Özgüven aslında kişinin kendine olan güvenidir. Kendine güvenen insanlarlar, yada yapacakları birşeyı bir şekilde yapacaklarına inanmaları özgüvenden gelmektedir.
Özgüven nedir, Kişi kendine karşı yönelik güzel duygular geliştirmesi sonucu kendisini mutlu vede iyi hissetmesidir. Kısacası kişinin kendine olan güveni diyebiliriz.
Daha güçlü özgüvene nasıl sahip olunur?
Özgüveni etkileyen faktörlerden öncelikle size bahsedelim, bu faktörler nelerdir. Neden özgüveni etkileyen faktörler bulunmaktadır. Gelin birlikte özgüveni etkileyen faktörler nelerdir bakalım.
– Bilinçaltı inançlarınız.
– Olayları doğru değerlendirmelisiniz.
– Felaket senaristi, olmayı bırakmalısınız.
– Mükemmeliyetçilik takıntınızı yenmelisiniz.
– İç sabotajcıları yenmelisiniz.
– Doğru odaklanmalısınız.
Gelin şimdi bu maddeleri birazda açarak neler demek istediğimizi birlikte anlayalım. Aslında bu özgüven geliştirme teknikleri sayesinde özgüven probleminizi artık yenmiş olacaksınız.
Bilinçaltı inançlarınız neleri kapsamaktadır, annemizden, babamızdan, öğretmenimizden getirmiş olduğumuz inançlarımız bizim için yeterlilik sebebi olabiliyor. Eğerki çocuklarınızı başkalarının çocukları ile karşılaştırma yapıldığında onların içinde biriken güvensizlik birikmesine sebep olmaktadır. Yahut sınav sonuçlarından sonra, başka komşunun oğlu senden daha yüksek almış gibi söylemlerde bulunduklarında aile, o etkide kalıp güvensizlik duygusundan çıkamıyor. Bilinçaltı inançları yenmek için elinize bir kağıt alıp, neleri yapabileceklerinizi not alın ve uygulayın.
Özgüven, sağlık ve huzurunuzu korumak için önemli bir faktördür. Ayrıca pozitif ve sağlıklı ilişkiler geliştirebilmemiz için de özgüven gereklidir. Ancak bunu bilmemize rağmen hepimiz aynı derecede özgüvenli değiliz.
“Özgüvenin kaynağı kendi hakkınızdaki düşüncelerinizdir, başkalarının sizin hakkınızdaki düşünceleri değil.”
– Gloria Gaynor
Özgüvenin üç şekli vardır.
Bu, kendimizi tek bir özgüven türü ile özdeşleştirebileceğimiz anlamına gelmez. Bazı zamanlar daha neşeli, bazı zamanlar ise depresif hissederiz kendimizi. Her şey o dönemde yaşadıklarımıza bağlıdır.
Fakat sizde hangi özgüven türünün baskın olduğunu bilebilirsiniz. Hangisi sizde en çok su yüzüne çıkıyor?
1. Abartılı özgüven
Abartılı özgüvene sahip insanlar, başkalarından daha üstün olduklarını düşünerek diğer herkesi hafife almaktan çekinmezler. Bu, çok negatif bir özgüven türüdür çünkü sevgi dolu ve sağlıklı ilişkiler kurmalarına engel olur. Daima rekabet içindedirler ve zirveye çıkmak isterler. Bu tür insanlar için mutluluk, başarıdan ibarettir; ancak gerçek şu ki bu tavırla mutluluğu yakalayamazlar.
Abartılı özgüven sahibi kişilerin temel özelliklerinden biri başkalarını dinlememeleri ve kendilerini eleştirmemeleridir. Kendi hatalarını düzeltmezler ve sürekli başkalarını suçlarlar. Ayrıca başkalarını küçümser ve onlara karşı düşmanca davranırlar.
Bu tür insanların başkalarıyla sağlıklı ilişkiler kurması çok zordur. Çünkü herkesi kendilerine rakip olarak görürler.
2. Yüksek özgüven
Bu tür özgüvene sahip kişiler, kendilerini kabul eder ve kendilerine değer verirler. Bu, pozitif bir özgüven türüdür çünkü kişinin hayatından memnun olmasını sağlar. Peki bu, belli engellerle karşılaşmadıkları anlamına geliyor? Hayır. Ama kendinize güvenmek ve ortaya çıkabilecek sorunlar karşısında cesur olmak, her şeyi kolaylaştırır.
Kendine inanıp güvenen kişilerde bu tür özgüven vardır. Fakat bu onları kibirli kılmaz. Başkalarından üstün olarak da görmezler kendilerini. Sadece negatif koşullar ve olayların dengelerini bozmasına izin vermezler.
Fakat özgüveni yüksek kişiler arasında bile dengesini kaybeden kişiler olabilir. Yani özgüvenlerini daima koruyamayabilirler.
Güvensizlik duygusuna kapılan bu kişilerin temel özelliği; başka görüşlere karşı saldırgan, pasif veya negatif bir tavır takınmalarıdır. Özgüven eksikliği yüzleşemedikleri bir şey haline geldiği durumlarda özellikle böyle davranırlar.
3. Düşük özgüven
Özgüveni düşük kişiler, özgüveni yüksek olan kişilerin tam tersidir. Kendilerine değer vermezler, yeteneklerine güvenmezler ve özgüven eksiklikleri neredeyse her durumda kendini gösterir. Başarısızlık korkusu, özgüveni düşük kişilere acı çektirir ve ellerini kollarını bağlar.
Düşük özgüvene sahip kişiler, her şey yolunda giderken aşırı mutlu gözükebilir ama işler ters gitmeye başlayınca özgüvenleri birden düşüverir. Bunlar kolayca etki altında kalabilen hassas kişilerdir ve fikirlerini ortaya koyar ama savunmazlar.
Ayrıca özgüveni düşük olan ama dengesini koruyabilmiş kişiler vardır. Bunların sorunu, kararsızlıktır. Kendilerine çok az güvenir ve çok az değer verirler. Hata yapmaktan öyle çok korkarlar ki koşullar için yetersiz olduklarını düşünürler daima.
