sırat-ı müstakim
Aktif Üyemiz
Romatizma Nedenleri, Romatizma Belirtileri, Neden Olur
Bu hastalığın nedeni tıp için hâlâ bir gizdir. Gene de araştırmacılar tarafından pek çok kuram öne sürülmüştür. Bunların içinde akla en yakın olanı, romatizmal arteritin, virüs adı verilen minicik mikropların yol açtığı bir tür enfeksiyon olabileceğini öne süren kuramdır. Bu virüsler, henüz bilinmiyor olsalar da, eklemlere girmenin bir yolunu bulabilmekte ve iltihaplanmayı başlatabilmektedirler. Bu tür bir enfeksiyon, örneğin soğuk algınlığı ya da gribin yol açtığı türden bir enfeksiyon değildir. Arterit virüsü muhtemelen bilinmeyen türden bir virüstür ve harekete geçmeden önce vücutta uzun bir süre gizlenebildiği için, keşfetmek daha da zorlaşmaktadır. Gerçi hasta kişilerin eklemlerinde belli türden virüsler bulunmuştur ama, bu konuda bugüne değin kesin bir sonuca ulaşılamamıştır.
Konuyla yakından bağlantılı başka bir kuram, "otomatik-bağışıklık" diye adlandırılan kuramdır. Laboratuvarlarda hayvanlar üzerinde yapılan son deneyler, belli bazı virüslerin, vücudu, kendi kendisine karşı antikorlar (otomatik-antikorlar) üretmek üzere harekete geçirebileceğini göstermiştir. Başka bir deyişle, vücudun savunma ya da bağışıklık sistemi anormalleşir ve vücut, kendinden olanla yabancı olanı ayırt edemez. Normal olarak virüslere saldırmaları gereken antikorlar vücudun kendisine —bu durumda eklem dokularına— saldırarak iltihaba ve arterite neden olurlar.
Eklem Romatizması, Eklemlerde ortaya çıkan belirtiler
Romatizmal arterit, birçok durumda, ısrarlı bir ağrı ve bir ya da daha fazla sayıda eklemde oluşan tutulmayla (katılaşmayla) başlar. Bu başlangıç aşaması birkaç hafta sürer ve hastalık ağır ağır gelişir. Bazen yalnızca bir eklemde, örneğin yalnızca dizde görülürse de, genellikle ilk olarak eller ve ayaklar etkilenir. Bu tutulma, tipik bir biçimde sabah uyanıldığında daha kötüdür ve gün boyunca vücudu terk eder. Eklem iltihaplanmasının karakteristik özellikleri, eklem yerlerinin şişmesi, hassaslaşması ve hareket halinde ortaya çıkan ağrılardır.
Bazen belirtiler hızla çoğalır ve hasta, özellikle sabahları ortaya çıkan tutulmalarda hareket edemez olur. Arterit, her durumda dirsekler, omuzlar, kalçalar, dizler ve bilekler gibi öbür eklemlere de sıçrayabilir. Çene ve belkemiğindeki, özellikle boyundaki eklemler bile etkilenebilir. Böyle durumlarda ağzı açıp kapamak ya da başı hareket ettirmek çok rahatsız edici olur. Seyrek olarak, boğuk bir ses, hançere (ses kutusu) eklemlerinde arterit olduğuna işaret edebilir. Hastalığın bazı aşamalarında tendon tabakaları sık sık iltihaplanır ve bu da özellikle ellerde ve ayaklarda olmak üzere ağrıyı ve şişkinliği daha da artırır. Parmaklarda görülen başka bir belirti, iltihaplı tendonun parmağı hareket ettirdiğinde duyulan garip sesler olabilir (bu parmağa sık sık "iltihabın ilk başladığı parmak" olarak başvurulur). Bu arada, özellikle ekleme yakın yerlerde içleri sıvıyla dolu yumuşak şişkinlikler (kistler) de olabilir. Bunların en yaygınları diz arkalarında olanlardır. İltihap bazen bir bursan'ı da etkileyebilir. Bursan; eklemi astarlayan albüminli zara benzeyen bir zarla astarlanmış küçük bir oyuktur ve esas işlevi sürtünmeyi azaltmaktır. Bursanlar arasında en çok bilineni, benzer türde bir sıvıyla dolup şişen, dirsek üzerinde görülen bursandır.
