lal
Aktif Üyemiz
Doğdunuz ve anne-babanızı yanınızda buldunuz. Kardeşlerinizle mutluydunuz. Bir aileniz, sıcacık bir yuvanız vardı.
Az bir nimet midir bu, , anne-babadan ve aileden yoksun sevgisiz büyüyen çocukların yanında.
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Çevrenizde namaz kılanlar, örtülü olanlar vardı. Yazları, ellerinizde Kur’an camiye gidiyordunuz. Anne veya babanızla vaizleri dinleyebiliyordunuz zaman zaman.
Evinde namaz kılınmayan, örtüye hor bakılan, yanında Allah’ın adı anılmamış, Kur’anla hiç tanışmamış çocukların yanında büyük bir lütuf değil midir bu?
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Atalarınızdan miras aldığınız imanınızı, ‘gerektiği gibi iman’ a dönüştürebilmeyi öğrendiğiniz insanlarla ve kitaplarla karşılaştınız. Kur’an’ın anlaşılması gerektiğini öğrendiniz. Onun ölüler değil, diriler için bir hayat kitabı olduğunu anladınız.
Hâlâ meal-tefsirlerle karşılaşmamış, hadisin ne olduğunu bilmeyen, hocaları(!) tarafından ‘anlamazsınız’ denilerek meal okuması engellenen; Arapça, tecvitli, mahreçli ve güzel okumayla cennetlik olduğunu sananlar yanında az şey midir bunlar?
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Evliliğinizi bu bilinçle kurdunuz. Peygamberi, sahabeyi örnek alan, Kur’ani bilinçle sorumluluğunu yerine getiren nesiller yetiştirmeyi hedeflediniz. Ortamı hazırlamakta, şartları oluşturmakta sorun yaşamıyorsunuz.
Evlendikten sonra hidayete eren, birbirine uyumda zorlanan, çocuklarını temelden yetiştiremediği ve uygun ortamı hazırlayamadığı için sıkıntılar yaşayan aileler yanında az bir nimet midir bu?
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Geçimini babanın sağladığı, zaruri işler haricinde evde çocukların “Allah’ın ayetlerini ve hikmeti” (Ahzap 34) kavramaya çalıştığı, fertlerini “ticaretin ve alışverişin Allah’ın zikrinden alıkoymadığı” (Nur 37) bir aileye sahipsiniz.
Haram, helâl, Allah’ın sınırları hesaba katılmadan karışık ortamlarda okuyan, çalışan, her birinin ayrı telden çaldığı, evin otel gibi kullanıldığı, yemenin-içmenin, kaynaşmanın, hoş sohbetin, güvenin olmadığı, farklı ve dünyalık idealler peşinde koşan bireylerden oluşan bir aile(!) yanında büyük bir lütuf değil midir bu?
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Hidayetin Allah’tan olduğunu biliyor, ciddi ve samimi çalışmalarınızın güzel sonucunu görüyor, Allah’ın “Biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız” (Enam 84)/(Kehf 30) ayetini dünyada da yaşıyorsunuz.
O kadar çırpındığı hâlde olumlu bir sonuç alamayan, hatta çocukları elinden kayıp gidenlerin yanında azımsanacak bir şey midir bu?
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Duyarlı insanların azaldığı, böylelerini bulmanın, onlarla karşılaşmanın zorlaştığı bir ortamda nerede olursanız olun daima, Allah’ın yüce takdirinin sizleri onlarla bir araya getirmesi; senelerdir arkadaşsız, çevresiz yaşayanların yanında büyük bir lütuf değil midir?
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Rabbimiz şöyle buyurmuştu: “Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size (nimetimi) artırırım ve Andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz benim azabım pek şiddetlidir.” (İbrahim 7)
*Müminun Suresi 78. Ayet
Fatma Neşe Tuna
Az bir nimet midir bu, , anne-babadan ve aileden yoksun sevgisiz büyüyen çocukların yanında.
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Çevrenizde namaz kılanlar, örtülü olanlar vardı. Yazları, ellerinizde Kur’an camiye gidiyordunuz. Anne veya babanızla vaizleri dinleyebiliyordunuz zaman zaman.
Evinde namaz kılınmayan, örtüye hor bakılan, yanında Allah’ın adı anılmamış, Kur’anla hiç tanışmamış çocukların yanında büyük bir lütuf değil midir bu?
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Atalarınızdan miras aldığınız imanınızı, ‘gerektiği gibi iman’ a dönüştürebilmeyi öğrendiğiniz insanlarla ve kitaplarla karşılaştınız. Kur’an’ın anlaşılması gerektiğini öğrendiniz. Onun ölüler değil, diriler için bir hayat kitabı olduğunu anladınız.
Hâlâ meal-tefsirlerle karşılaşmamış, hadisin ne olduğunu bilmeyen, hocaları(!) tarafından ‘anlamazsınız’ denilerek meal okuması engellenen; Arapça, tecvitli, mahreçli ve güzel okumayla cennetlik olduğunu sananlar yanında az şey midir bunlar?
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Evliliğinizi bu bilinçle kurdunuz. Peygamberi, sahabeyi örnek alan, Kur’ani bilinçle sorumluluğunu yerine getiren nesiller yetiştirmeyi hedeflediniz. Ortamı hazırlamakta, şartları oluşturmakta sorun yaşamıyorsunuz.
Evlendikten sonra hidayete eren, birbirine uyumda zorlanan, çocuklarını temelden yetiştiremediği ve uygun ortamı hazırlayamadığı için sıkıntılar yaşayan aileler yanında az bir nimet midir bu?
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Geçimini babanın sağladığı, zaruri işler haricinde evde çocukların “Allah’ın ayetlerini ve hikmeti” (Ahzap 34) kavramaya çalıştığı, fertlerini “ticaretin ve alışverişin Allah’ın zikrinden alıkoymadığı” (Nur 37) bir aileye sahipsiniz.
Haram, helâl, Allah’ın sınırları hesaba katılmadan karışık ortamlarda okuyan, çalışan, her birinin ayrı telden çaldığı, evin otel gibi kullanıldığı, yemenin-içmenin, kaynaşmanın, hoş sohbetin, güvenin olmadığı, farklı ve dünyalık idealler peşinde koşan bireylerden oluşan bir aile(!) yanında büyük bir lütuf değil midir bu?
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Hidayetin Allah’tan olduğunu biliyor, ciddi ve samimi çalışmalarınızın güzel sonucunu görüyor, Allah’ın “Biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız” (Enam 84)/(Kehf 30) ayetini dünyada da yaşıyorsunuz.
O kadar çırpındığı hâlde olumlu bir sonuç alamayan, hatta çocukları elinden kayıp gidenlerin yanında azımsanacak bir şey midir bu?
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Duyarlı insanların azaldığı, böylelerini bulmanın, onlarla karşılaşmanın zorlaştığı bir ortamda nerede olursanız olun daima, Allah’ın yüce takdirinin sizleri onlarla bir araya getirmesi; senelerdir arkadaşsız, çevresiz yaşayanların yanında büyük bir lütuf değil midir?
“Ne kadar az şükrediyorsunuz!”
Rabbimiz şöyle buyurmuştu: “Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size (nimetimi) artırırım ve Andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz benim azabım pek şiddetlidir.” (İbrahim 7)
*Müminun Suresi 78. Ayet
Fatma Neşe Tuna