Sizde hangi özgüven türü baskın?
Şunu unutmayın ki abartılı veya düşük özgüvenden kaçmak zordur. Ancak özgüveni yüksek kişilerdenseniz, belli durumlarda güvensizlik hissetseniz bile tebrik edilmeye layıksınız! Hayatta mutluluk ve huzuru yakalamaya çok daha yakınsınız.
ÖZGÜVEN NEDİR?
Özgüven; kendimize yönelik iyi duygular geliştirmemiz sonucu, kendimizi iyi hissetmemiz demektir. Başka bir deyişle kendimiz olmaktan memnun olmak ve bunun sonucu olarak kendimiz ve çevremizle barışık olmaktır.
Özgüvenimiz olmadığında işleri yapabilme yeteneğimizden emin olamayız. Gerekli beceriye ve deneyime sahip olduğumuzu bildiğimiz halde, daha önce hiç yapmadığımız bir işle karşılaştığımızda endişeleniriz. Birçok durumda, özellikle karar vermemiz, inisiyatif kullanmamız veya yeni insanları işin içine katmamız gereken durumlarda rahatsız ve huzursuz oluruz.
Buna karşın, aşırı bir güven duygusu içinde davrandığımızda; sınırlarımız olduğunu kabul etmek istemeyiz, yeteneklerimiz hakkında gerçekçi olmayan düşüncelere kapılırız. Üzerimize aşırı iş yükü alırız, böylece her zaman iyi iş yapamayız. En iyiyi bizim bildiğimizi düşünürüz, önerileri göz ardı ederiz, bize yardım etmek isteyenleri de genellikle reddederiz.
Olması gereken düzeyde bir özgüvene sahip bulunduğumuzda ise; en iyisi için çaba göstereceğimizi ve kabul edilebilir bir sonuç ortaya koyacağımızı bilerek işleri ele alırız. Bir işi yapamadığımızda mazeret üretmek yerine yeniden denemeye başlarız. İlk seferinde tümüyle doğru olarak anlamadığımız ya da yapamadığımız bir işin dünyanın sonu anlamına gelmediğini biliriz. Hatalarımızı dert etmek yerine onlardan ders almasını becerebiliriz. Bir çok durumla ve sorunla daha iyi baş edebiliriz.
Çocuğun Kendisini Değerli Hissetmesinde Rol Oynayan Etkenler
Bireylerin kendilerine yönelik iyi duygular geliştirmeleri daha ilk yaşlardan, hayatlarındaki önemli insanlar (anne-baba, öğretmen ve diğer büyükleri, ilerleyen yaşlarda arkadaşları) tarafından nasıl değerlendirildiklerine bağlıdır.
Büyükleri tarafından sevgi gören, gereksinim duyduğunda beklediği yakınlık ve ilgiyi bulan, fikirlerine değer verilen ve önemsenen, güven duyulan ve sorumluluklar verilen, iyi yaptığı şeyler için övülen, gurur duyulan, yaptıklarında hataya yer verilen ve olduğu gibi kabul edilen çocuğun kendine özgüveni olur.
Buna karşılık sevildiğini, önemsendiğini hissetmeyen, beklediği yakınlık ve ilgiyi göremeyen, sürekli eleştirilen ve olduğu gibi kabul edilmeyen çocuk kendisini değerli hissetmez ve özgüveni olmaz. Kendisini değerli görmeyen (özgüveni olmayan) çocuk yaşadığı aile, çevre, okul ve toplum içinde problemlere sebep olur.
Özgüven sadece okul yaşamında değil, kişisel ve sosyal yaşamda da önemlidir. Araştırmacılar, birbirlerini tamamlayan iki çeşit özgüvenden bahsetmektedirler. Bunlardan birincisi iç, diğeri dış özgüvendir. İç özgüven, kendimizden memnun ve kendimizle barışık olduğumuza dair inancımız ve bu konuda hissettiklerimizdir. Dış özgüven ise dışarıya kendimizden emin olduğumuz şeklinde verdiğimiz görüntü ve davranışlardır.
İÇ ÖZGÜVEN
• Kendilerini severler
• Kendilerini tanırlar
• Kendilerine açık hedefler koyarlar
• Pozitif düşünürler
A- KENDİNİ SEVME : Kendini seven çocuklar hem duygusal hem fiziksel gereksinimlerine değer verirler. İstedikleri şeyleri elde etme konusunda suçluluk duymazlar. İhtiyaçlarının karşılanmasını hakları olarak görürler. Övgü almayı ve ödüllendirilmeyi açık açık talep ederler. Başkalarının kendileri ile ilgilenmesinden ve kendileri için bir şeyler yapmasından çok hoşlanırlar. İyi nitelikleriyle gururlanır ve bu niteliklerinden daima yararlanırlar. Başkalarını, mutluluklarını ve yaşamlarını sabote edecek şeylerden kaçınırlar.
B- KENDİNİ TANIMA : Kendini tanıyan çocuklar güçlü ve zayıf yönlerinin farkındadırlar. Hiçbir zaman kalabalığın içinde kaybolmazlar. Kendi değerlerini bilirler. Kendilerine uygun arkadaşlar bulurlar. Başkalarının görüşlerine açıktırlar ve eleştirildiklerinde hemen savunmaya geçmezler. Eksik yönlerini geliştirme ve değiştirme özellikleri vardır. Yapıcı olacağına inanırlarsa yardım almaya açıktırlar.
C- KENDİNE AÇIK HEDEFLER KOYMA : Kendilerine başarabilecekleri hedefler belirlerler. Bunları başarmak içinde başkalarına bağımlı olmazlar. Yeterince motive oldukları için başkalarına kıyasla hedefleri gerçekleştirmede daha istekli ve enerjiktirler. Tutarlı davranırlar, çünkü hedef belirlerken en ayrıntılı noktaları önceden tahmin edebilirler. Özeleştiriyi öğrenmişlerdir. Kendi ilerlemelerini kontrol edebilirler. Kolay karar verebilirler.