Vücuttaki değişiklikler
İltihaplı tendonlar bazen, özellikle iltihaplı ekleme sürtündükleri yerlerde bütünüyle yıpranırlar ve zaman zaman da tümüyle parçalanırlar. Örneğin, böyle bir etkiye maruz kalmış parmak düzeltilemez ve hangi yöne dönmüşse, o yönde eğik olarak öylece kalır.
Fakat, aynı şekilde endişe verici olan ve daha sık görülen başka değişiklikler de olur. El parmakları tipik bir biçimde dışa döner; parmaklar, "kuğu-boynu" denilen bir şekil bozukluğuna uğrar ve S-şeklini alır. Şiddetli durumlarda, şişkin parmaklar daha da çirkin ve biçimsiz bir şekle girer. Şaşırtıcıdır ama, bu durumda eşyaları tutmak ve günlük işlerinizi yapmak için elinizi kullanmaya devam edebilirsiniz.
Ayakta da benzer değişiklikler görülür; baş parmak dışa doğru bükülür (bunyonlar) ve diğer parmaklar alta doğru kıvrılarak "çekiç"e benzer bir biçim alır. Bu eğiklikler eklemlerden birini etkileyebilir. Böyle bir durumda kolu ya da bacağı düz tutmak ya çok zor, ya da olanaksız olur. Dizler, dışa doğru eğilmelere karşı da (yamuk-bacak), içe doğru eğilmelere karşı da (çarpık bacak) hassastır ve hasta, sallantılı, çarpık bir yürüyüş edinir. Çok ileri vakalarda eklemler hareketsizdir, hiç çalışmazlar.
Vücudun tümünde ortaya çıkan belirtiler
Romatizmal arterit yalnızca bir eklem hastalığı değildir, hastalıktan bütün vücut etkilenir. Hasta, yorgunluk ve zayıflık hissi duyar, ateşlenir ve genellikle de sararır. Sık sık İştahı kesilir ve bunun sonucunda kilo kaybeder. Ağrılı eklemin bitişiğindeki kasların küçülmesi, zayıflamayı daha da ileri götürür. Bütün vakaların hemen hemen yüzde yirmi beşinde, deri altındaki düğümlerin ya da şişkinliklerin, dirseklerde olduğu gibi dışa doğru basınç yaptığı görülür. Bu düğümler, tendonlar da ve daha seyrek olarak kalp ve akciğerler gibi iç organlarda da görülür.
Aslında, doğrudan doğruya eklemlere bağlı olmayan çok sayıda arterit belirtisi vardır. Hasta, sinirler üzerindeki baskıdan ya da sinirlerin uyarılmasından kaynaklanan el ve ayak parmakları "karıncalanmasından şikâyetçi olabilir. Bu karıncalanma bazen, doğrudan doğruya sinirlerin kendilerinin iltihaplandığı daha ciddi bir iltihabın, ya da boyundaki arteritin omuriliğe baskı yaptığının bir işareti olabilir. Kan damarlarının iltihaplanması parmak uçlarında acı veren beneklere ya da bacaklarda müzmin çıbanlara neden olabilir. Seyrek olarak el ve ayak parmaklarında kangren olur, hatta bazen "İnme" bile görülebilir. Akciğerin doğrudan doğruya iltihaplanması, insanı fiziksel yorgunluklardan sonra nefes darlığı içinde bırakırken, akciğerleri kaplayan zarın iltihaplanması zatülcenpe (göğüs zarı iltihabına) ve bölgedeki sıvının artmasına yol açar. Son olarak, kalbi kaplayan kesenin iltihaplanması da göğüs ağrılarına neden olabilir.
