MustafaCİLASUN
Özel Üye
Söyleniyordum kendimce
Her kelimenin hakkını teslim edercesine ve bir şevk ile
Dalıyordum derinlere, en bakir hiselerin hilkati mucibince,götürdüğü melale
Ne kadar yadetsem, edebin rahlesinde bir ömür inlesem, firkati haz ile nefeslensem
Bir sözüm yok feleğe
Beni benden alan nefesin asudeliğine ve ar melikesine
Bahtın açılan penceresine, kazasına müdrik umutların dillenen hasretine
Gel desen duymayacaksın, gül desem belki garip birşekilde anacaksın,suhuletinle
Ne vakit bir çiçeğe yakın olsam
Koklamak adına korkularımı o lahzanın ahına bıraksam
Ellerimi uzatsam, kalbimi her anın inşirahında gelen yaşı gözlerimden akıtsam
Anbean kansam,gördüğüm hülyanın feryadıyla yakarsam ve o haline yakınlaşsam
Kaç zaman oldu, uzaklardasın
Dinmeyen bir sevdanın ruhuma firkati yaşatan harısın
Kimi vakit narsın, bazen kalbimi ihya eden sultansın, hasretin kitabında şahsın
Melalimin dinmeyen figanısın, gözyaşlarımın bahtısın,vicdanın yarası olan arsın
Aksın, sel olsun bu boşalan yaşlar
Ruhuma gam zerkeden niyazlar, melül birşekilde tilafet ettiğim ayet-i lahzalar
Burukluk yaşatıyor artık bu yalnızlaşan soluklar,solmaya yüz tutan nice umutlar
Günyüzüne çıkan korkular, ruhumu bizar eden, hiç ses vermeyen kalan o hatıralar
An, içinde yaşadığım zamandır
Nasibin lehçesinde ki furkandır,aşk yalnızca sahibi için vuslatı ardır
Hissiyat, ancak akıl ve idrak ile muteber olan inhisardır, umut bu manada aşktır
Her heves sadece anılan hardır,bedelsiz olan ve gerekçeye muhtaç bulunan insandır
Mustafa CİLASUN