Ayyüzlüm
Yeni Üyemiz
İbn-i Abbas (Radıyallahu Anh)’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim bizim büyüklerimizi büyük görmez, onlara hürmet etmez; küçüklerimize de şefkat ve merhamet etmezse o bizden değildir." (Tirmizi, Ebu Davud)
Demek ki büyüklere karşı daima hürmetli ve küçüklere de şefkatli ve merhametli olmamız lazımdır. Ebu Zer (Radıyallahu Anh)’den rivayet edilen bir Hadis-i Şerif'te şöyle buyrulmuştur: "İnsanın vücudunda üçyüz altmış tane kemik vardır. Bunlardan her biri için, insanın bir sadaka vermesi gerekir.” Ashab-ı Kiram: "Ya Rasulallah! Buna kimin gücü yeter!" dediler. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem): "Her 'Subhanallah' bir sadaka yerine geçer. Her 'Elhamdülillah' bir sadakadır. Her 'La ilahe illallah' sadakadır. Her '
Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh)'dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte; yoldan bir ağaç kaldırdığından dolayı, cennette dolaşan bir kişiden bahsedilmektedir.
Bu kadar büyük hayırlar vardır. Bunları elimizden geldiği kadar, yerine getirmek lazımdır.
Hz. Ali (Radıyallahu Anh) bu ayet hakkında şöyle anlatır: “İki mü’min dosttan birisi vefat edip,
Mü’min,
"Dünyadaki mü’min dost da vefat ettikten sonra, ikisinin ervahı yan yana gelir ve birbirlerine yardımcı olmak suretiyle, Cennet-i Âlâ'da keyf-u sefa ederler. İki kâfir dosttan biri ölüp de cehennem ateşiyle kendisine müjde verildiği zaman, o da dünyadaki dostunu hatırlar. “Ya Rabbi! O bana küfürde yardımcı olmuştu. Kıyamet, cennet, cehennem yoktur diyordu. Onu helak eyle!” diye beddua eder. Dünyadaki kâfir dost da ölüp ruhları yan yana geldiğinde, birbirlerine düşman olurlar. İşte, ayette buyurulduğu gibi kâfirler dünyada güya birbirlerine dost olsalar da ahirette birbirlerine düşman olurlar. Çünkü dünyadayken birbirini saptırıyorlar, hak yoldan ayırıyorlardı. Fakat, mü’minlerin dostluğu ahirete kadar devam eder."
"Kişi arkadaşının dini üzeredir. O halde herkes kiminle arkadaşlık yaptığına baksın." (Ebu Davud, Edeb, 19; Tirmizi, Zühd, 45)