayretlerinin bir göstergesi kabul edilmelidir.
 
Üst Alt