Gözyaşı yetersizliğinden ötürü, çok kuru olduklarında gözler bile kurtulamaz. Aynı durum, salivanın (ağızda, esas olarak yemek yerken üretilen sulu usare) azalması yüzünden ağzın kurumasıyla birlikte de ortaya çıkar. Daha ciddi bir iltihap türü göz küresinin çeşitli yerlerinin iltihaplanmasıdır, çünkü göz küresi doğrudan doğruya görmeyle ilgili bir organdır. Boyun, koltukaltları ve kasıklardaki guddeler büyüyebilir ve ele gelecek biçimde küçük topakçıklara dönüşebilir. Aynı şekilde karaciğer ve dalak da büyüyerek, özel bir anemi türüne yol açar ve kanla ilgili problemler doğurabilir.
Arteritin seyri
Neyse ki, bütün bu belirtiler ve oluşumlar çok sık görülmez ve romatizmal arteritli çoğu inşan, daha kötü belirtilerle hiç karşılaşmadan hayatını sürdürür. Hastalık, bir ya da iki eklemin arteritten hafifçe etkilenmesinden, ileri derecede sakatlanmalara ve şekil bozukluklarına kadar pek çok değişik biçimde seyredebilir. Karakteristik biçimde belirtilerin çoğaldığı ve (belirtilerin şiddetlenmesi) azaldığı (düzelme) dönemler vardır. Bazı durumlarda bu düzelme kesin bir iyileşmeyle son bulur. Tekerlekli sandalyeye mahkum olan hastaların sayısı fazla değildir ve tüm arteritlilerin yalnızca yüzde 10'una ulaşır. Çoğu insan eklem iltihabı belirtileri taşır, ama önemli olan sosyal ve ekonomik olarak kendi kendine yeterli bir durumda kalabilmektir.
Bu hastalığın nedeni tıp için hâlâ bir gizdir. Gene de araştırmacılar tarafından pek çok kuram öne sürülmüştür. Bunların içinde akla en yakın olanı, romatizmal arteritin, virüs adı verilen minicik mikropların yol açtığı bir tür enfeksiyon olabileceğini öne süren kuramdır. Bu virüsler, henüz bilinmiyor olsalar da, eklemlere girmenin bir yolunu bulabilmekte ve iltihaplanmayı başlatabilmektedirler. Bu tür bir enfeksiyon, örneğin soğuk algınlığı ya da gribin yol açtığı türden bir enfeksiyon değildir. Arterit virüsü muhtemelen bilinmeyen türden bir virüstür ve harekete geçmeden önce vücutta uzun bir süre gizlenebildiği için, keşfetmek daha da zorlaşmaktadır. Gerçi hasta kişilerin eklemlerinde belli türden virüsler bulunmuştur ama, bu konuda bugüne değin kesin bir sonuca ulaşılamamıştır.
Konuyla yakından bağlantılı başka bir kuram, "otomatik-bağışıklık" diye adlandırılan kuramdır. Laboratuvarlarda hayvanlar üzerinde yapılan son deneyler, belli bazı virüslerin, vücudu, kendi kendisine karşı antikorlar (otomatik-antikorlar) üretmek üzere harekete geçirebileceğini göstermiştir. Başka bir deyişle, vücudun savunma ya da bağışıklık sistemi anormalleşir ve vücut, kendinden olanla yabancı olanı ayırt edemez. Normal olarak virüslere saldırmaları gereken antikorlar vücudun kendisine —bu durumda eklem dokularına— saldırarak iltihaba ve arterite neden olurlar.