D- POZİTİF DÜŞÜNME : Pozitif düşünen çocukların iyi deneyimler yaşama ve bunlardan iyi sonuçlar elde etme konusunda umutları vardır. İnsanlar hakkındaki düşünceleri genellikle olumludur. Her sorunun bir çözümü olacağına inanırlar. Geleceğin geçmişten daima iyi olacağına inanırlar. Yaşamlarındaki değişikliklere çabuk uyum sağlarlar. Değişikliklerin insanı ilerletip geliştireceğine inanırlar.
DIŞ ÖZGÜVEN
• İletişim
• Kendini İfade Edebilme
• Duygularını Kontrol Edebilme
A- İLETİŞİM : İletişim konusunda beceriler kazanmış olan bir çocuk başkalarını anlayışla, sakin ve dikkatle dinleyebilir. Yüzeysel konulardan, daha derin sohbetlere ne zaman, nasıl geçeceklerini bilirler. Başkalarının sözsüz ifadelerinden ve beden dilinden anlarlar. Utanıp sıkılmadan toplum önünde konuşurlar.
B- KENDİNİ İYİ İFADE EDEBİLME : Kendini iyi ifade edebilen çocuklar, dolaysız yoldan ve açıkça gereksinimlerini söylerler. Kendilerinin ve başkalarının haklarını korurlar. Teşvik etmeyi bilirler ve karşısındakinin de kendisini teşvik etmesini isterler. Övgü kabul ederler, başkasını övebilirler. Gerektiğinde etkin bir şekilde şikayet ve mücadele edebilirler.
C- DUYGULARINI KONTROL EDEBİLME : Duyguları ile başa çıkabilen çocuklar duygularının esiri olmazlar. Beklenmedik davranışlar göstermezler. Korkuları ve endişeleri ile başa çıkabildikleri için riskleri göze alabilirler. Mutsuzluklarının kendilerini sürekli engellemesine izin vermedikleri için sıkıntılı dönemlerini kısa sürede atlatabilirler. Anlaşmazlık olduğunda kendilerini iyi savunurlar. Kıskançlık, öfke gibi doğal olan duyguları yaşadıklarında suçluluğa kapılmazlar. İlişkilerinde neşe, sevgi ve mutluluk ararlar.
ÇOCUKLARIN ÖZGÜVENLERİNİ SAĞLAMAK İÇİN YAPILACAK ŞEYLER
1- Var olmalarının sizin için ne kadar önemli olduğunu onlara hissettirin.
Onlara olan sevginizin başarı ya da başarısızlıklarına bağlı olmadığını, var olmalarının sizin için ne kadar önemli olduğunu ve ne olursa olsun onları daima seveceğinizi söyleyin.
2- Kendilerine olan özgüvenlerinde sarsıntı gördüğünüz an harekete geçin.
Unutmayın kendine özgüven duymak kendini beğenmişlik ya da kibirlilik demek değildir. Özgüven sadece olduğu gibi kabul edilmiş olmanın verdiği kendini rahat, iyi ve güvenlik içinde hissetmektir. Başarısı ile şımaran, kibirli davranışlar gösteren çocuğun kendisine olan özgüveni yok ya da düşük demektir.
3- Çocuğunuza gerçek özgüveni sağlamasında yardımcı olun.
Çocuğunuzun zayıf yanlarını görmezlikten gelmeyin, dürüst olun, ama onları eleştirmeyin. Çocuklar kendilerindeki eksiklikleri ve kusurları kabullenmelidir. Bunun yanı sıra iyi ve kuvvetli oldukları yanları ile gurur duyabilmelidirler.
4- Çocuğunuza kendisine has yeteneklerini ortaya çıkarmasında yardımcı olun.
Çocuklar birbirlerinden farklıdır. Her çocuğun farklı özellikleri ve yetenekleri vardır. Hepsinin başarılı olduğu alanlar değişiktir. Çocuklarınıza kendi ilgi alanları ve yetenekleri doğrultusunda faaliyetlere katılma imkanı sağlayarak onların araştırmaları ve yeni şeyler keşfetmeleri için destekleyin. Böylece kendilerinde var olan yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlayarak kendilerine özgüven duymalarını sağlamış olursunuz.
5- Yaptıkları ve ilgilendikleri şeylerin sizin için önemli ve değerli olduğunu gösterin.
Katıldıkları faaliyetleri ve ilgilendikleri şeyleri sorun, okulda katıldıkları faaliyetlerin gösterilerine gidin. İlgilendiği şeylerle ilgili okuduğunuz bir yazı ya da resmi onunla paylaşın. Çocuklara eğlenceli veya yararlı olan etkinlikleri önerin. Fakat onu ön yargılı davranmaya zorlarsanız, çocuk kendisinin yeterince iyi olmadığı mesajını alacaktır.
6- Evinizde herkesin birbirine güveneceği bir ortam oluşturun.
Duygularını, düşüncelerini, sevgisini, başarı ya da başarısızlıklarını, hayal kırıklıklarını aile fertleriyle rahatça paylaşabilen çocuklar özgüvenli olurlar. “Söylediğin kadar da kötü değilmiş” ya da “Geçer canım merak etme” şeklinde cevap verme yerine, onların duygu ve düşüncelerini ciddiye alın.
7- Çocuğunuza kendi davranışlarınızla örnek olduğunuzu unutmayın.
Çocuklarınıza, onlarda görmek istemediğiniz davranışlarda bulunmayın. Unutmayın çocuklar size sizin onlara davrandığınız gibi davranacaklardır. Sinirlenip onlara bağırdığınızda bunu şiddet olarak değerlendirecektir. Kendisi de kızdığında bağırmanın fiziksel veya sözel şiddet uygulamanın normal olduğu düşünecek kendi ilişkilerinde de bu yolu tercih edecektir.
