ceylannur
Yeni Üyemiz
Namazların birleştirilerek kılınması caiz midir?
Namazları cemetmek, iki namazı birleştirerek kılmak:
Öğle namazı ile ikindiyi öğlenin vaktinde (cem-i takdîm) veya ikindinin vaktinde (cem-i te'hir) birleştirerek kılmak, aynı şekilde, akşam ile yatsıyı birbirinin vaktinde birleştirerek kılmak câizdir. Fakat bu cevaz mutlak olmayıp, belirli şartları vardır.
Önce, söz konusu namazların cem'i ile ilgili hadis-i şeriflere bakalım:
Ca'fer ibn Muhammed ibn Mesleme (r.a.) anlatıyor: 'Resûlullah (s.a.s.) öğle ve ikindi namazlarını Arafat'ta tek bir ezan ve iki ayrı kâmetle kıldı. İki namaz arasında nâfile namaz kılmadı. Müzdelife'de de akşamla yatsıyı bir ezan ve iki kâmetle kıldı ve aralarında nâfile kılmadı.'
İbn Mes'ûd (r.a.) anlatıyor: 'Ben Resûlullah (s.a.s.)'ı şu ikisi hariç, bir namazı kendi vaktinden başka bir vakitte kıldığını görmedim: Müzdelife'de akşamla yatsıyı birleştirdi. O gün sabah namazını da ilk vaktinde kıldı.'
İbnu Abbas (r.a.) anlatıyor: 'Resûlullah (s.a.s.) seferde/yolculuk halinde iken öğle ile ikindiyi birleştirdi, akşam ile yatsıyı da birleştirdi.'
Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: 'Resûlullah (s.a.s.), güneş batıya meyletmeden yola çıkınca, öğle namazını ikindi vaktine te'hir eder, ikindi olunca mola verir, ikisini cem ederdi (beraber kılardı). Yola çıkmazdan önce güneş batıya meyletti (öğle vakti girdi) ise, hareketten önce her ikisini de (öğle ve ikindiyi) kılar, sonra yola çıkardı.'
Hz. Enes (r.a.), 'Efendimiz (s.a.s.) sefere acele ettiği zaman öğleyi ikindinin ilk vaktine kadar te'hir eder; müteâkiben aralarını cemederdi. Akşam namazını da te'hir eder tâ şafak kaybolduğu vakit, onu yatsı ile beraber kılardı.' diye de nakilde bulunmaktadır.
Abdullah ibn Ömer (r.a.): 'Resûlullah (s.a.s.), yolculuğa çıkmak için acele ettiği zaman akşam ile yatsıyı bir arada kılardı.' demektedir (Değişik rivâyetler için bkz: Buhârî, 'Taksîru's-Salât,' 13-16; Müslim, 'Müsâfirîn,' 42-58; Ebû Dâvud, 'Salât', 274; Tirmizî, 'Salât', 138; Nesâî, 'Mevâkît', 42).
Namazları cemetmek, iki namazı birleştirerek kılmak:
Öğle namazı ile ikindiyi öğlenin vaktinde (cem-i takdîm) veya ikindinin vaktinde (cem-i te'hir) birleştirerek kılmak, aynı şekilde, akşam ile yatsıyı birbirinin vaktinde birleştirerek kılmak câizdir. Fakat bu cevaz mutlak olmayıp, belirli şartları vardır.
Önce, söz konusu namazların cem'i ile ilgili hadis-i şeriflere bakalım:
Ca'fer ibn Muhammed ibn Mesleme (r.a.) anlatıyor: 'Resûlullah (s.a.s.) öğle ve ikindi namazlarını Arafat'ta tek bir ezan ve iki ayrı kâmetle kıldı. İki namaz arasında nâfile namaz kılmadı. Müzdelife'de de akşamla yatsıyı bir ezan ve iki kâmetle kıldı ve aralarında nâfile kılmadı.'
İbn Mes'ûd (r.a.) anlatıyor: 'Ben Resûlullah (s.a.s.)'ı şu ikisi hariç, bir namazı kendi vaktinden başka bir vakitte kıldığını görmedim: Müzdelife'de akşamla yatsıyı birleştirdi. O gün sabah namazını da ilk vaktinde kıldı.'
İbnu Abbas (r.a.) anlatıyor: 'Resûlullah (s.a.s.) seferde/yolculuk halinde iken öğle ile ikindiyi birleştirdi, akşam ile yatsıyı da birleştirdi.'
Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: 'Resûlullah (s.a.s.), güneş batıya meyletmeden yola çıkınca, öğle namazını ikindi vaktine te'hir eder, ikindi olunca mola verir, ikisini cem ederdi (beraber kılardı). Yola çıkmazdan önce güneş batıya meyletti (öğle vakti girdi) ise, hareketten önce her ikisini de (öğle ve ikindiyi) kılar, sonra yola çıkardı.'
Hz. Enes (r.a.), 'Efendimiz (s.a.s.) sefere acele ettiği zaman öğleyi ikindinin ilk vaktine kadar te'hir eder; müteâkiben aralarını cemederdi. Akşam namazını da te'hir eder tâ şafak kaybolduğu vakit, onu yatsı ile beraber kılardı.' diye de nakilde bulunmaktadır.
Abdullah ibn Ömer (r.a.): 'Resûlullah (s.a.s.), yolculuğa çıkmak için acele ettiği zaman akşam ile yatsıyı bir arada kılardı.' demektedir (Değişik rivâyetler için bkz: Buhârî, 'Taksîru's-Salât,' 13-16; Müslim, 'Müsâfirîn,' 42-58; Ebû Dâvud, 'Salât', 274; Tirmizî, 'Salât', 138; Nesâî, 'Mevâkît', 42).