Eklem Romatizması, Eklemlerde ortaya çıkan belirtiler
Romatizmal arterit, birçok durumda, ısrarlı bir ağrı ve bir ya da daha fazla sayıda eklemde oluşan tutulmayla (katılaşmayla) başlar. Bu başlangıç aşaması birkaç hafta sürer ve hastalık ağır ağır gelişir. Bazen yalnızca bir eklemde, örneğin yalnızca dizde görülürse de, genellikle ilk olarak eller ve ayaklar etkilenir. Bu tutulma, tipik bir biçimde sabah uyanıldığında daha kötüdür ve gün boyunca vücudu terk eder. Eklem iltihaplanmasının karakteristik özellikleri, eklem yerlerinin şişmesi, hassaslaşması ve hareket halinde ortaya çıkan ağrılardır.
Bazen belirtiler hızla çoğalır ve hasta, özellikle sabahları ortaya çıkan tutulmalarda hareket edemez olur. Arterit, her durumda dirsekler, omuzlar, kalçalar, dizler ve bilekler gibi öbür eklemlere de sıçrayabilir. Çene ve belkemiğindeki, özellikle boyundaki eklemler bile etkilenebilir. Böyle durumlarda ağzı açıp kapamak ya da başı hareket ettirmek çok rahatsız edici olur. Seyrek olarak, boğuk bir ses, hançere (ses kutusu) eklemlerinde arterit olduğuna işaret edebilir. Hastalığın bazı aşamalarında tendon tabakaları sık sık iltihaplanır ve bu da özellikle ellerde ve ayaklarda olmak üzere ağrıyı ve şişkinliği daha da artırır. Parmaklarda görülen başka bir belirti, iltihaplı tendonun parmağı hareket ettirdiğinde duyulan garip sesler olabilir (bu parmağa sık sık "iltihabın ilk başladığı parmak" olarak başvurulur). Bu arada, özellikle ekleme yakın yerlerde içleri sıvıyla dolu yumuşak şişkinlikler (kistler) de olabilir. Bunların en yaygınları diz arkalarında olanlardır. İltihap bazen bir bursan'ı da etkileyebilir. Bursan; eklemi astarlayan albüminli zara benzeyen bir zarla astarlanmış küçük bir oyuktur ve esas işlevi sürtünmeyi azaltmaktır. Bursanlar arasında en çok bilineni, benzer türde bir sıvıyla dolup şişen, dirsek üzerinde görülen bursandır.
Vücuttaki değişiklikler
İltihaplı tendonlar bazen, özellikle iltihaplı ekleme sürtündükleri yerlerde bütünüyle yıpranırlar ve zaman zaman da tümüyle parçalanırlar. Örneğin, böyle bir etkiye maruz kalmış parmak düzeltilemez ve hangi yöne dönmüşse, o yönde eğik olarak öylece kalır.
Fakat, aynı şekilde endişe verici olan ve daha sık görülen başka değişiklikler de olur. El parmakları tipik bir biçimde dışa döner; parmaklar, "kuğu-boynu" denilen bir şekil bozukluğuna uğrar ve S-şeklini alır. Şiddetli durumlarda, şişkin parmaklar daha da çirkin ve biçimsiz bir şekle girer. Şaşırtıcıdır ama, bu durumda eşyaları tutmak ve günlük işlerinizi yapmak için elinizi kullanmaya devam edebilirsiniz.
Ayakta da benzer değişiklikler görülür; baş parmak dışa doğru bükülür (bunyonlar) ve diğer parmaklar alta doğru kıvrılarak "çekiç"e benzer bir biçim alır. Bu eğiklikler eklemlerden birini etkileyebilir. Böyle bir durumda kolu ya da bacağı düz tutmak ya çok zor, ya da olanaksız olur. Dizler, dışa doğru eğilmelere karşı da (yamuk-bacak), içe doğru eğilmelere karşı da (çarpık bacak) hassastır ve hasta, sallantılı, çarpık bir yürüyüş edinir. Çok ileri vakalarda eklemler hareketsizdir, hiç çalışmazlar.