8- Beklentileriniz çoğunuzun seviyesinde olsun, onu aşacak beklentilerden kaçının.
Her çocuğun farklı yapabilme kapasitesi ve seviyesi vardır. Çocuğunuzun bir şeyi yapamayacağını bildiğiniz halde bunu ondan bekleyip sonunda hayal kırıklığı yaratmayın. Ulaşabilecekleri hedefler amaçlayıp başarılı olmalarını sağlayın.
9- Çocuklarınıza sorumluluklar verin.
Kendisine güvenilip sorumluluk verilen çocuklar kendilerini yararlı ve önemli hissederler.
10- Sadece çok özel yetenek ya da başarılarına değil her şeyine değer verdiğinizi ve takdir ettiğinizi belirtin.
Küçük bile olsa yaptığı güzel birşey ya da davranışı için onu övün ve bunun ne kadar önemli olduğunu belirtin. Ama anne babanın en önemli etkileme aracının, çocuklarıyla olan ilişkisi olduğunu her zaman hatırlayın. Çocuğunuza değer veren bir ilişki, doğal olarak onun özgüvenini artırır. Koşullu sevgi çocuklarda korkular, bağımlılıklar ve özgüven sorunları doğurur. Kişi ve davranışı birbirinden farklıdır. Bir çocuğun kişiliğini onun davranışıyla karıştırmayın. Çocuklarınızı yaptıkları şeyler yüzünden değil, kendileri oldukları için sevdiğinizi belli edin.
11- Ne yaparlarsa yapsınlar onlara sevgi ile emniyette olduklarını hissettirin.
Çocuklarınızı disipline edin ama bunu hiç bir zaman sinirle ve katı kurallarla yapmayın. Onları disipline etmeniz katı kurallarla katı cezalar verme şeklinde olmasın. Çocuklar adaletsiz davrandığınızda bunu çok iyi bilirler. Onların güvenini sarsmayın.
12- Birlikte vakit geçirin.
Ortak yapacağınız faaliyetler bulup birlikte zaman geçirin.
13- Onların özgüvenlerini sağlayacak sözlerde bulunun.
“Yardımların çok işime yaradı, teşekkür ederim” ya da “Bak bu aklıma gelmemişti bu konudaki fikrini çok beğendim” gibi sözlerle onların katkılarına değer verdiğinizi gösterin.
14- Çocuğunuzla ilgili problemleri onu suçlamadan ya da onun karakterini eleştirmeden tartışın.
Çocuklar kendileri ile ilgili problemlerde kendilerine saldırılıp eleştirilmeden konuşulduğunda bu problemi çözmek için çaba sarf ederler. Onun karakterine değil, yaptığı şeye hitap ederek konuşun. Kontrollerini kaybederek çocuklarını eleştiren anne baba, kontrolü çocuklara vermiş olur. Örneğin, 4 yaşındaki çocuğunuz oyuncağını yatmakta olan kardeşinin yatağına fırlattığı için sinirlisiniz. “Sen kötü bir çocuksun!” ya da “Yapma!” yerine, “Sen oyuncaklarını attığında kendimi sinirli hissediyorum. Ona gerçekten zarar verebilirdin” diyebilirsiniz. Buradaki mesaj, duygularınızın onun çocuk dünyasına değil onun belirli davranışlarına yönelik olduğudur.
BENLİK SAYGISINI AZALTACAK BİR DİL
Aşağıdaki sözcükleri belki çok masumca kullanıyorsunuzdur. Fakat unutmayın ki, bu sözcüklere eşlik eden sözsüz bir dil de varsa, işte o zaman sözcükler artık aşağılayıcı ve zarar verici olur.
• Etiketlemek : Ne kadar inatçısın
Ah şimdiki nesil
• Amatör psikologlar : Bence senin sorunun
Bu sana göre bir iş değil
Sen yapamazsın
• Mesafe koymak : Seni dinlemiyorum
• Karşılaştırmak : Ablan hiç böyle davranmazdı
Benim zamanımda
• Abartma : Sen zaten her zaman
Bütün söylediklerim bir kulağından giriyor bir kulağından çıkıyor
• Yaşla alay etmek : Bebek gibisin
Büyüdüğünü zannediyorsun ama
• Büyüklük taslamak : Senin yaşında birisi için oldukça iyi
İlk deneme için hiç fena değil
• Alaycı Konuşmak : Şimdi buna çalışma mı diyorsun
• Suçluluk Duygusu Aşılamak : Senin yüzünden başım ağrıdı
Ablan elinden geleni yaptı ya sen?
• Kehanette Bulunmak : Böyle gidersen…
Bunu hiçbir zaman başaramayacaksın
BENLİK SAYGISINI KAZANDIRACAK BİR DİL
İşte size çocuklarımıza yüksek sesle söylememiz gereken sözlerden birkaçı. Eğer aynı zamanda sesiniz sevgi doluysa, gülümsüyorsanız, ona sarılıyorsanız, gözleriniz pırıl pırılsa söylediklerinizin etkisi çok daha etkili olacaktır.
• Olumlu duyguları paylaşmak : Seninle kitap okumak çok hoşuma gidiyor,
Seninle beraberken çok mutluyum.
• Takdir ettiğinizi belirtme : …… için kutlarım.
Ne kadar yaratıcısın. Şu çalışmana bir bak!
Ne kadar iyi bir dostsun.
• Çaba ve başarılarının takdir edilmesi : Bütün zorluklara rağmen kaydettiğin ilerlemeye bakar mısın?
Kendinle övünebilirsin çünkü …. konusunda çok çaba gösterdin.
• Onu koşulsuz kabul ettiğinizi gösterme : Bu hatayı yapman normal, şimdi nasıl düzelteceğimize bakalım.
Her zaman kusursuz olamazsın ki!
• Güven duyduğunuzu belirtme : Eminim elinden geleni yapacaksın.
Bu konuda senin fikrin benim için çok önemli.
Bu konuda bana yardım edebilir misin?
