TaHKaR
Aktif Üyemiz
Mus’ab bin Umeyr, Eshab-ı kirâmın
ileri gelenlerindendir.
Mekke’de o günün şartlarına göre
zenginlik ve
ihtişam içinde yaşarken, Muhammed
aleyhisselâmın
insanları İslâm’a davet ettiğini öğrendi.
Vakit kaybetmeden hemen
Peygamber efendimize
giderek iman etti. Müslüman olduğunu ailesi
duyunca kendisine çok eziyet ettiler...
Habeşistan’a hicret eden ilk kafileye katılıncaya
kadar ailesi tarafından hapiste tutulan Hazreti
Mus’ab, hicret imkânı çıkınca, dinini daha
rahat bir şekilde yaşayabilmek için hicret etti.
Bir süre orada kaldıktan sonra
Resûlullah efendimizin yanına döndü...
Medine’nin ilk muhaciri...
Bu sırada Birinci Akabe Biatı olmuş ve
Medinelilerden bir grup, İslâm’ı kabullenmişti.
Kendilerine İslâm’ı anlatmak ve
diğerlerine de tebliğ yapmak için Resulullah
efendimizden bir öğretmen istediler.
Peygamber efendimiz de bu önemli görev için
Mus’ab bin Umeyr’i görevlendirdi.
Mus’ab hazretleri onlara hem namaz kıldıracak,
hem Kur’an-ı kerîmi öğretecek, hem de diğer
insanlara İslâm’ı anlatarak, onları İslâm’a davet edecekti.
Böylece Medine’ye ilk hicret eden sahabi
Mus’ab bin Umeyr oluyordu...
Bedir Savaşında muhacirlerin sancağı onun elindeydi.
“Resûlullahın Bayraktarı” olarak ün yapmıştı.
Uhud Savaşında da sancak yine onun elindeydi.
Savaş esnasında Müslümanların gerilediğini gören
Mus’ab bin Umeyr, atını sağa sola doğru sürüyor
ve yüksek sesle şu âyet-i kerîmeyi okuyordu:
İki kolunu da kaybetti!..
(Muhammed ancak bir peygamberdir
. Ondan önce birçok peygamberler gelip geçmiştir.)
(Âl-i İmrân, 3/144). Bu âyeti okuduktan sonra şiddetle
müşriklere saldıran Mus’ab bin Umeyr’in önce sağ kolu
kesildi. Hemen sancağı sol eline alarak savaşa devam etti.
Fakat ardından sol kolu da kesildi. Bu defa vücuduyla
sancağa sımsıkı sarıldı ve yukarıdaki âyeti
okumaya devam etti. Sonunda müşriklerin
bir mızrak darbesiyle şehid oldu...
Bu mübarek sahabinin üzerindeki elbiseden
başka hiçbir şeyinin olmadığı görüldü.
Elbisesi, kefen olarak vücudunu örtmeye yetmemişti.
Ayak örtülse baş açık kalıyor, baş örtülse ayaklar
örtülmüyordu. Durum Resulullah efendimize arz edilince
“Başını örtün, ayaklarını da otlarla kapatın” buyurdular...
Moderatör tarafında düzenlendi: