MustafaCİLASUN
Özel Üye
Orjinal boyutu icin tiklayin 720x540px and 42KB.
Sebep olduğum halin
Telafisi için her ne yaptımsa durulmadım
İhmalkârlığın ne kadar bizar bıraktığını geçte olsa,
Derinden hissederek anlamıştım
Sinemin
Tarumarlığına hiç aldırmadım,
Çünkü sebebi hakikatin bağrında bizzat vardım
Çaresiz fevkalade
Bir hicran içinde sancılarla baş
Başa kaldım ve hüzünle ağladım
Kuytu mekânları
Zihnimde yoklayarak,
Bir nebze stresten sıyrılmak istedim
Her ağacın dallarından
Süzülen yaprakları kokladım,
Neden böyle bir garabet yaşamıştım
İçimde ki dürtüyle
Şimdi baş başa kalmıştım,
Vicdanım için ıstırabı acıyla yudumladım
Kim vardı içimde,
Neden ben odaklı bir halin
Sofrasında sabahladım diye hayıflandım
Hani fikretmek ve bu minval
Üzere hali serdetmek kul için kamalattı
Ne olmuştu da yanılgılar bir bir kalbimi
Harap etmek için sıralanmış ve yanıltmıştı
Artık nedamet içinde nefeslenmek,
Ne kadar bir izzeti nefesti, edep kim içindi
Şimdi dirlik izanımı terk etti, ülfet bağrımı
Dağlayıp hıçkırıklar eşliğinde ağlatmıştı
Anladım ki sonbaharın
Bizi daldırdığı rüya geçici bir hevesmiş
Renklerin sesi ne kadar duyulsa da, şevksiz
Bir ahu serzenişmiş, yürekten azade değilmiş
Hissettiğin kadar,
Fikretliğin aşikâr olmayınca
Duygusallık salıncağı sabahlara denk
Sallasın hali melalini ne çıkacak düşün edebi ruha
Ellerin bom boş kalınca, yalnızlık
Vurgunu kalbine haşyetiyle şöyle bir dokununca
Gözler ne kadar ağlasa, söz yüreğin tınısında
Hakikatle buluşmayınca, çırpınarak uyukla
Ne gördüğün düşlerin
İnhisarından serdedilen anlamı,
Halin için bir geçit asla sanma
Aklın yolu birdir, muhtaç olduğu tek şey ilimdir,
Hakikattir, selimlik tefekkürle elde edilir
Mustafa CİLASUN