Özgüven nedir, Kişi kendine karşı yönelik güzel duygular geliştirmesi sonucu kendisini mutlu vede iyi hissetmesidir. Kısacası kişinin kendine olan güveni diyebiliriz.
Daha güçlü özgüvene nasıl sahip olunur?
Özgüveni etkileyen faktörlerden öncelikle size bahsedelim, bu faktörler nelerdir. Neden özgüveni etkileyen faktörler bulunmaktadır. Gelin birlikte özgüveni etkileyen faktörler nelerdir bakalım.
– Bilinçaltı inançlarınız.
– Olayları doğru değerlendirmelisiniz.
– Felaket senaristi, olmayı bırakmalısınız.
– Mükemmeliyetçilik takıntınızı yenmelisiniz.
– İç sabotajcıları yenmelisiniz.
– Doğru odaklanmalısınız.
Gelin şimdi bu maddeleri birazda açarak neler demek istediğimizi birlikte anlayalım. Aslında bu özgüven geliştirme teknikleri sayesinde özgüven probleminizi artık yenmiş olacaksınız.
Bilinçaltı inançlarınız neleri kapsamaktadır, annemizden, babamızdan, öğretmenimizden getirmiş olduğumuz inançlarımız bizim için yeterlilik sebebi olabiliyor. Eğerki çocuklarınızı başkalarının çocukları ile karşılaştırma yapıldığında onların içinde biriken güvensizlik birikmesine sebep olmaktadır. Yahut sınav sonuçlarından sonra, başka komşunun oğlu senden daha yüksek almış gibi söylemlerde bulunduklarında aile, o etkide kalıp güvensizlik duygusundan çıkamıyor. Bilinçaltı inançları yenmek için elinize bir kağıt alıp, neleri yapabileceklerinizi not alın ve uygulayın.
Özgüven, sağlık ve huzurunuzu korumak için önemli bir faktördür. Ayrıca pozitif ve sağlıklı ilişkiler geliştirebilmemiz için de özgüven gereklidir. Ancak bunu bilmemize rağmen hepimiz aynı derecede özgüvenli değiliz.
NOT
“Özgüvenin kaynağı kendi hakkınızdaki düşüncelerinizdir, başkalarının sizin hakkınızdaki düşünceleri değil.”
– Gloria Gaynor
Özgüvenin üç şekli vardır.
Bu, kendimizi tek bir özgüven türü ile özdeşleştirebileceğimiz anlamına gelmez. Bazı zamanlar daha neşeli, bazı zamanlar ise depresif hissederiz kendimizi. Her şey o dönemde yaşadıklarımıza bağlıdır.
Fakat sizde hangi özgüven türünün baskın olduğunu bilebilirsiniz. Hangisi sizde en çok su yüzüne çıkıyor?
1. Abartılı özgüven
Abartılı özgüvene sahip insanlar, başkalarından daha üstün olduklarını düşünerek diğer herkesi hafife almaktan çekinmezler. Bu, çok negatif bir özgüven türüdür çünkü sevgi dolu ve sağlıklı ilişkiler kurmalarına engel olur. Daima rekabet içindedirler ve zirveye çıkmak isterler. Bu tür insanlar için mutluluk, başarıdan ibarettir; ancak gerçek şu ki bu tavırla mutluluğu yakalayamazlar.
Abartılı özgüven sahibi kişilerin temel özelliklerinden biri başkalarını dinlememeleri ve kendilerini eleştirmemeleridir. Kendi hatalarını düzeltmezler ve sürekli başkalarını suçlarlar. Ayrıca başkalarını küçümser ve onlara karşı düşmanca davranırlar.
Bu tür insanların başkalarıyla sağlıklı ilişkiler kurması çok zordur. Çünkü herkesi kendilerine rakip olarak görürler.
2. Yüksek özgüven
Bu tür özgüvene sahip kişiler, kendilerini kabul eder ve kendilerine değer verirler. Bu, pozitif bir özgüven türüdür çünkü kişinin hayatından memnun olmasını sağlar. Peki bu, belli engellerle karşılaşmadıkları anlamına geliyor? Hayır. Ama kendinize güvenmek ve ortaya çıkabilecek sorunlar karşısında cesur olmak, her şeyi kolaylaştırır.
NOT
“Özgüveni yüksek kişiler, başkalarından üstün olmaya çalışmaz. Değerlerini, kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak ölçmeye çalışmazlar. Onlara mutluluk veren şey, kendileri olmaktır, başkalarından üstün olmak değil.”
– Nathaniel Branden
– Nathaniel Branden
Kendine inanıp güvenen kişilerde bu tür özgüven vardır. Fakat bu onları kibirli kılmaz. Başkalarından üstün olarak da görmezler kendilerini. Sadece negatif koşullar ve olayların dengelerini bozmasına izin vermezler.
Fakat özgüveni yüksek kişiler arasında bile dengesini kaybeden kişiler olabilir. Yani özgüvenlerini daima koruyamayabilirler.
Güvensizlik duygusuna kapılan bu kişilerin temel özelliği; başka görüşlere karşı saldırgan, pasif veya negatif bir tavır takınmalarıdır. Özgüven eksikliği yüzleşemedikleri bir şey haline geldiği durumlarda özellikle böyle davranırlar.
3. Düşük özgüven
Özgüveni düşük kişiler, özgüveni yüksek olan kişilerin tam tersidir. Kendilerine değer vermezler, yeteneklerine güvenmezler ve özgüven eksiklikleri neredeyse her durumda kendini gösterir. Başarısızlık korkusu, özgüveni düşük kişilere acı çektirir ve ellerini kollarını bağlar.
Düşük özgüvene sahip kişiler, her şey yolunda giderken aşırı mutlu gözükebilir ama işler ters gitmeye başlayınca özgüvenleri birden düşüverir. Bunlar kolayca etki altında kalabilen hassas kişilerdir ve fikirlerini ortaya koyar ama savunmazlar.