Vücudun tümünde ortaya çıkan belirtiler
Romatizmal arterit yalnızca bir eklem hastalığı değildir, hastalıktan bütün vücut etkilenir. Hasta, yorgunluk ve zayıflık hissi duyar, ateşlenir ve genellikle de sararır. Sık sık İştahı kesilir ve bunun sonucunda kilo kaybeder. Ağrılı eklemin bitişiğindeki kasların küçülmesi, zayıflamayı daha da ileri götürür. Bütün vakaların hemen hemen yüzde yirmi beşinde, deri altındaki düğümlerin ya da şişkinliklerin, dirseklerde olduğu gibi dışa doğru basınç yaptığı görülür. Bu düğümler, tendonlar da ve daha seyrek olarak kalp ve akciğerler gibi iç organlarda da görülür.
Aslında, doğrudan doğruya eklemlere bağlı olmayan çok sayıda arterit belirtisi vardır. Hasta, sinirler üzerindeki baskıdan ya da sinirlerin uyarılmasından kaynaklanan el ve ayak parmakları "karıncalanmasından şikâyetçi olabilir. Bu karıncalanma bazen, doğrudan doğruya sinirlerin kendilerinin iltihaplandığı daha ciddi bir iltihabın, ya da boyundaki arteritin omuriliğe baskı yaptığının bir işareti olabilir. Kan damarlarının iltihaplanması parmak uçlarında acı veren beneklere ya da bacaklarda müzmin çıbanlara neden olabilir. Seyrek olarak el ve ayak parmaklarında kangren olur, hatta bazen "İnme" bile görülebilir. Akciğerin doğrudan doğruya iltihaplanması, insanı fiziksel yorgunluklardan sonra nefes darlığı içinde bırakırken, akciğerleri kaplayan zarın iltihaplanması zatülcenpe (göğüs zarı iltihabına) ve bölgedeki sıvının artmasına yol açar. Son olarak, kalbi kaplayan kesenin iltihaplanması da göğüs ağrılarına neden olabilir.
Gözyaşı yetersizliğinden ötürü, çok kuru olduklarında gözler bile kurtulamaz. Aynı durum, salivanın (ağızda, esas olarak yemek yerken üretilen sulu usare) azalması yüzünden ağzın kurumasıyla birlikte de ortaya çıkar. Daha ciddi bir iltihap türü göz küresinin çeşitli yerlerinin iltihaplanmasıdır, çünkü göz küresi doğrudan doğruya görmeyle ilgili bir organdır. Boyun, koltukaltları ve kasıklardaki guddeler büyüyebilir ve ele gelecek biçimde küçük topakçıklara dönüşebilir. Aynı şekilde karaciğer ve dalak da büyüyerek, özel bir anemi türüne yol açar ve kanla ilgili problemler doğurabilir.
Arteritin seyri
Neyse ki, bütün bu belirtiler ve oluşumlar çok sık görülmez ve romatizmal arteritli çoğu inşan, daha kötü belirtilerle hiç karşılaşmadan hayatını sürdürür. Hastalık, bir ya da iki eklemin arteritten hafifçe etkilenmesinden, ileri derecede sakatlanmalara ve şekil bozukluklarına kadar pek çok değişik biçimde seyredebilir. Karakteristik biçimde belirtilerin çoğaldığı ve (belirtilerin şiddetlenmesi) azaldığı (düzelme) dönemler vardır. Bazı durumlarda bu düzelme kesin bir iyileşmeyle son bulur. Tekerlekli sandalyeye mahkum olan hastaların sayısı fazla değildir ve tüm arteritlilerin yalnızca yüzde 10'una ulaşır. Çoğu insan eklem iltihabı belirtileri taşır, ama önemli olan sosyal ve ekonomik olarak kendi kendine yeterli bir durumda kalabilmektir.