Ayrıca özgüveni düşük olan ama dengesini koruyabilmiş kişiler vardır. Bunların sorunu, kararsızlıktır. Kendilerine çok az güvenir ve çok az değer verirler. Hata yapmaktan öyle çok korkarlar ki koşullar için yetersiz olduklarını düşünürler daima.
Sizde hangi özgüven türü baskın?
Şunu unutmayın ki abartılı veya düşük özgüvenden kaçmak zordur. Ancak özgüveni yüksek kişilerdenseniz, belli durumlarda güvensizlik hissetseniz bile tebrik edilmeye layıksınız! Hayatta mutluluk ve huzuru yakalamaya çok daha yakınsınız.
ÖZGÜVEN NEDİR?
Özgüven; kendimize yönelik iyi duygular geliştirmemiz sonucu, kendimizi iyi hissetmemiz demektir. Başka bir deyişle kendimiz olmaktan memnun olmak ve bunun sonucu olarak kendimiz ve çevremizle barışık olmaktır.
Özgüvenimiz olmadığında işleri yapabilme yeteneğimizden emin olamayız. Gerekli beceriye ve deneyime sahip olduğumuzu bildiğimiz halde, daha önce hiç yapmadığımız bir işle karşılaştığımızda endişeleniriz. Birçok durumda, özellikle karar vermemiz, inisiyatif kullanmamız veya yeni insanları işin içine katmamız gereken durumlarda rahatsız ve huzursuz oluruz.
Buna karşın, aşırı bir güven duygusu içinde davrandığımızda; sınırlarımız olduğunu kabul etmek istemeyiz, yeteneklerimiz hakkında gerçekçi olmayan düşüncelere kapılırız. Üzerimize aşırı iş yükü alırız, böylece her zaman iyi iş yapamayız. En iyiyi bizim bildiğimizi düşünürüz, önerileri göz ardı ederiz, bize yardım etmek isteyenleri de genellikle reddederiz.
Olması gereken düzeyde bir özgüvene sahip bulunduğumuzda ise; en iyisi için çaba göstereceğimizi ve kabul edilebilir bir sonuç ortaya koyacağımızı bilerek işleri ele alırız. Bir işi yapamadığımızda mazeret üretmek yerine yeniden denemeye başlarız. İlk seferinde tümüyle doğru olarak anlamadığımız ya da yapamadığımız bir işin dünyanın sonu anlamına gelmediğini biliriz. Hatalarımızı dert etmek yerine onlardan ders almasını becerebiliriz. Bir çok durumla ve sorunla daha iyi baş edebiliriz.
Çocuğun Kendisini Değerli Hissetmesinde Rol Oynayan Etkenler
Bireylerin kendilerine yönelik iyi duygular geliştirmeleri daha ilk yaşlardan, hayatlarındaki önemli insanlar (anne-baba, öğretmen ve diğer büyükleri, ilerleyen yaşlarda arkadaşları) tarafından nasıl değerlendirildiklerine bağlıdır.
Büyükleri tarafından sevgi gören, gereksinim duyduğunda beklediği yakınlık ve ilgiyi bulan, fikirlerine değer verilen ve önemsenen, güven duyulan ve sorumluluklar verilen, iyi yaptığı şeyler için övülen, gurur duyulan, yaptıklarında hataya yer verilen ve olduğu gibi kabul edilen çocuğun kendine özgüveni olur.
Buna karşılık sevildiğini, önemsendiğini hissetmeyen, beklediği yakınlık ve ilgiyi göremeyen, sürekli eleştirilen ve olduğu gibi kabul edilmeyen çocuk kendisini değerli hissetmez ve özgüveni olmaz. Kendisini değerli görmeyen (özgüveni olmayan) çocuk yaşadığı aile, çevre, okul ve toplum içinde problemlere sebep olur.
Özgüven sadece okul yaşamında değil, kişisel ve sosyal yaşamda da önemlidir. Araştırmacılar, birbirlerini tamamlayan iki çeşit özgüvenden bahsetmektedirler. Bunlardan birincisi iç, diğeri dış özgüvendir. İç özgüven, kendimizden memnun ve kendimizle barışık olduğumuza dair inancımız ve bu konuda hissettiklerimizdir. Dış özgüven ise dışarıya kendimizden emin olduğumuz şeklinde verdiğimiz görüntü ve davranışlardır.
İÇ ÖZGÜVEN
• Kendilerini severler
• Kendilerini tanırlar
• Kendilerine açık hedefler koyarlar
• Pozitif düşünürler
A- KENDİNİ SEVME : Kendini seven çocuklar hem duygusal hem fiziksel gereksinimlerine değer verirler. İstedikleri şeyleri elde etme konusunda suçluluk duymazlar. İhtiyaçlarının karşılanmasını hakları olarak görürler. Övgü almayı ve ödüllendirilmeyi açık açık talep ederler. Başkalarının kendileri ile ilgilenmesinden ve kendileri için bir şeyler yapmasından çok hoşlanırlar. İyi nitelikleriyle gururlanır ve bu niteliklerinden daima yararlanırlar. Başkalarını, mutluluklarını ve yaşamlarını sabote edecek şeylerden kaçınırlar.
B- KENDİNİ TANIMA : Kendini tanıyan çocuklar güçlü ve zayıf yönlerinin farkındadırlar. Hiçbir zaman kalabalığın içinde kaybolmazlar. Kendi değerlerini bilirler. Kendilerine uygun arkadaşlar bulurlar. Başkalarının görüşlerine açıktırlar ve eleştirildiklerinde hemen savunmaya geçmezler. Eksik yönlerini geliştirme ve değiştirme özellikleri vardır. Yapıcı olacağına inanırlarsa yardım almaya açıktırlar.
C- KENDİNE AÇIK HEDEFLER KOYMA : Kendilerine başarabilecekleri hedefler belirlerler. Bunları başarmak içinde başkalarına bağımlı olmazlar. Yeterince motive oldukları için başkalarına kıyasla hedefleri gerçekleştirmede daha istekli ve enerjiktirler. Tutarlı davranırlar, çünkü hedef belirlerken en ayrıntılı noktaları önceden tahmin edebilirler. Özeleştiriyi öğrenmişlerdir. Kendi ilerlemelerini kontrol edebilirler. Kolay karar verebilirler.
D- POZİTİF DÜŞÜNME : Pozitif düşünen çocukların iyi deneyimler yaşama ve bunlardan iyi sonuçlar elde etme konusunda umutları vardır. İnsanlar hakkındaki düşünceleri genellikle olumludur. Her sorunun bir çözümü olacağına inanırlar. Geleceğin geçmişten daima iyi olacağına inanırlar. Yaşamlarındaki değişikliklere çabuk uyum sağlarlar. Değişikliklerin insanı ilerletip geliştireceğine inanırlar.
DIŞ ÖZGÜVEN
• İletişim
• Kendini İfade Edebilme
• Duygularını Kontrol Edebilme
A- İLETİŞİM : İletişim konusunda beceriler kazanmış olan bir çocuk başkalarını anlayışla, sakin ve dikkatle dinleyebilir. Yüzeysel konulardan, daha derin sohbetlere ne zaman, nasıl geçeceklerini bilirler. Başkalarının sözsüz ifadelerinden ve beden dilinden anlarlar. Utanıp sıkılmadan toplum önünde konuşurlar.
B- KENDİNİ İYİ İFADE EDEBİLME : Kendini iyi ifade edebilen çocuklar, dolaysız yoldan ve açıkça gereksinimlerini söylerler. Kendilerinin ve başkalarının haklarını korurlar. Teşvik etmeyi bilirler ve karşısındakinin de kendisini teşvik etmesini isterler. Övgü kabul ederler, başkasını övebilirler. Gerektiğinde etkin bir şekilde şikayet ve mücadele edebilirler.
C- DUYGULARINI KONTROL EDEBİLME : Duyguları ile başa çıkabilen çocuklar duygularının esiri olmazlar. Beklenmedik davranışlar göstermezler. Korkuları ve endişeleri ile başa çıkabildikleri için riskleri göze alabilirler. Mutsuzluklarının kendilerini sürekli engellemesine izin vermedikleri için sıkıntılı dönemlerini kısa sürede atlatabilirler. Anlaşmazlık olduğunda kendilerini iyi savunurlar. Kıskançlık, öfke gibi doğal olan duyguları yaşadıklarında suçluluğa kapılmazlar. İlişkilerinde neşe, sevgi ve mutluluk ararlar.
ÇOCUKLARIN ÖZGÜVENLERİNİ SAĞLAMAK İÇİN YAPILACAK ŞEYLER
1- Var olmalarının sizin için ne kadar önemli olduğunu onlara hissettirin.
Onlara olan sevginizin başarı ya da başarısızlıklarına bağlı olmadığını, var olmalarının sizin için ne kadar önemli olduğunu ve ne olursa olsun onları daima seveceğinizi söyleyin.
2- Kendilerine olan özgüvenlerinde sarsıntı gördüğünüz an harekete geçin.
Unutmayın kendine özgüven duymak kendini beğenmişlik ya da kibirlilik demek değildir. Özgüven sadece olduğu gibi kabul edilmiş olmanın verdiği kendini rahat, iyi ve güvenlik içinde hissetmektir. Başarısı ile şımaran, kibirli davranışlar gösteren çocuğun kendisine olan özgüveni yok ya da düşük demektir.
3- Çocuğunuza gerçek özgüveni sağlamasında yardımcı olun.
Çocuğunuzun zayıf yanlarını görmezlikten gelmeyin, dürüst olun, ama onları eleştirmeyin. Çocuklar kendilerindeki eksiklikleri ve kusurları kabullenmelidir. Bunun yanı sıra iyi ve kuvvetli oldukları yanları ile gurur duyabilmelidirler.
4- Çocuğunuza kendisine has yeteneklerini ortaya çıkarmasında yardımcı olun.
Çocuklar birbirlerinden farklıdır. Her çocuğun farklı özellikleri ve yetenekleri vardır. Hepsinin başarılı olduğu alanlar değişiktir. Çocuklarınıza kendi ilgi alanları ve yetenekleri doğrultusunda faaliyetlere katılma imkanı sağlayarak onların araştırmaları ve yeni şeyler keşfetmeleri için destekleyin. Böylece kendilerinde var olan yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlayarak kendilerine özgüven duymalarını sağlamış olursunuz.
5- Yaptıkları ve ilgilendikleri şeylerin sizin için önemli ve değerli olduğunu gösterin.
Katıldıkları faaliyetleri ve ilgilendikleri şeyleri sorun, okulda katıldıkları faaliyetlerin gösterilerine gidin. İlgilendiği şeylerle ilgili okuduğunuz bir yazı ya da resmi onunla paylaşın. Çocuklara eğlenceli veya yararlı olan etkinlikleri önerin. Fakat onu ön yargılı davranmaya zorlarsanız, çocuk kendisinin yeterince iyi olmadığı mesajını alacaktır.
6- Evinizde herkesin birbirine güveneceği bir ortam oluşturun.
Duygularını, düşüncelerini, sevgisini, başarı ya da başarısızlıklarını, hayal kırıklıklarını aile fertleriyle rahatça paylaşabilen çocuklar özgüvenli olurlar. “Söylediğin kadar da kötü değilmiş” ya da “Geçer canım merak etme” şeklinde cevap verme yerine, onların duygu ve düşüncelerini ciddiye alın.
7- Çocuğunuza kendi davranışlarınızla örnek olduğunuzu unutmayın.
Çocuklarınıza, onlarda görmek istemediğiniz davranışlarda bulunmayın. Unutmayın çocuklar size sizin onlara davrandığınız gibi davranacaklardır. Sinirlenip onlara bağırdığınızda bunu şiddet olarak değerlendirecektir. Kendisi de kızdığında bağırmanın fiziksel veya sözel şiddet uygulamanın normal olduğu düşünecek kendi ilişkilerinde de bu yolu tercih edecektir.
8- Beklentileriniz çoğunuzun seviyesinde olsun, onu aşacak beklentilerden kaçının.
Her çocuğun farklı yapabilme kapasitesi ve seviyesi vardır. Çocuğunuzun bir şeyi yapamayacağını bildiğiniz halde bunu ondan bekleyip sonunda hayal kırıklığı yaratmayın. Ulaşabilecekleri hedefler amaçlayıp başarılı olmalarını sağlayın.
9- Çocuklarınıza sorumluluklar verin.
Kendisine güvenilip sorumluluk verilen çocuklar kendilerini yararlı ve önemli hissederler.
10- Sadece çok özel yetenek ya da başarılarına değil her şeyine değer verdiğinizi ve takdir ettiğinizi belirtin.
Küçük bile olsa yaptığı güzel birşey ya da davranışı için onu övün ve bunun ne kadar önemli olduğunu belirtin. Ama anne babanın en önemli etkileme aracının, çocuklarıyla olan ilişkisi olduğunu her zaman hatırlayın. Çocuğunuza değer veren bir ilişki, doğal olarak onun özgüvenini artırır. Koşullu sevgi çocuklarda korkular, bağımlılıklar ve özgüven sorunları doğurur. Kişi ve davranışı birbirinden farklıdır. Bir çocuğun kişiliğini onun davranışıyla karıştırmayın. Çocuklarınızı yaptıkları şeyler yüzünden değil, kendileri oldukları için sevdiğinizi belli edin.
11- Ne yaparlarsa yapsınlar onlara sevgi ile emniyette olduklarını hissettirin.
Çocuklarınızı disipline edin ama bunu hiç bir zaman sinirle ve katı kurallarla yapmayın. Onları disipline etmeniz katı kurallarla katı cezalar verme şeklinde olmasın. Çocuklar adaletsiz davrandığınızda bunu çok iyi bilirler. Onların güvenini sarsmayın.
12- Birlikte vakit geçirin.
Ortak yapacağınız faaliyetler bulup birlikte zaman geçirin.
13- Onların özgüvenlerini sağlayacak sözlerde bulunun.
“Yardımların çok işime yaradı, teşekkür ederim” ya da “Bak bu aklıma gelmemişti bu konudaki fikrini çok beğendim” gibi sözlerle onların katkılarına değer verdiğinizi gösterin.
14- Çocuğunuzla ilgili problemleri onu suçlamadan ya da onun karakterini eleştirmeden tartışın.
Çocuklar kendileri ile ilgili problemlerde kendilerine saldırılıp eleştirilmeden konuşulduğunda bu problemi çözmek için çaba sarf ederler. Onun karakterine değil, yaptığı şeye hitap ederek konuşun. Kontrollerini kaybederek çocuklarını eleştiren anne baba, kontrolü çocuklara vermiş olur. Örneğin, 4 yaşındaki çocuğunuz oyuncağını yatmakta olan kardeşinin yatağına fırlattığı için sinirlisiniz. “Sen kötü bir çocuksun!” ya da “Yapma!” yerine, “Sen oyuncaklarını attığında kendimi sinirli hissediyorum. Ona gerçekten zarar verebilirdin” diyebilirsiniz. Buradaki mesaj, duygularınızın onun çocuk dünyasına değil onun belirli davranışlarına yönelik olduğudur.
BENLİK SAYGISINI AZALTACAK BİR DİL
Aşağıdaki sözcükleri belki çok masumca kullanıyorsunuzdur. Fakat unutmayın ki, bu sözcüklere eşlik eden sözsüz bir dil de varsa, işte o zaman sözcükler artık aşağılayıcı ve zarar verici olur.
• Etiketlemek : Ne kadar inatçısın
Ah şimdiki nesil
• Amatör psikologlar : Bence senin sorunun
Bu sana göre bir iş değil
Sen yapamazsın
• Mesafe koymak : Seni dinlemiyorum
• Karşılaştırmak : Ablan hiç böyle davranmazdı
Benim zamanımda
• Abartma : Sen zaten her zaman
Bütün söylediklerim bir kulağından giriyor bir kulağından çıkıyor
• Yaşla alay etmek : Bebek gibisin
Büyüdüğünü zannediyorsun ama
• Büyüklük taslamak : Senin yaşında birisi için oldukça iyi
İlk deneme için hiç fena değil
• Alaycı Konuşmak : Şimdi buna çalışma mı diyorsun
• Suçluluk Duygusu Aşılamak : Senin yüzünden başım ağrıdı
Ablan elinden geleni yaptı ya sen?
• Kehanette Bulunmak : Böyle gidersen…
Bunu hiçbir zaman başaramayacaksın
BENLİK SAYGISINI KAZANDIRACAK BİR DİL
İşte size çocuklarımıza yüksek sesle söylememiz gereken sözlerden birkaçı. Eğer aynı zamanda sesiniz sevgi doluysa, gülümsüyorsanız, ona sarılıyorsanız, gözleriniz pırıl pırılsa söylediklerinizin etkisi çok daha etkili olacaktır.
• Olumlu duyguları paylaşmak : Seninle kitap okumak çok hoşuma gidiyor,
Seninle beraberken çok mutluyum.
• Takdir ettiğinizi belirtme : …… için kutlarım.
Ne kadar yaratıcısın. Şu çalışmana bir bak!
Ne kadar iyi bir dostsun.
• Çaba ve başarılarının takdir edilmesi : Bütün zorluklara rağmen kaydettiğin ilerlemeye bakar mısın?
Kendinle övünebilirsin çünkü …. konusunda çok çaba gösterdin.
• Onu koşulsuz kabul ettiğinizi gösterme : Bu hatayı yapman normal, şimdi nasıl düzelteceğimize bakalım.
Her zaman kusursuz olamazsın ki!
• Güven duyduğunuzu belirtme : Eminim elinden geleni yapacaksın.
Bu konuda senin fikrin benim için çok önemli.
Bu konuda bana yardım edebilir misin?